Nazmi Şahin: Tarım arazilerinin imara açılmaması lazım

Ankara'nın Kalecik ilçesinde 4.5 büyüklüğünde meydana gelen depremin ardından, başkentteki riskli binalara ve zeminlere dikkat çeken Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği Başkanı Nazmi Şahin, "Tarım arazilerinin imara açılmaması lazım. 1990 yılından önce yapılan tüm binaların da risk analizinden geçmesi gerekiyor." dedi.
Zeliha Demirci
|
11 Ocak 2021, Pazartesi - 18:08
Nazmi Şahin: Tarım arazilerinin imara açılmaması lazım

Ankara'nın Kalecik ilçesinde dün akşam saat 22.53'de meydana gelen 4.5 büyüklüğündeki deprem ardından başkentteki binaların ne kadar dayanıklı olduğu kafalarda soru işareti yarattı. 

Başkentin deprem tehlikesi altında olmadığını ancak alınması gereken tedbirlerin bulunduğunu ifade eden Ankara Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği Başkanı Nazmi Şahin, binalardaki hangi durumların risk yarattığına açıklık getirdi. Ankara Masası'na konuşan Şahin, özellikle tarım arazilerinin imara açılmasındaki tehlikenin altını çizdi. 

Risk altındaki binalar

Hazır betonların Türkiye'ye 1980 yılında geldiğini ama 90’lı yıllarda kullanılmaya başlandığının bilgisini veren Şahin, “Hazır betonlardan önce elle beton döküyorduk. Tabii elle dökülen betonun ne kadar sağlıklı olacağı belirsiz. 1990’dan önce yapılan tüm binaların bir risk analizinden geçmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Risk altında olan binaların ikinci belirtisi olarak rutubet kokusuna dikkat çeken Nazmi Şahin, “Betonarme binalarda bir rutubet kokusu hissediyorsanız ve bu çok keskin bir kokuysa bilin ki o bina temelden su alıyor. Temeldeki perde betonlardaki demirler sudan dolayı paslanmış ve değerini kaybetmiş olabilir.” dedi.

Şahin şöyle devam etti: “Projesiz, plansız kaçak yapılan binalar var. Bunların çok riskli olduğunu düşünüyorum. Beton numune sonuçları önemli. 1990’larda C20 standartları yoktu. BS 16 dökülüyordu. Şu an biz BS 16 dökümüne izin vermiyoruz. En minimum dökülen beton değeri C20. Eğer beton kalınlığı da yetersiz ise biz bu binalara da riskli diyoruz. Buraların aslında bir an önce boşaltılması lazım. Bu da ekonomi ile ilgili bir şey. Kişinin maddi gücü yoksa başka bir evi yoksa nereye gidecek? Burada da işte kentsel dönüşümün devreye girmesi gerekiyor.”

 "Ankara deprem riski altında değil"

“Ankara'nın zemini gerçekten depreme dayanıklı bir zemin. Fakat bölgesel bazda baktığımız zaman da zemin etütlerinin çok iyi yapılması gerekiyor.” diyen Şahin şu bilgileri verdi: “Deprem kuşağında olan bir ülkeyiz. Ve bu acı gerçekle yaşamayı öğrenmek zorundayız. Bu Kalecik depremi yıkıcı bir deprem değildi. 2020’nin ocak ayında Akyurt’ta 3.4 büyüklüğünde bir deprem yaşamıştık. Yine bir ocak ayında 4.5 şiddetinde bir depremle karşılaştık. Ankara deprem bölgesi olmayan ama kenarlarından deprem fayların geçtiği bir şehrimiz. Ankara'da çok büyük depremler olmadı. 1938'de Bala’da 6 şiddetinde büyük bir deprem oldu. Fakat Ankara'da yıkıcı bir deprem yaşamadık. Bu yaşamayacağız anlamına da gelmiyor. Fakat Ankara'nın çevresindeki faylar çok belirgin değil. Bu yüzden de Ankara deprem riski altında bir şehrimiz değil. En önemlisi de riskli binanızı tespit etmeniz lazım. Biz her şeyi devletten bekliyoruz. Biri bana Twitter’dan mesaj attı. Dedi ki, benim evimde çatlaklar var. Onun evinde çatlak olduğunu ne ben bilirim ne devlet bilir. Evin içinde yaşayan kişi bilir. Eğer evinde çatlak varsa hemen gidip müracaat etmesi lazım."

"Deprem öldürmüyor, binalar öldürüyor" 

Ankara’da bugüne kadar zeminle ilgili büyük sıkıntılar yaşamadıklarını söyleyen AKK Yürütme Kurulu Üyesi Şahin, “Sulu zeminlerde jeolojik etütlerin ya da devlet tarafından imara açılırken yapılan zemin etütlerinin plan notlarına çok iyi yazılması gerekiyor. Zemin açısından da deprem bölgesi olarak Akyurt, Kalecik bölgesinin bir sıkıntısı yok. Yönetmeliğe, kanuna, mevzuata uygun yaparsak binalar depreme dayanıklı kalabiliyor. Bunun örneklerini Japonya gibi deprem ülkelerinde görüyoruz. Zaten deprem öldürmüyor, binalar öldürüyor.” şeklinde konuştu.
 

 "Her yere bina yapmak mantıklı değil"

Her zemine bina yapılabileceğinin altını çizen Şahin, “Köprüler yapılıyor, denizin ortasına beton döküyorsunuz. Tekniğine, standartlarına ve projesine uygun yaparsanız hiçbir sıkıntı yaşamazsınız. Ankara'yı da bölgelere ayırırsak, Ankara çaylarının geçtiği bölgeler, sulak bölgeler tabii ki diğer yerlere göre biraz daha farklı. Orada genellikle fore kazıklı temeller çıkıyor. Yani siz normalde temeli görüyorsunuz ama temelin altında 20-25 metre fore kazıklı temeller çıkıyor. Müteahhitler de buna bir bütçe oluşturuyor. Örnek olarak Batıkent Çakırlar bölgesi, Akyurt’un tarım arazisi bölgeleri, Çubuk’un ova kısmı diyebiliriz. Aslında Ankara'da tarıma elverişli yerlerin de artık imara açılmaması lazım. Oralarda tarım yapılması lazım, her yere bina yapmak mantıklı değil.” diye ekledi. 

http://www.ankaramasasi.com/haber/512603/nazmi-sahin-tarim-arazilerinin-imara-acilmamasi-lazim
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.