Araştırmacı ve Siyasal İletişim Uzmanı Dr. İbrahim Uslu, Ankara Masası Genel Yayın Yönetmeni Fatih Atik'in konuğu oldu.
Uslu, İstanbul'da yaşananlar, ekonomideki gelişmeler, oy oranları ve erken seçim tartışmalarına ilişkin Fatih Atik'in sorunlarını yanıtladı.
Programın başında ülkedeki gerilim yüksek olmasına değinen İletişim Uzmanı Uslu, bunun nedeninin siyasiler olduğunu söyledi.
Uslu, ülkece insanların psikolojilerinin bozuk olduğunu belirtirken, sokak röportajlarında insanların anında birbirine tepki vermesinin nedeninin bu olduğunun altını çizdi.
"Eziyet üzerinden siyaset yapılır mı"
İstanbul'da etkili olan kar yağışının ardından yaşanan kaosu değerlendiren Uslu şunları söyledi;
Bu tür durumlarda siyasi çıkar elde edilemez. Doğal afet durumda insan oğlu çaresiz kalabilir. Bu tür durumlarda toplumsal dayanışmaya ihtiyaç var. Yetkili kurumların bir araya gelip verileri paylaşması lazım. Sırt sırta verip bunları atlatabiliriz, zaten 3 gün sürecektir.
Devlet adamlarımız devlet adamı gibi davranmıyor. Afet durumunda muhalefeti iktidarı bir araya gelir bilgileri paylaşır. Birileri bunları fırsat biliyor, görüntüleri paylaşıyorlar. İnsanlar eziyet çekiyor, eziyet üzerinden siyaset yapılır mı. Türkiye’de devletin afet yönetme yeteneği yok. Bunları yangında da gördük. Sorun devlet kurumlarının bir araya gelerek afet planı yapmaması.
Yoğun kar yağışının olduğu zamanlarda planlanıp insanların yola çıkması engellenmeliydi. Devlet kurumlarının arasında iletişim sağlanmalı.
"Ölümle tehdit edilmesi akıl tutulması"
Şarkı sözleri nedeniyle Sezen Aksu'ya yönelik tepkilerin yersiz olduğuna vurgu yapan Uslu "Sezen Aksu bu ülkede iz bırakacak iz bırakmış, 5 sanatçıdan biri. O İfadede sakıncalar var mı tartışması var. Hz. Adem ve Hz. Havva’ya yönelik Kuran’da da eleştiriler var. Tartışmalı bir konuda cahil dediği için linç edildi. Bizim dilimizde birine cahil demek ağır bir hakaret değildir. Hatta deneyimsiz anlamında çocuklara kullanırız. Bu söze Cumhurbaşkanı seviyesinde cevap vermek akıl alır işler değil. Bu söz üzerinden tartışma başlatılması, ölümle tehdit edilmesi akıl tutulması. Siyasi kimlikler ölçüsüzce suiistimal ediliyor. Sezen Aksu’ya tepki gösterenler gitsinler ellerini vicdanlarına koysunlar Diyanet’in Adem ile Havva bahsini İslam ansiklopesinden okusunlar." diye konuştu.
Uslu, Cumhurbaşkanı'nın camiden Aksu'ya tepki göstermesinin de yanlış olduğunu ifade etti.
"AK Parti uzun zamandır siyaset üretemiyor"
"Ak Parti oylarını arttıramıyor, aşağı yönlü bir baskı var. Tüm hamlelere rağmen oylar yükselmiyor." diyen Uslu sözlerine şöyle devam etti;
Benim gördüğüm AK Parti uzun zamandır siyaset üretemiyor. Temel sorunu bu. Siyaset üretemeyince de, sığınabileceği bir tek yer kalıyor siyasal kimlik. Çünkü, şimdi AK Parti şunu fark etti. AK Parti yukarıya doğru oyunu büyütemiyor. AK Parti'den kopanlar duygusal olarak tam ve kopmuş olarak AK Parti'den ayrılıyorlar. Ve o yüzden ne kadar rasyonel alanda iyi bir performans gösterirse göstersin oyunu arttıramıyor. Neyi kastediyorum? 2019 yerel seçimlerine giderken bu 128 milyar dolar satıldı arka kapı operasyonlarıyla ve oradan gelen paralarda büyük ölçüde transfer harcamalarına ayrıldı o dönemde. Can suyu kredileri, KGF destekli krediler vs. İnsanlar o krediyi çekip, esnaf çocuğunu evlendirdi, yazlık aldı vs. daha sonra bir sürü tartışmalara konu oldu. İnanılmaz bir transfer harcaması yapıldı o dönemde. Konut kredileri, otomobil kredileri düşürüldü falan. Netice AK Parti, 24 Haziran 2018'den 31 Mart 2019' a 9 aylık süreç içerisinde 3 puan kaybetti. Bütün o transfer harcamalarına rağmen. Ve bu 128 milyar nedeniyle aslında o dönemde de bir zorluk vardı. Döviz yükselmişti bu genel seçimden sonra. Haziran ayında genel seçim oldu. Ağustos ayında Rahip Brunson krizi yüzünden dolar zıpladı .Ağustos mart arasında da o türbülans devam ederken, yerel seçimler oldu. Fakat o arada AK Parti şeyi gördüğü için ekonominin seçmen davranışları üzerinde ki olumsuz etkisini bildiği için inanılmaz transfer harcamaları yaptı o dönem içerisinde. Fakat 3 puan oy kaybetmekten kurtulamadı. Belki o kadar transfer harcaması yapmasaydı 5 puan,6 puan kaybedecekti. Ama kaybetti oyunu arttırmayı başaramadı. Zaten genel seçimde de AK Parti kağıt üzerinde yüzde 42.5 almıştı fakat Büyük Birlik Partisi ile tek liste olarak seçime girdiği için o yüzde 42.5 içerisinde Büyük Birlik oyları da var. 1-1,5 arasındaki Büyük Birlik oylarını da çıkardığınızda AK Parti yüzde 41 civarında bir oy almış. Yerel seçimlerde ise yüzde 38 civarında bir oy aldı. 3 puan o arada oy kaybetti. Neye rağmen o inanılmaz transfer harcamalarına rağmen.
