Türkiye geçtiğimiz yılın son günlerini manevi değerler ekseninde dönen tartışmalarla geçirdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Şebi Arus programında Türkçe Kur’an-ı Kerim okutulması, CHP eski Milletvekili Fikri Sağlar’ın türbanlı hakimlere yönelik rahatsızlığı ve muhalefete yakınlığı ile bilinen Sözcü gazetesinin Ayasofya’nın açılışını koronavirüs salgını, kadın cinayetleri ve depremlerle bir tutması, resmi dini İslam olan Türkiye’de Müslümanların adeta sinir uçlarıyla oynadı. Yeni yılın arifesinde ve daha ilk saatlerinde 2021 yılına ait hayallerini belli edenler toplumun her kesiminden tepki topladı.
“CHP takiye yapıyor”
Ortak hedefin İslam olduğu tablo hakkında Ankara Masası’na konuşan AK Parti Keçiören İlçe Başkanı Zafer Çoktan, sert sözlerle yüklendiği CHP’yi takiye yapmakla suçladı. CHP’nin merkeze yaklaşma isteği ya da muhafazakar seçmenin sempatisini kazanma gayesi adına medya önünde Kur’an-ı Kerim okuttuğuna ve parti üyelerinin Cuma namazına gittiğine işaret eden Çoktan, sözlerinin devamında ise bazı çıkışların partinin gerçek yüzünü deşifre ettiğine dikkat çekti. Canan Kaftancıoğlu’nun yaklaşımları, Fikri Sağlar’ın beyanları ve İBB’nin Türkçe Kur’an adımına değinen Çoktan, şunları söyledi:
“Bu çıkışları hayır olarak görüyorum”
“Toplumun sempatisini kazanmak için mili manevi değerlere saygılı ve hatta o değerleri taşıyormuş gibi görünüyorlar. Milletin gerçek değerlerine tam ters olarak, ezanın Türkçe okutulmasından tutun da başörtülülerin kamusal alana kabul edilmemesine kadar toplumun genel değerlerine ters politikalarını, hala iç dünyalarında taşıdıklarını çok net biçimde görüyoruz. Ben bu çıkışları, iyi niyetli vatansever CHP'lilerin de doğruları görmeleri adına hayır olarak görüyorum. Bu çıkışlar olmasa belki milletimiz bir yanılgıya düşebilirdi. Dolayısıyla bunları iç dünyalarını yansıtan bir çıkış diye yorumlamak lazım.”
"Bu mücadele her zaman olmuştur, olmaya da devam edecektir"
Bu zihniyetin sadece Cumhuriyet döneminde değil Cumhuriyet öncesinde de bu topraklarda her zaman olduğunu söyleyen Çoktan, “Bu mücadele her zaman olmuştur, olmaya da devam edecektir. Önemli olan toplumun, milletimizin bu konuda biraz daha duyarlı olmasını sağlamak tabiri caiz ise milletimizi bu konuda uyandırmak, ikaz etmek ve bilgilendirmek gerekiyor. En büyük görev de bizlere düşüyor. “ ifadelerini kullandı.
"Halk nezdinde hiçbir şekilde seçimle bertaraf edemeyeceklerini onlarda çok iyi biliyorlar"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sözleriyle gündeme oturan gazeteci Can Ataklı hakkında da değerlendirmede bulunan Çoktan, şöyle konuştu:
“Biraz önce söylediklerimi tekrar ederek şunu söyleyebilirim; aslında bu kesimin darbeci bir zihniyet taşıdığını 60 ihtilalinde, 70 muhtırasında, 80 darbesinde çok net biçimde bakarsanız görüyoruz. Onlar da şunu çok iyi biliyorlar ki AK Parti ve onun çizgisindeki milliyetçi muhafazakar siyaset her zaman Türkiye’de Türkiye’yi yöneten kesim olmuştur. Şuanda bunun temsilcisi de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan. Halk nezdinde 15 Temmuz darbesinde de 17- 25 Aralık’ta da çok net biçimde gördük. Halk nezdinde hiçbir şekilde seçimle bertaraf edemeyeceklerini onlarda çok iyi biliyorlar. Burada asıl üzerinde durmamız gereken, bunlarla birlikte sırf AK Parti iktidarı gitsin de ne olursa olsun diyen Abdülhamit Hanın tahtan indirilişine çok benziyor bu konu. Ne olursa olsun diye düşünen sağ kesimdeki milliyetçi muhafazakar seçmen oyları çok önemli burada. Dolayısıyla özellikle o seçmenlerimizin, o kardeşlerimizin, vatandaşlarımızın bu konuyu çok net biçimde görmesi lazım. Aslına bakarsanız Can Ataklı'yı dinlediğinizde Biden’la sanki bir hafta önce bir toplantı yapmışta Biden’ın görüşlerini burada tekrar ediyormuş gibi bir hava var. Böyle olduğu için söylemiyorum teşbihte hata olmasın. Yani bir Amerikan Başkanı, bir Yunanistan Başbakanı, bir Almanya veya İngiltere Başbakanı, Tayyip Erdoğan'ı devirmek için AK Parti'yi devirmek için Cumhur İttifakını bertaraf etmek için nelerin olması gerektiğini düşünüyor, arz ediyor, dua ediyor, böyle olsun istiyor ve hatta bu yönde çalışma yapıyorsa Can Ataklı ve benzerleri de aynı o pencereden bakıp ancak ve ancak böyle bir felaketle, böyle bir siyasi, askeri başarısızlıkla toplum nezdinde ancak toplumun gözünden düşürerek iktidardan gönderebiliriz diyor. Yoksa normal meşru seçim yoluyla indirilmesinin imkanı yok derken aslında birtakım yerlere de ciddi manada mesaj verdiğini düşünüyorum.”
