Mustafa Kaya, Ankara masası canlı yayınında Genel yayın Yönetmeni Fatih Atik'in sorularını yanıtladı.

Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır’a gitmesini “önemli bir ziyaret” olarak niteleyen Kaya,

Kendilerinin de o bölgedeki insanlara ulaşmak için zaman ziyaretlerde bulunduklarını hatta bazı Genel İdare Kurulu toplantılarını Diyarbakır’da yaptıklarını hatırlattı.

Kaya şunları söyledi:

“Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır’a gitmesi önemli”

“Bu ziyaret önemli bir ziyaret. Her siyasi parti liderinin yapmış olduğu önemli bir ziyaret. Toplum tarafından yakın takip edilir. Takip neticesinde oradaki her bir gelişmeye hassas yorumlar yapılır. Bunlar anlaşılır bir şey. Her siyasi parti de biz de Saadet Partisi olarak o bölgedeki insanlara ulaşmak o bölgedeki insanlarımızın desteğini alabilmek onlarla hemhal olabilmek adına çeşitli girişimlerimiz oldu. Hatta genel kurul toplantılarımızı Diyarbakır’da yaptığımızda oldu. Bunlar olağan şeyler.”

“ ‘Çözüm masasını biz devirmedik’ ifadesinin hedef kitlesi kimdi?”

“Ben şimdi Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinden önce şunu ifade etmek isterim. Sayın Cumhurbaşkanının son Diyarbakır ziyaretinde dile getirdiği ‘çözüm masasını biz devirmedik’ ifadesinin hedef kitlesi kimdi? Sayın Cumhurbaşkanı o ifadesiyle HDP seçmenine HDP’ye oy veren seçmenlere mesaj ulaştırmak istemedi mi? Hal böyleyken bir başka siyasi parti liderinin bu Sayın Kılıçdaroğlu olur, Sayın Akşener olur, Sayın Bahçeli olur bir şekilde o bölgeye gittiğinde kullanacakları dil, ortaya koyacakları söylemlerle beraber o seçmenlere ulaşma çabası içerisinde olurlar. Bu siyaseten anlaşılabilinir bir şey.”

“Bu ziyaret, verilen mesajlar siyaseten kabul edilebilinir gelişmeler”

“Bu ziyaret önemlidir, Diyarbakır ülkemizin önemli, güzide bir ilidir. Orada da seçmen olarak tabir ettiğimiz insanlarımızın en az 3’te 2’si HDP yönünde iradelerini kullanıyorlar. Bir siyasi parti liderinin de oraya gittiğinde bu görüşmelerde bir mesaj ulaştırma gayreti içerisinde olması aynı Sayın Cumhurbaşkanı gibi anlaşılabilinir, siyaseten kabul edilebilinir noktada gelişmelerdir.

Mustafa Kaya, Fatih Atik’in “Peki iktidar bundan neden rahatsız oluyor? Her seferinde CHP’ye ya da size yönelik olarak da Saadet Partisi’ne yönelik olarak da HDP ile ilgili eleştiriler getiriliyor.” şeklindeki sorusunu da şöyle yanıtladı:

“İstismar ediyorlar”

“Burada ben biraz istismar boyutunu düşünüyorum. Yani bir HDP’de siyaset yapan, Meclis üyeliği yapan, belediye başkanlığı yapan bir isim AK Parti’ye geçtiğinde sanki geçmişte hiçbir şeyi yokmuş, hatası yokmuş -ki var yok ayrı tartışma da- hani yokmuş gibi doğrudan legal bir sürecin yaşandığı izlenimi veriliyor”

“HDP’li bir isim muhalefet partisine geçerse terörist olarak yaftalanıyor”

“Ama aynı siyasi kişilik tercihini CHP’den yana veya İyi Parti’den yana, Saadet Partisinden yana kullandığında da doğrudan hemen terörist yaftasıyla propagandaya başlanıyor. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok.”

 "Kırmızı çizgimiz ülke ve milletin bütünlüğü”

“Orada kırmızı çizgi şudur. Saadet Partisinin baktığı nokta da budur. Terör ve şiddetin meşru gösterilmesi asla kabul edilemez. Bu ülkenin birliği, beraberliği, bütünlüğü hiçbir zeminde tartışma konusu yapılamaz. Hangi etnik kimliğe sahip olursa olsun hangi mezhebe sahip olursa olsun 85 milyon insanımız ülkemizin 1. Sınıf vatandaşıdır. Bizim kırmızı çizgimiz bunlardır. Biz sorunlarımızın meşru zeminde tartışılması gerektiğini, çözüme kavuşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için de en kabul edilebilir zeminin Meclis zemini olduğu kanaatindeyiz.”

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, Doğu ve Güneydoğu’daki seçmenlerin AK parti ile HDP arasıa sıkışığ kaldığına işaret etti.

Şimdi Millet İttifakı’nın bu seçmene farklı alternatifler sunduğunu anlatan Kaya şyle devam etti:

"Millet İttifakı’na HDP-AK Parti arasına sıkışanlara alternatif sunuyor”

“Oradaki seçmen aslında HDP ve AK Parti arasında sıkışmış bir seçmen. Yani batıda yaşadığımız kamplaşma bizim farklı boyutlarda tezahür ederken Güneydoğu’ya gittiğinizde orada AK parti ve HDP arasında sıkışmış bir seçmen var. Neden biz her iki seçmene de farklı alternatifler olduğu mesajını ulaştırmayalım? Neden biz bu insanlarımıza- yeri gelir ne AK Parti ne HDP’ye de mahkum değilsiniz mesajını ulaştırmayalım. Dolayısıyla doğal bir şekilde siyasetin meşru rekabet alanında ben de gideceğim diğeri de gidecek. Bu ülke için de bir zenginlik. Oradaki insanlarımızın önünde farklı seçeneklerin oluşmasının bir zenginlik olduğunu düşünüyorum”