Emekli Tuğgeneral Dr. Babüroğlu'ndan Suriye uyarısı

Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu, "PKK'nın yaklaşık altı, yedi bin olan tehdit durumu Suriye'de 10 kat artmıştır. Ve bu artık söylenmelidir, dillendirilmelidir." dedi.
Ankara Masası
|
19 Şubat 2021, Cuma - 15:52
Emekli Tuğgeneral Dr. Babüroğlu'ndan Suriye uyarısı

Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu, Ankara Masası Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Gökyıldırım'ın sorularını yanıtladı. Türkiye'nin Suriye sınırındaki yeni komşularının ABD ve Rusya olduğunu savunan Babüroğlu, Hatay'a komşu İdlip için "İkinci Afganistan" dedi. Terörle mücadelede yurt içinde önemli başarılar elde edildiğini ancak PKK'nın Irak'ın kuzeyinde güç kazandığını söyleyen Babüroğlu, sözlerinin devamında Doğu Akdeniz gerilimine de değinerek Türkiye'nin kazanımlarını ve ulusal çıkarlarını korumak için İsrail, Mısır ve diğer ülkelerle işbirliğine yönelmesi gerektiğini ifade etti.

"Terör örgütleri güçlenemiyordu"

Türkiye'nin Suriye ve Irak'la toplam 1320 kilometre sınır komşusu olduğunu belirten Babüroğlu, "Bu kara sınırları 1990'dan önce istikrarlıydı. Saddam vardı, otoriter bir rejim vardı. Tenkit edebilirsiniz, etmeyebilirsiniz bizi ilgilendirmez ama en azından Irak devletinin kendi sınırlarına hakimiyeti söz konusu. Yani PKK, DEAŞ, İŞİD, El-Kaide gibi benzer terör örgütleri Irak coğrafyasında boşluktan faydalanarak güçlenmiyorlardı." dedi.

"PKK yuvalanarak büyüdü"

ABD'nin birinci ve ikinci körfez harekatı sonrası Irak'ın istikrarsız bir coğrafyaya dönüştüğünü savunan  Babüroğlu , "Kuzeyinde Irak Kürt Bölgesel Yönetimi kuruldu. Bir devlet gibi. PKK bölücü terör örgütü Kuzey Irak'ta yuvalandı büyüdü. Sonra DEAŞ, İŞİD gibi El Kaide türevi terör örgütleri geldi. Bağdat yönetimi yani Irak merkezi hükümeti kendi coğrafyasının kendi topraklarının güvenliğini sağlayamayacak bir durumda. Bu 21 yıldır devam ediyor." şeklinde konuştu. 

Türkiye'nin Suriye komşuları: ABD ve Rusya

2011'e kadar Türkiye'nin Suriye komşusunun Suriye Arap Cumhuriyeti olduğunu ancak 911 kilometrelik sınırdaki yeni komşunun  ABD ve Rusya olduğunu savunan  Babüroğlu, "Çünkü masaya oturduğumuzda ABD ve Rusya ile masaya oturmak zorundasın. Astana sürecini Rusya ile devam ettiriyorsunuz. Fırat'ın doğusunda ise Barış Pınarı Harekatını ABD yüzünden sınırlandırmak zorunda kalan bir Türkiye var." ifadelerini kullandı. 

Dünyanın en büyük yabancı savaşçı çöplüğü: İdlip

Suriye'nin 2011'den sonra PKK, PKK'nın kolu PYD, DEAŞ, İŞİD, EL KAİDE, EL NUSRA gibi radikal terör örgütlerinin üretme çiftliği haline geldiğini dile getiren  Babüroğlu, Birleşmiş Milletler'in 2019 Temmuz raporuna değinerek Hatay'la 130 kilometre sınırı olan İdlip'in  dünyanın en büyük yabancı savaşçı çöplüğüne dönüşen bölgesi olarak adlandırıldığına dikkat çekti.  Babüroğlu, bu durumun Türkiye tarafından soğukkanlılıkla algılamasının mümkün olmadığını kaydetti.

"30-40 bin kadar silahlı radikal terörist var"

İdlip'in unutulduğunu PYD ve PKK'nın öne çıkarıldığının söyleyen Babüroğlu, "İdlip ABD'de için ve dünya için ikinci bir Afganistan durumuna gelmiştir. Orada 30-40 bin kadar silahlı radikal terörist vardır. Bunlar aileleriyle çocuklarıyla yaşamakta, kökleşmekte ve çoğalmaktadırlar. İdlip'teki bu oluşumu da ABD desteklemektedir." dedi.

Suriye'nin 3 parçaya bölündüğüne, Şam yönetiminin kendi toprak bütünlüğünü sağlayamayacak bir konumda olduğuna dikkat çeken Babüroğlu, "Fırat'ın doğusu Suriye'nin yaklaşık yüzde 30'u, ABD tarafından Türkiye'nin coğrafi bütünlüğüne kasteden ve Türkiye için bir beka sorunu olan PKK'nın kolu YPG tarafından işgal edilmiştir. PYD PKK terör örgütünün şu andaki varlığı 60 bin silahlı teröriste ulaşmıştır." şeklinde konuştu. 

"Şehir örgütlenmesine geçtiler"

Türkiye'nin 1984'ten bugüne 37 yıldır başarılı bir şekilde PKK ile mücadele ettiğini, bunun sonucu olarak örgütün yurt içindeki varlığının 300'e kadar indiğini savunan Babüroğlu, terör örgütünün boşluktan faydalanarak Irak'ın kuzeyinde ise güç kazandığına işaret etti. Terör örgütünün Sincar'da, Süleymaniye'de ve Süleymaniye'nin güneyindeki yerleşimlerinde şehir örgütlenmesine geçtiğini ifade eden Babüroğlu, "PKK'nın yaklaşık altı bin yedi bin olan tehdit durumu şimdi Suriye'de 10 kat artmıştır. Ve bu artık söylenmelidir, dillendirilmelidir." dedi.

