Orhan Miroğlu, CHP-HDP ittifakının perde arkasını anlattı

AK Parti MKYK üyesi Orhan Miroğlu, CHP'nin 2023 seçimlerinde iktidara gelebilmek için HDP'ye ihtiyaç duyduğunu söyledi. Miroğlu, "CHP, HDP'nin işte 5-6 milyon her ne ise oyunu alabilirse ancak iktidara yönelik bir alternatif olabiliyor"dedi.
Ankara Masası
|
24 Şubat 2021, Çarşamba - 18:57
Orhan Miroğlu, CHP-HDP ittifakının perde arkasını anlattı

Ak Parti Merkez Karar ve Yönetimi Kurulu (MKYK) üyesi Orhan Miroğlu, Ankara Masası özel yayında Gökhan Gökyıldırım’ın sorularını yanıtladı.

Miroğlu, siyasi gelişmeleri değerlendirdiği programda, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) – Halkların Demokratik Partisi(HDP) ittifakının nedenine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

CHP’nin iktidara gelmek için HDP’ye ihtiyaç duyduğunu ifade eden Miroğlu “Cumhuriyet Halk Partisi’ni yönetenler başta Sayın Kılıçdaroğlu olmak üzere, şunu çok iyi görüyor. Eğer partisi, HDP’yi tekrar 2023 seçimlerinde desteklerse, en azından cumhurbaşkanlığı adayı adaylığında HDP'nin işte 5-6 milyon her ne ise oyunu alabilirse ancak iktidara yönelik bir alternatif olabiliyor.” Dedi.

"Türkiye'de yaşadığımız şu anda bu değil"

Muhalefetin Gara söylemlerini eleştiren Miroğlu “Muhalefetin hala sürdürmek istediği bir soru var, o da işte Gara'nın sorumlusu kim? Bu Sabah bir televizyon kanalında  hala Gara'nın sorumlusunu arıyorlar. Şimdi bu hakikati bilme arzusundan farklı bir şey bence. İç çatışma süreçleri yaşamış terör saldırılarıyla karşı karşıya olmuş ülkelerde, bir süre sonra bakarsınız ki kamuoyunun olup bitenleri anlama arzusu ama gerçekten samimiyetle, herhangi bir stratejik amaçla falan değil, iktidara yönelik birtakım talepler doğrultusunda falanda değil, ne oluyor ne bitiyor gibi bunlar normal. Ama, Türkiye'de yaşadığımız şu anda bu değil. 37, 38 yıldır 40 yıla uzanan bir terör süreci var. Türkiye'de teröre dahil bir tarih var ve bu tarih içerisinde olup bitmiş siyasetle bu süreçleri de sürdüren muhalefetler var.” ifadelerini kullandı.

"Oyları HDP üzerinden PKK kontrol ediyor"

31 Mart’ı milat olduğunun altını çizen Miroğlu sözlerine şöyle devam etti;

Şimdi bu tabloya baktığınız zaman muhalefetin tutumu, bilhassa 31 Mart seçimleri bence milat oldu. Yani nedir bu? Örgütün bir şekilde kontrol ettiği, hiçbir şekilde bunu yani söylerken 6 milyon seçmenimizi suçlamak falan anlamında söylemiyorum, asla öyle bir şey yok aklımda. Herkesin oyu kıymetli olduğu gibi HDP'ye oy veren 6 milyon seçmenin de oyu kıymetlidir ve saygıya değerdir. Bir kere bunda hemfikir olmamız lazım.

Ama tabi bir şekilde bu oyların kullanılmış olması, kontrol altında tutulması, bu da ayrı bir tartışma konusu. Kim kontrol ediyor bu oyları HDP üzerinden PKK kontrol ediyor. Bu bir gerçek mi?

Evet, Türkiye’nin en önemli gerçekliği. Herhalde burada artık tartışılacak bir şey de yok. Yani yaşadığımız tecrübeler en azından bize bunu böyle gösteriyor. Şimdi 31 Mart seçimlerinde PKK'nın kontrol ettiği bir şekilde HDP'ye kararlar aldırarak  AK Parti ve MHP iktidarına karşı imal edilmiş nefreti de kullanarak bir ölçüde AK Parti ve MHP'nin yerel yönetimlerde iktidar alanını daraltarak stratejinin adını böyle koymuşlardı hatırlarsanız. Biz büyük şehirlerde Cumhuriyet Halk Partisi'nin yani Millet İttifakı'nın adaylarını destekleyeceğiz. Amacımız iktidarın yani AK Parti ve MHP'nin iktidar alanını daraltmak, başka bir amacımız yok diyorlardı yani.  Ve bu bu da gerçekleşmedi mi ve bu da gerçekleşti.

