AK Parti Sözcüsü Çelik: Darbeyle ilgili açıklamalar, darbe çağrısıdır

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Darbeyle ilgili açıklamalar, darbe çağrısıdır, utanılması gereken bir yaklaşımdır" dedi.
Ankara Masası
|
04 Ocak 2021, Pazartesi - 17:49
AK Parti Sözcüsü Çelik: Darbeyle ilgili açıklamalar, darbe çağrısıdır
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK toplantısının ardından konuştu. Çelik'in gündeminde tartışma konusu olan "darbe" açıklamaları vardı. "İktidarı seçimsiz nasıl göndereceksiniz?" diye soran Çelik, "Bu açıkçası darbe çağrısıdır, utanılması gereken bir yaklaşımdır." ifadelerini kullandı. Gazeteci Can Ataklı'nın sosyal medyadan paylaştığı mesajları değerlendiren Çelik, "Bunların ruh sağlığı yerinde değil" dedi.


Çelik’in açıklamaları şöyle:

Salgınla mücadele adımları

"Teşkilatlarımızın çalışmaları, geçen seneki hedeflere ulaşma miktarımız, yeni yılda cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla ilgili kapsamlı bir değerlendirme paylaştılar.

Teşkilatlarımızla ilgili değerlendirme hem genel başkanımız hem MYK için en önemli konuların başında gelmektedir. KOVİD sürecinde teşkilatlarımızla bir araya gelme noktasında çeşitli sıkıntılar oldu ama 13 Ocak'tan il kongrelerimize KOVİD önlemlerine uyarak yeniden başlıyoruz.

Yeni dönemde sizinle paylaşacağım konular çerçevesinde, demokrasi konusunda, reformlar konusunda gerçekleştireceğimiz faaliyetler var.

Geçen Senenin siyasi krizi Kasım Süleymani’nin ölümüyle başlamıştı. 2020 yılı hafızalara kazınan bir sürü olayla doldu. En önemlilerinden birisi bir pandeminin olması. Yeni aşı çalışmalarıyla umuda kavuşan bir sarsıntı yarattı.

Yepyeni virüs ve bakteriler hayata giriyor. İnsanın doğayla uyumunu sağlayacak bir siyaset perspektifine geçilmesi önemli. Bir anlık sokağa çıkma yasaklarıyla, doğa kendine geldi. Öğrenilmesi gereken en önemli derslerden birisi doğa bizim rakibimiz değildir.

Dünya’daki olağanüstü gelişmeler karşısında Türkiye krizi sağlayacak bir büyüklükte olduğunu gösterdi. 155 ülkeye yardım yaptık. Mevlana’nın sözüyle yardımlar ulaştırıldı.

Sağlık çalışanlarımızın ne kadar fedakar olduğu görüldü. Bunu sadece meslek olarak yapmadılar. Vatanseverlik anlayışına bambaşka bir boyut kazandırmışlardır.

Şehir Hastaneleri’nin varlığı stratejik bir gücümüz olmuştur. Tabi ki milletimiz daha fazlasına layıktır.

Diyarbakır anneleri

En önemli olaylardan birisi de Diyarbakır annelerinin 2020 yılı içerisindeki evlat nöbetidir. Çocuklarına kavuşmak için çok asil dünyaya örnek olacak bir nöbet ortaya koydular.

Türkiye DEAŞ’la ve PKK ile mücadele eden yegane devlettir. Maalesef bazı müttefik ülkelerin çifte standardı ortaya çıktı.

Ayasofya Camii tartışması

Ayasofya Camii’nin açılması güçlü bir iradenin ortaya çıkması ile sağlanmıştır. Milletimiz Ayasofya Camii ile buluştur. Milletimizin sevindiğini biliyoruz. Ayasofya 2020’nin ve bütün zamanların tacı olarak gönüllerimize kazınmıştır.

Milletimizin duasına katılmanın büyük bir sevinç olduğunun farkındayız.

Doğal gaz çalışmaları

Doğal gaz arayışımız stratejik olarak oyun değiştirici bir tablo ortaya koymuştur. Bütün dünyanın dikkatini çekmiştir. Gelecek nesiller için önemli bir keşiftir.

ABD seçimleri

ABD Başkanlık seçimleri tüm dünyayı meşgul etti. ABD demokrasisinin ağır bir değerler krizine girdiğini gördük.

Libya konusu

100 yıl aradan sonra Libya’da meşru hükümetin desteklenmesi Akdeniz’deki denklemi değiştirmiştir.

