Kılıçdaroğlu: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi bu mesajları veriyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Enis Berberoğlu'nun yeniden yargılanmasına yer olmadığına hükmetmesine tepki gösterdi. CHP lideri İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin topluma mesaj verdiğini ifade ederek 5 madde sıraladı.
Ankara Masası
|
16 Ekim 2020, Cuma - 12:29
Kılıçdaroğlu: İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi bu mesajları veriyor
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adım Adım İktidara Projesi Tanıtım ve İlk Eğitim Toplantısı'nda konuştu. Kılıçdaroğlu, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Anayasa Mahkemesi'nin yetkisini aştığı ileri sürerek Enis Berberoğlu'nun yeniden yargılanmasına yer olmadığına hükmetmesine sert tepki gösterdi. 

"Alt mahkeme, en üst mahkemenin verdiği karar beni bağlamaz diyorsa işte çürüme oradan başlıyor. Adaletsizlik, hukuksuzluk oradan başlıyor. Nasıl bir felaketle karşı karşıya olduğumuzun bilinmesi lazım." diyen Kılıçdaroğlu,  hakimlerde bir kabahat görmediğini söyledi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin aldığı karar ile topluma mesaj verdiğini savunan CHP lideri 5 madde sıraladı. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: 

1-Biz hukukun üstünlüğüne göre karar veren bir mahkeme değiliz.

2- Böyle olmadığımız için de anayasa ve yasalar bizi bağlamaz, biz gücümüzü anayasadan değil saraydan alıyoruz.

3- Milletvekilinin yeniden dokunulmazlık kazanması da bizi bağlamaz. Biz yasama organının üyesini AYM'nin kararına rağmen yargılayıp mahkum ederiz. Bizi TBMM Başkanı dahil eleştiremez. Yasama dokunulmazlığı olan bir vekilin yasalara aykırı olarak yargılanmasına itiraz etmesi gereken ilk kişi Meclis Başkanı'dır. Meclis Başkanı'nın sesi çıkıyor mu? Çıkmaz, çıkamaz. Talimatı saraydan alır.

4- Bizim anayasayı ihlal etmemiz, AYM'nin kararlarına uymamamız HSK tarafınca sorgulanamaz. HSK da talimatı saraydan alır.

5- Biz hukuk devletinin değil şahsım devletinin hakimleriyiz. Dolayısıyla saraya yaptığımız hizmetlerle üst makamlara atanmayı bekliyoruz.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

Genelde CHP'ye şu eleştiri yapılır: 'CHP hiç öneri getirmiyor hep eleştiriyor'. Onlara şu soruyu sorun, hangi soruna çözüm getirmedi? Bizim siyaset tarihimizde son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan partilerden biri CHP'dir. Her soruna yetkin kadrolarıyla çözüm üreten tek parti CHP'dir. Biz Türkiye'ye karşı en ağır sorumluluğu üstlenmesi gereken partiyiz. Çünkü biz kadrolarımızla, varolan sorunları çözme konusunda azimli kararlı ve özgüveni yüksek bir duruş sergilemek zorundayız.

"Geçmişten ders çıkaramazsanız sağlıklı bir gelecek inşa edemezsiniz"

İkinci yüzyıla çağrı beyannamesinin önce felsefesini çok iyi bilmek gerekiyor. Bitirdiğimiz bir yüzyıl, ikinci yüzyılın başlangıcında 5 temel sorunla 83 milyonu karşı karşıya bıraktı. Geçmişten ders çıkaramazsanız sağlıklı bir gelecek inşa edemezsiniz. Bu çağrı beyannamesi Türkiye'de hiçbir toplumsal sınıfı dışlamayan beyannamedir. Bir CHP beyannamesinin ötesinde Türkiye'yi ikinci yüzyıla güçlü bir şekilde sokacak, güçlü bir Türkiye inşa edecek, birlikteliği koruyacak bir söylemdir. İnanç, etnik kimlik üzerine siyaset tarihin tozlu raflarında kalmak zorundadır. Kutuplaşan bir Türkiye bize göz diken egemen güçlerin arzu ettiği bir Türkiye'dir.


"Böyle bir beyannameyi hazırlamak CHP'ye yakışırdı" 

Bu beyanname, birlikte yaşama iradesini en güçlü şekilde ortaya koyan bir metindir. Farklılıklarımızı zenginlik görüp bu zenginliği büyütme iradesini ortaya koyan bir beyannamedir. Bu beyanname Türkiye'yi çağdaş uygarlığa ulaştıracak yol haritasıdır. Havuz medyası da buna itiraz edemedi? 'Şurası yanlıştır' diyemediler. Diyemezler zaten. Böyle bir beyannameyi hazırlamak CHP'ye yakışırdı, biz bunu yaptık. Bu beyannameyi kurultayımıza katılan tüm delegelerin oy birliği ile tarihe miras olarak bıraktık. CHP, değişimin ve dönüşümün en büyük adresidir. CHP bugün siyasal partiler içerisinde en nitelikli ve en yetkin kadrolarını bünyesinde barındıran partidir.

"İkinci yüzyıla çağrı beyannamesi bütün bu gençleri Türkiye'de tutma beyannamesidir"

Eylül'de 'kalıcı olarak başka bir ülke vatandaşlığı verilirse Türkiye'yi terk edip o ülkeye yerleşmeyi düşünür müsünüz? diye soruluyor. Evet diyenlerin oranı yüzde 64. Yüzde 14'ü 'hayır kalırım' diyor. Türkiye'nin gerçek anlamda beka sorunu ne? Bir ülke kendi gençliğini kaybederse Türkiye'nin beka sorunu nedir o zaman? Başka hangi beka sorunundan söz edeceksiniz, işte beka sorunu budur! İkinci yüzyıla çağrı beyannamesi bütün bu gençleri Türkiye'de tutma beyannamesidir ayrıca.

"Önümüzdeki seçimler demokratlar ile diktatörler arasındaki seçimlerdir"

Önümüzdeki seçimler bir siyasi parti seçimi değildir. Hala bunu anlamak istemeyen belli çevreler var. Önümüzdeki seçimler demokratlar ile diktatörler arasındaki seçimlerdir. Bir sağ-sol seçimi değil, kendi ülkesinde düşüncesini özgürce ifade etmek isteyen demokratlarla, hayır bir kişi konuşsun diyen otoriter rejim yanlıları arasındaki seçimdir. Bu çerçeveden olaya bakamazsanız otoriter rejimlerin tutsağı haline gelirsiniz.

http://www.ankaramasasi.com/haber/258017/kilicdaroglu-istanbul-14-agir-ceza-mahkemesi-bu-mesajlari-veriyor
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.