Mustafa Destici TVNet yayınında gündemi değerlendirdi.

Altılı masanın yeni bir anayasa sunamadığına işaret eden Destici, böyle bir vizyona da ciddi çalışmaya da sahip olmadıklarının ortaya çıktığını vurguladı.

Destici, 2017 referandumu öncesi Türkiye’de uygulanan parlamenter sistemin bazı ufak tefek değişikliklerle bir kopyasını önermiş olduklarını ifade etti.

"Cumhurbaşkanı seçimle göreve gelirse icra makamına dönüşüyor"

Mustafa Destici şunları söyledi:

“Sizin de ifade ettiğiniz gibi, parlamenter sistemlerde cumhurbaşkanı meclis tarafından seçilir ve sembolik bir makamdır. Devleti, milleti temsil makamıdır, icra makamı değildir. Lakin biz gördük ki, cumhurbaşkanı hangi sistemde olursa olsun seçimle yani milletin oyuyla, halk tarafından seçilip de göreve başladığında artık cumhurbaşkanı sembolik bir makam olmaktan çıkıyor ve bir icra makamına dönüşüyor. Yani bunu biz 2017 öncesi de çok iyi bir şekilde test ettik ve başbakanla halk tarafından seçilmiş cumhurbaşkanı arasında kim olursa olsun bir yetki tartışması meydana geliyor. Bir kere bunu görebilmiş olmaları lazımdı. Lakin öyle bir baskı altında oldukları görünüyor ki, bunu oraya yazmak zorunda kalmışlar. Çünkü daha önceki kamuoyuyla paylaştıkları çalışmalarda, cumhurbaşkanının nasıl seçileceği konusunda bir fikir dahi beyan etme cesareti gösterememişlerdi."

"Bunun HDP’nin talebi olduğunu düşünüyorum"

" İkincisi bakın burada HDP ile ilişkimiz yok diyorlar, o kadar açık ki ilişkileri olduğu, parti kapatmayı meclisin nitelikli çoğunluğuna bağlıyorlar. Bu şekilde aslında yargının görevini de gasp etmeye kalkmış oluyorlar. HDP’ye de dolaylı olarak destek vermiş oluyorlar. Bunun HDP’nin talebi olduğunu düşünüyorum.”

"Kara Harekatı şart"

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, terörle mücadeleye ilişkin bir soruyu yanıtlarken Fırat kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekatlarının emperyalistlerin taahhütleriyle yarım kaldığını hatırlattı.

ABD’nin sözlerinin aksine terör örgütüne binlerce TIR silah gönderdiğini ve Türkiye’ye yönelik terör saldırılarının devam ettiğini anlatan Destici, taksim saldırısının bardağı taşırdığını dile getirdi.

Destici, bunun üzerine Pençe Kılıç Harekatı çerçevesinde 700 kilometrelik bir alanda yüzlerce hedefin bir günde vurulduğunu, kara harekatının da an meselesi olduğunu aktardı.

Bunun şart olduğunun altını çizen Destici, bir süpürme harekatıyla bütün terör tehdinin bertaraf edilmesinin öneminin altını çizdi.

"Bizim canımız gitmiş, sen hangi incitmeden, incitmemekten bahsediyorsun?"

Destici, altılı masanın bu noktadaki tutumunu da şu sözlerle eleştirdi:

“Sayın Babacan, efendim işte terörle mücadeleyi Amerika başta olmak üzere müttefiklerimizle yapmalıyız dedi. Tamam da, Sayın Babacan’a şunu sormak lazım: Binlerce tır silahı YPY’ye kim verdi? Nasıl onlarla birlikte biz PKK ile mücadele edeceğiz? Taa çekiç güçten başlayarak bugüne kadar. Yine aynı Babacan diyor ki; HDP, PKK üzerinden HDP’ye oy veren milyonları şeytanlaştırmayalım. HDP’yi şeytanlaştırmayalım, PKK üzerinden HDP’ye oy veren milyonları da incitmeyelim diyor. Ya bizim canımız gitmiş, sen hangi incitmeden, incitmemekten bahsediyorsun? Bizim canlarımız gitmiş. Bu nasıl bir düşüncedir? Eğer Amerika Birleşik Devletleri, PKK’yı desteklemese 40 yıldır biz terörle mücadele ediyoruz.Sadece Amerika’sı değil, onlarca batılı devlet ya da dünya devleti emperyalistler başta olmak üzere 40 gün dayanabilir mi, 4 gün dayanabilir mi, PKK/YPG kahraman Türk ordusunun ve Türk devletinin karşısında. Bunu Dışişleri Bakanlığı yapmış birisi bilmiyor mu, bal gibi biliyor. Ama şimdi böyle konuşuyor, onu da şimdi milletimiz takdir edecek."