Libya ile imzalanan anlaşma neticesinde Doğu Akdeniz’de hak ve menfaatlerimizin garantiye alınması yönün güçlü hamle ortaya konulmuştur.

Darbeci olan toplu mezarlarından sorumlu olan Hafter güçlerinin arkasında olan Fransa’dır.

KKTC

KKTC ile ilgili tartışmalar açısından da 2020 önemliydi. Cumhurbaşkanımızın seçim sonrası yaptığı ziyaret tarihidir. AB’nin Rum kesimiyle dayanışmaya girmesi yanlıştı.

G-20

Cumhurbaşkanımız 2020’de salgın nedeniyle 2 kez toplanan G-20 zirvesine video konferans yöntemiyle mesaj gönderdi.

Bütün bu tablo içinde sayamadığım yüzlerce madde var. KOVİD  sürecinde bile güçlü bir siyaset ortaya koyduk.

"Bu bir suçtur açık şekilde darbe çağrısıdır"

Öğretmenlere, yargı mensuplarına, çiftçilere hakaret ettiklerine şahit olduk. En önemli konulardan bir tanesi bu iktidarı seçimli ya da seçimsiz götüreceğiz şeklinde, halen Türkiye bu kadar acılar yaşamışken ortaya konmuş tavırdır. İktidarı seçimsiz nasıl götüreceksiniz? Böyle bir şey söz konusu olabilir mi? Bu açık şekilde vesayet çağrısıdır, darbe çağrısıdır, askeri müdahale çağrısıdır. Bu bir suçtur, bu utanılması gereken bir yaklaşımdır. Ama buna rağmen bu üsluba devam ettiler.

Kazara yapılan şeyler mi diye düşündüğünüzde, kazara yapılmadığını da görüyorsunuz. Esasında demokrasiyi vitrin süsü haline getirerek arkadaki vesayet zihniyetinin en uygun zamanda kriz zamanlarında nasıl fışkırdığını hep beraber görüyoruz.

Fikri Sağlar'ın başörtü açıklaması

2020 yılının son faşist saldırısı CHP'li Fikri Sağlar'dan geldi. Türbanlı bir hakimin ben adaleti sağlayacağına inanmıyorum diyor. Sosyal medyadan demokrat arkadaşlar tepki gösterdiler. Birisinin dininden bahsederek AB'de, şu dinden olan hakimin ben adaleti sağlayacağına inanmıyorum dese nasıl bir tavır ortaya koyulur?

Çok üzücüdür. Genç kızlar geçmişte hayatlarının en önemli dönemlerini kaybetti. Neonazilerin konuşacağı üslupla konuşuyorlar. Ben üniversitede hizmet alan veren ayrımı yapıyorum, ben türban ve başörtüsü ayrımı yapıyorum...

Bir kere kadınlar konusunda saygılı bir dil konuşmayan hele kadınları hedef gösteren birinin ne demokrat ne medeni olması mümkündür.

Her şeyden önce bu saldırgan dilinin bırakılması gerekir. Bu alenen kadın haklarına saldırıdır. Çünkü bunun sonu yok. Bu kadar acı ödenmiş, nesiller kaybolmuş. Hala utanmadan böyle bir faşist saldırı gerçekleştirebiliyor.

Sonra diyor ki, "bu bir ifade özgürlüğü" Ne zamandan beri kini tahrik etmek ifade özgürlüğü oluyor?

Bunun karşısında susanlar, ancak biz tepki verdikten sonra veriyorlar. Emin olun Cumhurbaşkanımızın liderliğinde verdiği demokrasi mücadelesi başarıya ulaşmasaydı, bunların hiçbiri bugün artık bu haklar verilmiştir buradan geri dönmeyelim de demezdi.

Ama şöyle bir hayrı olmuştur. Bazen düşünülüyor, bu mevzular geride kalmıştır gibi.

AK Parti bedeli ödeyenlerin başında gelir. Partimiz kapatılmaya çalıştı, bunu aştık. Cumhurbaşkanımıza, kamuoyunun bildiği bilmediği bir sürü tehditte bulunuldu, onların hepsini aştık. 27 Nisan'da muhtıra verilmeye çalışıldı onu iade ettik kağıt parçasına çevirdik. Sonuçta demokratik bir olgunlukla bu aşılmış.

Cumhuriyetin ideali kadınları okutmaktır, kadınların kamusal alana çıkmasıdır kimlikleri ne olursa olsun. Bu bakımdan kadın haklarının bu mücadelesi verilirken, mevcut siyasi liderler içerisinde hiç kimse Cumhurbaşkanımıza yaklaşamaz.

