Olay, Kadıköy’de 2018 yılında yaşandı. İddialara göre, 31 yaşındaki F.D. evlilik dışı ilişkisinden hamile kaldı. Çevresindekilerden hamile olduğunu gizledi. Karnının büyümesini 'Kilo aldım' diye açıkladı. "Hamile misin?" sorularına da "Kist ameliyatı olduğum için çocuk sahibi olamıyorum" diye cevap verdi. Israrla hastaneye gitmeyen D.'yi, halsiz düşmesi üzerine geçen yıl ekimde kapı komşusu L.D. hastaneye götürdü. Muayene sonucunda D.'nin çocuk doğurduğu tespit edildi. Ancak D., bu durumu yine kabul etmedi. Gerçek ise komşusu L.D.'nin kedilere mama vermek için evine gitmesiyle ortaya çıktı. L.D., temizlik kovasında havluya sarılı bir bebek cesedi buldu.
Annenin müebbet hapsine hükmedildi
Adli Tıp Kurumu yaptığı otopsi incelemesinde, bebeğin boğularak ölmüş olabileceği ancak iç organlarda meydana gelen çürüme nedeniyle ayrıntılı değerlendirme yapılamadığı belirtti. Olaya ilişkin hazırlanan iddianamede F.D.’nin ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılması talep edildi. Yapılan yargılama sonucu ise sanığın müebbet hapis ile cezalandırılmasına hükmedildi.
Sanığın beraatine karar verildi
Kararı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, sanığın hamile kalıp doğum yaptığının sabit olduğunu, ancak bebeğin canlı doğup doğmadığının ve ölüm sebebinin tespitinin yapılamadığından yola çıkarak sanığın atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilmediğinden beraat edilmesi gerektiğine hükmetti.
Yargıtay usul yönünden kararı bozdu
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararını inceleyen Yargıtay ise duruşma açılmadan beraat kararı verdi, kararın usul yönünden bozulmasına hükmetti. Sanık F.D. kararın bozulması nedeniyle önümüzdeki günlerde yeniden hakim karşısına çıkacak.
Yargılama sürecine ilişkin açıklama yapan davanın avukatlarından Seda Alçınar, ilk derece mahkemesinde adil bir yargılama yapılmadığını belirterek, “Tanıklara doğrudan soru sorma hakkımız engellendi ya da sorduğumuz sorular beğenilmeyerek reddedildi. İlk derece yargılaması devam ederken müvekkil tutukluydu ve cezaevinde şiddet gördü. Bu sebeple koğuş değişikliği yapılmak zorunda kalındı. Nihayet müvekkil hakkında müebbet hapis cezası verildi. İstinaf başvurumuz sanık hakkında yeterli delil olmadan mahkumiyet hükmü kurulduğu gerekçesiyle kabul edildi ve müvekkilin beraat ve tahliyesine karar verildi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin temyiz başvurusu üzerine İstinaf Mahkemesi'nin duruşma açmadan karar vermesi nedeniyle dosya Yargıtay tarafından usulden bozuldu. Şunu önemle vurgulamak gerekir ki Yargıtay esasa dair yorum yapmamıştır, yani müvekkilin suçluluğuna yönelik bir yorumu söz konusu değildir” ifadelerini kullandı.
(İHA)
