Saadet Partisi Genel Sekreteri Mesut Doğan, Ankara Masası Genel Yayın Yönetmeni Fatih Atik'in konuğu oldu.
Kar yağışının ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB) ile iktidar cephesi arasında yaşananları değerlendiren Doğan, hükümetin seçim sonuçlarından ders çıkarmak yerine karşı hamlelerle İBB yönetimini güçlendirdiğini söyledi.
Doğan, Türkiye’de afetlerin olduğu zaman gündeme geldiğini, sonrasında ciddi bir hazırlık yapılmadığını sözlerine ekledi.
"Nasıl bir yerde duracaklar?"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı televizyon programında camide kullandığı ifadelerin Sezen Aksu'ya yönelik olmadığını ifade etmesinin ardından Doğan "Şimdi Sezen Aksu’ya saldıranların nasıl bir yerde duracaklarını merak ediyorum"dedi.
Doğan, iftira, hakaret ve tehdit olmadığı sürece insanların fikirlerini rahat rahat söylemesi gerektiğini vurguladı. Doğan, insanların yüzde 99’u Müslüman olan ülkemizde dini söylemlere dikkat edilmesinin önemine de dikkat çekti.
"Şekilci bir Müslümanlık anlayışı ile örtme çabası içinde"
AK Parti cephesinin ülkedeki sorunlara ilişkin dini terimler içeren ifadeler kullanmasına dair değerlendirmelerde bulunan Mesut Doğan şunları söyledi;
AK Parti iktidarının sorunlar büyüdüğünde kullanmış olduğu bir taktik vardı. O taktik görmemezlikten gelmek. Ama dünyadaki hiçbir sorun görmemezlikten gelindi diye küsüp de yok olmaz. Görünecek bir boyuta gelince üzülerek bunu söylüyorum AK Parti var olan sorunların üzerini şekilci bir Müslümanlık anlayışı ile örtme çabası içinde. İslamcı tabirler kullanarak kapatma peşinde. Bu Türkiye'de hem muhafazakar kesim hem de diğer kesim arasında birbirlerine karşı olan saygıyı kaldırabilecek boyuta taşıyor. Genel başkanımızın kullanmış olduğu bir tabir vardı. İlk başka bizim mahalleden de çok tepki almıştı. Ama demek istediğini anlayanlar genel başkanımıza hak vermişti. Neydi o ben Müslümanım, İslamcı değilim. İslam yaşanması gereken bir dindir. Ama maalesef bu ülkede Atatürkçülükten tutun, Müslümanlık'a kadar değerlerimiz siyasetçiler tarafından bazı dönemlere kendi koltuklarının ömrünü uzatmak için suistimal ediliyor. Bunun da cezasını bütün insanlar çekmiş oldular. Bunu hiçbir siyasetçinin yapmaması gerekir. Siyasetçilerin sözlerine dikkat etmesi lazım. Sen başkasının fikrine hakaret edersen, o da senin inancına hakaret eder. Bu zaten bizim İslam anlayışımızda ki temel ilkedir. Kimsenin inancına hakaret edemeyiz. Toplumu ayakta tutan değerlerdir. Değerler zayıflatılırsa bundan en çok sıkıntıyı yaşayacak olan yine o ülkenin insanlarıdır, o devlettir, iktidardır. Bundan dolayı başta siyasetçiler olmak üzere toplum nezdinde değeri olan, aktör olan herkesin diline, hareketine, tavrına dikkat etmesi lazım.
Doğan, "2002 yılında kurulan AK Parti iktidara gelmek için her şeyi yaptı, iktidarda kalmak için de her şeyi yapıyor. Bunun bedelini Türkiye olarak ödüyoruz." ifadelerini kullandı.
"Ak Parti son dönemde gündemi iyi belirliyor, algıları iyi yönetiyor ama bunu oya dönüştüremiyor." diyen Doğan "AK Parti oya dönüştürebilse erken seçime giderdi." şeklinde konuştu.