"Oyları 2023 yılında kullanma hesabıdır"

Miroğlu, HDP’yi masum gösterme söylemlerinin ise aşıldığını vurguladı.

Cumhur İttifakı’nın 2023 yılına yönelik yaptığı hesapların milli çıkarlarla örtüşmediğini söyleyen Miroğlu “ Her seçim için söylenen bir şey ama bu seçimler için bilhassa çok söylenmesi gereken bir şey, bambaşka bir Türkiye ile de karşılaşabiliriz. AK Parti iktidarıyla da yola devam edebiliriz. Tabi hesaplar yapılıyor. Hem  Cumhur İttifakı da kendi açısından birtakım hesaplar yapıyor ama buradaki en yanlış hesap yani Türkiye'nin milli çıkarlarıyla hiç örtüşmeyecek olan hesap. Yine bu oyları bir şekilde 2023 yılında kullanma hesabıdır. Dolayısıyla burada artık geçmişte gördüğümüz HDP'ye yönelik birtakım hukuki süreçlerine gösterilen tepkileri aştık artık. Yani eskiden mesela HDP'ye yönelik tutuklamalar, kayyum süreçleri, hendek çatışmalarında vesaire, herkes HDP'nin masumiyetini yani daha doğrusu muhalefet kesimi HDP'nin masumiyetini ifade ediyordu. Bu yollu bir söylem tutturmuştu. Tabi, ama şimdi bu aşamada değiliz artık. Yani bu yapılırken 3- 5 yıl önce yani HDP'yi koruma, kollama yapılırken benim kanaatim yaşadığımız buydu. PKK'ya yönelik tolerans bu ölçülerde değildi.  Ama şimdi Cumhuriyet Halk Partisi’ni yönetenler başta Sayın Kılıçdaroğlu olmak üzere, şunu çok iyi görüyor ki eğer partisi, HDP tekrar 2023 seçimlerinde desteklerse en azından cumhurbaşkanlığı adayı adaylığında HDP'nin işte 5 milyon 6 milyon her ne ise, oyunu alabilirse ancak iktidara yönelik bir alternatif olabiliyor. Dün muhalefet gibi düşünen hatta ne bileyim muhalefete de değil. Yani hala HDP ve PKK'nın muhatap alınması üzerinden birtakım tahayyüllerde bulunan birtakım fikirler söyleyen Hasan Cemal gibi yazarlar dün makalesinde gördüm. PKK'nın katlettiği çocukların ilk defa fotoğrafını ben çektim diyordu. Yani bununla bir gazeteci olarak tabii belki de kendisine bir pay çıkarıyordu. Ama böyle bir hakikati var Türkiye'de. PKK'nın öldürdüğü çocukların, sivil insanların fotoğraflarını, bir zamanlar şimdi Gara'yı aklamaya çalışan gazeteciler çekiyordu ve gazetecilerin çektiği bu fotoğraflardan biz sivil insanlara yönelik bu katliam girişimlerini, bu katliamları bir şekilde öğrenebiliyorduk. Ama buzdağının görünen bir yüzeyi. Buz dağının derinliklerinde ne oluyor, ne bitiyor? Zannederim AK Parti iktidarıyla başladı. Bu bilme imkanı, tanıma, keşfetme imkanı ve hala da devam ediyor.” şeklinde konuştu.

"Aramızda aşılmaz duvarlar söz konusu değil"

İyi Parti tabanının HDP ve teröre karşı AK Parti ve MHP tabanıyla aynı hassasiyeti taşındığını belirten Miroğlu, sözlerine şöyle devam etti;

Akşener'in partisinin tabanı bu konularda çok hassas bir taban ve bu konudaki hissiyatı hiç de Milliyetçi Hareket Partisi'nin tabanından ya da AK Parti’nin tabanının hissiyatından farklı bir yerde durmuyor, yani iktidar meselerinde ayrışıyoruz. Ama Türkiye'nin milli çıkarları konusunda İYİ Parti tabanıyla aramızda aşılmaz duvarlar da söz konusu değil.

