CHP Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı, Harman Radyo'da gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Seçim barajının MHP için düşürüldüğünü dile getiren Akıllı, erken seçim çağrısı yaptı.
Vatandaşın en büyük probleminin işsizlik olduğunu söyleyen Akıllı, TÜİK verilerinin sahada karşılığının olmadığını belirtti.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın gündeme dair açıklamaları olduğu hatırlatılan Akıllı, laiklik ilkesinin ihlal edildiğini savundu.
Akıllı, özellikle yerel seçimlerde seçmen taşındığını iddia etti.
Akıllı'nın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"İnsanlar artık 'Açız' diyor"
Vatandaşın en temel sorunu ne, işsizlik. Herkesin belini kıran şey o. İnsanlar artık "açız" diyor. Her evde işsiz var, üstelik bir tane de değil bir sürü. Gençler işsiz. Orta yaşın üzerine çıkmış, pandemi nedeni ile işinden olmuşları da eklediğinizde inanılmaz bir tablo ile karşılaşıyorsunuz. Ankara Büyükşehir Belediyesinin bu pandemi döneminde, maddi yatırımlar yerine, sosyal yardımlara yönelmesinin ne kadar doğru bir iş olduğunu yaşayarak gördük. Dolmuşçusundan berberine, işsizinden ev hanımına kadar herkese ulaşan bir sosyal yardım ağı yaratıldı. Halk ayaktaysa biraz bunun sayesinde. Türkiye, inşallah biz iktidar olduğumuzda, çözülmesi gereken ilk şey bu memleketteki işsizlik sorunu. Bu birçok şeyin anahtarı. İstihdamın artırılması gelirin, üretimin artırılması anlamına gelecek. Üretimin artırılması vergi geliri demek, sigorta geliri demek, özellikle artı değer yaratıcı üretim söz konusu olduğunda, halkın alım gücünün yükselmesi demek. İnşallah bunu hep birlikte başaracağız. Bugünkü hükümetin bu konudaki aymazlığını, anlamak mümkün değil. TÜİK'in rakamlarıyla ölçülmez. Saha hiçbir biçimde o rakamları doğrulamıyor. TÜİK'in söylediği hiçbir şeyin sahada karşılığı yok. Söylediği rakamların gerçekliği yok. Sokağa çıktığınızda bambaşka bir şey görüyorsunuz.
Akıllı'dan erken seçim çağrısı
Erken seçim olmazsa olmaz. Bu ülkenin bekası söz konusu. Şimdi ekonomisi zayıflayan, siyasetin başı zayıflayan iktidarların, uluslararası arenada ne gibi tavizler vereceğini bilemezsiniz. Bunun örnekleri yaşandı, .Dolayısıyla bu mesele, Türkiye ekonomisinin bu kadar zayıflamış olması artık bir beka sorunu haline geldi. Ekonomisi bu kadar zayıflamış bir ülke gerekli ağırlığı koyamaz, operasyonel gücünü yitirir. Bunun getirdiği sonuçlarla çok yüzleştik. Dolaysıyla bu ulusal güvenlik sorunu haline geliyor. Dolayısıyla bir an önce bu ülkenin seçime gitmesi, bu politikalar ve bu iktidardan kurtulması lazım.
"Seçim barajı MHP için düşürüldü"
Şimdi bu 7'ye inme meselesi MHP için yapılıyor. Onun barajı aşması için yapılıyor. Bu bir anlamda şu demek; MHP'nin seçime ayrı girme ihtimalini de dışlamayan bir gelecek senaryosu var demektir. Ya da MHP'nin bağımsız olarak seçime girme ihtimalini de masada tutmakta. Bu nedenle barajın yüzde 7'ye indirilmesini istediler. Bunda mutabık kaldılar. Bu AKP'nin istemediği bir şeydi. Çünkü HDP'nin de işini kolaylaştıran bir düzen olacak sonuçta. Bu adım kötü müdür, değildir. Biz normal koşullarda baraj olmaması gerektiğini düşünüyoruz. İstikrar unsurunu da göz önüne aldığımızda bir ülkede yüzde 5 seçim barajının makul olabileceğine erişkin bir kanaatimiz var. Bu nedenle barajın düşürülmesi bence doğru bir hamle ama daha da fazla en azından yüzde 5'e kadar indirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
"Laiklik temelden ihlal ediliyor"
Cumhurbaşkanlığı bir şeyhülislamlık makamı icat etmeye çalışıyor. Bu aslında mevcut iktidarın Türkiye’yi nereye götürmek istediğine ilişkin önemli bir gösterge. Diyanet İşleri Başkanının dini meselelerde görüş bildirmesi anlaşılır bir şey, bu yüzden kurulmuştur zaten ancak dünyevi meselelere ilişkin görüş bildirmeye başlaması ve onun görüşlerine göre hareket ediliyor olması laiklik ilkesinin temelden ihlalinden başka bir şey değildir. Çünkü her konuda seçilmişlerin de önüne geçirdiler. Barolar Birliği ya da askerler bir açıklama yaptığında herkes kendi işine baksın diyorlar. Diyanet İşleri Başkanının işi mi yaptığı açıklamalar?
Seçmen taşınıyor iddiası
Yaz nüfusu ile kış nüfusu arasında büyük orantısızlıklar var. Koçhisar'da uğradığımız Büyükkışla köyünde yazın 80 kışın 8 hane. Seçmenin kaydı her ne kadar Büyükkışla'da görünüyorsa da askında Ankara'da yaşıyor. Özellikle yerel seçim dönemlerinde çok ciddi bir seçmen nakli görüyoruz. Bir bölgeden bir bölgeye geçmesi normal de bunun yasal nedenlere dayanması gerekir. Şimdi seçmen aslında Ankara'da oturuyorsa, kaydını oraya alması elbette yasal değil. Orada oturmak niyetiyle gidiyorsa, elbette naklini aldırmasında bir sakınca yok. Ama Ayaş seçimini hatırlıyorum, 10 bine yakın seçmen dışardan geldi.
Programın bir bölümünde "İktidar vatandaş içine çıkabiliyor mu?" sorusuna da cevap veren Akıllı, "Sahada hiç yoklar. Kim nasıl çıkacak? Hangi yüzle çıkacaklar? Korkularından cenazelere bile zor gider oldular. Vatandaşa ne anlatacaklar? Vatandaş çok öfkeli." dedi.
