Ümit Özdağ’ın kurucu genel başkanı olduğu Zafer Partisi'nin Olağanüstü Büyük Kongresi gerçekleştirildi.
Ankara Ticaret Odası Congresium’da düzenlenen kongreye Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ sloganlar eşliğinde salona girdi.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tek aday olarak yarıştığı kongreye CHP, Milli Yol Partisi, Adalet Partisi, Memleket Partisi, Doğru Parti, Bağımsız Türkiye Partisi, Türkiye İttifakı Partisi, Türkiye Değişim Partisi, Yeniden Refah Partisi temsilcileri de katıldı.
Eski MHP milletvekili Sinan Oğan’da Zafer Partisi'nin kurultayında yer aldı. Oğan o anları sosyal medya hesabından paylaştı.
Zafer Partisi'nin Olağanüstü Büyük Kongresin'de partililer salonu doldurdu.
"Türk Devleti aile şirketine döndü"
Türk milleti sadece büyük dış sorunlarla karşı karşıya değil. Aksine bu dış sorunlar kadar büyük hatta daha tehlikeli iç sorunlarımız var diyen Özdağ, "Ağır bir devlet krizi yaşıyoruz. Biz 4 bin senden beri devleti olan bir milletiz. Tarihte sadece iki tane millet var. Türkler ve Çinliler 4 bin senden beri devleti olan. Ama bu 4 bin senelik devlet tarihi içinde öyle bir döneme denk geldik ki bu dönemde Erdoğan var. Şansa bakın Atatürk’le, onun yönettiği Türkiye’de yaşamak vardı biz bu döneme rast geldik. Bu dönemde devletin Türk milletinin elinden alındığını gördük. Türk devleti bir aile şirketine dönüştürüldü. " diye konuştu.
"FETÖ’ye ‘paralel devlet’ kurma imkânı verildi"
Türk devletinin içinde FETÖ adlı terör ve casusluk örgütüne “paralel devlet” kurma imkanı verildi diye konuşan Zafer Partisi Genel Başkanı, " Genelkurmay, Yargıtay, Danıştay, mahkemeler, Emniyeti Jandarma, MİT, üniversiteler valilikler sayısız devlet kurumu bir terör örgütünün eline geçti. 15 Temmuz’da terör örgütü devletin geri kalanını da ele geçirmek üzere harekete geçti, devleti değil. Devletin yarısından çoğunu ele geçirmişti zaten. Bütün bunlar engellenebilirdi." açıklamasında bulundu.
" Erdoğan FETÖ’nün casusluk örgütü olduğunu biliyordu"
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ sözlerine şu şekilde sürdürdü;
" 2009’dan itibaren Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ’nün bir casusluk örgütü olduğunu biliyordu. Hiç açıklanmamış bir husus. Bunu bütün Türkiye’de birkaç kişi biliyor… 2009’dan itibaren Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ’nün bir casusluk örgütü olduğunu biliyordu. 2009’da Erdoğan’ın önüne Türkiye’de bir yabancı servisin yaptığı istihbarat operasyonunun dosyası Türk istihbaratçılar tarafından götürüldü. Bu operasyonda FETÖ’nün nasıl aktif rol aldığını anlayınca Erdoğan, Başbakanlık’ta odasında dosyayı fırlattı ve şöyle dedi: “Bunlar casus”. Öyle değil mi Erdoğan?
Madem casus olduklarını biliyordun, neden 2010’da referanduma bunlarla gittin?
Neden FETÖ’cü generallerin casus olduğunu bile bile atadın?
Şimdi Erdoğan merak edecek bunu Özdağ’a kim söyledi diye… Eniştem söylemedi emin ol"
"TSK ve jandarma da hala cemaatlerin kontrolünde"
"FETÖ ile birlikte TSK’ya saldıran Ak Parti, diğer yandan da PKK terör örgütü ile masaya oturdu, Öcalan’la İmralı’da Anayasa yazdılar. Kıbrıs Barış Harekatı’nda 498 şehit 1200 yaralı verdik ve devlet kurduk. Oysa, açılım süreci dedikleri PKK ile müzakere sürecinde güney doğuda PKK’ya verdikleri ilçeleri geri almak için 783 şehit, 4 bin yaralı verdik.
Devlette liyakat ilkesi terk edildi. Devlet bürokratlarının yerini yeteneksiz ve cahil parti bürokratları aldı. Yargı bağımsızlığını yitirdi. FETÖ 15 temmuz sonrası sözde tasfiye edildi ama yargı hâlâ cemaat ve tarikatların kontrolünde. Ak Partili avukatlar hakim yapıldı, adaletsizlik dağıtımı yeni bir boyut kazandı. FETÖ kısmen tasfiye edildi ama TSK ve jandarma da hâlâ cemaatlerin kontrolünde."
