Kadir Topbaş 10,58 - Ekrem İmamoğlu 2,07

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı 2-8 Ocak Dezenformasyon Bülteni'ni yayımladı. Bültende, "Geçmişten bugüne İstanbul'da kim ne kadar metro yaptı?" başlıklı grafikte 1984'ten itibaren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapanların yıllık ortalama kaç kilometre metro hattı inşası gerçekleştirdiğine dair yanıltıcı bilgilere yer verildiği belirtildi.
Mevlüt Peker
|
09 Ocak 2023, Pazartesi - 23:05
Kadir Topbaş 10,58 - Ekrem İmamoğlu 2,07

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezince, 2-8 Ocak'ı kapsayan Dezenformasyon Bülteni yayımlandı.

Bültende, "İstanbul'da inşa edilen metro hatlarına ilişkin dezenformasyon", "15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün eski adı 'Atatürk Köprüsü'", "Karadeniz'deki doğal gaz keşfiyle ilgili 'yabancı şirket'", "TÜİK verilerine ilişkin manipülasyonlar", "Seçim malzemelerinin DMO depolarında tutulması mevzuata aykırıdır", "BOTAŞ Yönetim Kurulu üyelerine 2021 yılında 148 milyon lira harcama yapıldı", "Uçaklar kimyasal püskürtüyor" iddialarını içeren çeşitli başlıklardaki haberlere yer verildi.

Bültende, bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan ve basın yayın organlarında habere konu olan, "Geçmişten bugüne İstanbul'da kim ne kadar metro yaptı?" başlıklı grafiklerin dezenformasyon içerdiği belirtilerek, şu ifadeler yer aldı:

"Grafikte 1984'ten itibaren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış isimlerin yıllık ortalama kaç kilometre metro hattı inşası gerçekleştirdiğine dair yanıltıcı bilgilere yer verilmiştir. Grafikte yazan rakamlar gerçeklerle bağdaşmamaktadır. 1984-1989 döneminde İBB Başkanlığı yapan Bedrettin Dalan'ın 5 yıllık görev süresinde 8,1 kilometre (yıllık ortalama 1,62 kilometre) metro hattı inşası gerçekleştirilmiştir. 1989-1994 yılları arasında görev yapan Nurettin Sözen döneminde de 5 yılda toplam 12 kilometre (yıllık ortalama 2,40 kilometre) metro hattı inşa edilmiştir. 1994-1998 yılları arasında İBB Başkanlığı yapan Recep Tayyip Erdoğan döneminde 4,5 yılda 12 kilometre (yıllık ortalama 2,67 kilometre) metro hattı inşa edilmiştir. 1998-2004 yılları arasında görev yapan Ali Müfit Gürtuna döneminde 5,5 yılda 12,4 kilometre (yıllık ortalama 2,25 kilometre) metro hattı inşası gerçekleştirilmiştir.

2004-2017 yılları arasında başkanlık yapan merhum Kadir Topbaş döneminde 13,5 yılda 142,88 kilometre (yıllık ortalama 10,58 km) metro hattı inşa edilmiştir. Görevi devralan Mevlüt Uysal, 1,5 yılda 5,13 kilometre (yıllık ortalama 3,42 kilometre) metro hattı inşasını tamamlamıştır. 2019 yılında İBB başkanlık koltuğuna oturan Ekrem İmamoğlu'nun 3,5 yıllık görev süresince 7,24 kilometre (yıllık ortalama 2,07 kilometre) metro hattı inşa edilmiştir."

"15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün adı, Atatürk Köprüsü idi" iddiası

İYİ Parti STK İlişkileri Başkan Yardımcısı Mehmet Aslan'ın, "15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün adı, Atatürk Köprüsü idi" iddiasının doğru olmadığı belirtilen bültende, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de 29 Mayıs 2013'te, "İlk köprü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün ismini taşıyor." iddiasında bulunduğu kaydedildi.

