Cumhuriyet Halk Parti (CHP) Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, Ankara Masası Genel Yayın Yönetmeni Fatih Atik'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Atik'in sorusu üzerine, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kurum ziyaretlerine ilişkin "Vatandaşı sokağa dökmek istiyorlar" eleştirilerine cevap veren Kaya, CHP'nin halkı sokağa dökmek gibi bir girişiminin olmadığını söyledi.
Ziyaretlere ilişkin Kaya "Merkez Bankasına Kılıçdaroğlu, bilgi almak için gitti. TÜİK'e kaygılarımızı gidermek için gitti. Randevu verilmedi." dedi.
" Sen kimsin, sen Saray'ın atadığı bir sekretersin"
Aynı şekilde Milli Eğitim Bakanlığından randevu talep ettiklerini ancak geri dönüş olmadığını belirten Kaya, ekim ayında randevu talep ettikleri belgeyi gösterdi. Kaya, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğini sözlerine ekledi.
Mahmut Özer'in "Bana hayırlı olsuna gelmediler" sözlerine tepki gösteren Kaya " Sen kimsin, sen Saray'ın atadığı bir sekretersin. Muhalefet başkanı senden randevu istiyor" ifadelerini kullandı.
Mülakat mağdurları
Yayında mülakat mağdurlarının yaşadığı sıkıntıları dile getiren Yıldırım Kaya, Mehmet Köroğlu, Sema Taşkent, Halil Kaya isimli mağdurların KPSS puanlarını ve mülakatta aldıkları puanları paylaştı. Kaya, bu isimlerin mülakatları geçememe nedeni olarak TÜGVA'nın listesinde yer almaması iddiasında bulundu.
Eski bakan Ziya Selçuk'un getirdiği sistemde KPSS'de alınan puanın mülakatlarda düşürülmediğinin altının çizen Kaya, Mahmut Özer'in bakanlığa gelmesiyle durum değiştiğini söyledi.
Kaya, iktidara geldiklerinde mülakatları kaldıracaklarını açıklarken "Mülakat gerektiğinde kameralar eşliğinde yapılacak." diye konuştu.
Mahmut Özer'in bakanlığı ben yönetiyorum mülakatlarda sıkıntı yok sözlerine,mülakat mağduru bir adayın aldığı puanlarla karşılık veren Kaya, "92 almış birine neden 57 puan verildi. Bunu bana açıklasınlar ben ikna olurum" dedi.
Mülakat mağduru kişilerle herhangi bir siyasi veya manevi bağlarının olmadığını söyleyen Kaya, Bakan Özer'le bu konuları her platformda konuşmaya hazır olduğunu belirtti.
"Tarikat ve vakıflar bakanlıkları işgal etmiş durumda"
Bakanlıktaki değişikliklerle ilgili konuşan Kaya "Nazif Yılmaz 17 yıldır genel müdür. Zaten Bakan Mahmut Özer atandıktan sonra bakan yardımcısı yapabilirdi. Ben kişisel olarak itiraz ederim ama tercihine itiraz edecek halim yok. AK Parti kadrolarının 25'e yakın il milli eğitim müdürünü değiştirmiş, 11 genel müdür değiştirmiş, 7 daire başkanı değiştirmiş. İktidar değiştirmiş gibi bir değişiklik yaptı. Bu kendi tasarrufu eleştiririm tasarrufunu ama diyeceğim bir şey yok. Benim sorduğum soru şu, Ahmet Emre Bilgili'yi 3 ay önce bakan yardımcısı yaptınız, 3 ay sonra neden aldınız, Nazif Yılmaz'ı üç ay önce neden bakan yardımcısı yapmadınız, neden şimdi bakan yardımcısı yaptınız. Bu şura toplantısından sonra 5 daire başkanını neden görevden aldınız? Bunların tamamı, belgeli kanıta dayandırarak söylemek gerekir ama bizim öngörümüz şudur; AK Parti kadrolarını başka bir AK Partili bakanın değiştiriyor olması aklımıza soruları getiriyor." dedi.
Kaya sözlerini şöyle sürdürdü;
Ne yazık ki üzülerek belirteyim, Daha önceki yıllarda olduğu gibi tarikat ve vakıflar bakanlıkları işgal etmiş durumda, Milli Eğitim Bakanlığını da işgal etmiş durumdalar. Kadro değişikliklerinin altında yatan, başka bir türlü izah yapmadıkları için bizim aklımıza yatan şudur; Bunlar vakıfların, tarikatların ve cemaatlerin yönlendirmesiyle değişiklikler yapıyorlar. Eğer böyle değilse bana sadece 2 bakan yardımcısının değişimini anlatsın. Zonguldak'taki bir doktor arkadaşını hangi vasıflarıyla önce ÖSYM'ye sonra Milli Eğitim Bakanlığına getirdiniz. Biri bakan yardımcısı diğeri genel müdür , bir diğeri ise genel müdürlükte danışman. 2 hekim karı koca birini genel müdür diğerini danışman yapıyorsunuz. Bunlarla Zonguldak'ta birliktesiniz rektör olduğunuz dönemde. ÖSYM'de birliktesiniz daha sonra Milli Eğitim Bakanlığına geliyorsunuz. Bakan yardımcısı olduğunuz zaman ki konumları başka bakan olduğunuzda ise bakan yardımcısı yapıyorsunuz. Bunların tümü bize bu soruları sorma hakkını doğuruyor.
Yurt sorunu
Son dönemde yurtlarda yaşanan sorunlara da değinen Kaya "Devletin öğrencilerin yurt sorununu çözmek birinci önceliğidir. Yurtları tecrübesi olan Milli Eğitim Bakanlığına değil Gençlik ve Spor Bakanlığına verilmesi öncelikli sorunumuz." şeklinde konuştu.
Enes Kara'nın ölümünü hatırlatan Kaya "Ne Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ne İçişleri Bakanlığı konuşmuyor. Siz konuşmayacaksınız da kim konuşacak. Yapılması gereken yurtların denetlenmesidir" ifadelerini kullandı.
