Dr. Atabek: “Z Kuşağına özgürlükle birlikte sorumluluk vermek gerekiyor”

Ankara Masası
|
30 Temmuz 2020, Perşembe - 14:58
Dr. Atabek: “Z Kuşağına özgürlükle birlikte sorumluluk vermek gerekiyor”

Dr. Erdal Atabek’ten Z kuşağı uyarısı.

“Bu çocuklarımıza da sınırlar gerekiyor, özgürlükle birlikte sorumluluk vermemiz gerekiyor.”

Dr. Atabek, Ankara Masası’ndan Gökhan Gökyıldırım’ın konuğu oldu, Z Kuşağından fenomenlere, EBA TV’den üniversite tercihlerine yönelttiği soruları cevaplandırdı.

Z kuşağının 5 yaş ile 25 yaş arasından oluştuğunu belirten Atabek,  bu çocuk ve gençlerin iletişim ve etkileşim içinde bulunsalar da  her birinin ayrı kişilik olduğuna işaret etti.

Z KUŞAĞININ DA SINIRLARI VE SORUMLUKLARI OLMALI

Atabek, araştırmalara göre bu kuşağın disiplin ve sınır istemediğini ancak bunun yanlış olduğunu vurguladı. Dr. Atabek şunları söyledi:

“Bu çocuklarımıza da sınırlar gerekiyor. Bu çocuklarımıza da özgürlükle birlikte sorumluluk vermemiz gerekiyor. Bakın çocuk yetiştirme de dürtülerin kontrolü yani içimizden gelen hemen yapılmasını istediğimiz şeyleri  denetleyen doğru mu değil mi diye düşündürten şey sorumluluk duygusudur. Çocuklarımıza bunu kazandıracağımız yaş 4 yaştır. 4 yaşındaki bir çocuk istediği çikolatayı hemen almayı  hemen yemeyi istediği halde ona beklemeyi öğretmemiz gerekir. Gördüğü her oyuncağı almak isteyen çocuğa  evde hangi oyunların olduğunu düşündürtmemiz gerekir. Bunlar sorumluluktur. Şimdi siz sorumluluk vermediğiniz bir çocuktan özgürlük beklediğiniz zaman bunun sonu başı boşluk olur. Ebeveyn bu hatayı yapıyor. Anne babalar  bu yanlışı yapıyorlar. Anne babalar sorumluluk vermeyi öğretmiyor, sorumluluk vermeyi bilmiyor. Anne baba  çocuklara sınırları olduğunu  öğretmiyor. Anne babalar çocuklara istediği şeyin ancak gereklilikle olabileceğini hatırlatmıyor. Ve bu yanlışlar, bu çocukları sınırsız, sorumsuz beklemeye sabrı olmayan, her şeyi hemen ve hepsini  isteyen bir varlığa dönüştürüyor. Bizim Z kuşağı derken bunlara dikkat etmemiz şarttır.”

SANAL GERÇEK AYRIMI ÖNEMLİ

Ebeveynlerin gerçek ve sanal dünya arasında net bir çizgi çekmesini isteyen Atabek, çocukları bu dünyada yaşadıklarını unutturmadan dijital çağa hazırlamak gerektiğini dile getirdi.

Atabek, “Oradaki görüntüyle yaşamıyoruz. Oradaki hızla yaşamıyoruz.  Önemli olan çocuklarımıza bunun bilincini verebilmektir.” dedi.

AYKIRILAR DEĞİL HAYATA DEĞER KATANLAR ROL MODEL OLMALI

İnternet fenomenlerinin realiteyle bağdaşmadığına da dikkati çeken Atabek, şöyle devam etti:

“Eğer çok görünürseniz, aykırı olursanız, farklı görünürseniz ekran sizi fenomen haline getirebiliyor.Takipçileriniz artıyor.Doğru ya da yanlış ,gerekli ya da gereksiz .Fenomenin altında ne olduğuna bakmak lazım. Şimdi çocuklarımızın hayata hazırlanırken gerçek hayatla ilgili bilgileri zayıf. Ekranla yetişiyorlar. Çok küçük yaşta ekranla buluşuyorlar. Ve ekran onlar için bilgi kaynağıdır, görgü kaynağıdır ve sonuçta nasıl bir insan oluşuyor bakın. Ne olması gerektiğini değil, nasıl görünmesi gerektiğini düşünen insanlar oluşuyor. Sizin ne olduğunuzun bir önemi yok  nasıl göründüğünüzün bir önemi var. Ne yaptığınızın bir önemi yok , nasıl yaptığınızın bir önemi var. Ve sonuçta siz kendiniz olduğunuz için değil ,takipçileriniz olduğunuz için değerli sayılıyorsunuz.  Böyle bir şeyin gerçek  bir değer sistemiyle ilgisi olabilir mi ?  Çocuklarımıza öğretmemiz gereken şey bu, çocuklarımızın peşinde koşması, kendine  örnek alması, rol modeli sayması gereken kişiler ekranda daha çok görülen aykırılar değil, dünyaya ve hayata değer katan kişiler, olgular ve bilgiler olmalıdır.”

