Türk siyasi tarihinin kara lekesi

Ankara Masası
|
27 Mayıs 2020, Çarşamba - 16:27
Türk siyasi tarihinin kara lekesi

"Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini ele almıştır..." Bu ifade, Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak geçen 27 Mayıs darbesinin bildirisindeki ilk cümleydi. O bildiri ve ardından yaşananlar üzerinden 60 yıl geçse de unutulmadı. İşte 27 Mayıs darbesi ve o yıllarda meydana gelen olaylar...

1946 yılının ocak ayında kurulan ve Mayıs 1950'de halkın büyük desteğiyle iş başına gelen Demokrat Parti (DP), 27 yıllık tek parti dönemini sona erdirdi. DP serbest seçimle iktidarı kazanan ilk siyasi parti oldu.

Seçimlerde DP yüzde 55 oy alarak 416 milletvekili ile Meclis'e girdi. Aynı seçimde CHP 69 sandalye kazanabildi.

İlk Demokrat Parti iktidarında Celal Bayar Cumhurbaşkanı, Refik Koraltan TBMM Başkanı oldu. Birinci Adnan Menderes hükümeti 22 Mayıs 1950 tarihinde göreve başladı.

"Yeter söz milletin" sloganıyla halkın karşısına çıkan Demokrat Parti'nin ilk icraatlarından biri, Arapça ezanı serbest bırakmak oldu. Haziran 1950 tarihinde yapılan düzenlemenin Cumhurbaşkanı Celal Bayar tarafından onaylanması neticesinde CHP'nin 1932'de çıkardığı "Türkçe ezan düzenlemesi" tarihe geçti.

Darbe söylentileri başladı
DP Hükümeti, Haziran 1950'de darbe hazırlığı yapıldığı gerekçesiyle TSK'nin komuta kademesini emekliye sevk etti. Emekliye ayrılan isimler arasında dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Abdurrahman Nafiz Gürman, Kara, Hava, Deniz Komutanları ve Jandarma Genel Komutanı ile 15 general ve 150 albay yer aldı.

DP-CHP arasında siyasi çekişmeler yoğun şekilde devam ederken DP'nin CHP'nin taşınır-taşınmaz mallarının Hazine'ye devri için yaptığı düzenleme, 1953 yılında Cumhurbaşkanı Bayar'ın onayıyla yürürlüğe girdi. Söz konusu adımla iki parti arasındaki uçurum derinleşmeye başladı.

Takvimler 2 Mayıs 1954'ü gösterdiğinde, Türk halkı yeniden sandık başına gitti. DP rekor kırarak oyların yüzde 57'sini aldı ve 502 milletvekili çıkardı. CHP ise hezimete uğradı ve sadece 31 milletvekili çıkarabildi. Bu tarihi yenilginin ardından itirazlar yüksek sesle dile getirilmese de oklar İsmet İnönü'ye çevrildi. İnönü de bu süreçten sonra muhalefetin dozunu artırdı.

Seçim sonuçları ile gücüne güç katan DP, eş zamanlı olarak ekonomik krizin sinyallerini de almaya başladı.

DP ile TSK arasında gerilimler yaşansa da Başbakan Menderes bunları çözmek için çalıştı ancak ordu içindeki rahatsızlık artmaya başladı.

Parti içi anlaşmazlıklar sonucunda DP'den ayrılan 19 milletvekili, Hürriyet Partisini kurdu. Bu sırada ülkedeki ekonomik kriz, halkta da büyük rahatsızlık yarattı.

6-7 Eylül olayları
Selanik'te Atatürk'ün doğduğu evin yanındaki Türk Konsolosluğu'nun bahçesine atılan iki bombadan birinin patladığı, evin ve konsolosluk binasının camlarının kırıldığı dedikodusunun yayılmasından sonra Ankara, İstanbul ve İzmir'de halk sokağa döküldü.

6-7 Eylül 1955'teki olaylarda, Beyoğlu başta olmak üzere azınlıkların yaşadığı semtlere, kiliselere ve mezarlıklara saldırılar oldu. Bunun sonucunda birçok azınlık mensubu Türkiye'yi terk etti.

Ordunun darbe hazırlığı Menderes'e de ulaştı
DP'nin iktidara gelmesinin ardından bir grup subayın ordu içinde kurduğu cunta, süreç içinde giderek varlığını hissettirmeye başladı.

