Türk siyasi tarihinin karanlık sayfalarında yerini alan ve "Postmodern darbe" olarak nitelendirilen 28 Şubat 1997'nin yıl dönümü yaklaşırken, Gazeteci Hilal Kaplan, Youtube hesabından dikkat çeken bir video yayımlandı.
Kaplan, o dönem başörtüsüne yapılan saldırıların unutulduğunun altını çizerken, videosunda kadınların başörtüsünü nasıl daha modern bağlarım derdine düştüğünü belirtti.
"Derin nefret bu yüzden"
CHP zihniyetinin başörtüsü üzerinden toplumsal bir proje yürüttüğünü ifade eden Kaplan "Başörtüsü Allah'ın inanan kadınlara emridir fakat yönetici elitlerinin kafasındaki kadın modelinin başı açıktır. Bu yüzden eğitim gören, çalışan, temsil edilen, kamusal alana dahil ya da müdahil olan başörtülü kadın, aslında o CHP zihniyetinin temsil ettiği, elitlerin toplumsal mühendislik projesinin çöktüğünün yürüyen kanıtıdır. Bize yönelen öfke bundan ötürü. Kimsenin elinden bir özgürlüğünü almamış olmamıza rağmen ya da başörtüsü mücadelesinde tek bir can dahi kırmamış olmamıza rağmen duydukları derin nefret bu yüzden." diye konuştu.
"Nihayi tekmeyi atan kişi o oldu"
Kaplan, başörtülülere kapıyı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açtığını belirtirken "Başıörtüsü mücadelesinde emeği geçmiş tüm öncü kadınlarımız, erkek kardeşlerimiz, gençlerimiz, yaşlılarımız, Allah hepinizden ebeden razı olsun. Çünkü CHP zihniyeti okul kapılarını yüzümüze kapattı ama sizinle birlikte o kapıları aşındırdık, yıprattık. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan da Allah ebeden razı olsun. Çünkü biz o kapıları aşındırdık ama nihayi tekmeyi atan kişi o oldu. Tekmeyle birlikte yüz binlerce kadın o kapıdan insan seli gibi geçti ve bugün Meclis'te temsil ediliyoruz, eğitim hayatında, kamuda, hatta orduda varız." dedi.
Kaplan videosunda şu soruları yöneltti;
Nasıl oldu da başörtüsünü daha moda şekilde bağlamanın derdine bu kadar çabuk düştük?
28 Şubat'a dair unuttuğumuz zulümler neler?
Okula gidecekken hastane odasında gözünü açan Dilek Gürgen'in yaşadıkları neler?
Başörtülü kadınların haklarını kavuşması hangi projenin çöktüğünün canlı kanıtıdır.