"Kesinlikle kabul edilemez"
Gazeteci Sedef Kabaş'ın Cumhurbaşkanı'na yönelik sözlerinin ardından tutuklanmasına Doğan "Cumhurbaşkanı Erdoğan bizim en büyük rakibimiz ama Sedef Kabaş’ın sözleri kesinlikle kabul edilemez. Bırakın Cumhurbaşkanlığı makamına bir devlet makamına yönelik bu sözleri kabul edemeyiz." diye konuştu.
"En zıt iki partidir"
AK Parti ile Saadet Partisi aynı tabandan geldiği söylemlerine ilişkin ise Doğan şunları söyledi;
Aslında bütün söylediklerimiz, konuştuklarımız birbirleriyle akraba, ilişkili. Sayın Cumhurbaşkanımızı ben ben tespit olarak söylüyorum sadece hocamızın sağa olduğu dönemde ayrılma gerekçesini açıklamıştı zaten. O gerekçenin biri de faizin bir dünya gerçeği olarak kabul edilmesi. Milli Görüş bir marka ise biz kullanmıyoruz, bir gömlek ise biz artık o gömleği çıkarttık. Fikri bir ayrılık oluştu. AK Parti dün kabul ediyordu bugün etmiyor. Çünkü dün Milli Görüş'ü reddetmek pirim yaptırıyordu, o zaman reddediyorlardı. Hatırlayın AK Parti'nin ilk 10 yılında bizde Milli Görüşçüyüz diyen bir kişi gösterin. Bırakın milletvekilini, bakanı tabanda bir il başkanı, ilçe başkanı gösteremezsiniz. O gün Milli Görüş'ten uzak olmak prim yaptırıyordu. Ama şimdi Milli Görüşçü olmak prim yaptırdığı için bizde Milli Görüşçüyüz diyorlar. Ben bu söylemleri de kenara bırakarak ifade etmem gerekirse, Türkiye'de tabanın, bireylerin yaşantısı, arzuları, istekleri bakımından birbirine en yakın parti mensupları AK Parti ve Saadet Partisi mensuplarıdır. Bu doğru. Ama kurumsal olarak, siyaset anlayışı olarak birbirine en zıt parti yine iki partidir. Biz tarihimizde hiçbir zaman dış politikada lokomotif olarak Amerika'yı görmedik. Hep Türkiye'yi gördük. Ekonomide biz hiç bir zaman rant ekonomisini görmedik. Şuan da ekonominin neden bu hale geldiğini konuşmak lazım. ABD öksürdüğü zaman ekonomi neden fırlıyor. Hayat tercihlerden ibaret. Bireyler, kurumlar ve devletler atacakları her adım öncesi tercihte bulunurlar. O tercihte bulunduktan sonra da onun karşılığını yaşarlar. AK Parti iktidarı ekonomide tercihini döviz, faiz ve borsa üçgeninden yana kullandı. Türkiye şu anda gırtlağına kadar borç içinde.
"Üçüncü ittifak AK Parti'ye devam demek"
Saadet Partisi'nin de içinde bulunduğu Millet İttifakı'ndaki yürütülen görüşmelerle ilgili Doğan, partilerin parça parça anlaşmaya vardıkları konuların olduğunu söyledi. Doğan " İttifak olarak partile, şahıslar değil, ilkeler doğrultusunda bir araya geliyor. İttifak içerisinde olan partiler bu ülkenin normalleşmesi için bütün partilerin evet diyeceği adımlar atmaya çalışacaklar." dedi.
Üçüncü bir ittifakın gerekli olmadığına vurgu yapan Doğan, "Eğer üçüncü ittifak olursa bu AK Parti iktidarına devam demektir." ifadelerini kullandı. AK Parti ile bir ittifak görüşmelerini olmadığını açıkladı.
"İktidar zemin bulsa erken seçim yapar"
Erken seçim tartışmalarına ilişkin ise Doğan şunları söyledi;
Erken seçim olacağı düşüncesine sahibim. AK Parti’nin zorluğu şu iktidarlarını uzatacak bir seçim sonucu göremiyorlar. AK Parti seçimde tekrar iktidara geleceğine dair bir mantık bir yaklaşım bir sistem yakaladıkları zaman erken seçim olacaktır. Ama bunu bulamayacaktır.
