İslam Memiş: Dünyada terör eylemleri artabilir

Ekonomist İslam Memiş, dünyadaki ekonomik krizin terör eylemlerinin tetikleyeceğini söyledi. Memiş, kuraklığın buğday fiyatlarını etkileyeceğini belirtirken, toprağı olanların topraklarına sahip çıkmasını, kaptırmamasını önerdi.
Ankara Masası
|
21 Ocak 2021, Perşembe - 21:04
İslam Memiş: Dünyada terör eylemleri artabilir

Ekonomist İslam Memiş, Ankara Masası özel yayınında Gökhan Gökyıldırım’ın konuğu oldu.

Memiş, dünyadaki ekonomik krizin terör eylemlerini arttıracağını belirtirken uyarılarda

Terör örgütlerinin finansman sağlamak için bu tür eylemlere başvurabileceğinin altını çizen Memiş “Dışarıdan ülkemize karşı böyle bir açıklama geldi ama bizim ülkemizden karşı tarafın açıklaması nasıl olacak tarzında biraz daha soğukkanlılıkla süreci takip edip terör eylemlerine dikkat edin. Çünkü benim öngörü ve tahminim bir kaç gün içinde bugünde Irak’ta oldu zaten. Terör eylemlerinin biraz daha artması yönündeydi. Bugün, hafta sonu dahil bu tür eylemlerin gerçekleşme olasılığı biraz daha fazla görüyorum. Çünkü ekonomik daralmalar sadece ülke ekonomilerine olumsuz yönde etkilemiyor. Terör finansmanını, teröre destek veren ülke ekonomilerini olumsuz yönde etkilediği için dünyadaki çeşitli terör örgütleri illegal finansman sağlamak için tehdit etmek için ön plana çıkmak için ya da farklı kazanımlar elde etmek için bu tür eylemlere başvurabilirler.” Dedi.

Pandemi süreciyle birlikte girilen yeni dönemi değerlendiren İslam Memiş her konuda tasarruf yapılması önerdi.

Memiş ayrıca kuraklık nedeniyle toprağın öneminin artacağını, memleketinde toprağı olanların buralara sahip çıkması gerektiğini belirtirken “Günün birinde o sahip çıkmadıkları tarlalara öyle bir bedel ödeyerek kiralayacaklar ki; ha size Dört Levent’de, ha sizin Etiler’de ha sizin Sarıyer İstinye de en lüks semtlerde bir daireniz var. Ha şurada güzel bir toprağa ekim dikim yapan bir tarım araziniz var. Yine aynı getiriyi sağlayacağına çok çok emin olabilirsiniz.” Dedi.

Memiş dünyadaki ekonomik kriz, faiz kararı ve gelecekle ilgili şunları söyledi;

“Siyasi alanda ciddi revizyonlar olacak”

Vatandaşlarımız artık şunu net bir şekilde görüyor. Hiç kimse ben ne oldum dememeli ne olacağım mantığıyla bakmalı. Yeni dünya düzenin de biz çok gelişmiş bir ülkeyiz. Şu sanayimiz çok zengin, ekonomimiz çok güçlü. Şu şu avantajlarımız var. Demokrasimiz çok falan vesaire tarzında hiç kimse boşuna öğünmesin.  Bundan sonra dünya ülkelerinde sistem değişikliği artık gündemde ve bundan sonra da siyasi istikrar tarafında da ciddi revizyonlar olacağı bir döneme girdiğimizin işaretini hep beraber canlı yayında bütün dünya insanları görmüş oldu.

Önemli olan yani başkasının başına ne geldiğinden ziyade o ülkelerin bizim dış politika tarafındaki etkileri daha çok önemli olduğu için biz kendi sorunlarımıza odaklanmamız gerektiğini, kendi meselelerimize odaklanmamız gerektiğini, dış politikada yeni gelecek hamlelere karşı nasıl bir savunma sistemi geliştireceğimize, hangi kozlarımızı ne zaman kullanacağımızı iyi bir şekilde karar vermemiz gerekiyor.

