Abdülkadir Karaduman, Ankara Masası canlı yayınında gazeteci Fatih Atik’in sorularını cevapladı.
16 Nisan referandumuna giderken Başkanlık Sisteminin her derde deva gibi sunulduğunu hatırlatan Karaduman “Başkanlık Sistemi'nin uygulandığı dünden bugüne geldiğimiz zaman yaşanan kriz, sorun ve problemlerin daha derinleştiğini bu krizlerin adete bir buhran dönemine Türkiye'yi getirdiği gibi bir hakikatle karşı karşıya kalmış olduk.” dedi.
“Başkanlık Sistemi olarak ifade edilen şey bir Başkanlık Sitemi değildir.”
"Başkanlık Sistemi mevcut haliyle sürdürülemez"
Karaduman şöyle devam etti: “Dolayısıyla biz Sadet Partisi olarak Türkiye'de başkanlık sistemine, tarih içerisinde de baktığımız sürede Milli Selamet Partisi döneminde de Başkanlık Sistemi'nin olabileceğini belirli dönemlerde de gündeme getirmiş bir siyasi geleneği temsil ediyoruz. Biz şunu çok iyi biliyoruz ki iyi yasa yada kötü yasa yoktur. Elbette kurallar, yasalar önemlidir ancak uygulayıcı yada kötü uygulayıcı vardır. Bir yasayla siz bu ülkeye hizmet etmek istiyorsanız, amacınız birilerini zengin etmek, ülkedeki insanlara haksızlık yapmak değil de hak ve adalet içinde bu toplumun yaşamasını temin etmekse o zaman mevcut yasalarla da, parlamenter sistemle de bunu çok iyi yerine getirebilirsiniz. Ama sizin yönetim kabiliyetiniz, iş tutuşunuz zulüm üzerine bir yaklaşım biçimini sergilemenizi gerektiriyorsa o zaman hangi yönetimle bu ülkeyi yönetirseniz yönetin insanların mutlu olması, huzurla yaşaması elbette ki mümkün değildir.” Dolayısıyla bugün geldiğimiz noktada Başkanlık Sistemi olarak ifade edilen şey üzülerek söylüyorum ki bir Başkanlık Sitemi değildir. Bu mesele istişareyi ortadan kaldıran, Türkiye'de uzlaşı zemininin bütünüyle ortadan kaldıran, TBMM'nin yetkilerinin önemli bir kısmını Cumhurbaşkanına devir ettiren, bakanlıkların adete bir sekreter pozisyonuna gelmesini sevk eden, adete bir kişinin iki dudağının arasından çıkacak cümlelerle ülkenin yönetildiği bir yönetim anlayışından bahsediyoruz. Bizim Başkanlık Sistemi'nden anladığımız bundan ibaret. Dolayısıyla öz itibariyle Başkanlık Sisteminin sürdürülebilmesi, mevcut şekliyle devam ettirilebilmesi mümkün değildir.
Abdülkadir Karaduman, iktidarın yuvarlak masa etrafında buluşan 6 siyasi parti genel başkanının “sadece Erdoğan karşıtlığı” noktasında birleştiği eleştirisini de yanıtladı.
"Sadece Erdoğan karşıtlığı olarak okunamaz"
AK Partililerin bir önceki seçimde anlatacak projeleri ve söyleyecek sözleri olmadığı için millete sadece “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın selamını getirdik” dediklerini hatırlatan Karaduman, Erdoğan’ın gölgesinde siyaset yapmalarının neticesinde bugün de "Erdoğan karşıtlığı" söylemini kullandıklarını ifade etti.
6 siyasi partinin bir araya gelmesinin kendi kimliklerini, ilkelerini, politikalarını bütünüyle terk etmeleri ve tek bir ideolojik parti, tek bir zeminde bir araya gelmeleri olarak değerlendirilemeyeceğini vurgulayan Karaduman, “Her partinin kendi politikaları var. Her partinin kendi içinde dünyaya bakış, çevreye bakış, adalete bakış konusunda farklı yaklaşımları elbette ki söz konusu olabilir. Ama özellikle burada Parlamenter Sisteme dönüş ile ilgili 6 partinin bir uzlaşısı ve birlikteliği var.” değerlendirmesinde bulundu.