Cumhurbaşkanımız şunu söylediğinde, bunların siyasi takiyesini yüzüne vurduğunda hep beraber tepki veriyorlar.

Darbe söylentilerine tepki

Şimdi bir başkası çıkmış. "Erdoğan seçimle gitmez, o da doğal afet olması lazım. O da Avustralya gibi büyük yangın olması lazım" diye.

Bunlar ruh sağlığı yerinde insanlar değil. Darbe bir millete yapılacak en büyük kötülüktür. Darbe, bir millete düşmanın yapamadığı düşmanlığı yapma mekanizmasıdır. Darbe bir milletin namusuna saldırısıdır. Bunu ağzına alan kişinin vatanseverlikle hiçbir ilgisinin olmadığı açıktır.

İlker Başbuğ sözleri

İlker Başbuğ'un yaptığı açıklamalar... Diyor ki, "Erken seçim olsaydı diyor 27 Mayıs darbesi olmazdı diyor. Sonra darbenin iyi bir şey olmadığını söylüyor. Fakat garip olan şu, CIA başkanına atıf yaparak erken seçim olsaydı darbe olmazdı, arkasından da CIA Başkanını da dediği gibi CHP iktidara gelecekti diye bir mantık çıkıyor. Zoraki demokratlık bir yere kadar. Kokteyl demokratlık olmuyor.

Daha vahimi de şudur. Darbe girişimleri konusunda mukayese yapıyor. Darbenin aması olmaz. Darbenin birine kötü, öbürüne daha az kötü, bu kırmızı, bu yeşil gibi etkiletleme yapıyorsanız burada demokratlık çıkmaz.

Darbe milletine silah çekmektir, darbe emri alçaklıktır bitti. Bunun iyisi kötüsü yok. En son Fetullahçı terör örgütüne verilen cevap her darbeye yapılması gereken muameleyi göstermiştir.

Almanya Alevi konusu

Reform çalışmaları parti ve kabine tarafında devam ediyor.

Almanya merkezli olarak Alevi vatandaşlarımız koparmak için yapılan çalışmaları takip ediyoruz. Bunlar Aleviliği İslam dışında bir alan yaratmak istiyorlardı. Türkiye’ye karşı istihbarat çalışmalarının olduğunu görüyoruz. Aleviliği Türklükten, İslam’dan koparmak isteyenlerin istihbarat çalışmaları olduğunu görüyoruz.

Boğaziçi üniversitei'ne rektör ataması

Birilerinin ortaya koyduğu eleştiriler, işte akademik özgürlük yok ediliyor gibi bir şeyin hiçbir geçerliliği yok.

Ama işin geldiği noktada şu var. Rektör olarak atanan hocamızın siyasi kimliği üzerinden bir tartışma yürütülüyor. Şimdi isim vermek istemiyorum, geçmişte bir Boğaziçi Rektörünün ANAP'a danışmanlık yaptığı biliniyor, SHP'ye yakınlığı biliniyor. Bir insanın siyasi kimliği olması suç değildir ki...

Boğaziçi göz bebeğimizdir. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri Türkiye'nin kıymetlileridir. Ama şimdi görüyorum ki onları temsil etmeyecek bazıları öğrencileri eyleme çağrı yapıyor. Biraz önce gördük, bu eylemde öğrencilerin nasıl davranması gerektiği, telefonlarına şifre koymalarını söylüyorlar, uzun saçlı olanların saçlarını topuz yapmaları şeklinde bir takım akıllar veriyorlar. Bu akılları vererek mi Boğaziçi'ni yüceltecekler? Bundan sonra yapılması gereken nedir? Akademik hedeflere ulaşmak, idari hedeflere ulaşmak, oradaki öğrencilerin hayatla ilgili ideallerine kavuşmaları için faaliyet göstermek ve buna yardımcı olmaktır. Boğaziçi üniversitesi şu ya da bu grubun değil, milletimizin hepsinin. Birileri çıkıp da biz ve onlar, bizim özerk alanımız ve buna müdahale ettirmeyeceğimize dair eylem planımız gibi bir şey yapıyorlar. Bu doğru bir iş değil. Sonra diyorlar ki, dünyada böyle bir atama yöntemi yok. Açın bakın arkadaşlar. Bakanların, Bakanlar Kurulu'nun atadığı birçok yöntemler var."

http://www.ankaramasasi.com/haber/493660/ak-parti-sozcusu-celik-darbeyle-ilgili-aciklamalar-darbe-cagrisidir
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.