Kenetlenilmesi gereken bir süreç

Tabii dönemsel olarak bazen siyasi kısır tartışmalarından dolayı insanlar birbiriyle kavga edebilir, siyasi parti liderleri birbiriyle kavga edebilir. Siyaset yapan, politika yapan, Meclis’teki parlamentolar birbirleriyle kavga edebilir. Ama iş milli meseleye geldiği zaman ülke menfaatine geldiği zamanda herkesin birlik ve beraberlik içerisinde kenetlenmesi gereken de bir süreci geçirdiğimizi düşünüyorum.

Psikolojik etmenler ekonomiyi etkiliyor

Özellikle yine sosyal medya hesaplarından takipçilerime şöyle bir uyarılarda bulundum. Bugünlerde bu birkaç haftalık süreç içerisinde, olumsuz haber akışları gelir ise jeopolitik, terör eylemleri başta olmak üzere, çünkü bunlar psikolojik etkenler olduğu için dünyada ekonomik gelişmeleri piyasaları olumsuz yönde etkileniyor. Bunlara hemen refleks vermeyin ya da sosyal medya da sizin ülkemize, siyasi ve dış politika anlamında çeşitli açıklamalar gelirse hemen reflekslerinizi hızlı bir şekilde göstermeyin. Soğukkanlılığınızı koruyun. Düşünün bakalım bu işin sonu nereye gidecek.

Terör eylemleri artabilir

Dışarıdan ülkemize karşı böyle bir açıklama geldi ama bizim ülkemizden karşı tarafın açıklaması nasıl olacak tarzında biraz daha soğukkanlılıkla süreci takip edip terör eylemlerine dikkat edin. Çünkü benim öngörü ve tahminim bir kaç gün içinde bugünde Irak’ta oldu zaten. Terör eylemlerinin biraz daha artması yönündeydi. Bugün, hafta sonu dahil bu tür eylemlerin gerçekleşme olasılığı biraz daha fazla görüyorum. Çünkü ekonomik daralmalar sadece ülke ekonomilerine olumsuz yönde etkilemiyor.

Terör örgütleri ön plana çıkmak isteyecek

Terör finansmanını, teröre destek veren ülke ekonomilerini olumsuz yönde etkilediği için dünyadaki çeşitli terör örgütleri illegal finansman sağlamak için tehdit etmek için ön plana çıkmak için ya da farklı kazanımlar elde etmek için bu tür eylemlere başvurabilirler. Terör eylemleri sadece siyasal politika üzerinden yapılmaz. Terör eylemleri zaman zaman ekonomik daralmalarda da yaşanır. Mesela PKK, terör örgütü biliyorsunuz. Aç kaldıkları zaman inlerinde aç kaldıkları zaman, Türk Silahlı Kuvvetleri, polis, güvenlik kuvvetlerimiz ciddi operasyonlar düzenlediği zaman aç kalıyorlar.

Aç kaldıkları zaman da şehir eşkıyalığına soyunuyorlar. İşte kuyumcuları soyuyorlar. Döviz büfelerini soyuyorlar, banka soymaya kalkıyorlar, haraç kesmeye gayret ediyorlar falan. Bu tip eylemlere dikkat etmek gerekiyor. Ben özellikle bu birkaç haftalık süreç içerisinde dünya ekonomilerinde finansman noktasında piyasaların moralini bozacak anlamında terör eylemlerine karşı biraz daha dikkat çekmek isterim.

ABD-Türkiye ilişkileri

Trump’ın giderken bir şekilde ‘’geri döneceğim’’ mesajını ben önemsiyorum. İşte siyasi parti kuracakmış televizyon kanalı satın almış, şöyle yapacakmış böyle yapacakmıştan ziyade bugün Amerika'nın yönetiminde bir değişiklik var.

