İbrahim Çanakcı Ankara Masası Gündem özel programında Genel yayın Yönetmeni Fatih Atik’in konuğu oldu.
TÜİK’in enflasyon rakamlarını ‘makyajlı’ olarak niteleyen Çanakcı, bunun gerçeği, sahayı ve bağımsız ölçümleri yansıtmadığını belirtti.
Çanakcı, “Hükümet enflasyon ve hayat pahalılığı konusunda Türkiye’yi bir uçurumun kenarına getirdi ve tam anlamıyla sınıfta kaldı” dedi.
“Dışarıda da enflasyon var diyorlar. Hayır. Bakın Yüzde 157,7 üretici fiyatları artışı bizin Cumhuriyet tarihimizin en yüksek rakamı ve dünyada da şu anda en yüksek rakam. An itibarıyla dünya rekoru.” diyen Çanakcı, bunu dünya konjonktürüyle izah etmenin mümkün olmadığının altını çizdi.
“Faizi düşürüyoruz enflasyonda düşecek demek yalandır, yanıltmadır, aldatmadır”
Çanakcı şunları söyledi:
“Sayın cumhurbaşkanı hatta dün sayın ekonomi bakanı yılbaşından itibaren göreceğiz enflasyonun düştüğünü göreceğiz hatta işte biz faizi düşürüyoruz enflasyon da düşecek gibi böyle bir tabiri caizse yalan ve yanıltmanın peşinde. Bakın bunun adı yalandır, bunun adı yanıltmadır, bunun adı aldatmadır. Çünkü niye? Çünkü siz diyelim ki Aralık ayına geldiğinizde şu anda 85,5 olan rakam muhtemelen 70-75 arasında bir yere gelecek. Baz etkisi diyoruz ya söylenen baz etkisi. Ocak ayında da yine gevşemeye devam edecek. Yılın geri kalan kısmında da böyle daha düşük bir platoda seyredecek. Ama siz bunu hayat pahalılığının azaldığı gibi fiyatların düşeceği gibi sunamazsınız. Hükümet öyle sunuyor. Yani şimdi şöyle bir rakam vereyim size. Fiyatlar falan düşmeyecek. Yani yıllık enflasyon 85,5’ten Aralık ayında Ocak ayında daha düşük seviyeye gerilediğinde fiyatlar düşmeyecek. Bakın fiyatların yıllık artış hızı baz etkisiyle düşüyor fakat fiyatlar artmaya devam edecek, fiyat artış hızı düşüyor. Fiyatlar artmaya devam edecek, hayat pahalılığı devam edecek, alım gücündeki erime devam edecek. Yani şöyle bir örnek vereyim. Diyelim ki şu anda bu iktidarın öngördüğü gibi enflasyon önümüzdeki sene sonunda 2023’te yüzde 25 öngörüyorlar biliyorsunuz yüzde 25 bile olsa önümüzdeki yıl sonunda yani siz geçen sene Eylül ayında 100 liraya aldığınız bir malın fiyatı 250 liranın üzerinde olacak.”
İbrahim Çanakcı, yıllık enflasyon gerilediğinde fiyatların düşmeyeceğini sadece fiyat artış hızının yavaşlayacağını vurguladı.
Çanakcı, “Fiyatlar artmaya devam edecek, hayat pahalılığı devam edecek, alım gücünde erime devam edecek” şeklinde konuştu.
Hükümetin sürekli enflasyonu düşecek diyerek farklı tarihler verdiğine işaret eden Çanakcı, bunun mümkün olmadığını çünkü iktidarın enflasyonla mücadele programı bulunmadığını ifade etti.
“Sadece enflasyon değil bu modelin bütün iddiaları çökmüştür”
Çanakcı şöyle devam etti:
“Şimdi sayın Cumhurbaşkanı sanki tek mesele bu modelin çöktüğü tek yer enflasyonmuş gibi anlatıyor, konuşuyor. Ve oradan da bakın biz yılbaşında iyi bir gelir artışı vereceğiz, enflasyonda işte baz etkisiyle düşecek, işler toparlanacak. Hayır, bu modelin tek çöktüğü yer enflasyon değil, bu modelin bütün iddiaları çökmüştür. Bakın cari fazla iddiası çökmüştür, tarihin en büyük cari açığını veriyoruz, dış ticaret açığını veriyoruz. Enflasyon iddiası çökmüştür, büyüme iddiasını biraz önce konuştuk o da çökmüştür. İstihdam, yani istihdam rakamlarıyla övünüyor işte 31 milyon istihdam. Şimdi 31 milyon istihdam da, siz asgari ücreti ortalama ücret haline getirmişsiniz. Asgari ücret, şu anda açlık sınırını ne kadar altında? 2 bin liraya yakın altında neredeyse, böyle bir noktaya getirmişsiniz. Burada çalışan yoksulluğu diye bir kavram ortaya çıkmış bakın, çalışan yoksulluğu. Bunun adı çalışan yoksulluğu. Aslında bütün yoksulluk çeşitlerinde çok ciddi bir tırmanma ve derinleşme oldu. Çocuk yoksulluğu, öğrenci yoksulluğu, barınma yoksulluğu, gıda yoksulluğu, enerji yoksulluğu, çalışan yoksulluğu, gibi literatüre böyle yeni kavramlar girdi maalesef. Şimdi dolayısıyla bu modelin, dediğim gibi bütün parametreleri çökmüş durumda.”
Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Çanakcı, Ak Parti’nin Türk Yüzyılı vizyonunu da eleştirdi.
“Bu yönetim anlayışıyla Türkiye Kuzey Kore gibi olur”
Çanakcı şunları dile getirdi:
“Ben hem konuşmayı dinledim, hem onunla ilgili bir internet sitesi oluşturulmuş o internet sitesini de inceledim. 16 tane başlık belirlemişler. O 16 başlığın altında şu anda kamu kurumlarında yürüyen programları, projeleri de yeniymiş gibi oraya koymuşlar. Ortada yeni bir vizyon yok. Hele hele bu yönetim anlayışıyla, bu yönetim sistemiyle Türkiye’nin yeni bir yüzyıla girmesi veya öyle söylendiği gibi yüzyılı yakalayabilmesi mümkün değil. Yani bu yönetim sistemi ve bu yönetim anlayışı Türkiye’yi zaten belli konularda bakın ekonomiyi en az 20-30 yıl geriye götürdüler. Temel haklarda, özgürlüklerde 40-50 yıl geri götürdü. Bakın belli noktalarda çok daha geriye gittik biz. Yani şimdi Türkiye’yi böyle 40-50 yıl geriye götürmüş bir yönetim sistemi ve yönetim anlayışının Türkiye’yi gelecek yüzyıla taşıması mümkün değil. Bunun sonu ne olacak diyorsunuz ya böyle devam ederse bunun onu her anlamıyla fakirleşme olur. Bunun göstergelerini bile görüyoruz. Daha dün bir organizasyonda Yeni Yüzyıl marşının çalınması gibi. Parti devleti şeyi. Yani yönetim anlayışının Türkiye’yi götüreceği yer olsa olsa Kuzey Kore gibi bir yer olur yani başka bir şey olamaz”
