Vahap Aydogan: "Hayatımda vazgeçemeyeceğim en önemli değer yargım özgürlüğümdür …"

Biyografi çizerek duygular ve tablo arasında bir duygu geçişi ve kişi ile tuval arasında bir köprü kuran ünlü ressam Vahap Aydogan, Ankara Masası'na konuştu.
Ecem Çetin
|
20 Ekim 2022, Perşembe - 10:06
Vahap Aydogan: "Hayatımda vazgeçemeyeceğim en önemli değer yargım özgürlüğümdür …"

Sizleri birbirinden dikkat çeken sürreal biyografi resimleri ile imgeler arasındaki geçişi özenle gerçekleştiren sanatçı Vahap Aydoğan ile tanıştırmak isterim.

Aydoğan'la sanatı, sanat yolculuğunu, insan biyografisini kullanma sebeplerini ve daha pek çok konuyu konuştuk.

İşte o keyifli röportaj; 

Vahap bey okurlarımızın sizi ve sanata bakış açınızı tanımasını istiyorum. Vahap Aydoğan kimdir ve sanat, Vahap Aydoğan için nedir, anlatır mısınız?

İnsan, günlük yaşamında dekor olarak kullandığı suretlerin dışında psikolojisi ve gerçek kimliğiyle de derin bir varlıktır. Kendimi; gerçeküstü düşünmekten alamayan, duygu dünyası resme evrilmiş, kızına aşık, çok renkliliği seven, karmaşık psikoloji ile resmi ortak bir paydada birleştirmeyi benimsemiş biri olarak tanımlayabilirim.

"Sanat, bilinçaltı yolculuğumuza ışık tutan bir ayna"

Sanatı ise, iç dünyamızda yaşadıklarımızın etkilerini ortaya koyan, bilinçaltı yolculuğumuza ışık tutan bir ayna olarak düşünüyorum. Bu aynada sanat, yüzeyselliği de derinliği de bir arada görme şansını kişiye sunuyor …

Sizi tanıma fırsatı bulduğumdan beri özellikle sosyal medya hesabınızdan paylaştığınız resimlerinizi incelediğimde daha önce insan biyografileri üzerine çalışmalar yapmış bir ressam ile karşılaşmadığımı fark ettim. Siz, insan biyografilerini tuvalinize taşımaya ne zaman, nasıl başladınız?

"Biyografi çizmeyi kişi ile tuval arasında bir köprü olduğumu söylemek isterim"

Biyografi çizmeyi kendimde bir seçim olarak görmedim. Aksine süreç olarak değerlendiriyorum. Sanat ile uğraşım 22 yıllık bir süreç ve bu sürecin, yolculuğun bir durak olduğunu söylemek  daha yerinde olur. Yıllarca sürreal resimler ile çalışmalar yaptım, sergiler açtım. Bir insanın yaşamı ve ya resmini çizdiğiniz bir kişi, sizi duygu yönünden o kadar etkiler ki, kişinin yaşamındaki izler fırçanıza ve ruhunuza işler. İstemsiz de olsa buhranı anlatım biçimim, mutluluğu stilize etme tarzım kişinin yaşamına yönelik olur. Bugün geriye baktığımda bu çalışmalarımın, bir birikimin bir evrilmenin sonucu olduğunu görüyorum. Biyografi çizmeyi tamamen duygular ile tablo arasında bir duygu geçişi ve kişi ile tuval arasında bir köprü olduğumu söylemek isterim.

Televizyon programlarına katılmıyorsunuz. Görsel olarak görünmeyi tercih etmiyorsunuz. Bunun özel bir sebebi var mı? 

"Çalışmalarımı magazinsel bir malzeme olarak kullanmak istemedim"

"Hayatımda vazgeçemeyeceğim en önemli değer yargım ÖZGÜRLÜĞÜMDÜR… Özgürlük alanım ne kadar geniş ise yapacağım eserlerde  o kadar özgün olacaktır. Evet belki siz de çoğu gazetecilerin ve medya çalışanlarının söylediği gibi televizyona çıkmamayı, sergi açmamayı profesyonellik sınırları dışında görebilir, televizyona çıkarsam hem finans hem de kariyer açısından çok hızlı ilerleyeceğimi düşünüp buna inanıyor olabilirsiniz. Fakat bu bir tercih; "ressam olup sergi açmamak…" Galeri patronlarının istedikleriyle çalışmamak, kimseye ve herhangi bir metaya bağımlı kalmamak. İşte bunların tamamı bir tercih. Belki de çalışmalarımı magazinsel bir malzeme olarak kullanmak istemedim. Görüntü vermenin, televizyonlarda boy göstermenin özgürlük alanımı daraltacağına, çalışma alanımın belirli bir zümreye yada kişilere odaklı hale geleceği konusunda şüphelerim var. Bu bile benim için yerinde bir karar aldığım düşüncesini pekiştiriyor. İstediğim kişinin biyografisini çizmeyi, hangi konularda eserler vermem gerektiğini sormamak bile bir konfor alanı benim için. Ama tüm bunlara rağmen büyük de konuşmamak gerek, zaman içinde düşüncelerim değişir, törpülenirse bu konuları tekrar gözden geçirebilirim."

Sizinle çalışmak isteyen kişiler ile yazılı olarak iletişime geçtiğinizi ve çalışacağınız kişi hakkında çok seçici davrandığınızı biliyorum. Bunun sebebi nedir, neden her isteyen kişinin tablosunu yapmıyorsunuz?

Neden yapayım ki?

