Faik Öztrak, Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerine açıklık getirdi

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Kemal Kılıçdaroğlu'nun bürokratlara yönelik sözlerini "hukuku ve yasaları çiğnemeye zorlanan devlet memurlarına sahip çıktı" ifadeleriyle savundu.
Ankara Masası
|
18 Ekim 2021, Pazartesi - 19:08
Faik Öztrak, Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerine açıklık getirdi

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin genel merkezinde Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı sürerken, gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. 

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, kamu çalışanlarına yönelik sözlerine açıklık getiren Öztrak "Genel Başkanımız, Erdoğan şahsım hükümeti tarafından hukuku ve yasaları çiğnemeye zorlanan devlet memurlarına hem sahip çıktı hem de hukuksuz emirlere uyan yasaların işlemesini engelleyen memurları açıkça ikaz etti. Çünkü bu hükümeti de bu hükümete güvenip kanunsuz iş yapanları da uyarmak muhalefetin görevidir" dedi. 

Öztrak "Ama Genel Başkanımızın yaptığı, Erdoğan ve saray sosyetesini çok rahatsız etti. En çok da bir zamanlar Gülen örgütüne övgüler düzen, sonra da etmedik hakaret bırakmadan Erdoğan'a kapı kulu olan, siyasi hayati dönmekle geçmiş, siyasi zübüklüğün kitabını yazmış İçişleri Bakanı'nı" diye ekledi.

Öztrak, Kılıçdaroğlu ve ekibinin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na (TCMB) cuma günü gerçekleştirdiği ziyarete ilişkin de konuşurken "İktidara yürüyen bir parti olarak, Genel Başkanımızın başkanlığında, geçtiğimiz Cuma, TCMB’ye bilgi almak, bankanın bağımsızlığı için kaygılarımızı paylaşmak ve yanlış politikaların, milletimize çıkaracağı fatura konusunda uyarılarda bulunmak üzere, TCMB’ye bir ziyarette bulunduk. Merkez Bankası Başkanı, bizim ziyaretimizden sonra çıkmış, döviz rezervlerinin nasıl hesaplanacağını konuşmuş. ‘SWAP’ları çıkıyorlar, kamu parasını çıkıyorlar, yani eksiye düşürmek için her şeyi çıkıyorlar. Dünyada böyle bir tanımlama yok’ demiş. Madem dünyada böyle bir tanımlama yok, neden bu tabloyu Uluslararası Para Fonu’na raporluyorsunuz?" diye sordu. 

Öztrak'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle: 

" Yönetenler milletimizi hakir görüyor"

 "Milletimizin sesi, ülkeyi yönetenlerin oturdukları sarayların duvarlarını bir türlü aşamıyor. Milletimizin dertleri ülkeyi yönetenlerce görmezden geliniyor. Milletimizin çektiği çileler küçümseniyor. Yönetenler milletimizi hakir görüyor. Fakir fukaranın çift diplomalı evlatları işsiz, ama yandaş vakıfların tornasından geçen hamili kart sahipleri devletin kadrolarına doluşuyor. Paralel devlet yapılanmaları, devletin birliğini tehdit ediyor. Devletin tüm kaynak ve imkanları küçük bir azınlık elinde talan ediliyor. Kirli eller beytülmale uzanıyor. Yargı ve yasama çalıştırılmıyor. Devlette denge ve denetim kalmadı. Hesap sorulamıyor, kurumlar birer birer çökertiliyor. Yönetimde keyfilik alıp başını gitti. Kimse yarınından emin değil. İşsizlik azdı, milli paramızın şerefi, haysiyeti, itibarı gün görmüş kar gibi eriyor.

"Bu geciktikçe milletin derdi artacak"

Milli olması gereken dış politikamız şahsileşti. Liyakatsizlik ve ideolojik vesayet dış politikamızı esir aldı. Milli menfaatlerimiz yerine kişisel ikballeri korumak öncelikli oldu. Yaşanan tüm bu gelişmeler, Erdoğan şahsım hükümetinin varlığının hikmetini kaybettiğini, görevini yapacak takatinin de arzusunun da kalmadığını gösteriyor. Bu durumda yapılması gereken belli. Emaneti bir an evvel asıl sahibine vermek gerekiyor. Sandığın namusuna halel getirmeden, dürüst ve adil bir seçimle sözü aziz milletimize bırakmak gerekiyor. Bu geciktikçe milletin derdi, çilesi, feryatları her geçen gün artacaktır. Milletimizin acıları büyüyecektir. Önümüz kış, hele bu kifayetsiz yönetim altında kapkara kış.  