EĞİTİM BİLGİ YÜKLEMEYE DEĞİL DÜŞÜNDÜRMEYE ODAKLANMALI

Dr. Atabek, pandemiyle başlayan uzaktan eğitimi değerlendirirken bilgi aktarma yönteminin değil aslında eğitim sisteminin sorgulanması gerektiğini kaydetti.

“Öğrenmek istemeyen bir kişiye bir şey öğretmeniz mümkün değildir. Bir kişiye bilgilerin yüklenmesi öğrenmesi değildir.” diyen Atabek, “Yani biz merak ettiğimiz, sabırla araştırdığımız ve öğrenmek istediğimiz şeyi öğreniriz.Kalıcı olan o dur.Aksi halde birtakım geçici bilgilerle savrulur gideriz. Ben eğitim sistemimizi de eleştiriyorum .Bizim eğitim sistemimiz bilgi yüklemeye dayanan, düşündürmeyi amaçlamayan, eleştirel düşünmeyi öncelemeyen bir sistemdir.” şeklinde konuştu.

GENÇLERİN YETENEK VE KAPASİTELERİ ORTAYA ÇIKARILMALI

Atabek, gençlerin yetenek ve kapasitesini de bilmediğini belirterek,  “Oysa yetenek ve kapasite alan ve meslek seçimimizin en önemli rehberleridir. Yeteneğini  bilmeyen bir çocuk , kapasitesini ölçemeyen bir çocuk  nasıl doğru bir tercih yapar? Hangi meslekte iş bulabilirim, Hangi meslekte daha çok para kazanabilirim, hangi mesleği daha çok sevebilirim değil . Başarı da , başarıyla kazanılacak para da yeteneğin ve kapasitenin ucundadır.” ifadelerini kullandı.

ATABEK’TEN GENÇLERE TAVSİYE

Gençlere kendi nedenlerini bulmalarını tavsiye eden sözlerini şöyle tamamladı:

“Bir sınav bütün hayatını belirliyor. Sistem rekabete dayalı bir sınav yapıyor ve  sıralama yapıyor. O sıralamada da üst sıralarda yer almazsa geleceğinin karanlık olduğu için kaygı da duyuyor , korku da duyuyor. Amerika’nın en iyi  sekiz üniversitesi  Ivy League  bu sarmaşık  topluluğu denilen Harward’ın başını çektiği Stanford’u , Massachusetts teknoloji Enstitüsü MIT’si  olan 8 üniversite çocukların başarı derecelerine göre değil, onların gösterdikleri performansa göre değerlendirme yapıyor. Onlardan şöyle bir kompozisyon istiyor, niçin bizde okumak istiyorsunuz? Ve çocuğun bunu  kendisinin yanıtlaması gerekiyor. Niçin bizde okumak istiyorsunuz? Benden ne bekliyorsunuz? Üniversite soruyor bunu .  Biz ise çocuğun sadece üniversite mezunu olmasını istiyoruz. Üniversite mezunu olsun. Ne olursa olsun. Nasıl olursa olsun ,nerden olursa olsun.  Ve sonuç ne en büyük işsizlik oranı üniversite mezunlarımızda ,yazık değil mi ?  Üniversite mezuniyeti bir çocuğun 20 yıllık eğitimine mal oluyor. Sonuçta neyi elde ediyoruz:  Bir diploma , iş bulmakta artık işe yaramayan bir diploma… Ne olmalı derseniz yeni baştan düşünmek lazım. Hepsini düşünmek lazım. Bir çocuğu anaokulundan nasıl yetiştireceğimizden başlayarak ilköğretim sistemini düşünmemiz lazım. Ortaöğretim sistemini düşünmemiz lazım ve üniversiteleri bu sistemin tamamlayıcısı olarak düşünmemiz lazım. Ve üniversitelerimizi hayatla, iş dünyasıyla ,çalışmayla bağdaştırmamız lazım.”

 

http://www.ankaramasasi.com/haber/51354/dr-atabek-z-kusagina-ozgurlukle-birlikte-sorumluluk-vermek-gerekiyor
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.