"Tereddüt etmeden asker göndeririz"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Azerbaycan'ın talep etmesi halinde tereddüt etmeden asker göndeririz" dedi.
Ankara Masası
|
21 Ekim 2020, Çarşamba - 21:25
"Tereddüt etmeden asker göndeririz"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ahmet Hakan'ın sunduğu programda soruları yanıtladı.

Oktay, Azerbaycan-Ermenistan çatışması, Doğu Akdeniz krizi, Kıbrıs'la ilgili açıklamalarda bulundu.

Türkiye'nin her zaman Azerbaycan'ın yanında olduğunu belirten Oktay, "Azerbaycan'ın talep etmesi halinde tereddüt etmeden asker göndeririz" dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın açıklamalarında şu ifadeleri kullandı;



"Daha olgunlaşan bir Azerbaycan var"

1992’den sonraki Azerbaycan ile bugünkü Azerbaycan’ı kıyaslayın. Aynı şekilde Ermenistan’ı da. Kendi ülkesinin şehirlerinin kalkınmasına odaklanan Azerbaycan. Diğer taraftan düşmanlıklara odaklanan içeride kalkınmaktan ziyade iç politikadaki sorunlarını Yunanistan gibi Türk düşmanlığı ve korkusuyla örtbas etmeye çalışan bir Ermenistan var. Daha olgunlaşan bir Azerbaycan var. Diğer tarafta geriye giden bir Ermenistan var. Karşı karşıya getirdiğimiz zaman kimin daha iyi olduğu net bir şekilde anlaşılır.  Bu zihniyette yetişen gençlerin bu zihniyette çalışan ordudan ortaya bir devlet çıkar mı? Savaş ortamında sivillerin üzerine roket fırlatacak kadar korkak, alçak, kalleşçe... Tam da Ermenistan’ın tutumunu yansıtır. Azerbaycan haklıdır, Ermenistan işgalcidir. 

"Terör öğütlerinin bölgede savaşçı olarak değerlendirmeye çalışıyorlar"

Bugün Azerbaycan daha iyi durumdadır ve haklılığın göstermektedir. Fuzuli Cebrail’de 100'ün üzerindeki yerleşim yerlerini işgalcilerden kurtarmış vaziyette. Muhataplarımızla sürekli görüşüyoruz. Sahada durum iyi. Güneyde özellikle Ermenistan-Azerbaycan-İran sınırı boyunca 100’ün üzerinde yerleşim yeri kurtarıldı, ilerleme devam ediyor. Ateşkesin imzası kurumadan sivillere saldıran bir terör devleti var. İşin anlaşılmaz tarafı da bu zaten. Diğer tarafta askeri anlamda çok ciddi başarı elde ediliyor. Ermenistan ekonomisinin buna uzun süre dayanma şartı mümkün değil. Ermenistan’a dışarıdan kaynak geldiğini biliyoruz, görüyoruz. Terör öğütlerinin bölgede savaşçı olarak değerlendirmeye çalışıyorlar. Bu yeni bir olay da değil. Biz bir şey söylüyorsak mutlaka kanıtlarıyla söyleriz.

“MİNSK Grubu çözüm olmasın diye çalışıyor”

MİNSK Grubu çözüm olmasın diye çalışıyor. MİNSK Gurubu için çözüm, çözümsüzlüğün kendisiydi. Ermenistan’ın istediği buydu. Süreç ne kadar uzarsa çözümsüzlükten kendi lehlerine bir durum çıkaracaklardı. 30 yıldır yerleşim yerleri kurdular.

Rusya her iki ülke ile görüşürüm, eskiden kalma bir yakınlığımız da var bu sorunu çözeriz diye deneme yaptı ama olmadı. O denemede Türkiye’nin yer almaması eksikliktir. Aliyev’de bunu ifade etti .Türkiye’nin olmadığı masadan çözüm çıkmasının imkanı yok. Biz konuları birbirinden ayrıştırmayı başardık. Rusya ile sorunlarımız var ama birlikte çalışacağımız alanlar var. Rusya ile konuşuyoruz tüm kanallar açık. Farklı bir gelişme olursa Türkiye net tavrını ilan etmiştir.