"Ben kişiye özel çalışıyorum. Bir emek için uğraş veriyorsanız bir insanın iç dünyasına kendisiyle beraber bir yolculuğa tanıklık ediyorsanız, kiminle çalışıp kiminle çalışmayacağınıza karar vermeniz de bence ukalalık ya da bencillik olarak görülmemeli. Bir mağazadan kıyafet seçmiyor, bir restorana gidip yemek yemiyorsunuz. "

"Ömürlük diyebileceğimiz eserler için bir insanın  ruhuna dokunuyorsunuz"

"Çalıştığım alan derinlik isteyen ve yüzeysellikten uzak bir konu, bu yüzden  daha seçici olmak zorunda kalıyorum. Gündelik değil, ömürlük diyebileceğimiz eserler için bir insanın dünyasına, ruhuna dokunuyorsunuz. Kendi perspektifimden bakınca biyografi çizmeyi çok özel bir konu olarak değerlendiriyorum."

"Bir ressam için tuvele çizilen resim kadar kullanılan renklerin de ayrı bir yeri olduğunu düşünüyorum."

Hatta bazı ressamlarda kendilerine özgü renkler oluşturuyorlar. Sizin de kendinizle özdeşleştirdiğiniz özel bir renk var mı? Genel olarak hangi renklerle çalışmayı seviyorsunuz?

"Biyografisini çizdiğim kişinin yaşamını çiziyorum"

Takdir edersiniz ki , kendimden çok biyografisini çizdiğim kişinin yaşamını çiziyorum. Ve doğal olarak kendisine de aynı soruyu soruyorum renk konusunda. Nasıl her ressamın bir renk bağlılığı varsa estetik ve görsel algı olarak kişilerin de bir renk tercihi oluyor. Ama özgün olarak çalıştığım eserlerde kesinlikle siyah rengi çok severim. Hayatın her alanında siyah rengi  tercih ettiğimi söyleyebilirim.

Kişiler kendi biyografilerini yani hayatlarının belki de o en önemli anlarını tuvalde görünce neler hissediyorlar ve siz resimlerin kişilerdeki etkisini görünce neler hissediyorsunuz?

"İnsanın kalbi ile aklı arasındaki bağa dokunabilmek"

Tüm çalışmalarımın özünde, insanın kalbi ile aklı arasındaki bağa dokunabilmek var. Kişi tablosunda kendi imgelerini gördüğünde çok sağlam dönütlerle geliyor. Bu da tablodaki izleri yakaladığımda benim için bir onay niteliği taşıyor desem yerinde olur. İnsanın yaşam biyografisini, tasavvurunu hayatından  kesitleri duvara asılı bir tuvalde görmeyi çok özel olarak niteliyor.

Çünkü her insan kendisini aslında bir merkez olarak görüyor. Bu merkezi inşa etmenin de hem ben de  hem tablosunu yaptığım kişi de hayata karşı farkındalık oluşturduğunu düşünüyorum….

Son dönemlerdeki en popüler terapi seçeneklerinden biri "Sanat Terapisi" diyebiliriz. Benim de öğrendiğim kadarıyla sanat terapisi, bir sanat eğitmeni ile terapistin ortak çalışmasını gerektiren, tedavi sürecinin sanatla sürdürülmesine dayanan bir terapi çeşidi. Sizin bu konu hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum. Sanat gerçekten iyileştirir mi?

"Sanat iyileştirir "

Sanatın iyileştirici olması bir yana sanat terapi başka bir konu. Sanat Terapisi daha profesyonellik isteyen, tıp alanında uzman kişiler ile sanat eğitmenin ortak çalışma alanı sunduğu bir terapi yöntemi . Stres, kaygı, gelecek ile ilgili soru ve sorunların yanı sıra, ekonomik olarak bağımsız bir kimlik kazanma da günümüzde başlı başına bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bu sorunlarla baş edebilmek için sanat terapisi de bir alternatif diyebiliriz. Sanat iyileştirir mi sorusuna gelirsek; düşüncelerimiz ve kaygı düzeyimiz biyolojik yapımız üzerinde inanılmaz bir etkiye sahip olabiliyor. Sanatın, stres ile baş etmede, ruhsal olarak insanı rehabilite ettiğine inan biri olarak, elbette insanı iyileştirdiğine hem ruh hem de beden sağlığına iyi geldiğine inandığımı söylemek isterim.

Son olarak, yakın zamanda bir serginiz olacak mı? Gelecek planlarınızda ve hayallerinizde neler var?

"Hayalim;  sanata ve bilime aşık gençleri görmek"

Sergi planım elbette vardı. Bu soruyu aylar önce sorsaydınız ki sorulduğunda serginin her ayrıntısını uzun uzun yazmıştım fakat artık gelecekle ile ilgili bir planlama yapmadığımı söylemek isterim. Maalesef ülkemizin içinde bulunduğu kriz ve farklı olguların üzerimdeki etkilerinden dolayı sergi yada sanat ile ilgili planlamalar yapmaktan vazgeçtim. Hayallerim elbette var. En büyük hayalim; bizden sonraki kuşağın bizden çok daha iyi şartlarda eğitim almasını, umutlu, geleceğe pozitif bakan, ülkesinden ayrılmak istemeyen, sanata ve bilime aşık gençleri görmek diyebilirim.

http://www.ankaramasasi.com/haber/1858446/vahap-aydogan-hayatimda-vazgecemeyecegim-en-onemli-deger-yargim-ozgurlugumdur-
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.