Ordunun darbe hazırlığı içinde olduğu bilgisi Menderes'e de ulaştı.

DP iktidarına karşı darbe düzenlemek amacıyla bir araya gelen cuntanın bu girişimi, Binbaşı Samet Kuşçu’nun ihbarı ile akamete uğrarken bu olay tarihe "9 subay olayı" olarak geçti.

9 Subay olayı sonrasında Cumhurbaşkanı Celal Bayar, olayın vehametini anlayarak Milli Savunma Bakanı Şemi Ergin’in istifasını sağladı. Yerine Adnan Menderes’le bir akrabalık bağı olmayan ancak aynı soyadını taşıyan yakın arkadaşı Ethem Menderes getirildi.

Menderes'in uçağı düştü
Siyaseten gerilimler sürerken yaşanan bir kaza, tüm krizlerin bir süreliğine askıya alınmasına yol açtı. 1959'un şubat ayında, Kıbrıs Anlaşması'nı imzalamak üzere Londra'ya giden Menderes'i ve heyetini taşıyan uçak, Gatwick Havalimanı'na inişe geçtiği sırada düştü.

Menderes kazadan sağ kurtulurken ülkeye dönüşünde hem siyasilerin hem halkın coşkulu karşılamasıyla moral buldu. Bu süreçte Menderes'e yurt dışında birkaç aylığına tedavi edilmesi önerildi ancak Menderes, bu teklifi reddetti.

Büyük taarruz gezisi
Tüm bu gelişmeler yaşanırken CHP Genel Başkanı İnönü, Nisan 1959'da "Büyük Taarruz" adı verilen bir geziye çıktı. 48 milletvekili, partililer ve gazetecilerden oluşan grubun ilk durağı, Uşak oldu. Heyet burada hükümet tarafından organize edildiği öne sürülen bir grup gösterici tarafından protesto edildi ve İnönü bir göstericinin attığı taşla yaralandı.

Bu saldırının yanı sıra İnönü, İstanbul'a dönüşünde arabasıyla şehre girerken bir grubun saldırısına uğradı, iddiaya göre olaya polis ve asker müdahale etmedi.

Üniversite öğrencilerinin gösterileri
Bu olayların ardından üniversite öğrencileri, hükümet aleyhine gösterilere başladı. İstanbul Beyazıt Meydanı'nda üniversite öğrencilerinin eylemi sırasında Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz, seken bir kurşunun başına isabet etmesi sonucu hayatını kaybetti. Emeksiz'in "polis kurşunuyla hayatını kaybettiği" yönündeki haberler dolayısıyla olaylar daha da şiddetlendi.

Yaşananlar nedeniyle İstanbul ve Ankara'da sıkıyönetim ilan edildi.



Ankara'da 5 Mayıs 1960'da bir öğrenci grubu, ''555K'' yani "5'inci ayın 5'inde saat 5'te Kızılay'da" koduyla gösteri düzenledi.



Menderes, eylemcilere hitap etmeye çalıştı ancak başaramadı. Öğrencilerin arasına girerek konuşmak isteyince, bir öğrenci Menderes'in boğazını sıktı. Menderes "Ne istiyorsun" diye sorduğu gençten "Hürriyet istiyorum" cevabını aldı. Menderes, tarihe geçen "Bir Başbakanın boğazını sıkıyorsun bundan ala hürriyet mi var?" ifadelerini burada kullandı.

21 Mayıs'ta da Harp Okulu öğrencileri sokağa çıktı ve Zafer Anıtı'na kadar ''sessiz" yürüyüş yaptı.



Bildiriyi Alparslan Türkeş okudu
Tüm bu gelişmelerin ardından TSK içerisindeki bazı general ve subayların oluşturduğu 38 kişilik Milli Birlik Komitesi, "DP'nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü" gerekçelerini ileri sürerek 27 Mayıs'ta sabaha karşı yönetime el koydu.

Kurmay Albay Alparslan Türkeş tarafından 04.36’da Ankara Radyosu’ndan okunan bildiriyle ''ihtilal'' duyuruldu.

Bildiride, şu ifadeler yer aldı:

"Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini ele almıştır. Bu harekata Silahlı Kuvvetlerimiz, partileri içine düştükleri uzlaşmaz durumdan kurtarmak ve partiler üstü tarafsız bir idarenin nezaret ve hakemliği altında en kısa zamanda adil ve serbest seçimler yaptırarak idareyi, hangi tarafa mensup olursa olsun, seçimi kazananlara devir ve teslim etmek üzere girişmiş bulunmaktadır."