Türkiye ile dış politikası, dış diplomasi nasıl devam edecek? Daha göreve gelmeden S-400 füzeleriyle ilgili böyle parmak sallamalar falan. Türkiye onlar gibi çok böyle parmak sallayanları gönderdi o işi geçsinler. Yani Türkiye tam bağımsız bir ülkedir. Dilediği zaman dilediği ülkeden dilediği mühimmatı silahı ya da farklı tesisatları satın alabilir, dilediği zamanda kullanır. Yani bu Türkiye'nin bağımsızlığını gölgelemek için paçasından tutmak için ya da tarafını seç Türkiye diyebilmek içinde biraz daha yürek yemeleri lazım. O işi geçsinler.

Bunlar Popülizm yani seçimden önce göreve gelmek için gelen Türkiye düşmanlığı, İslam düşmanlığı, Müslüman düşmanlığı yaparak zaten bir şeyler tahayyül ediyorlar. Göreve gelince de hemen böyle tehditvari açıklamalar yapmaları falan, bunları Türkiye’nin dış politikadaki gücünü herkes biliyor. Yani dünyada dış politikada neler başardığını herkes çok iyi bir şekilde görüyor. Biz bunlara eyvallah diyecek bir ülke değiliz. Hiçbir Mehmetçiğimizin kanı yerde kalmayacak, kalmadı. Bundan sonra da hiçbir zaman kalmayacak. Değil 5000 tonluk bir mühimmat desteği bu yıl yani 2021 yılında 20.000 tonluk bir mühimmat, 20.000 tırlı bir mühimmat desteği bile verseniz bu Mehmetçiklerimizin, şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak. Yani bir şekilde biz güçlü duruşumuzu millet olarak devlet olarak korumaya devam edeceğiz.

Faiz değişikliği beklenmiyordu

Ekonomiye yönelik; Bugün hem Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, hem Avrupa Merkez Bankasının faiz kararları vardı ve başkanın açıklamaları vardı. Merkez durakları faizlerde bir değişikliğe gitmedi. Piyasa beklentisi bu yöndeydi. Ay sonunda Amerikan Merkez Bankası Fed'in faiz kararı var.  Burada da faizlerde bir değişikliğe gidilmeyeceği bekleniyor. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı geçen hafta şöyle bir açıklamada bulundu: Ben yüksek faize karşıyım, beni dinlerler ya da dinlemezler. Ama ben faize karşı iş adamlarımızı, sektörü, vatandaşlarımızı ezdirmeye niyetim yok. Ama Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bağımsızlığı nasıl kararlıyorsa öyle karar versinler dedi. Merkez Bankası bugün faiz artırımı yapmadı ve nedenlerini açıkladı.

Bu nedenlerle birlikte içerideki daralmaya işaret etti. Faizleri biz iki kez güçlü bir şekilde artırdık ama iç taraftaki talep azalmasıyla birlikte ekonomilerde bir duraksama oldu. Yani faiz artırımının, ekonomiler ya da piyasalar üzerinde çokta olumlu etkisi olmadığı için biz bu toplantıda faiz artırmadık söyleminde bulundu.

Doların gerilemesine neden oldu

Naci Ağbal’ın iletişimi güzel konuşmaları, açıklamaları gayet yerinde para politikasının metni gayet anlaşılabilir. Piyasa dostu ve piyasalarla gerçekten reel anlamda popülist söylemlerden uzak gayet aklı yerinde açıklamalar yapıyor. Risklerinde farkında.  İyimserliklerinde farkında. Dilediği zaman faiz silahının elinde olduğunu, dilediği zaman faizleri artırmanın kolay olduğunu ya da düşürmenin kolay olduğunu zaten sık sık ifade ediyor. Ama bu toplantıda Naci Ağbal, öyle bir açıklama yaptı ki söylemlerle bile doları düşürdü. Doların gerilemesine neden oldu. Nasıl? Sadece doları baskılamak için doların gerilemesi için faiz artırımı demek ki gerekmiyormuş.