Gerilim artacak
Uslu, AK Parti'nin siyasal alanının daralmasının ardından iki kanalı kullanmaya çalıştığını belirtirken "AK Parti'nin elinde siyasal kimlik kaldı. Siyaset alanı kalmayınca milliyetçilik ve dindarlık kanallarını kullanıyorlar. Bu söylemlerle tabanını tutuyor. Onlarda ekonomiden şikayetçi ama iktidarın milliyetçilik ve dindarlık kanallarını iyi kullandığı için iktidardan vazgeçmiyorlar." diye konuştu.
AK Parti'nin ülkede gerilimi arttırarak tabanını tutmaya çalışacağını da sözlerine ekledi.
"6 parti içinde bir çatlak beklemiyorum"
Muhalefet cephesindeki gelişmelere de değinen İbrahim Uslu, Millet İttifakı cephesinin hükümetin hamlelerinin ardından karşı atağa geçtiğine dikkat çekti.
Uslu, liderlerin seçimi çantada keklik görmediğinin altın çizerken, şubat ayında yeni gelişmeler beklediğini ifade etti.
Uslu "Benim gördüğüm muhalefetin bir yol haritası var, bir araya gelirlerse iktidarı yeneceklerinin farkındalar. 6 parti içinde bir çatlak beklemiyorum. Bu 6 parti içinde yeni bir ittifak çıkmayacağını söyleyebilirim. İttifak dışında kalan çok sayıda parti var bunlar kendi aralarında bir parti kurmayı deneyebilirler." dedi.
Sonbaharda erken seçim
Araştırmacı ve Siyasal İletişim Uzmanı Dr. İbrahim Uslu, erken seçim tartışmalarına ilişkin ise 3 senaryo olduğuna vurgu yaparken;
İktidar fırsat penceresi görmediği için seçimi öne çekemez. Siyasal pragmatik gereği erken seçim olmayacak. Ancak iki yol var. Ortaklardan MHP çıkar derki ekonomi kötüye gidiyor, millet tercihi yapsın. Bunu daha önce yaptı ama şu an onun sinyalini vermiyor. Diğeri de masadaki iki dönem kuralı Cumhurbaşkanı’yla ilgili. Cumhurbaşkanı birinci dönemini sürdürdü mü, ikinci dönemde mi tartışması var. Cumhurbaşkanı seçimi zamanında yapacak ve aday olacak olursa o zaman bütün seçim tartışması meşru aday, gayri meşru aday tartışmasıyla geçecek. Belki Cumhurbaşkanı Erdoğan bütün kampanyanın bu paranteze hapsolmasını istemeyecek o yüzden seçimi 4-5 ay öne çekecek, sonbahara. Parlamento sonbaharda erken seçim kararı aldığında bu tartışma bitiyor. Çünkü dönemini tamamlamadığı için sayın Erdoğan’ın nasıl yorumlarsanız yorumlayın bir dönemi daha var. Dolayısıyla kimse meşru aday gayrimeşru aday tartışması yapamayacak. Seçimde çok fazla öne alınmamış olmayacak.
Bunların içerisinde siyasal pragmatizm senaryosunu ben muhtemel görmüyorum. MHP’nin erken seçim isteme olasılığı çok düşük görüyorum. Adaylık tartışmasının kampanyayı sabote etmemesi gerekçesini biraz daha yüksek olasılıklı görüyorum. Dolayısıyla erken seçim olacaksa Cumhurbaşkanı’nın pozisyonun tartışmaması bir seçim yapılabilinir. Onun dışında ben diğer iki senaryoyu muhtemel görmüyorum.
