Mehmet Acet, Ermenistan'ın oyununu açıkladı

Kanal 7 Ankara Temsicisi Mehmet Acet, Ermenistan'ın Rusya'yı bölgeye çekmeye çalıştığını söyledi. Akdeniz kriziyle ilgili ise Türkiye'yi devre dışı bırakmak için 2003 yılından itibaren çalışmaların yapıldığının altını çizdi.
Ankara Masası
|
01 Ekim 2020, Perşembe - 22:12
Mehmet Acet, Ermenistan'ın oyununu açıkladı

Kanal 7 Ankara Temsicisi Mehmet Acet, Ankara Masası özel yayınında Gökhan Gökyıldırım’ın sorularını yanıtladı.

Acet, Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan çatışmalarına Türkiye’nin fiili ve manevi bir destek verdiğini söyledi.

"Rusya’yı bu denkleme sokmaya çalışıyorlar"

Ermenistan’ın Türkiye’nin çatışmalara fiili destek verdiğini dünyaya yayarak Rusya’yı bölgeye çekmeye çalıştığını belirten Acet “Türkiye bu konuda Azerbaycan’ın yanında olduğunu ortaya koydu. Gerek sözlü olarak gerek de fiili olarak. Fiili olarak derken orada ince bir nokta var. Yani Ermenistan tarafının şöyle bir çabası var. Türkiye bu savaşın içindeymiş gibi yani doğrudan Türk Silahlı Kuvvetleri içindeymiş gibi bunu göstermeye çalışan propaganda yürütüyorlar. Uçakların Türk F-16’ları tarafından düşürüldüğü yönünde bir iddiaları da oluştu. Orada amaçları biraz  büyük güçleri, Rusya’yı bu denkleme sokmaya çalışıyorlar. İnce nokta dediğim de şu,yani Türkiye Ankara çok net bir şekilde Azerbaycan’ın yanında olduğunu gösteriyor. Fakat bu fiilen Türkiye’nin bu savaşta yer aldığı anlamına da gelmiyor,ince nokta burası.Tabi Türkiye’nin Azerbaycan’a verdiği ya da Azerbaycan’a sattığı demek daha iyi anlaşılabilmesi için o ifadeyi kullanıyorum. SİHA’ların bu operasyonlarda çok ciddi bir katkı verdiğini Azerbaycan tarafına lehine olduğunu görüyorum. ” diye konuştu.

"Tehdit potansiyeli olan İdlib krizi"

Suriye’de İdlib krizinin devam ettiğini bölge bulunan ülkelerin anlaşamadığının altını çizen Acet “Şimdi diğer tarafında da Fırat’ın batı tarafında da o bölge de bir istikrarsızlık potansiyeli olan bir tehdit potansiyeli olan İdlib krizi var.  İdlib meselesi var. Çözülmüş değil. Durdurulmuş mesele. Türkiye ile Rusya bu konuda anlaşamıyor aslında. Bir Suriye toplamında Türkiye ile ABD gibi Türkiye ile Rusya arasında da bir görüş ayrılıkları yani nihai bir Suriye nasıl olmalı sorusuna herkes ayrı cevaplar veriyor.  Yani Türkiye ayrı bir cevap veriyor,  Suriye  ayrı bir cevap veriyor. Bu anlaşmazlıkta devam ediyor dolayısıyla sanıyorum bu açıklamalarda Sayın Cumhurbaşkanlığı’nın dikkat çektiği hususlardan birisi de burası. Yani İdlib konusundaki oraya Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ciddi bir yığınak yaptığını biliyoruz güçlü silahlar da oraya taşındı.  Her durumda yani İdlib’in korunması konusunda güçlü bir irade söz konusu.” Şeklinde konuştu.

"Bir takım projeler yürüttüler"

Mehmet Acet, Doğu Akdeniz’deki Türkiye üzerindeki projenin 2003’ler başladığını ifade ederken “Bu aslında yeni de değil, ta 2003’lerden 2004’lerden itibaren Kıbrıslı Rumlar, Yunanistan, İsrail, Türkiye’yi bypass geçen bir takım projeler yürüttüler. Yani toplamda aslında bazen taviz gibi eleştirilerde söz konusu olabiliyor.” Dedi.

Azerbaycan-Ermenistan çatışması, Suriye krizi, Doğu Akdeniz’deki son durumu değerlendiren Acet şunları söyledi.

"Azerbaycan Ermenistan’a ciddi anlamda zarar veriyor"

Şuana kadar büyük ölçüde zaten cepheden gelen görüntüler de bu SİHA’ların Azerbaycan ordusuna katkı veriyor. Bu Türkiye’nin fiilen bu savaşa dahil olduğu anlamına gelmiyor. Sonuçta bu çatışmayı Azerbaycan yürütüyor. Ermenistana karşı işgal altındaki Dağlık Karabağ bölgesini kurtarmak için bu operasyonu başlatmış durumda. Ciddi anlamda zarar da veriyor Azerbaycan ordusu, Ermenistan tarafına ve hücum halinde sürdürüyor.

Bu anlamda Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devlet manifestosu dediniz güzel bir tabir bu, her yıl meclisin açılış yıldönümünde bu konuşmalar yapılıyor. Bugün net bir şekilde bu desteğini ortaya koydu. Biz diğer taraftan o Minsk grubu dediğimiz, Minsk üçlüsü ya da ABD, Fransa ve Rusya ile bir diplomasi var. Yirmi iki yıldır süren bir işgalle ilgili çözme gibi bir hedefle işe koyulmuşlar aslında. Bu işi örtbas etmek için çözmemek için üstünü soğutup Ermenistan’ın işgalini kalıcı kılmak için bir tutumla hareket ettiklerini görüyoruz.