HDP içinde aynı şeyi söyleyebiliriz. Yani HDP tabanı bugün Türkiye'nin bu meselelerden bir an önce kurtulması için bu işlerin sona ermesi için aslında güçlü arzusu olan bir tabandır. Ama her nedense onu pek kimse konuşmuyor. Sadece HDP'yi yönetenler konuşuyor. Aslında HDP'ye oy veren seçmeni sosyolojik olarak tarihsel olarak süreç içerisindeki siyasi eğilimleri bakımından konuşmakta çok fayda sağlar diye düşünüyorum.

İyi Parti içinde yurt sever bir damar var, yani milliyetçi bir damar var. Bu Türkiye'nin faydasına olan bir damar yani nedir bu? Türkiye'nin çevresindeki kuşatmaya karşı ortaya koyduğu güvenlik konseptlerine itiraz etmeyen, buna karşı çıkmayan, daha ziyade iç siyasi konularda güçlü bir muhalefet ortaya koyma arzusu içinde olan bir parti, bence İYİ Parti.

Onun dışında tabii PKK’ya bakışta HDP'nin misyonunu değerlendirmede çok büyük bir farklılık yok yani aslında. Ama bu farklılık artık CHP ve HDP tabanı arasında belli oranlar da aşılmış durumda. Yani her iki partinin tabanı giderek birbirine yaklaşıyor. Yani kamuoyu araştırmalarında ortaya çıkan bir şey var. Olası Cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP'lilere  oylarının yönü soruluyor ya, nereye oy verecekleri soruluyor, Cumhuriyet Halk Partisi’ne veririm diyen HDP'lilerin sayısı yüzde 60 - 70'lerde, mecbur kalırsam veririm diyenlerin de oranı az değil, yüzde 17 – 18. Yüzde 80 -  85 oranında bir HDP tabanı şuan Cumhuriyet Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi'nin neredeyse ortak anlayışını paylaşıyor.

"HDP'yi yönetenler iç muhasebeyi erteliyor"

HDP’nin kendisi içerisinde bir düzelmeye gitmesi gerektiğinin altını çizen Miroğlu “HDP'nin yani dışarıdan değil içeriden bir iç muhasebeye zorlanması gerekiyor. Yani bu zorlanması diyorum çünkü bu iç muhasebeyi hem HDP'ye oy veren seçmenlerimiz, kıymetli vatandaşlarımız hem de HDP'yi yöneten siyasi aktörler yıllardır şu ya da bu bahaneyle bu muhasebeye erteliyorlar. Bu artık Türkiye’de ertelenemez bir durumdur bana sorarsanız. Ama olur mu derseniz ona dair de net bir cevabım yok. Çünkü buna dair hamleleri çok hızlı bir biçimde HDP'nin işte üst düzeydeki insanları ilişki var aralarında hemen bastırıyorlar. İşte Ayhan Bey mesela tutuklandığı günden başlayarak birtakım tweetler atıyor. Ayhan Bilgen Kars Belediye Başkanı. Şimdi kayyum atandı biliyorsunuz yerine ve bu şekilde yola devam edilemeyeceğini çok açık bir biçimde söylüyor Ayhan Bey.  Ama geçen işte bir iki hafta oldu. Avukatları aracılığıyla olsa gerek, ona bir dosya verdiler ve o dosyada işte bu fikirlerinden toplumun, yani HDP'ye oy veren insanların işte Kürt halkının diyelim, ne kadar rahatsız olduğunu ona mesaj olarak ilettiler. Tabi o dosya da hani onun tweetleri altına ne yapıyorsun falan kendine gel veya benzeri şeyler yazmış, öyle olur mu? Seni biz belediye başkanı yaptık, böyle mi olacaktın? Yani tahmini olarak söylüyorum ama muhtemelen de öyle şeyler yazılıyordur Ayhan Bey'e, götürüp dosya olarak verdiler. Bak dediler sen değişim filan diyorsun ama halkımız aslında değişim falan istemiyor yani.” Dedi.