 "Hasan Amca'dan Amca Hasan'a"

Babüroğlu şu şekilde konuştu: PKK bölücü terör örgütü etkisiz duruma getirilirken bizim güneyimizdeki 500 kilo metrelik sınırda yine PKK bölücü terör örgütü, yani "Hasan Amca" etkisiz duruma getirilirken "Amca Hasan" 10 kat daha güçlü bir duruma ulaşmıştır, ABD'nin desteğiyle. O zaman Türkiye'nin toplam 1300 kilometrelik sınırı terör üreten bir coğrafyaya dönüşmüştür. Bunun da kısa dönemde orta dönemde sona ermesi mümkün değildir. Irak hükümetinin ya da Bağdat yönetiminin kendi toprak güvenliğini sağlayacak bir konuma 10 yıl gibi kısa bir sürede ulaşması mümkün görülmemektedir. Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanması artık mümkün görülmemektedir. Irak ve Suriye'deki iç çatışmanın ya da istikrarsızlığın en az 15 20, 30 yıl devam edeceğini Türkiye hesaba katmalıdır. Yani en az 2040'a kadar Türkiye bu tehditle yaşamak yüzleşmek durumdadır. Onun için Türkiye'nin projeksiyonu bu şekilde çizilmelidir.

Doğu Akdeniz gerilimi: "Türkiye gerekli tepkiyi veremedi" 

 Yunanistan'ın Doğu Akdeniz üzerinden yarattığı gerginliğe değinen, NATO ve Avrupa Birliği zirvelerinden dolayı Türkiye'nin yeterli cevabın veremediğini söyleyen Babüroğlu, "1996'daki Kardak krizinde Türkiye'nin verdiği tepkiyi şu anda göremiyoruz. Belki Türkiye'nin ekonomik durumunun yetersizliğinden veya Türkiye'nin bazı göze alamadığı risklerden olabilir." diye ekledi.

ABD'nin Güney Kıbrıs'a yönelik silah ambargosunu kaldırmasının Doğu Akdeniz'deki bir diğer tehlike olduğunu kaydeden Babüroğlu, "Ayrıca Güney Kıbrıs Rum yönetimi ile ABD arasında ikili askeri işbirliği anlaşması yapıldı. Yani hem askeri yardım hem de eğitim anlamında ikili askeri işbirliği yapıldı. Bunun dışında ABD'de orada user kurmaya çalışıyor. Yani sonuç itibariyle ABD Güney Kıbrıs yönetimine ve Yunanistan'ı Türkiye'ye tercih eder durumda." şeklinde konuştu.

ABD'nin Güney Kıbrıs yönetimini NATO üyeliğine hazırladığını söyleyen Babüroğlu, sözlerinin devamında Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki kazanımlarını ve ulusal çıkarlarını korumak için İsrail'le, Mısır'la ve diğer ülkelerle işbirliğine yönelmesi gerektiğini ifade etti. Aksi durumda askeri gücün elde ettiği başarının masaya yansımayacağını kaydeden Babüroğlu, Türkiye'nin terör üreten coğrafyayı yok etmek için Bağdat yönetimi ile işbirliğine girmesini örnek gösterdi.

Suriye yönetim ile de işbirliğine girilmesi gerektiğini ekleyen Babüroğlu , "Neden Suriye yönetimi diyorum? Suriye ile Şam'la 1998'de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin imzaladığı bir anlaşma var. Adana Mutabakatı. Adana mutabakatı iki ülkedeki terör örgütlerine karşı ortak mücadeleyi öngörüyor. 2010 yılında da bu Adana mutabakatı güncellendi revize edildi. Rusya Devlet Başkanı da birkaç kez Adana Mutabakatı'nın aktif duruma getirmesini söyledi. Sayın Cumhurbaşkanı da dillendirdi. İşte Adana mutabakatı aktif duruma getirilerek Rusya ile beraber Suriye yönetimiyle işbirliği sağlanırsa... Çünkü Suriye ve Rusya'nın amacı, Suriye'nin toprak bütünlüğü, yani ABD'de askeri varlığını Suriye topraklarında varlığını sona erdirilmesi. PYD, PKK terör örgütünü etkisiz duruma getirmesi neye bağlı, ABD'nin desteğinin ve varlığının Suriye'de sona erdirilmesine bağlı. Demek ki Rusya, Suriye ve Türkiye aslında bu konuda aynı hedefte birleşiyor. O halde Adana Mutabakatı aktif duruma getirilirse en azından Türkiye'nin güneyindeki bu birinci tehdit olan, coğrafi bütünlüğe kasteden ve biraz önce söylediğim 60 bin silahlı teröriste ulaşan YPG, PKK terör örgütüne karşı hiç olmazsa Rusya, Suriye ve Türkiye birlikte hareket etme imkan ve kabiliyetine sahip olur" şeklinde konuştu.

 Terörle mücadelede başarılı olmak için 4 madde sıralayan Babüroğlu ilk madde olarak terörün kaynağında kurutulması gerektiğini dile getirdi. Sözde lider kadronun etkisiz hale getirilmesini ve örgüte katılımı azaltmayı diğer iki madde olarak sıralayan Babüroğlu son olarak lojistik desteğin kesilmesine işaret etti.

http://www.ankaramasasi.com/haber/605181/emekli-tuggeneral-dr-baburoglundan-suriye-uyarisi
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.