Suriye’deki son durum

Suriye’nin kuzeyi Türkiye’nin güney sınırları boylu boyunca bir Fırat’ın doğusu var bir Fırat’ın batısı var.

İşte Fırat’ın doğusu dediğimiz yer de en son Barış Pınarı Operasyonu yapılmıştı. O bölgede Resullayn ile arası 125 km’lik 33-30-35 km derinde olan bölgeye şimdi o bölgelerde tabi bir taraftan yine bir YPG oluşumuna dönük çabalar devam ediyor geçtiğimiz günlerde ABD’nin Suriye özel temsilcisi James Jeffrey o bölgeye gitmişti.

Bir taraftan Rusya da bu bölgeye destek veriyor. Bölgede bir PKK oluşumunun bir YPG fiili devlet oluşumunun yürütülmesi konusunda bir destek var bir çaba var bu konuda.

ABD’nin Rusya’nın da destek verdiği böyle bir çaba var bir yönüyle tabii burayı kastediyor Cumhurbaşkanı Erdoğan. Gerçi bu Barış Pınarı Harekatı’yla o bölgedeki muhtemel oluşumların Türkiye’yi tehdit etme potansiyeli azaldı. Yani bir hançer gibi deyim yerindeyse bu operasyonla birlikte Türkiye o bölgeye kendi güvenliğini korumak için girmişti geçen sene.

Sahaysa saha masaysa masa sözü ne anlama geliyor?

Doğu Akdeniz de şöyle; sahaysa saha masaysa masa şuanda masaya dönük bir takım girişimler çabalar söz konusu, bir masa kurulması bu aslında Avrupa birliği konseyi başkanı Charles Michel’in bir önerisiydi.

Türkiye de buna olumlu bakıyor bir konferans düzenlenmesi yani geniş katılımlı bütün Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerin katıldığı bir konferans yapılması fikri bunu destekliyor.

Cumhurbaşkanı mektupta yazdı biliyorsunuz birkaç gün önce Avrupa Birliği ülkelerine. Şimdi toplamda şöyle bir şey var; bu meselenin Doğu Akdeniz meselesinin iyi anlaşılması için bu cümleleri kuracağım. Bir yıldır yaklaşık bir yıl da olmadı aslında bu 27 Kasım’daki Libya ile yapılan deniz sınırlarının yetkilendirme anlaşmasıyla birlikte Türkiye’nin bir Akdeniz hamlesini görüyoruz.

Bir Akdeniz ve Doğu Akdeniz hamlesi, bende burada varım beni dışarıda bırakamazsınız benimde burada haklarım var beni bu haklarımdan mahrum bırakamazsınız. Bu bir yıllık hamlelerin atakların anlamı bu, öncesinde ne vardı öncesinde Türkiye’yi dışlayan Türkiye’yi Akdeniz’in yeraltı zenginliklerinde hak sahibi olmayan bir ülke olarak gören girişimler vardı.

Bu aslında yeni de değil, ta 2003’lerden 2004’lerden itibaren Kıbrıslı Rumlar, Yunanistan, İsrail ve Türkiye’yi bypass geçen bir takım projeler yürüttüler. Yani toplamda aslında bazen taviz gibi eleştirilerde söz konusu olabiliyor.

Aslında bana göre yani burada gündelik bir takım taktiklerden ziyade stratejik bir hedef var. Bu stratejik hedef Akdeniz’in yeraltı zenginliklerinden paylaşma konusunda bu Mavi Vatan konusunda Türkiye’nin oyuna dahil olması Türkiye’nin oyuna dahil olduğunun diğer paydaşlar tarafından kabul edilmesi.

Bu stratejik hedef dediğimde bu,  şimdi bunu bir taraftan zoru da gösterdi aslında Türkiye yani nedir zoru dediğim Oruç Reis’in bir donanma korumasıyla Akdeniz açıklarına gitmesi ve bu faaliyetlerini orada yürütmesi.

Ben bunu yaptım yine de yaparım yani sahaysa saha masaysa masa bu anlamada geliyor. Ben olmadan artık bu oyunu yürütemezsiniz buna dönük bir stratejik hedef Türkiye açısından Doğu Akdeniz meselesi ama ben şöyle yani ‘bir ara kriz derinleştiğinde bu bir sıcak çatışmaya dönüşür mü? diye sorduğumuzda ilgili çevrelere bunu sorduk Ankara’da yönetim kademelerine. O zaman şu söylenmişti, Yunanistan’la bir sıcak çatışma beklenmiyor. Bu kriz bir şekilde aşılır ama yine bir gerilim olarak uzun süreli devam eder diplomatik hamlelerle şuanda da zaten o bir diplomasiye şans verilmesi bu süreçte diplomasi kanallarını kullanarak Doğu Akdeniz deki bu sürece Türkiye’nin dahil olması yani toplamda bana göre bir yıldır yapılan hamleler Türkiye adına meyve vermeye başladı.

Türkiye’nin bu oyuna dahil olabileceğini diğer aktörlerde görmeye başladı. Onların kendi aralarında ki bir takım ihtilaflarda bana göre burada Türkiye lehine bir kanal açıyor. Özellikle Almanya ve Fransa açısından bunu söylüyorum.

Bunların kendi aralarında bir takım fikir ayrılıkları ve didişmeler neticesi. Onlarda bu Doğu Akdeniz meselesinde ayrı ayrı roller üstlendiler. Dolayısıyla ben bunlarında aslında ileriye dönük olarak yani Türkiye bu kararlılığını koruduğu süreçte Doğu Akdeniz meselesinde Türkiye kazanımlar elde edecektir. Bu stratejik hedef doğrultusunda ilerleyecektir diye düşünüyorum.

http://www.ankaramasasi.com/haber/212665/mehmet-acet-ermenistanin-oyununu-acikladi
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.