CHP ile işbirliği eleştirileri
Fatih Atik’in CHP ile işbirliği noktasındaki eleştirileri hatırlatması üzerine Karaduman, her iki partinin yeri geldiğinde birbirini eleştirdiğini dile getirdi.
Bu bağlamda inançlı insanların bazı kazanımlarının kaybedileceği yönündeki düşüncelere karşı çıkan Karaduman şunları söyledi:
"Bu ülke de kimse bir başörtülüye asla dokunamaz"
"Ama bu ülkede tek bir tane Saadet Partili olduğu müddetçe bu ülke de kimse bir başörtülüye asla dokunamaz. Bunu da açık bir şekilde söylüyorum. Kim olursa olsun, bu ülkede kim iş başına gelirse gelsin, bu ülkeyi kim yönetme iddiasında olursa olsun, bu ülkede özellikle mütedeyyin insanlarımızın, başörtülü insanlarımızın inancını yaşamasına kim müdahaleye etmeye çalışırsa çalışsın bunun en önde karşısında durmak bizim bugün varlığımızın da, inancımızın da ve ilkelerimizin de bir gereğidir. Kimsenin bundan yana en ufak bir endişesi, bir kuşkusu olmasın."
Nas eleştirisi
Faiz kararlarından kaynaklanan tartışmaları de değerlendiren Karaduman,“Merkez Bankası yüzde 16 faizle bankalara para verecek, bankalar Merkez Bankasına yüzde 21 faizle para aktaracak. böyle bir soygun sistemine Nas derseniz kusura bakmayın siz sadece kendinizi kandırmış olursunuz, Nas dediğiniz şeye zarar vermekten başka bir şey yapmamış olursunuz.” eleştirisi getirdi.
Karaduman “Dolayısıyla burada eğer faizin haram olduğu düşünülüyorsa, buna inanılıyorsa o zaman faizin yüzde 15'ide, yüzde 1'ide haramdır. Az olunca o meşrulaşmaz. Çok olunca bu daha büyük bir şey olmaz. Dolayısıyla biz Saadet Partisi olarak şunu ifade ediyoruz; Burada AK Parti üzerinden insanların inancıyla mücadele edenlerin de yaptıklarına prim vermeyiz. Ama birilerinin de inancımızı istismar etmesine de izin vermeyiz. Bu iki şeye de dikkat etmek gerektiği kanaatindeyim. Özellikle biz burada Saadet Partisi olarak faiz oranlarının yüksek olmasından da rahatsız değiliz. Bizim meselemiz bu faizci düzenin kendisini ortadan kaldırmak ve yerine faizsiz model ve düzeni getirmektir. Bunu ortaya koyamadıktan sonra istediğiniz kadar Nas değin bunu ancak bu milletin külahına anlatırsınız.” dedi.
"Bu iktidar Isparta'da şişelenen Cola kadar yerli ve millidir"
Abdülkadir Karaduman, AK Parti’nin yerli ve milli söylemini de eleştirdi. Türkiye’de son 20 yıldır adeta “müstemleke ekonomisi” uygulandığını savunan Karaduman, bunun neticesinde tarım ve hayvancılığın bitme noktasına geldiğini, ihalelerin dolar ile yapıldığını anlattı.
Karaduman, “Isparta’daki fabrikada üretilip şişelenen Cola ne kadar yerli ve milliyse AK Parti de o kadar yerli ve millidir” dedi.
Karaduman, elektrik ve doğalgaz başta olmak üzere tüm fiyatlarda olağanüstü bir artış olduğunu, milletin bunları ödeyemez hale geldiğini sözlerine ekledi.
