İlay Aksoy Ankara Masası canlı yayınında Genel Yayın Yönetmeni Fatih Atik ‘in konuğu oldu.

Türkiye’deki sığınmacıların durumunu değerlendiren Aksoy partisinin düzenlediği  7 günde 7 il  programı çerçevesinde Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Adana ve Mersin’i ziyaret ettiklerini belirtti.

Aksoy, “İsrail'in Filistin'i işgal ettiği gibi, bizim de şuan demografik yapı sayesinde işgal edildiğimizi ifade etti vatandaşlarımız. İkincisi, bir ikinci Kurtuluş savaşı vermek zorunda kalacak Türkiye. Üçüncüsü bu iş, çatışmaya doğru gidecek. Gitmemesi içinde elimizden geleni yapmamız lazım” dedi.

Gelinen noktayı “ Çok sıkıntılı bir durum” olarak niteleyen Aksoy şunları söyledi:

“Bu bir demografik işgaldir”

“ Kesinlikle bu, bir demografik işgaldir. 5.8 doğum oranı var Suriyeliler 'in. Benim sahada gördüğüm, bizzat tespit ettiğim 10 yaşında, 11 yaşında çocuklar doğum yapıyor. Medeni Kanun, Cumhuriyetin bütün kazanımları, Suriyeliler sayesinde yok ediliyor.”

“Türkiye’ye kültürel bir savaş açıldı”

“ Bundan 4 sene önce Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi'nde, 154 ergen gebelik olayı vardı ve hastane yönetimi gizlemişti diye. O rakamlar, 154 değil , 2 binin üzerinde esasında. Çok net bir şekilde Türkiye'ye bir kültürel savaş da açıldı. Orta Doğu'dan ithal edilen bir nüfusla, bizim kanunlarımız onlara dayatılmadığı içinde onlar geldikleri toplumun, kültürünü burada uygulamaya çalışıyor ve rahatlıkla da yapıyorlar bunu.”

“Ergenlerin doğurduğu bebekler anne ve teyzelerinin üzerine kaydediliyor”

“ Dolayısıyla burada onların geldikleri kültürle burada paralel bir toplum yetiştiği için, onlar o şekilde yaşıyor. Bir çok hastanede, özellikle Gaziantep'te, Urfa'da, Kilis'te, Hatay'da size şunu söyleyebilirler, çocuklar burada doğum yapıyor ve ihbar edilmesin diye, annelerinin, teyzelerinin ve ablalarının kimlikleri ile doğum yapıyor, yaşları reşit olsun diye.”

“Suriyelilere bakmak için köleleştik”

“2011-2019 yılları arasında Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü’nün hazırladığı bir rapor var. Yani Suriyelilerin geldiği yıllar arasında. 414 bin nüfus var Suriyeli kayıtlı olarak bunun içinde de 72 bin Suriyeli bebek var doğan. 414 bin kişi 2011-2019 arasında tam 94 milyon kere gerek kamu hastaneleri, gerek özel hastaneler, gerek üniversite hastanelerinde yatılı ya da ayakta tedavi görmüş. Nasıl olabiliyor böyle bir rakam? Şimdi bunu siz diğer 80 il ile de çarpın. Korkunç bir yük. Şimdi bir de onun üzerine ilaç masraflarını hesaplayın. Resmen biz bu insanlara bakmak için köleleştik. Peki sözleşmelere bakalım. İdlib’e elektrik veriyoruz mesela. Niye veriyoruz. Hangi sözleşmeye istinaden veriyoruz? Uluslar arası sözleşmeler 2 devlet arasında yapılır. Hangi devletle anlaştık da biz elektrik veriyoruz İdlib’e? Devlet mi var orada? Devlet yok. Hangi devletle yaptık biz bunu? Yok. Yaptığımız anlaşmanın aynı zamanda Meclis’ten geçmesi lazım. Meclis’ten geçen sözleşme de yok?

“Kanserin 4. evresindeyiz”

Suriyelilerin 81 ile yayıldığına işaret eden Aksoy, “Kanserin 4. evresindeyiz” ifadesini kullandı.

Sosyal medyadaki videoların iktidar sözcüleri tarafından yalanlandığının hatırlatılması üzerine İlay Aksoy, “Sınırlardan geçenler figüran mı ?” diye sordu.

