Çiçek Tasarımcısı Yasin Umaç ile özel röportaj

Ankara Masası Kültür-Sanat Özel programımıza, Çiçek Tasarımcısı Yasin Umaç bu hafta konuk oldu.
Zeliha Demirci
|
05 Eylül 2020, Cumartesi - 17:46
Çiçek Tasarımcısı Yasin Umaç ile özel röportaj

Çiçeği Burnunda dükkanı işletmecisi, Çiçek Tasarımcısı Yasin Umaç ile yaptığı tasarımlar ve verdiği eğitimler hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Aynı zamanda Çiçek Akademisi kurucusu olan Umaç, bu mesleği icra etmek isteyenlere tüyolar verdi.

İyi okumalar...

Uzun yıllardır çiçek tasarımı ile ilgileniyorsunuz… Çiçeği Burnunda adında bir dükkanınız var, Çiçek Akademiniz var ve atölye çalışmalarınız var. Bize kendinizden ve yaptığınız işlerden bahseder misiniz?
10 senedir çiçekçi dükkanım var. Elimden geldiğince bu dükkanı, markalaştırarak Ankara'da güzel bir hizmet sunmaya çalışıyorum. İşletme mezunuyum, evliyim ve 3 yaşında bir kız çocuğum var. Kendi öz dinamikleri var mesleğimin bunları elimden geldiğince uymaya çalışıyorum. Onun dışında sadece bir çiçekçi de diyebilirsin bana.

10 sene önce bu mesleğe başlarken daha çok nasıl değişik işler yapabiliriz? Avrupa'da neler yapılıyor? Uzakdoğu'da neler yapıyor? Bu iş dünyada nasıl? Ben bunları takip ediyordum. Yaklaşık 4-5 sene öncesine kadar baktık ki çiçekçilik sevilen ve trend olmaya başlayan bir meslek. İnsanlar taleplerde bulunmaya başladılar. Biz de çiçekçi olmak istiyoruz, bizi yanınıza alın, çırak olalım diye çok talep geldi. Hatta kadın eleman için ilan verdim ve ciddi paralar kazanan bir avukat başvurdu. Ben ona önce çırak olacaksınız dedim. Çünkü bir ustalık kısmı vardır bir de işletme kısmı vardır. Ankara'daki çiçeklerin yüzde doksanı ustalık kısmını bilmeden ve işletme kısmını bilir ve bir usta çalıştırır. İşin ustalığını eğer talipseniz çıraklık, kalfalık ve ustalık şeklinde ilerlemesi lazım Bu da tabii uzun bir yolculuk. O yüzden çırak olarak birinin gelip çalışmasının, dükkan açmaya çok yeterli olmadığını gördük ve Çiçek Akademisini açalım dedik. Akademik eğitimimizde tamamen bir çiçekçi açmaya ve piyasada var olabilmesi için gerekli tüyoları vermeye başladık.

Atölye çalışmalarınızı nasıl gerçekleştiriyorsunuz?
Atölyede şöyle, mesela o an insanlar kapı süsü yapmak istiyorlar ya da teraryum yapmak toprağı demek istiyorlar. 1-2 saat içerisinde yaparak eğleniyoruz. Aslında biraz kadınlar matinesi tarzında eğlenceli, keyifli vakit geçiriyoruz.  Ellerimiz biraz toprağa değiyor. Ama atölye çalışmalarımız yaptığınız sizi ürünlerden para kazanabilecek duruma getirmiyor. Aslında Çiçek Akademisi de çok fazla getiremez. Çünkü akademiler 5-10 gün sürüyor.

Bu mesleğe başlamak isteyen bir sürü insan vardır. O zaman sizin bu yönde nasıl bir öneriniz var? Bir de bu mesleğin zorlukları nelerdir?
Bana sorarsanız en büyük zorluğu sadece para kazanmak için bu işe girmeniz. Çünkü bu işi çok sevmeniz gerekiyor. Çok sevdiğiniz zaman klişe olacak ama her şey kolay aşılıyor. Söylediğim gibi akademi eğitim veriyorum. Ama asıl eğitimim benim derslerim bittikten sonra başlıyor. Çiçek tasarımcılığının ve ustalığın zamanla oturacağını ama kolay olduğunu düşünüyorum.

Temel düzeyde para kazanabilecek duruma getirmek işin aslında kolay kısmı, zor olan kısmı ticaret kısmı. Yani ticareti bilebilmek, bir markayı şekillendirebilmektir. Artık her mecrada var olmanız gerekiyor. Sosyal medyada var olmanız gerekiyor. İnternet ortamında E-ticaret sayfanızın olması gerekiyor. Güzel metin yazmanız gerekiyor. Fiyatlandırmayı da çok iyi yapmanız gerekiyor. Fiyatlandırmayı yüksek ya da aşağıda yaptığınız zaman piyasa sizi çok güzel bir yere konumlandırıyor. Bunların eğitimlerini daha çok vermek istiyorum. Orada bana akademik eğitimim olan işletme yardımcı oluyor.

