Mustafa Destici, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi.
Kapatılacağını anlayan HDP’nin can havliyle Anayasa Mahkemesi’nden görüşmeleri seçim sonrasına bırakmasını istediğine işaret eden Destici, “Biz söz konusu davanın herhangi bir siyasi yönü olduğunu asla düşünmedik ve düşünmüyoruz. Devam eden bir ceza davasıdır, bir hukuk davasıdır” dedi.
"HDP'nin kapatma davası seçim sonrasına bırakılırsa siyasi karar olur"
BBP Genel Başkanı Destici, “Kanunlarımıza ve uluslararası hukuka göre siyaset, demokrasi ve millet iradesi suçla şiddetle, özellikle terörle kirletilemez ve kirletilmemelidir. Yanlış ve tuhaf olan HDP'nin kapatılması değil, PKK ve PKK'nın eylemleriyle, cinayetleriyle arasına mesafe koymaya gerek bile duymadığı şartlarda varlığını devam ettirmesidir. Sırtlarını PKK'ya PYD'ye dayadıklarını kendileri söylediler. Bebek katili terör örgütünün elebaşısının önderleri olduğunu, heykelini dikeceklerini biz ya da siz söylemediniz, onlar kendileri söylediler, Yeter bu devlet ve millet düşmanlarından biz de bıktık milletimiz de bıktı. Geleceğimizi belirleyecek olan seçimlerin Türkiye'ye savaş açmış, binlerce şehidimizin on binlerce masum insanın katili bir terör örgütü tarafından manipüle edilmesine izin verilemez, izin verilmemelidir. Bu yönde hukuk doğrultusunda bir karar çıkacağına ve hepimiz için politik endişeler yerine hukuka dayalı bir karar çıkmasını temenni ediyorum. Biraz önce de ifade ettim. Bu talebin direkt reddedilmesi gerekiyordu ama madem gündeme alınmıştır, şayet eğer seçim sonrasına bırakma ile ilgili yarın bir karar çıkarsa bu karar hukuki değil tamamen siyasi bir karar olur” şeklinde konuştu.
Mustafa Destici, HDP’nin kapatılması dışındaki kararların millet vicdanında karşılık bulmayacağını ve kötü örnek olacağını vurguladı.
"Diyarbakır annelerini ziyaret bile edemiyorlar"
Altılı masada oturan bazı siyasetçilerin sözde milliyetçi ve Atatürkçü olduklarını ifade ettiklerini hatırlatan Destici, oysa bunların Güneydoğu’ya gittiğinde yeni bir çözüm süreci fikrini dillendirdiklerini belirtti.
“Daha çok kısa bir süre önce de Yüksekova Hakkari ve Van Bölgesindeydik. Çözüm sürecinin bölgeye terörle mücadeleye, bölge insanlar ne kadar zarar verdiğini bizzat kendilerinin ağzından dinledik. Terörle müzakere olmaz, bunu test ettik, mücadele olur” diyen Destici, sözde milliyetçi ve Atatürkçü siyasetçilerin HDP kapısında terör örgütü PKK’nın dağa götürdüğü evlatlarını bekleyen Diyarbakır Annelerini ziyaret bile edemediklerini kaydetti.
" İkiyüzlülüklerini siyasi sahtekarlıkları çıkmıştır"
Destici, “Diyarbakır Annelerini ziyaret edemeyenler PKK’ya ve PKK’nın uzantılarına Zeytin dalı uzatmaktadırlar. Diyarbakır annelerine gitmekten acaba onları alıkoyan nedir? Altılı masada oturmaları mıdır? Ya da altılı masanın resmi olmasa bile fiili ortağı HDP'yi gücendirmemek adına mı, PKK'dan HDP'den evlatlarını isteyen Diyarbakır annelerini ziyaret etmekten imtina etmişlerdir. Aziz ve necip Türk milleti bunları görmektedir. İkiyüzlülüklerini siyasi sahtekarlıkları her zaman bu tür hadiselerde açığa çıkmaktadır ve çıkmıştır” dedi.
Mustafa Destici, 2023 seçimlerinde aday ve seçim süreci ile ilgili herhangi bir ihtilaf ya da tereddütleri olmadığının da altını çizdi.
" Cumhurbaşkanımızın adaylığı ile ilgili polemik oluşturma girişimleri Türkiye'yi itibarsızlaştırma çabalarıdır"
Destici şöyle devam etti:
“Bizim safımız da tarafımız da bellidir. Adayımız Cumhurbaşkanımız ve safımız da Cumhur ittifakıdır. Çalışmalarımızı istişare ve fikir birliği ile sürdürdüğümüzü aracılığınızla kamuoyuyla yeniden paylaşmak istiyorum. 2023 seçimleri ile ilgili Türkiye'ye karşı örtülü veya açık, ekonomik ve diplomatik bir savaş yürüten düşmanlık için hiçbir fırsatı kaçırmayan birtakım ülkelerin seçimleri, Cumhur ittifakının kazanacağından duydukları endişelerden, PKK ve FETÖ'nün yine sözcüleri tarafından sık sık dile getirilen Cumhur ittifakının galibiyetinden duydukları panikten de memnunuz. Herhangi bir tereddüdümüz yok ama istikametimizin doğruluğunu her gün bu vesileyle yeniden test etmiş oluyoruz. Daha önce de ifade etmiştim Millet İttifakı partileri tarafından yürütülen Türkiye'nin düşman ülkeler ve terör örgütleriyle aynı argümanlarla ve aynı üslupla dile getirilen seçim güvenliği ve Sayın Cumhurbaşkanımızın adaylığı ile ilgili polemik oluşturma girişimlerini, erken mağlubiyet psikolojisi, seçimin meşruiyetini gölgeleme ve Türkiye'yi itibarsızlaştırma çabaları olarak görüyoruz.”