"Kıbrıs’ta biz 300 yıl hükümdarlık sürmüş milletin torunlarıyız"

KKTC kendi içerisinde bir seçim yaptı ve halk kendi iradesini kullanarak kararını verdi. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum KKTC, Türkiye’nin tanıdığı bir devlettir. Kıbrıs Türkü bizim öz kardeşimizdir. Böyle uzaktan akraba da değil. Sadece seçim üzerinden bakmamak lazım. Biraz daha yukarıdan baktığımız zaman resim netleşiyor. Kıbrıs’ta biz 300 yıl hükümdarlık sürmüş milletin torunlarıyız. Aynı Azerbaycan’daki gibi.

1914’lere gelindiğinde nüfusun çoğunluğunun Müslümanların ayıklandığı ve farklı etnik gruplarının doldurulduğu yer. 1959-60 anlaşmaları ile iki toplumlu federal devletin oluşturulduğu hemen akabinde bunun çalıştırılmayı Müslüman azınlığın yok edilmesine yönelik zulümlerin başladığını hatırlayın Noel baskını ile. Sonra yine çözüm önerileri 72’ye kadar... En sonunda 74’te yok olmasına müsaade etmeyeceğimiz dediğimiz harekat.  Kıbrıs’ta oylanan şey şuydu. Çünkü Türkiye şunu söyledi yıllardır federasyon olayı ile ilgili biz her türlü çözümü gösterdik olmadı. Artık bu çözümsüzlük ile biz gitmek istemiyoruz. 

Türkiye sistematik olarak bir anlaşma yapar. Bu yıl da yaptık bunu gelecek yıl da yapacağız. Bir bütçe ayırır Türkiye Kıbrıs’a. Kıbrıs ile alakalı konuşulur ve yardımlar sürekli devam eder. Seçim vardı, olacaktı, bunlar Türkiye’nin gündemi değil. Uzaktan yakından KKTC’yi tanımayan AB’ye baktığımız zaman seçim döneminde KKTC’ye yardım yapıyor. Sivil toplum üyeleri üzerinden. Sivil toplum örgütleri seçim etkilemeye yönelik kendi kurdukları. Pompeo seçim zamanı Kıbrıs’a geldi. BM Genel Sekreteri, Kıbrıs ile düzenli değerlendirme toplantıları yapılır. Seçimden önce defalarca açıklamalar ve görüşme yapılmıştır. Dolaylı seçime karışmak değildir de bu nedir.  

Nasıl İstanbul’da pandemi hastanesi yaptık, aynı hastaneyi orada da yaptık. Su, seçim vardı yoktu olayı değil. Öncesinden beri devam eden bir konu. Normal vatandaşın gündemindeki en önemli konu. Hiç açıklama yapmadık ama buna rağmen Türkiye seçime karıştı denildi.

Doğu Akdeniz krizinde son durum

Lokasyona takılmamak lazım. Bizim kararlılığımız şu. Kıbrıs’ta dahil. Bizim kıta sahanlığımız var. Kendi bulunduğumuz alanda araştırmamızı yaparız Karadeniz’de nasıl yapıyorsak burada da yaparız.

Yaptığımız şey kimseden izin almaya ihtiyaç duymadığımız yerdeki çalışmalara dışarıdan bir müdahaleden bahsediyoruz. Biz istediğimiz yerde araştırma yapıyoruz. Kıta sahanlığımız pembe alan. Biz burada istediğimiz herhangi bir yerde araştırma yaparız.  Biz çalışmalarımıza devam ederiz. Biz Libya ile yaptığımız anlaşma dahil hemen Grit’in güneyinde olan bölgelerde buna dahildir.

