Putin, Rusya’nın Rossiya 24 kanalına Dağlık Karabağ'da yaşanan son kriz ve ateşkes anlaşmasıyla ilgili olarak röportaj verdi.
Rusya'nın savaşa müdahil olması için bir gerekçe olmadığını vurgulayan Putin, Ermenistan'la askeri işbirliği anlaşmasının da buna zemin oluşturmadığını belirtti. "Erivan terk edilmiş hissetmiyor" diyen Putin şu şekilde devam etti:
"Ermenistan da Dağlık Karabağ'ın bağımsızlık ya da egemenlik ilanını tanımamıştı. Bu da Dağlık Karabağ ve çevresindeki bölgelerin uluslararası kanuna göre Azerbaycan toprağı olduğu gerçeğini bir kez daha kanıtlıyor. Anlaşmamız, taraf ülkelere yönelik bir saldırı olması halinde ortak hareket etmeyi gerektiriyor.
"Kimse Ermenistan topraklarına girmemişti, bu durumda da bizim bu savaşa doğrudan müdahale etme hakkı vermiyordu."
Putin'e görüşüne göre; Rusya, Erivan ve Bakü arasında dengeyi sağlamak zorunda:
"Ermenistan'ın terk edildiğini hissettiğine yönelik ifadelerle ilgili olarak sizi temin ederim, Rusya anlaşma kapsamında yapması gereken tüm sorumluluklarını yerine getirmiştir. Ermenistan terk edilmiş ya da unutulmuş hissetmedi, bunun böyle olmaması için Rusya elinden geleni yaptı."
Putin: "Türk askerinin sahada olması Ermenileri tahrik eder"
Türkiye'nin rolüyle alakalı olarak sorulan soruya da yanıt veren Putin, Türkiye'nin ateşkesi sahada denetlemek üzere askerini göndermemeyi kabul ettiğini belirterek; "Türk askerinin temas hattında yer alması Ermeni tarafını tahrik eder ve anlaşmanın bozulması için zemin hazırlar." dedi.
Putin, Ermenistan ve Türkiye arasındaki sorunları anlatırken Birinci Dünya Savaşı'na ve 1915 olaylarına da değindi.
Azerbaycan içinde oluşturulacak ortak merkezden durumu Türk askeriyle birlikte takip edeceklerini de hatırlatan Putin, bunun yerine Azerbaycan'ın karar vereceğini söyledi:
"Türkiye'yi, Azerbaycan'a verdiği destek sebebiyle 'uluslararası hukuku ihlâl etmekle' suçlamak zor. Azerbaycan bağımsız bir ülke ve müttefiklerini seçme hakkı var."
DAĞLIK KARABAĞ NEDEN ÖNEMLİ
Dağlık Karabağ, bugün bağımsız birer devlet olan Azerbaycan ve Ermenistan arasında, 20. yüzyılın başlarından bu yana yani Sovyetler Birliği döneminden kalma; 4 bin 400 kilometrekarelik bir sorun alanı oldu.
Azerbaycan ve Ermenistan, 1922 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ne katıldı. Tarihi geçmişleri düşünüldüğünde iki toplum arasında sorunlu bir alan olan Dağlık Karabağ da, 1923 yılında Azerbaycan Cumhuriyeti'ne bağlı özerk bir bölge statüsü kazandı. Rusya’nın Dağlık Karabağ kararı, Ermenistan yönetimi tarafından hiçbir zaman kabul edilmedi.
Sovyetler Birliği'nin dağılmaya başladığı dönem olan 1980'lerde, Birlik çatısı altında on yıllardır üzeri kapanan birçok mesele gibi Dağlık Karabağ sorunu da su yüzüne çıktı.
Rus yönetiminin gücünü eskiden olduğu gibi üzerinde hissetmeyen Dağlık Karabağ'da örgütlü Ermeniler, Sovyetlerin kuruluşunda "Türkiye'yi memnun etmek için bölgenin Azerbaycan'a bağlandığı" iddiası ile Bakü yönetiminden ayrılmayı talep etti. Ekim 1987'de Erivan'da bu talebe destek gösterileri düzenlendi. Gösterilerden birkaç gün geçmesinin ardından 18 Ekim 1987'de, bugün hâlâ sınır bölgesinde zaman zaman yaşanan çatışmaların ilk temeli atılmış oldu. Dağlık Karabağ'ın Çardaklı Köyü'ndeki Ermeniler, Bakü yönetiminden çıkmayı talep ederek bölgedeki Azeri nüfusa saldırılar düzenledi.
Çardaklı olaylarının büyümesiyle birlikte Ermenistan'da yaşayan Azeriler Azerbaycan'a, Azerbaycan'da yaşayan Ermeniler de Ermenistan'a göç etmek durumunda kaldı.