"Elbette onların intikamını alacağız "

" Şimdi diğer taraftan bakıyorsunuz, İyi Parti Genel Başkanı bir önceki grup toplantısında, bu harekatın başladığı dönemde, devlet intikam almaz, şefkat gösterir diyor. Kime şefkat göstereceğiz biz, 5 yaşındaki evladımızı, sabi çocuğumuzu öldürene mi? Masum öğretmenimizi katledene mi? İstiklal Caddesinde 6 tane masum sivil vatandaşımızı bomba patlatarak, parçalayarak öldüren bir terör örgütüne mi biz şefkat göstereceğiz? Elbette bedelini soracağız, elbette onların intikamını alacağız ve kanlarını yerde bırakmayacağız. Elbette gereğini yapacağız.”

"Kılıçdaroğlu'nun 3 Aralık açıklaması altılı masadan icazet alma hamlesi"

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, 3 Aralık’ta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun tamamen kendi Cumhurbaşkanı adaylığı üzerine kurgulanmış bir vizyon projesi açıklamaya çalışacağını söyledi.

“Cumhur İttifakında olan partilerimizin üçü de cumhurbaşkanı adaylığı noktasında hemfikir, aday belli. Tarafımız da belli adayımız da belli. Ama CHP’de altılı masada henüz böyle netleşmiş bir şey yok” diyen Kılıçdaroğlu,  “Ama Kılıçdaroğlu bunu netleştirmek için nasıl İngiltere, ABD ziyaretini biraz da bu adaylığını kesinleştirmek ya da adaylık noktasında altılı masadan icazet alma üzerine kurgulamışsa bunu yaparken de toplumun bütün diğer kesimlerini helalleşme olsun, başörtüsü yasa teklifi olsun bütün bunları da yaparak millete de mesaj vermeye çalışırken işte bu 3 Aralık’ta açıklayacağı vizyon belgesiyle de kendilerince burada Kılıçdaroğlu ve CHP işte aday yapıldığında, aday olduğunda Türkiye’yi nasıl yöneteceklerini , Türkiye’ye ne vaat ettiklerini açıklamış olacak. Aslında adaylığı kesinleşmese de bence sayın Kılıçdaroğlu burada adaylığını da bence başlatmış olacak. Seçim kampanyasını da başlatmış olacak" şeklinde konuştu.

"Amerikalı danışman CHP'nin yönünü de yörüngesini de açıkça gösteriyor"

Musstafa Destici, Kılıçdaroğlu’nun Amerikalı bir ekonomi danışmanı atamasına da dikkati çekerek şunları dile getirdi:

“Ekonomi başdanışmanlığına bir Amerikalının getirilmiş olması da hem de neoliberalizmin en önemli temsilcilerinden bir kuruluştan bir ismin getirilmiş olması Cumhuriyet Halk Partisi’nin ve altılı masanın yönünün ve yörüngesinin ne olduğunu da bize çok açıkça gösteriyor."

" Kemal Derviş vakasından daha öte bir süreçle karşı karşıyayız"

"  Yani burada biz çok net söyleyeyim bir Kemal Derviş vakasından daha öte bir süreçle karşı karşıya olduğumuzu görüyorum. Ekonominin yönetimini kendilerinin yönetemeyeceklerini herhalde gördüler ve tamamen ekonominin yönetimini  ABD, Batı ile birlikte götürmeyi planladıklarının da bir göstergesi olduğunu düşünüyorum ve CHP ekonomiyi ne tek başına Ali Babacan’a ne de İyi Parti’ye bırakmayacağının da bir mesajını da vermiş oldu”