Karayolları Genel Müdürlüğünün, "Boğaziçi Köprüsü Proje Bilgileri" belgesinde, köprünün adının en başından beri "Boğaziçi" olduğunun açık şekilde görüldüğü aktarılan bültende, şunlar kaydedildi:

"Ayrıca, TRT'nin açılış ve inşa süreçlerindeki arşiv görüntülerinde, köprünün adı yine 'Boğaziçi' olarak geçmektedir. Dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ve Başbakan Naim Talu ile beraberindeki bakanlar, 30 Ekim 1973 saat 11.00'de köprünün açılış törenine katılmıştır. Töreni haber yapan basın yayın kuruluşlarının köprüyü, 'Boğaziçi Asma Köprüsü' olarak andığı tespit edilmiştir. 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Boğaziçi Köprüsü'nde 2'si polis 34 vatandaşımız şehit edilmiştir. Boğaziçi Köprüsü'nün adı 25 Temmuz 2016'da, Bakanlar Kurulu kararıyla şehitlerimizin anısına, '15 Temmuz Şehitler Köprüsü' olarak değiştirilmiştir."

Karadeniz'deki doğal gaz keşfiyle ilgili "yabancı şirket" iddiası

Bazı basın yayın organlarında Karadeniz'deki doğal gaz arama faaliyetleri ve keşif duyurularıyla ilgili ortaya atılan, "yabancı şirket" iddialarının gerçeği yansıtmadığı vurgulanan bültende, şu ifadeler kullanıldı:

"Akçakoca doğal gaz sahası, 1995 yılında imzalanan ortaklık sözleşmesiyle yüzde 51 hissesi TPAO'ya; yüzde 49'u ise Arco firmasına ait petrol arama/işletme ruhsatına konu sahadır. Kıyı şeridinden 7 kilometre uzaklıkta, sığ deniz alanı olan bu sahada keşif 2004 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu ruhsattaki yüzde 49 hisseye sahip olan yatırımcı şirketin hisselerini devretmesiyle şu andaki sahibi Park Place Energy Turkey Limited Şirketi'dir. İddiada adı geçen Trillion Energy Şirketi Kanada'da halka açık şekilde faaliyet gösteren bir şirket olup, Park Place Energy Turkey Limited Şirketi'nin hissedarlarındandır. Kamuoyuna rezervi 710 milyar metreküp olarak açıklanan AR/TPO/KD/C26,C27,D26,D27 numaralı ruhsat alanları; kıyıdan 175 kilometre uzaklıkta, ülkemizin Karadeniz Münhasır Ekonomik Bölgesinde yer alan Sakarya Gaz Sahası ve civarında bulunmaktadır.

Bu projenin yatırımında ve üretiminde herhangi bir ortak şirket söz konusu olmayıp, ruhsatların ve rezervlerin yüzde 100'ü TPAO'ya aittir. Akçakoca Gaz Sahası ise 2004 yılında kıyı çizgisinden 7,5 kilometre uzaklıkta ve 70 metre su derinliğinde keşfedilmiş ARI/TPO-PPE/4877 numaralı ruhsat alanındaki bir sahadır. Birbirinden 185 kilometre uzakta yer alan Sakarya Gaz Sahası ve Akçakoca Gaz Sahası arasında herhangi bir bağlantı yoktur."

TÜİK verilerine ilişkin manipülasyonlar

Farklı kurumların paylaştığı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerinin bir arada paylaşılarak "doğruluk kıyaslaması" yapılmasının, manipülatif bir yaklaşım biçimi olduğu belirtilen bültende, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından üretilen istatistiklerin, AB İstatistik Ofisi (Eurostat) ve ilgili diğer uluslararası kuruluşlar tarafından belirlenen yöntem, tanım ve kavramlar kullanılarak hesaplandığı bildirildi.

Bu kavram ve yöntemlerle uygulama sonuçlarının, yerli ve yabancı kurum ve kuruluşlardaki uzmanların değerlendirmelerine açık olduğu gibi en ayrıntılı düzeyde de kamuoyuyla paylaşıldığına yer verilen bültende, bu alanda TÜİK'in, dünyada en şeffaf kurumlar arasında yer aldığı kaydedildi.

