Türkiye’nin havuç üretiminin yaklaşık yüzde 40'ının karşılandığı Beypazarı'nda
kışlık havuç hasadı, yüzlerce işçinin tarlaya inmesiyle başladı.
Günün ilk ışıklarıyla tarlada çalışmaya başlayan işçiler, havuçların sökümünü yaparak torbalara koyuyor.
Toplanan havuçlar, yıkama tesislerine gönderiliyor. Tesislerde önce geniş bir havuzda kaba temizliği yapılan havuçlar, daha sonra yıkama makinesinden geçerek, paketleme kısmına ulaşıyor. Burada havuçlar iri, kıtır ve kırık olarak üçe ayrılıyor. Ayrılan havuçlar kullanım amaçlarına göre farklı kasalara koyuluyor.
Üreticiler, hasat ettikleri ürünleri ilerleyen dönemlerde talebe göre piyasaya sunmak için soğuk hava depolarında muhafaza ediyor. Tüm bu işlemlerin gerçekleştiği Beypazarı havucu, vatandaşların sofralarına yılın 12 ayı ulaştırılmaya çalışılıyor.
Havuç yetiştirimiyle ilgili bilgiler veren sebze meyve üreticisi Mehmet Ertürk, bu sene coğrafi koşullardan ötürü zorlandıklarını söyledi. Ertürk, "Pandemide çok sıkıntı yaşadık. Lokantalar, restoranlar kapandığında iri havuçta çok sıkıntı yaşadık. Fiyatlarımızda yarı yarıya düşüş yaşandı denilebilir" dedi.
Havuçların üretim sürecinden bahseden Ertürk, "Havuçlarımızı şubatın sonunda ekmeye başlarız. Yazlık, kışlık ve güzlük depo havuçlarımız var. Şu anda kışlık havuç hasatlarımızı yapmaya başladık. Geçen yıllara bakarak rekoltemiz biraz düşük, ileri yıllarda iyi olacağını umut ediyoruz. Günlük 70-80 işçi ile başlıyoruz, sezonu 80-100 işçi ile bitiriyoruz. Fabrikaya girdikten sonra orada yıkanıyor, orada kalite olarak ayırıyoruz havucu. İriyi restoranlar alıyor, genelde çıtır havucu ise günübirlik gelen turistler alıyor. Havucun faydaları saymakla bitmiyor. 12 ay Beypazarı’nda havuç hasadımız devam ediyor" diye konuştu.
Eşinin firmasında işletmecilik yapan Cemile Ertürk ise, Beypazarı’nın çalışkan bir halkı olduğunu ifade ederek, "Beypazarı halkı olarak Türkiye’nin yüzde 50 havuç ihtiyacını karşılıyoruz ve kalite açısından birinci olduğumuzu düşünüyorum. Çok çalışkan halkımız. Bayanlarımız, erkeklerimiz çalışkan. Küresel iklimin zorluklarına rağmen Beypazarı halkı bunun üstesinden geliyor. Bunu sadece havuç olarak görmeyin, bunun ıspanağı, marulu var. Farklı iş alanları açmaya çalışıyoruz. Gözlere çok faydası var, bu artık bilindik bir şey Türkiye çapında. Çoğu doktor da bunu tavsiye ediyor zaten. A vitamini olduğunu biliyoruz. Havuç suyu mesela Beypazarı'na geldiğinizde illaki ikram edilmiştir. Sağlık açısından zinde tutuyor. Yüze, cilde iyi geldiğini biliyorum" dedi.
Üretim firmasının yıkama sorumlusu Ertürk Uysal, tarladan çıkan havucun tesis sürecini anlattı. Uysal, şu ifadeleri kullandı:
"Topraktan çıkan havuç burada havuzumuza dökülür, havuzdan yıkama makinesine girer yıkanır, üniteden dökülür işlemeye başlarız. İşledikten sonra Türkiye’nin dört bir yanına havuç göndeririz. Günlük 15 ila 20 ton arasında havuç işliyoruz. Havucu üç kısma ayırırız; iri, kırık ve çıtır olarak. Son durak burası, burada temizlenir, paketlenir ve sevkiyata hazırlanır. Kırıklar genelde turşu, pazarcılar, ucuz satanlar için kullanılıyor. Büyük havuçları lokantalar alıyor, genelde toplu yemekhaneler alıyor. Bu işletme yaklaşık 20 yıldır devam ediyor. 1,5 senedir de buranın sorumluluğu bende. 2,5 ton havuç 45 dakikada yıkanıyor makinede, 45 dakikada tezgaha dökülür."