Marmara’dan çıktınız, Ege’de İzmir’de hiç fark etmez herhangi bir ilinizde ticaret yapıyorsunuz askeri boyutu bırakın, üç tarafı deniz olan bir ülkede bu kadar uzun kıyılarının olduğu ülkeden açık denizlere hareket edemeyecek bir haritadan bahsediyorsunuz. Anakaraya hapis olmak, tam olarak bu. Kıbrıs’ın neden bu kadar önemli olduğunu anlıyor musunuz? Adacıkların kıta sahanlığı diye bir konu söz konusu olamaz.  Değil Yunanistan kim olursa olsun Türkiye denizindeki bir damla suyunu, gelecek nesillerin hakkını hiç kimseye vermez. Bu kadar nettir.

Sokak kısıtlamaları başlayacak mı?

Şu anda sokak kısıtlamaları gündemde değil. Süreci çok şeffaf götürüyoruz, Cumhurbaşkanımız çok açık bir şekilde paylaşıyor. İl il hatta ilçe ilçe veriler toplanır ve detay analizler yapılır. Dolayısıyla gidişat ile alakalı almamız gereken tedbirler varsa alırız. Bizim yaklaşımımız olabildiğince normal şartlar altında götürüyor olmak. En tepenin olduğu dönemde biz birkaç hafta sonu belirli sınırlamalar dışında ileri gitmedik. Mayıs sonrası normalleşme planı çerçevesinde ilerledik. İlave tedbirler gerekirse düşünülebilir. Her bakanlık ve kabinede veriler gelir tekrar değerlendirilir ve o çerçevede tamamen veriye dayalı kararlar veriyoruz. Bölgesel yoğunluk yaşıyoruz.  Tedbirlere uyulduğu zaman mutlak düşüşün yaşandığını görüyoruz.

‘Işıklı’ darbe iması tartışması

Bazı kavramlar vardır ki ne anlama geldiğini bırakın o seviyedeki arkadaşları ilkokul çocukları bile bilir. Kabul edilebilecek ve tolerans gösterilecek değildir. Buradaki hassasiyet haklı bir hassasiyettir. Gerekli tepki verilmiştir. Pardon deyip geçilecek bir konu değildir. Şık bir tartışma değildir. Böyle bir sistemin Türkiye’deki anayasal rejimin hukuk devleti olmanın gereğinin garantisi olması gereken yerden bunun çıkması üzüntü verici. Sorumlusu sorumluluğunu taşımak zorunda. Talihsiz bir açıklama.  Cumhurbaşkanlığı hükümet sitemine baktığımız zaman 3 erkin olabildiğince birbirinden bağımsız bir yapısı olduğunu görürsünüz. 

15 Temmuz’dan sonra en hassas olduğumuz şey güvenlik boyutlu olarak gidiyorduk ardında ülkeyi normalleştiriyorduk. FETÖ2de yaşadığımız en büyük sıkıntı her alan kadar girilmesiydi. Kamuya alınacak her bir personel ile ilgili bir liyakat 2 yerli ve milli olması konusunda çok ciddi hassasiyet oluşması gerekti. Bununla ilgili bütün kararlar AYM tarafında iptal edildi. Yeni düzenleme ile getirmeye çalışıyoruz. Öyle bir yere geliyor ki çalışmalar izah etmekte zorlanıyoruz. Türk milletin ve devletin bekası için aynı geminin içerisindeyiz.  Bağımsız dene erkler birbirlerini de çok iyi anlamak durumunda.

“AB çatırdamaya başlayan bir yapı”

AB dediğimiz yapı aslında ciddi anlamda çatırdamaya başlayan bir yapıdır. Brexit ile birlikte etkili aktörlerinden birini kaybetti .Ekonomik anlamda birliktelikle başlayan sonrasında siyasi birlikteliğe giden yapı birden bire değerler ve din anlayışı boyutunda doğru bir tabirse ırkçı ve ötekileştiren bir yapıya gitti. Birden bire tek sesliliğe büründü. Belirli değer yargılardan oluşturulmuş sistemin bu şekilde gittiği vakit ayakta kalma şansı yoktur. Futbol takımı tutar gibi bir sisteme gittiği zaman haklının yanında olma şansı yok. Belli bir süre sonra kendi içerisinde kargaşalar başlar. 

http://www.ankaramasasi.com/haber/278127/tereddut-etmeden-asker-gondeririz
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.