Bültende, 30479 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin, "Bilimsel ve Teknik Özerklik" başlığı altındaki 599. maddesinde, TÜİK'in ürettiği istatistiklere doğrudan ya da dolaylı olarak hiçbir makam ve mercinin müdahale edemeyeceğinin açıkça belirtildiği de vurgulandı.

Bültende şunlar kaydedildi:

"TÜİK tarafından 2022 yılı itibarıyla TÜFE kapsamında 409 madde, 904 madde çeşidi için her ay yaklaşık 560 bin 392 fiyat derlenmektedir. TÜİK’in fiyat endeksi 2003 bazlıdır ve TÜİK, tüketim anketi yaparak madde sepetini her yıl güncellemektedir. İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) endeksi ise 1995 bazlıdır. İTO’nun perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan Ücretliler Geçinme İndeksi hesaplaması sadece İstanbul’u kapsamaktadır.

TÜİK'in resmi sitesinde, 4 Ekim 2021 itibarıyla personel sayısının toplam 3 bin 896 kişi olduğu ve bu personelin yüzde 34'ü merkez, yüzde 66'sı ise veri toplamakla görevli taşra teşkilatında istihdam edildiği ifade edilmektedir. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise 7 kişilik bir çalışma grubuyla web sitesi aracılığıyla istatistikler üreten bağımsız bir kuruluştur. Bununla birlikte açıkladıkları sayısal verilerin herhangi bir ulusal veya uluslararası kuruluş tarafından denetlenmesi söz konusu değildir. ENAG’ın kendi resmi sitesinde, 'Burada yer alan fiyatlar, veriler ve bilgilerin tam ve doğru olduğu garanti edilemez ve söz konusu içerik haber verilmeksizin çıkarılabilir veya değiştirilebilir. Burada yer alan bilgiler aksi belirtilmedikçe ENAGrup'un sahip olduğu enflasyon hesaplama yöntem ve metodolojisi ile diğer kişisel görüşlerine dayanmaktadır' ifadeleri yer almaktadır. Her yönüyle şeffaf ve denetlenebilir TÜİK verilerinin, bir istatistik otoritesinde bulunması gereken ilkeler bir yana, 'paylaştığımız veriye kefil değiliz' mantığıyla hareket eden bir 'ofis'in verileriyle kıyaslanması mantık ve bilimsellikten uzak bir yaklaşım biçimidir."

"Seçim malzemelerinin DMO depolarında saklanması mevzuata aykırıdır" iddiası

CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat'ın, "YSK'nin kendi depoları olmasına rağmen seçimde kullanılacak malzemelerin DMO depolarında saklaması mevzuata aykırıdır" iddiasının gerçeği yansıtmadığına yer verilen bültende, Anayasa'nın 79. maddesiyle seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğüyle ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve TBMM üyelerinin seçim tutanaklarını kabul etme görevinin Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) verildiği anımsatıldı.

YSK'de mal ve hizmet alımları ile yapım işlerinin, Kamu İhale Kanunu hükümleri çerçevesinde mevzuata göre yapıldığı, Sayıştay denetimine tabi olduğu belirtilen bültende, kanunun, seçim malzemelerinin DMO aracılığıyla alınmasını mümkün kıldığı ifade edildi.

Seçim malzemelerinin DMO aracılığıyla alınması yönteminin, mevzuata uygun olarak yıllardan beri süregeldiği, bu uygulamada herhangi bir değişikliğin yapılmadığı aktarılan bültende, şu ifadelere yer verildi:

"İhtiyaç dahilinde alınması planlanan seçim malzemeleri YSK'nin yetkili birimleri tarafından; seçmen sayıları, yasalar gereğince gelecek yıllarda yapılacak seçimler, erken seçim ihtimali, siyasi parti kongreleri ile odalar ve borsalar seçimleri gibi unsurlar dikkate alınarak hesaplanmakta, yine YSK'nin takdirlerine ve siyasi parti temsilcilerinin bilgilerine sunularak Yüksek Kurulun kararları doğrultusunda mevzuat çerçevesinde alınmaktadır. Söz konusu kararlar doğrultusunda alınarak stoklarda hazır edilen filigranlı kağıtlar seçim zamanlarında; seçime katılacak siyasi parti, bağımsız aday ve seçmen sayısı dikkate alınarak gerekli hesaplamalar yapıldıktan sonra oy pusulası ile oy zarfı üretilmesi işleminde kullanılmaktadır.