“İktidar nerede hata yaptı?” diye soran Aksoy,  İktidarın bir kere Büyük Orta Doğu Projesinin bir parçası olmaması gerekiyordu.” dedi.

“Bu Büyük İsrail Projesidir ve nihai hedef Türkiye'dir”

Aksoy şöyle devam etti:

“ Orta Doğu Projesi de biraz tanımını değiştirmemiz lazım. Büyük Orta Doğu Projesi değil, Büyük İsrail Projesi. Ama siz insanlara Büyük İsrail Projesinin eş başkanıyım deseniz, insanlar bunu kabul etmeyecek. Ama Büyük Orta Doğu dediğiniz de bir ümmet, zihniyeti, algısı olduğu için daha kolay kabul edilebilirler. Bu tamamen bir İsrail Projesidir. CIA'nın, Mossad'ın, MI6'ın mutfağında pişirilmiş bir projedir. Sınırlar değişmesi gerekiyor. Suni bir Arap baharı ile birlikte, başlayarak bütün Orta Doğu ülkelerini yangın yerine çevirerek, adete kaos yerleştirerek, kendi insanlarını oraya yerleştirerek, sınırlarını değiştirmek istiyorlar. Nihai hedef Türkiye'dir.”

“Suriye ile ne yapıp, edip eski sınırlarımıza kavuşmamız lazım”

“ Suriye bizim için bir güvenlik tamponu ülkesi. Biz Suriye ile ne yapıp, edip eski sınırlarımıza kavuşmamız lazım. Adana Mutabakatına, 98 yılında imzaladığımız Adana Mutabakatına geri dönmemiz lazım. Biz onu yapmadığımız takdirde, bugün ne Suriye, topraklarında Kürdistan'ın kurulmasını istiyor, ne de Selefi bir Cihatçı bir devlet kurulmasını istiyor. Ama biz oradan uzak durduğumuz takdirde, o da yeteri kadar engel olamıyor. Şimdi biz fiilen 10 yıl boyunca, şuan bizim sınırlarımız da Amerika ile sınır olduk esasen. Güvenli bölgeyi ayrı tutup, bir tarafta Amerika'nın desteklediği Kürdistan var, diğer tarafta da Jolani'nin İdlib'te desteklediği cihatçılar var. Türkiye neden bunlarla komşu olsun? Laik bir devlet olan Suriye hata ile kusuru ile, sıkıntıları ile bunlardan daha iyi değil mi?”

İlay Aksoy, Suriyelilerin hukuken gönderilmesinin mümkün olduğunu da vurguladı.

“Suriye’de güvenlik sağlandı”

“Suriye’de can güvenliği yok” iddialarının da gerçeği yansıtmadığını savunan Aksoy, savaşı Şam Yönetimi’nin kazandığını, topraklarının yüzde 80’ini kontrol ettiğini ve bu bölgelerde bir terör sıkıntısı yaşanmadığını dile getirdi.

Aksoy, sadece dışarıdan gelen cihatçı gruplar arasında bölgesel çatışmalar yaşandığını ifade etti.

“Vatandaşlıklar iptal edilecek”

Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı İlay Aksoy, “Şimdi Türkiye, devlet aklı devreye girdiğinde, hükümette devlet gibi çalışmaya başladığında, bir siyasi parti gibi değil, devlet gibi çalışmaya başladığında, bu insanlar geri gidebilir. Bu insanların seçim hakkı yok. Burada kalabilirler diye bir seçim hakkı yok. Vatandaşlık da alamaz bu insanlar. Bir kere vatandaşlıklar iptal edilecek. Çünkü, usulsüz bir şekilde, alındı o vatandaşlıklar. Kriterleri yeterli değil. Bütün beyan edilen diplomalarda sorgulanacak. Çünkü, diplomalarda Suriye'nin, sadece Suriye demekte yanlış esasen. Libya, Afganistan, Pakistan bütün yabancılar üzerinden kabul edilen, diplomalar bir kere sorgulanması lazım. İnanılmaz bir diploma ticareti var.”

İlay Aksoy, Taliban ile görüşen hükümetin Suriye Arap Cumhuriyeti ile de görüşmek zorunda olduğunu sözlerine ekledi.