İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu, Ankara Masası özel yayınında Fatih Atik'in sorularını yanıtladı.
Siyasetin sıcak maddesi olan 'Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?' tartışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Ağıralioğlu isim vermezken, seçim kararının alındığı gün adaylarını açıklayacaklarını söyledi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile farklı görüşleri olmalarına rağmen ortak bir şuurla hareket ettiklerini belirten Ağıralioğlu "Biz ittifak olarak şuurda hızlıyız. Yapılması gerekenler konusunda kararlıyız ve birlikteyiz. Kararlı olduğumuz şeyler bizim ilkelerimiz. Bizim siyasi beraberliğimizde öyle Katolik nikahı gibi bir beraberlik tarifimiz yok. Biz farklı siyasi partileriz. Herkesin aynı şeyi düşündüğü tek renk içerisinde göründüğü bir siyasi beraberlikten bahsetmiyoruz. Biz CHP'sinden farklıyız onlar da bizden farklı. Memleket meselelerini farklı hassasiyetimizden dolayı farklı farklı yorumlayabiliriz. Ama şuurda bir beraberlik söz konusu. Herkesin aynı şeyi düşündüğü bir kışla gibi görmüyoruz memleketi. Bir askeri disiplinle memleket hayalimiz yok bizim." dedi.
"Bizim beraberliğimiz Ak Parti ile MHP gibi değil"
MHP ve AK Parti ittifakı gibi olmadıklarını vurgulayan Ağıralioğlu "MHP ve AK Parti ne güzel beraber diyorlar. Neyi güzel bunun? MHP ve AK Parti birlikteliğini önceleyen bir baskı bu. Mesela siz niye AK Parti ve MHP gibi tek aday çıkarmıyorsunuz diyorlar. Devlet Bahçeli bizim adayımız Recep Tayyip Erdoğan'dır dedi. Daha AK Parti cephesinden bile cevap gelmezken MHP bu mevzuatı koordinatlarının ölçüsünü açıklıyor. Aday çıkarmayacağız çok net kesin açıklamaları var. Biz süreçle ilgili şuur oluşturuyoruz. Bizim beraberliğimiz Ak Parti ile MHP gibi değil. Bizim sorumluluğumuz şu, biz sadece iktidara söylemiyoruz. Birbirimizi de bekliyoruz. Biz CHP'nin yaptığı açıklamalardan beğenmediğimiz açıklamalarda biz böyle düşünmüyoruz diyoruz. Biz memleketin meselelerini böyle konuşmuyoruz. Bunları memlekette demokrasiye seçenek zenginliği olarak sunuyoruz." ifadelerini kullandı
"Boş koltuğa bile yenilecekler"
"Seçim kararının alındığı gün biz de Cumhurbaşkanı adayımızı açıklayacağız" diyen Ağıralioğlu sözlerine şöyle devam etti;
Merak etmesin Cumhur İttifakı'ndaki arkadaşlarımız. Boş koltuk çıkarmayacağız karşılarına. Biraz daha abartırlarsa bir boş koltuğa bile yenilecekler. Memleketin problemlerini biraz daha çözemez, böyle akıllarına geldiği gibi konuşmaya devam ederlerse, millete bu kadar parmak sallar, bu kadar kızar, bu kadar dinlemez duymaz olurlarsa yakında biraz daha abartırlarsa bizim adayımızın kim olduğunu öğrenme ihtiyacı bile kalmayacak. Bir boş koltuğa bile yenilecekler.
" Yüzüklerin efendisi oldu şimdi"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın güç zehirlenmesi yaşadığını söyleyen Ağıralioğlu "Üslup olarak her şeyini kendisine bağlı zannetme hastalığı. Meşrutiyet kaynağı benim, iktidarda siyasi olarak doğruyu ben temsil ederimi bana itiraz eden hiç kimse doğru olamaz. Bana itiraz edenin milliliğinden dindarlığından, vatana millete bağımlılığından şüphe edilir. Dolayısıyla benim söylediklerimle, davranışlarımda milli, benim söylediklerime itiraz ederseniz vatandaşın, milletin gözünde itibarsız olursunuz. Meşrutiyet anlayışını kendisi gören bir kastedilerek söylenmiş. Tayyip bey böyle değildi. Güç bozdu. Biz AK Partiye yönelik itirazlarımızın merkezinde bunu koyuyoruz. Hatta onu biraz tiyatral halede getirmiş arkadaşlarımız. Efendiliğin yüzüğü, Tayyip bey siyasete başladığında elinde gösterdiği yüzük efendiliğin yüzüğüydü. Elimde bu yüzükten başka yüzük yoktu. Efendiliğin yüzüğü güç yüzüğü haline döndü. Yüzüklerin efendisi oldu şimdi.Dolayısıyla yüzüklerin efendisinden kast ettiğim şu, Beştepe şimdi yüküm dağı gibidir. Sanki güç yüzüğünü orada eritmek zorundaymışız gibi hissediyoruz. " dedi.
" Kendi gücümüzü sınırlamalıyız"
Ağıralioğlu, güç zehirlenmemesi yaşamamak için kendi güçlerini kısıtlamaya karar verdiklerini açıklarken, sözlerine şöyle devam etti;
Arkadaşları gücün bozduğunu gördük. Biz arkadaşlara yönelik eleştirilerde bulununca bize hudutsuz kızıyorlar. Diyorum ki onlara siz eskiden hak hukuk hassasiyetleri olan insanlardanız. Eskiden duyanlardınız, dinleyenlerdiniz, anlayanlardınız. Eskiden tasarrufa, yolsuzluğa kızanlardınız. Şimdi sizi böyle vurdumduymaz hala getiren şeyin ne olduğuna karar verdik biz. Güç! Siz güzel insanlardınız. Sizi bu kadar bozduğuna göre bizi de bozabilir. Dolayısıyla biz sizin gibi hassasiyetlerimizi yitirmemek için gücümüzü sınırlamaya karara verdik. Biz kendi gücümüzü sınırlamaya karar verdik. Kendi gücümüzü sınırlamalıyız ki bu kadar güçün iktidarı yozlaştırması bizim de iktidarımızı yozlaştırmasın. Bundan dolayı bir hassasiyet içerisindeyiz. Cumhurbaşkanlığı makamına kimi getirirsek getirelim, Türk devletinin hizmetini kim alırsa alacak, alan emanet aldığını bilecek. Memleketin kendisine mukaddes bir emanet olduğunu bilecek. Alnın vekil olduğu unutulmayacak. Yapması gerekenin milleti sarıp sarmalamak olduğunu hissedecek. Bunu unuttuğu zaman vatandaşı kendiniz için yaratılmış hissediyorsunuz. Ondan sonra onlara nankörler diye kızıyorsunuz. Sanki cebinizden harcama yapmışta, memleketin kaynaklarını israf etmeden, biriktirerek, zenginleştirerek memleketi ayağa kaldırmışsınız, bütün bunları kendiniz yapmışsınız da vatandaş size itiraz edince onlara nankörlük suçlamasında bulunuyorsunuz. İkinci bir Tayyip Erdoğan derken genel başkanımızın kastettiği o.