Bugün para politikası kurulunun açıklama metnindeki mesajlar, piyasaları ciddi anlamda rahatlatan açıklamalar. Küresel borsalar da zaten bir ralli vardı. Bu üst seviyelerden tekrar yukarı yönde hareketlerin devam etmesi, burada problem yok. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın faiz toplantısı, eşittir acaba dolar ne olacak? Avro ne olacaktır? Altının gramı ne olacak? Gümüşün gramı ne olacak? Piyasalar ne olacak? Borsa düşecek mi yükselecek mi? Merkez Bankası'nın faiz kararı eşittir piyasalar acaba ne olacak?

Herkesin beklentisi bu yöndeydi. Herkes bir tahmin ve öngörüde bulundu. Eğer Merkez Bankası faizleri artırırsa dolar buraya gelir eğer sabit bırakırsa şuraya gider, eğer faizleri indirirse dolar buraya gelir tarzında açıklamalarda bulunan analist arkadaşlar oldu ama sabit bırakmasına rağmen dolar kurunun gerilemesini de kimse beklemiyordu işin açıkçası. 7,30 TL seviyesine kadar güçlü bir destek seviyesi var. Buralar test edilebilir. Şimdi önemli olan soru şu: 7,50 lira seviyesinin aşağısında bir dolar kuru var karşımızda. 7,37 - 40 lira aralarında dalgalanmaya devam ediyor.

Doların yükselişlerini sürdürebilme ihtimalini kuvvetli görüyorum

Önemli olan bu düşüşler kalıcı olacak mı? Şimdi burada dövize ihtiyacı olan bir Türkiye ekonomisini göz önünde bulunduralım. Borsacı dolara ihtiyacı olduğunu göz önünde bulunduralım. Piyasadan dolar çekeceğini göz önünde bulunduralım. Euro dolar paritesinin dalgalanmasını göz önünde bulunduralım. Vaka sayılarındaki artışı göz önünde bulunduralım. Ve küresel ekonomilerde daralmayı göz önünde bulunduralım. Ve son olarakta ABD, 10 Yıllık tahvil faizlerindeki artışı ve dolar endeksindeki yükseliş isteğini göz önünde bulundurduktan sonra doların yükselişlerini sürdürebilme ihtimalini kuvvetli görüyorum. Benim öngörü ve tahminim bu yönde. Ama ne olabilir? İşte kademeli yükselişlerde, 7,55 7,61 7,75 belki 8 lira seviyesine kadar 8,05 lira seviyesine kadar yükselişini sürdüren bir dolar kuru.  Kısa vadede karşımızda olabilir. Ama nedenlerini sayarak sonuca geldik. Bu seviyeler ne anlam ifade ediyor? Doların 7.30’lu seviyelerden 7,55  - 7,65 ya da 8,05 lira seviyesine kadar yükselmesi aslında dolara yatırım yapılabilir bir düşüncesini doğurmuyor.

Altındaki düşüşü değerlendirmek gerekiyor

Bu da dövizle ticaret yapan döviz borcu olan vatandaşların bu süreci yakından takip etmesi gereken bir sürece bize işaret ediyor. Ya dolar 7,30 lira seviyesine kadar geriledi. Ben buradan dolarımı alayım bankaya koyayım. Ne olur ne olmaz üç beş kuruş kazanıyorum diyen vatandaşlara bundan 10 yıl önceki dolar kurunu söyleyelim. Bundan 5 yıl önceki dolar kurunu söyleyelim. Ya da 2020 yılındaki dolar kurunu 8,35 lira seviyesine kadar çıktı ya en yüksek seviyesi. Ve şu anda 7,30’lar da şu anda evet ne oldu aldınız da zarar ettiniz. Peki, 7,30’dan alsanız 8,05’e çıktığında kar mı edeceksiniz. Onun alternatifindeki getirilere baktığınız zaman da kar etmediklerini görecekler.