"Ak Parti Türkiye'nin geleceği için önemli rol oynayacak"

Miroğlu, AK Parti’nin Türkiye geleceği için önemli bir siyasi hareket olduğunu ifade ederken “AK Parti'nin kuruluş yıllarındaki gibi o herkesi kucaklayan bir şeye dönüşmeniz lazım. Şimdi Türkiye'de en son bilhassa 2016'daki 15 Temmuz faciasından, ihanetinden sonra siyasi yelpazede gördüğümüz şey ideolojik içe kapanma. Yani herkes kendi bulunduğu ideolojik kaleyi, mevziyi diyelim tahkim etmekle meşgul.

 AK Parti bu konuda bir istisna. İstisna çünkü biz hala bizler AK Parti’de siyaset yapıyoruz ve yapabiliyoruz. İşte bu sohbetleri sizlerle yapabiliyoruz ve AK Parti bugün bilhassa Türkiye'nin geleceğinde çok önemli rol oynayacağını düşündüğümüz Kürt seçmenlerimizin siyasi tercihleri itibarıyla önemli bir rol oynayacağını düşünüyoruz. Yani bunu söylerken Türk seçmenlerimizi önemsememe gibi bir şey olmasın. Kötü yorumlar yapılmasın yani buna gerek yok. Benim söylediğim şey şu; yani küresel bir boyut alan Ortadoğu'da bu meselenin temsilcisi diyebileceğimiz ya da muhatabı diyebileceğimiz bir halkın Türkiye'nin geleceğinde oynayacağı rol muazzamdır. Ama bu rolü işte ona oynatmak istemiyorlar. Mesele de budur zaten. Bu yüzden AK Parti'nin siyasi misyonunu bu toplum içinde yani Kürt seçmen arasında bitirme stratejisi temel bir strateji haline dönüşüyor.” Diye konuştu.

"Çantamızda hazır bir anayasa yok"

Anayasa çalışmalarına da değinen Miroğlu, sözlerine şöyle devam etti;

Türkiye gibi bir ülkede 12 Eylül Anayasası defalarca işte kısmen bazı maddeleri vesaire değişikliklere uğratıldı. Ama yeni bir anayasa için, Türkiye'de yeni bir siyasi iklime ihtiyaç var. Bu tansiyonun düşeceği siyasi partiler arasında.  Düşünün şimdi biz PKK üzerinde PKK'nın yaptığı katliamlar üzerinde bütünleşemeyen. Ortak bir milli irade ortaya koyamayan bir parlamento nasıl bir Anayasa yapabilir? Bu anayasa nasıl halka sunulabilir? Bu kadar bölünmenin olduğu bir ülkede yeni bir anayasa söylemi tabii ki önemlidir. Yani onu hatırlamamız. Ya bu 12 Eylül Anayasası'nı bilhassa biz AK Partililer açısından çok önemli. Çünkü en büyük vaatlerimizden biriydi bu. Ama Türkiye'nin içinden geçtiği o  siyasi süreçler çok istememize rağmen bu arzumuzu yerine getiremediğimizi açık bir şekilde ortaya koyuyordu. Billboardları bu yeni anayasa önerimizle süslemiştik seçimlere giderken 2007 yılı için söylüyorum. 2002'de bizi iktidara taşıyan seçimden sonra yaşadığımız ilk seçimdi ve oylarımız da olağanüstü bir yükseliş oldu hatırlarsanız yüzde 40'a yakın. Doğu Güneydoğu'da bilhassa bu çok büyük kabul görmüştü. Çünkü 12 Eylül Anayasası ve 12 Eylül faşizmi doğrusunu söylemek gerekirse en çok da o bölgeye çok büyük bir zarar verdi. Tabii ki bütün Türkiye'nin üzerinden buldozer gibi geçti 12 Eylülcüler. Ama bu buldozerlerin yani  tekerlekleri biraz daha kaviydi. Yani Diyarbakır Cezaevi'ni  diyorum veya köylerde yapılanlar vs.  Dolayısıyla şimdi biz doğrusunu isterseniz yeni anayasayla ilgili çantamızda, hazır bir teklifimiz falan yok. Yani Türkiye'nin bunu tartışmasını istiyoruz. Milli bir mutabakatla olur  yeni anayasalar…

http://www.ankaramasasi.com/haber/615049/orhan-miroglu-chp-hdp-ittifakinin-perde-arkasini-anlatti
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.