Çiçek tasarımcısı ne yapar? Siz neler üretiyorsunuz, Çiçeği Burnunda dükkanınızda neler satıyorsunuz?
Ben şu düsturla ilerlemeye çalışıyorum; çiçeğin içinde olabileceği her şeyi yapıyoruz. Ama çok ne yapıldığını sorarsanız gelin buketi, doğum aranjmanları ve cenaze için çelenkler. İnsanın doğumundan ölümüne kadar, mutlu ya da hüzünlü olduğu her anda yanında olmaya çalışıyor. En güzel şekilde şahitlik etmek için mümkün olabildiği kadar ruh katmaya çalışıyoruz. Mesela doğumdan bahsedelim. Erkek çocuk doğmuş diyelim o sevinci ailesiyle beraber yaşayabilmeniz için kullanacağınız renkleri biraz iyi bilmeniz gerekiyor. Orada hüznü veremezsiniz, pastel renkleri çok fazla çalışamayabilirsiniz. Çok cinsiyetçi olmadan yani erkek çocuk oldu diye mavi-beyaz yapalım demekten ziyade iki tarafı da mutlu edebilecek renkler seçilmeli. Bu işin küçük bir kısım sadece.

Çiçekle ilgili yapılan sanatlar nelerdir?
Bunlar bir sürü aslında ama özden yola çıkarsak biraz daha insanların duygularına dokunma işini bunu dünyadaki en güzel varlıklarla yapma sanatıdır çiçek tasarımı. Bir buket yapabilirsiniz. Burada işte ambalajlamak artık çok da kıymetli olmaya başladı. Çünkü maalesef artık içeriğinden ziyade ambalajına baktığımız için çok önem kazanmaya başladı.Bunların eğitimlerine elimizden geldiğince vermeye başlıyoruz. Ama ağırlıkla yaptığımız buket aranjmanı. Aslında buket de bir aranjmandır. Ama çiçekçi literatüründe aranjman, alt malzemesi olan bir şeyin üzerine yapılan çiçeklerdir. Firmanızı konumlandırdığınız yer önemli. Mesela benim firmam gelin buketini çok yapar çünkü ben gelin buketi yapmayı seviyorum.

Çünkü bir kadın çiçeğin en yakıştığı varlıklardır ve hayatı boyunca tuttuğu en güzel çiçeği yapmak zorundasınız. Gelin buketi için çok güzel doneleriniz var aslında ve onunla heyecanlanmanız gerekiyor. Yani gelin buketi için biri sizle görüşmeye geldiği zaman onun makyajını sormak zorundasınız.

Gelinliğini görmeniz gerekiyor. Bunlar için bir erkek olarak anlayabildiğim kadarıyla makaleler okuyorum. Bu sene gelinlikle de ne moda, nasıl buketler yapılmalı gibi. Çünkü orada çifte yardımcı olmak zorundasınız. Çünkü siz bu işin ehlisiniz ama gelen kişi ömründe bir kere en güzel çiçeğini yaptırmak için size güveniyor. Gelen kişi de size aslında yardım çığlığı atıyor. Ben çiçek işinden birazcık anlıyorum, aşağı yukarı neler istediğimi biliyorum ama yanlış yapıyorsam lütfen beni yönlendir demek oluyor bu.

Siz gelin buketinden farklı olarak dekorasyon kısmıyla da yoğun olarak ilgileniyorsunuz.
Onlar benim daha çok keyfi olarak yaptığım işler. Ben heves ederim ve iki ay onla yaşarım. Şuan heves ettiğim şey iç mimari. Araştırmalar yapıyorum, iç mimarlarla oturup sohbet ediyorum. Çünkü bir mekana girdiğiniz zaman en küçük bir yer bile size duygu uyandırır. Ben o duygudan beslenerek oraya yakışan şeyleri yapmaya çalışıyorum. Artık floral aksesuarlar, ev içerisindeki duvar giydirmeleri, öz çekim alanları tasarlanmaya başlandı. O konuda da ana ruhu kaybetmeden bir şeyler tasarlamaya çalışıyorum.

Türkiye'de çiçek tasarımı yapan yerler çok yok. Dünyada bu nasıl durumda?Dünyada her yerin kendi ait felsefeleri var. Türkiye'de çiçekçilik ihtiyaca göre ya da para kazanmaya yönelik yapılıyor. gibi gidiyor. Değişik şeyler yapıp, çiçekle ilgili uzman olarak insanları yönlendiren çok firma yok.  Ankara'da firma çok yok, İstanbul'da birkaç tane var. Dünya böyle değil. Felsefe olarak benimsediğim yer Uzakdoğu. Çünkü orada aşağı yukarı herkesin bildiği bonsai çiçeği var, onun bir hikayesi vardır. Kokedama dediğimiz bir yöntem vardır. Hepsinin altında bir felsefe yatıyor ve özellikle Uzakdoğu'daki felsefesinde doğa yatıyor. Evet dünya değişti ve bizi betonların içine attı. Bu betonların içinde ben atalarımın alışkanlıklarını ve ruhlarını nasıl çalışmalarıma entegre de bilirim diye düşününce bonsai gibi şeyler oluşmaya başlıyor.