Yani dövizin bir yatırım aracı olmadıklarını da görmüş olacaklar. Bu yüzden dolar kurunun gerilemesi ile beraberinde altının gram fiyatının ya da gümüşün gram fiyatının düşüşünü desteklediği için emtia fiyatlarındaki bu düşüşleri aslında biraz da alım fırsatı olarak değerlendirmek gerektiğini şahsen düşünüyorum.

Mesela gram altının 444 – 445 lira bant aralığında olduğunu göz önünde bulunduruyoruz. Uluslararası piyasalarda altının ons fiyatının 1.840- 1.890 dolar aralığında gelip gidiyor. İşte bu düşüşler bir alım fırsatı orta ve uzun vadeli olarak. Yani dolar kurunun çekilmesi gram tarafında emtia fiyatlarında alım için bir pozisyon fırsatı vermiş oluyor.

İşsizlik ordusuna bizim de dahil olmamamız gerekiyor

Amerika'da da öyle Avrupa’da da Asya ve Asya ülkelerinde her yer öyle. Bize burada düşen vazife şu. Biz bu ortamda işimize daha çok sarılacağız. İşimizi en iyi şekilde yapmaya gayret göstereceğiz. Dünyada ciddi anlamda işsizlik ordusu var. Bu işsizlik ordusuna bizim de dahil olmamamız gerekiyor. Bunun beraberinde, en iyi işi yaptığımız için de işimize dört elle sarılmamız lazım.

Çok özgüven içinde yani nasıl olsa ben iş bulurum kardeşim deyip de bazı şeylere safsaklamamamız lazım bu bir. Çok tasarruf etmemiz lazım. Yani kardeşim ben zaten pandemiden dolayı evde oturuyorum, dışarı çıkıp gezmiyoruz, tatil yapıyoruz vesaire. Benim israfım yok. Elektrikte bir israftır harcadığın su da bir israftır. İnternetten verdiğin siparişlerde bir israftır. O yüzden az israf çok tasarruf tavsiye ediyorum.

Tarlalarına, arsalarına sahip çıksınlar kaptırmasınlar

Tabii bununla birlikte kuraklığı çok konuşuyoruz. Daha önceki sohbetlerimizde buna değinmiştim. Tarım emtialarını vatandaşlarımız yakından takip etmeli. Buğday tarafı önemli. Dünyadaki kuraklık dolar gibi değildir. Altın gibi değildir. Borsa gibi değildir. Kripto paralar gibi değildir. Kuraklık sofradaki yediğimiz, günde 3 öğün yemek yediğimizi düşünürseniz soframızdaki gelir giderdir. Ağzımıza koyduğumuz lokmadır, buğday tarım emtiaları kuraklık.

O yüzden bence tarımsal politikalara biraz daha ağırlık vermemiz gerekiyor. Çiftçilerimizin hangi anlamda ne kadar desteklediğini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Evet, geç mi kaldık bunları konuşmak için. Çok geç kaldık. Ben yaklaşık 1 yıldır bu konuyla ilgili bütün medya mecralarında uyarılarda bulunuyorum.

Burada vatandaşlarımızın eğer memlekette bırakmış olduğu atıl bir şekilde tarlaları arsaları ekilebilir tarlaları varsa buralara sahip çıksınlar, kaptırmasınlar. Günün birinde o sahip çıkmadıkları tarlalara öyle bir bedel ödeyerek kiralayacaklar ki; ha size Dört Levent’de, ha sizin Etiler’de ha sizin Sarıyer İstinye'de en lüks semtlerde bir daireniz var. Ha şurada güzel bir toprağa ekim dikim yapan bir tarım araziniz var. Yine aynı getiriyi sağlayacağına çok çok emin olabilirsiniz.

http://www.ankaramasasi.com/haber/539363/islam-memis-dunyada-teror-eylemleri-artabilir
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.