Türk demokrasisine kara leke
Milli Birlik Komitesi (MBK) tarafından düzenlenen darbe neticesinde, demokrasi askıya alınırken Türkiye’nin uluslararası alanda itibarı yerle bir oldu.

İlk aşamada 38 kişiden oluşan ve Orgeneral Cemal Gürsel’in başkanlığını yaptığı MBK’nin üye sayısı daha sonra Korgeneral Cemal Madanoğlu'nun girişimiyle, ordunun yönetimde kalmasını savunan 14 üyenin yurt dışına görevli gönderilmesiyle 23'e düştü.

MBK, her askeri darbede yapıldığı gibi Anayasa ve TBMM'yi feshetti, siyasi faaliyetlerini askıya aldı. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, hükümet üyeleri, DP'li milletvekilleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun ile asker ve bazı üst düzey kamu görevlileri gözaltına alındı. Tüm tutuklular Yassıada'da hapsedildi.

28 Mayıs’ta Milli Birlik Hükümeti Cemal Gürsel başkanlığında kuruldu.

1 numaralı sanık Celal Bayar
Adeta Türk demokrasisinin yargılandığı davalarda toplam 15 yargıç ve 9 savcı görev yaptı. Yüksek Adalet Divanı’nın başkanlığını Salim Başol yaptığı duruşmalar Yassıada Spor Salonu'nda görüldü.

Celal Bayar 1 numaralı sanık olurken dönemin Başbakanı Menderes ise onun yanındaki sandalyede oturdu.

Yassıada'daki yargılamalar, 14 Ekim 1960'ta başlayıp 15 Eylül 1961'de karara bağlandı. Toplam 19 dosyada toplanan davalar, "anayasayı ihlal" davasıyla birleştirildi.

Tutuklular "vatana ihanet, meclis iç tüzüğünün değiştirilmesi, Kırşehir'in ilçe yapılması, CHP’nin mallarına el koymak"tan suçlu bulundu. Yassıada duruşmalarında 6-7 Eylül olaylarından da DP sorumlu tutuldu.

592 sanıktan 288'i için idam istendi. Kararı açıklayan Yüksek Adalet Divanı, 15 sanığı idam cezasına çarptırdı.

Eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar, eski Başbakan Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam kararları oy birliğiyle alındı.

Celal Bayar hakkındaki karar, yaş haddi nedeniyle müebbet hapis cezasına çevrildi. 

Eski TBMM Başkanı Refik Koraltan, eski TBMM Başkanvekilleri Agah Erozsan, İbrahim Kirazoğlu, eski Tahkikat Komisyonu Başkanı Ahmet Hamdi Sancar, eski Tahkikat Komisyonu üyeleri Nusret Kirişçioğlu, Bahadır Dülger, eski bakan Emin Kalafat, eski milletvekilleri Baha Akşit, Osman Kavrakoğlu, Zeki Erataman ile eski Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun hakkındaki idam kararları ise oy çokluğuyla alındı.



Aralarında eski bakan, eski milletvekilleri, Tahkikat Komisyonu üyeleri, İstanbul Valisi ile İstanbul Belediye Başkanı'nın da bulunduğu 31 sanık hakkında ise müebbet hapis cezası verildi. Sanıklardan 92 kişiye 20 yıl ile 6 yıl arasında ağır hapis, 94 kişiye 5 yıl ağır hapis cezası verildi. Bazı sanıklar kısa süreli hapis cezasına çarptırılırken bazıları da beraat etti. 



Birçok yabancı ülke lideri, idamların durdurulması için Cemal Gürsel başkanlığındaki Milli Birlik Komitesine defalarca çağrıda bulundu. Bunun üzerine Komite, Celal Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu dışındakilerin idam cezasını affetti. Celal Bayar'ın cezası yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi.

Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961'de sabaha karşı, merhum Menderes ise İmralı Adası'nda 17 Eylül 1961'de sağlık muayenesini yapan doktor heyetinden sağlam raporu alındıktan sonra saat 13.21'de idam edildi.

http://www.ankaramasasi.com/haber/19183/turk-siyasi-tarihinin-kara-lekesi
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.