"TÜGVA mensuplarına peşkeş çekilmiş"

TÜGVA’daki rezaletler ortaya saçıldı, pis kokular arşa çıktı. Erdoğan’ın gemisi su almaya başlayınca, gemideki eski yolcular bilgileri, belgeleri birer birer dışarıya sızdırmaya başladı. Bundan sonra daha çok bilgi ve belge sızacağına eminim. Ama şu anda rezaletin iki boyutu var. İlki kamuya memur alımlarında TÜGVA eliyle gerçekleştirilen torpiller. Milletin fakir fukara çift diplomalı evlatları memuriyet mülakatlarında elenirken bunlar kendi yandaşlarını devlet memuriyetlerine elleriyle yerleştirmişler. Milletin evlatlarının geleceği, memuriyeti çalınmış. Devletin askeriye, adliyesi, mülkiyesi TÜGVA mensuplarına peşkeş çekilmiş. Bu devlet içinde yeni bir paralel devlet oluşturmaktır.

İçişleri Bakanı'na ağır sözler

Hafta sonu Genel Başkanımız (Kemal Kılıçdaroğlu), Erdoğan şahsım hükümeti tarafından hukuku ve yasaları çiğnemeye zorlanan devlet memurlarına hem sahip çıktı hem de hukuksuz emirlere uyan yasaların işlemesini engelleyen memurları açıkça ikaz etti. Çünkü bu hükümeti de bu hükümete güvenip kanunsuz iş yapanları da uyarmak muhalefetin görevidir. Ama Genel Başkanımızın yaptığı, Erdoğan ve saray sosyetesini çok rahatsız etti. En çok da bir zamanlar Gülen örgütüne övgüler düzen, sonra da etmedik hakaret bırakmadan Erdoğan’a kapı kulu olan, siyasi hayati dönmekle geçmiş, siyasi zübüklüğün kitabını yazmış İçişleri Bakanı’nı. Bakan adeta histeri nöbeti geçirerek adap ve edebi bir yana bırakarak sayın Genel Başkanımıza sarf ettiği hakaret ifadeleri, içine girdikleri çukurun seviyesini göstermesi bakımından ibretlikti. Anlaşılan memurlara en çok kanunsuz emir veren de yine bu bakanmış.

F-35 krizi

Şimdi Libya’dan Doğu Akdeniz’e, Suriye’den Afganistan’a işler istendiği şekilde ilerlemiyor. Özellikle Suriye’de büyük bir bataklığa saplandık. 5 milyon Suriyeliye ülkemizde, milyonlarcasına da Suriye’de bakıyoruz. Milyarlarca dolar yok yere heba ettiler. Oluşan sosyal ve demografik yük de cabası. Suriye’de sahada da işler aleyhimize gelişiyor. İdlib başta olmak üzere Suriye’de, askerlerimize yönelik saldırılar artıyor. Fırat’ın batısında Rusya, Fırat’ın doğusunda ise ABD var. Sahada sıkıştıkça milletin kesesinden, emperyal güçlerin gönlü hoş tutulmaya çalışılıyor. Rusya’nın gönlünü almak için, ikinci S-400 paketi ileri sürülüyor. ABD’nin gönlünü almak için F-16 kartı açılıyor. Ama Erdoğan Afrika’ya giderken, F-16 meselesinin F-35’lerle alakalı olduğunu söyledi. ABD’ye F-35 almak için ödediğimiz 1,4 milyar dolar için, ABD böyle bir geri ödeme yöntemi önermiş. Son teknoloji 5. Nesil F-35’ler yerine, 1980’lerin teknolojisi 4. Nesil F-16 ile idare ediverin denmiş. Dimyata pirince giderken, eldeki bulgurdan olmak bu olsa gerek. Yunanistan ise bu stratejik zafiyetimizi kullanmaya uğraşıyor. Hava kuvvetlerini hızla modernize ediyor. F-35 almak için pazarlıklara başlıyor.

İmamoğlu'nun Diyarbakır ziyareti

(İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Diyarbakır ziyareti ile ilgili soru üzerine) Çok kısa bir yanıtım olacak. Sayın İmamoğlu, Genel Başkanı’mızdan izin alarak Diyarbakır’a gitmiştir.

Siyasi cinayetler

Ülkede bu gerginliği daha önce yaptığı açıklamalarda siyasetçileri açıkça tehdit eden AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’dı. Hatırlayın, Sayın Meral Akşener’e yönelik saldırının ardından ‘daha neler olacak neler’ diyen odur. Genel Başkanımıza yönelik ‘ülkenin yönetimine talip olduklarını söylemekten vazgeçsin, kendileri için daha iyi olur’ tehdidini savuran da odur. Ülkenin polis ve istihbarat teşkilatları bu tehditleri savuran AK Parti Genel Başkanı’nın emrindedir. Dolayısıyla bu tehditler ciddiye alınmalıdır. Bu çerçevede öncelikle savcılıkta ifadesine başvurulması gereken Erdoğan’dır. Erdoğan ifadesini verdikten sonra da Genel Başkanımız yazılı olarak beyanını verir.”

http://www.ankaramasasi.com/haber/1066745/faik-oztrak-kemal-kilicdaroglunun-sozlerine-aciklik-getirdi
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.