YSK, seçim malzemelerini muhafaza edeceği yeterli deposu bulunmadığı için güvenli depolama imkanlarına sahip DMO depolarında muhafaza etmekte olup depoların güvenliği emniyet ve jandarma teşkilatı tarafından sağlanmaktadır. Seçim malzemelerinin DMO depolarında muhafaza edilmesi hususu yıllardan beri mevzuata uygun olarak yapılan bir uygulama olup yeni bir uygulama değildir."

"BOTAŞ Yönetim Kurulu üyelerine 2021'de 148 milyon lira harcama yapıldı" iddiası

Bazı basın yayın organlarındaki, "Altı kişiden oluşan BOTAŞ, yönetim kurulu üyeleri ile sayıları açıklanmayan kuruluş dışı denetçiler için 2021 yılında 148 milyon 644 bin liralık harcama yapmış. 2020 yılında yapılan harcama ise 56 milyon 948 bin lira" iddiasının doğru olmadığı belirtilen bültende, şunlar kaydedildi:

"BOTAŞ tarafından Yönetim Kurulu üyeleri ve denetçilere 2020 yılı için 56 milyon 948 bin lira değil, 56 bin 948 lira ve 2021 yılı için ise 148 milyon 644 bin lira değil, 148 bin 644 lira toplam ödeme yapılmıştır. Sayıştay tarafından hazırlanan Denetim Raporu'nda 'milyon' ifadesinin sehven yazıldığı tespit edilmiştir. BOTAŞ'a göre, Sayıştay Denetim Raporu'nda yer alan 'Personel Sayı ve Harcamaları'ndaki rakamların sehven yazıldığı Sayıştay Denetim ekibi tarafından da teyit edilmiştir.

BOTAŞ Yönetim Kurulu üyelerine 11 Nisan 2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 2393 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'nın 4. maddesinin 2. fıkrası kapsamında ücret ödemesi yapılmakta olup bu kararda belirlenen ücretin dışında ödeme söz konusu değildir."

"Uçaklar kimyasal püskürtüyor" iddiası

Bültende, bazı sosyal medya hesaplarında paylaşılan, "Uçaklar kimyasal püskürtüyor" iddiasının gerçeği yansıtmadığı belirtildi.

Uçakların arkasında oluşan ve "kuyruk izi" olarak bilinen izin, uçaklardan çıkan sıcak egzoz gazı nedeniyle oluştuğu anımsatılan bültende, "Uçaklar yaklaşık 25-30 bin feet yükseklikte uçmaktadır ve bu seviyedeki hava sıcaklığı yaklaşık eksi 50 derece civarındadır. Uçaktan çıkan egzoz gazı, çevreye göre daha sıcaktır ve bu nedenle soğuk havada yoğunlaşma meydana gelmektedir. Kısacası kuyruk izi, uçaktan çıkan sıcak egzoz gazının daha soğuk havayla karıştığında arkasında yoğunlaşma meydana gelmesiyle ya da uçağın hızla geçmesi sonucu basıncın düşmesiyle oluşmaktadır. Kuyruk izine belirli bir süre dikkatlice bakıldığında, kısa sürede ortadan kalktığı veya yatay olarak dağıldığı gözlenmektedir. Bu izlerin oluşabilmesi için havada yeterince yüksek nispi nem ve belli bir sıcaklık gerekmektedir." ifadesi yer aldı.

http://www.ankaramasasi.com/haber/2050872/kadir-topbas-1058-ekrem-imamoglu-207
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.