Kokedama yönetimi var. Japonca ‘dama’ top demek ‘koke’ yosun demek. Çiçeği plastik saksıdan arındırıyorsunuz bir çamur topu yapıyorsunuz kartopu gibi. Köklerinin ikiye ayırıp onu üst üste kapatıyorsunuz, etrafını yosuna sarıp iple bağlıyorsunuz. O artık sanki toprakta yaşıyormuş gibi oluyor. Bunu isterseniz misina ile asabilirsiniz. Evinizde bir sürü yosun topları olur. 17. yüzyılda şuna inanmışlar şimdi yosun topunda da şöyle bir durum vardır inanmaz kusurlu bir görünüşü vardır. Aslında doğanın ne kadar kusurlu olduğu zaman o kadar mükemmel olduğunun felsefesidir bu. Bu tamamen hayata entegre edilebilir. Baktığımızda bir tarafı yamuk, bir tarafta yeşil olabilir o da bizim tamamen hayatımızın bir yansıması.

Rusya'ya gittiğimizde, orada biraz daha çiçek yoğunluklu gidiyor. Ambalajı güzel yapalım, çiçek çok olsun bu tarzda ilerlerler. Avrupa, Amerika, Avustralya tarzı daha çok ruh katabilmek ve sanat yapabilmektir. Avrupa'daki aranjmanlara baktığımız zaman bir tane çiçeği bir tarafa atabilirsiniz. Türkiye'de bunu yapamazsınız çünkü onun oraya yanlış olduğunu düşünürler. Bir müzeye ya da bir sanat sergisinde eserin önüne geçip düşünen insanlar vardır ama çoğu ne olduğunu anlamaz ama anlıyormuş gibi yapar.  Şimdi biz çiçekçilikte bu geçişteyiz.

Peki size en çok ne soruluyor?
Bana en çok orkide soruluyor. Çünkü evlerimizde en çok olan şey orkidedir. Orkideyi aşağı yukarı bilirsiniz Uzakdoğu’da önemsenen bir bitkidir. Hayatımıza nasıl girdi? Çünkü o çiçekli bir bitkiyi uzun süre yaşatmaya başladık. Evet normalde çiçekli bitkiler çok fazla uzun yaşamazlar ama bu sıkıntı aştık.

Sizin Çiçek Akademisi’nde eğittiğiniz ve şu anda mesleğini devam ettiren insanlar var mı?
Var ve çok mutlu oluyorum. Mesleğimin en güzel kısmı.  Çünkü çiçekçilik baba mesleğim ama babamın da asıl mesleği de öğretmenlik. Şimdi babamın iki mesleğini de yapınca çok mutlu oluyorum. Ve birine ekmek kazandırıyorsunuz yani artık ailesini oradan geçindirebilecek belki çocuğu çiçekçi olacak. Bu mükemmel bir his. Evet 5 günde çiçekçilik öğrenmeniz ya da meslek erbabı olmanız imkansız. İnsanlar görüşmeye geldiklerinde ben net olarak söylüyorum. Aslında eğitim dersler bittikten sonra başlıyor. Biz sürekli irtibat halindeyiz.

Dükkan açmaya karan veren öğrencilerime yardım ediyorum. Her semtin kendine ayrı bir ticareti vardır. Çiçekçiliğin de ona göre bir dalı vardır. Semtine göre çiçekçilik yapmak gerekiyor. Bazı semtlerde yapay çiçekten fazla gider. Bazı semtlerde kesme çiçekler yani vazolu çiçekler fazla gidebilir. Aksesuarların fazla gittiği yer olabilir. Ona göre alım yapmanız gerekiyor. Bu tamamen tecrübeyle sabit olması gerekir. Sonra ekonomik olarak bir hazırlık yapalım istiyoruz. Ben kalem kalem neler olabileceğini çıkarıyorum. Günlük yapması gereken ciroyu hesaplayıp maximum 3000 lira kira ödeyeceğin bir yerde olmalısın deyip ona göre bir yol gösteriyorum. Sonra logo tasarımını beraber yapıyoruz.

Bence doğru yol göstermek için söyleyeyim çiçekçilik yapmış ve iyi yaptığını düşündüğünüz birinden eğitim alın. Sahada iş çok başka. Ben işletme mezunuyum. Okulda öğrendiklerimle dükkanda öğrendiklerim arasında çok fark var. Eğer kendi dükkanını açmadıysa hesap kitabını kendi yapmadıysa, Londra'da ya da dünyanın neresinde olursa olsun bir eğitim aldı diye ondan eğitim almayın. Yani işin zor kısmının ben ticaret olduğunu düşünüyorum. Çiçek kısmının kolay olduğunu düşünüyorum. Meslek erbabı olarak söyleyeyim çiçekçilik kolay iş. El becerinizin olması gerektiğine de inanmıyorum. Tamamen disipline ve çalışmaya inanıyorum.

Çiçek Tasarımcısı Yasin Umaç i
le gerçekleştirdiğimiz özel röportajımızı izleyebilirsiniz.

http://www.ankaramasasi.com/haber/144877/cicek-tasarimcisi-yasin-umac-ile-ozel-roportaj

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.