İslam Memiş: Herkes gelecekleriyle geçmişleriyle kumar oynuyor

Finansal analist İslam Memiş, dünyadaki bütün insanların sadece varlıklarıyla değil geçmişleriyle, gelecekleriyle, hayatlarıyla kumar oynadığını söyledi.
Ankara Masası
|
05 Mart 2021, Cuma - 13:50
İslam Memiş: Herkes gelecekleriyle geçmişleriyle kumar oynuyor

Finansal analist İslam Memiş, Ankara Masası Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Gökyıldırım'ın sorularını yanıtladı. Para piyasalarını ve ekonomideki son gelişmeleri değerlendiren Memiş, sözlerinin bir bölümünde ise dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

"Faizi artırdığınız zaman vatan haini mi oluyorsunuz?"

"Sizinle aynı kaderi paylaşmayan insanlar için kavga ederseniz, küslükler oluşturursanız, aile ilişkilerinizi, akraba ilişkilerinizi, çevresel ilişkilerinizi bozarsanız ziyandasınız." diyen Memiş, "Bakın finans ve ekonomi piyasaların da zaman zaman sert bir şekilde faizleri indirirsiniz, sisteme ayak uydurursunuz. Bazen dar boğaza gelirsiniz, çabucak faizleri de artırırsınız. Şimdi faizi indirirken vatan evladı oluyorsunuz da faizi artırdığınız zaman vatan haini mi oluyorsunuz?" diye sordu.

Dolardaki hareketliliğe göre yapılan "ekonomi kötü", "ekonomi iyi" şeklindeki yorumlara tepki gösteren Memiş, "Ekonomi finans, sizin ülke olarak, millet olarak, psikolojik olarak, ilim olarak, tıp olarak, bilim olarak her anlamda yakalamış olduğunuz başarıların dünyadaki karnesidir." ifadesini kullandı.

"Desteklerin sonucunu önümüzdeki yaz göreceğiz"

Pandemi dönemine değinen Memiş, "Hem finansal hem sosyal hem dünya genelinde bir sistemi değişikliği var. Bununla ilgili yapmış olduğunuz harcamalar, halka verdiğiniz ekonomik destekler, sosyal ekonominin bozulmaması ile alakalı vermiş olduğunuz uğraşların sonucunu şu anda ve önümüzdeki yaz net bir şekilde göreceğiz." şeklinde konuştu.

"Dünyadaki bütün insanlar kumar masasının üstünde"

Sözlerinin devamında dünyadaki bütün insanların sadece varlıklarıyla değil geçmişleriyle, gelecekleriyle, özellikle hayatlarıyla kumar oynadığını savunan Memiş, şu şekilde devam etti: 

Bir insan geçmişiyle nasıl kumar oynayabilir biliyor musunuz? İtibar, kumarda kaybederseniz itibarınızı kaybedersiniz. Peki, gelecekle ilgili nasıl kumar oynarsınız. İşinizi kaybedersiniz, yuvanız dağılır. Evladınızın eğitimi hemen o gün biter ve çocuğunuza eğitim bırakamazsınız her şeyinizi kaybedersiniz. Peki, hayatınızla nasıl kumar oynarsınız? İşte bunun sonucunda ya intihar edersiniz ya sokaklarda perişan olursunuz.

Memiş'in konuşmasından satır başları şöyle:

Jeopolitik riskler, terör eylemleri devam ettikçe Türkiye hem siyasi açıdan hem jeopolitik açıdan hem de bölgesel itibariyle Kurtuluş Savaşından buyana Çanakkale savaşından bu yana halen paçasından tutan bir sistem var. 

Türkiye'yi aşağı çekmek, Türkiye'nin ciddi anlamda gelişmesini istemeyen rakiplerimiz, düşmanlarımız demeyelim artık. Çünkü düşman kavramı bana göre bundan sonra yok, bundan sonra rakip var, bundan sonra güç var, bundan sonra sahadasınız. Şimdi savaş cepheleri yok. Teknolojik cepheler var, ekonomik cepheler var. Bundan sonra meydan siyaseti var, masalar var. Artık savaşlar burada oluyor. 

Yani elinde kılıçla artık cephelerde mücadele edilmiyor. Devir değişti, dönem değişti. İnsanlar işte her şey değişti ve dolayısıyla halen acı kayıplarımız gelmeye devam ediyor.

Şehitlerimiz gelmeye devam ediyor. Allah hepsinin mekânını cennet etsin. Tabi ki bunlar acele süreçler. Ancak yine bu son dakika haberi ile başladık sohbetimize konumuza.

"Hayata biraz daha manevi duygularla bakmamız gerektiğini düşünüyorum"

Ben şu tarafa çok dikkat çekmek isterim ve benim maneviyatım biraz daha bu yönde. Halen bu topraklar için şehitlerimiz geliyor ise hala bu topraklarımız uğruna seve seve canını feda eden şehitlerimiz var olmaya devam ettikçe, bizim aslında siyaset konuşurken, ekonomi konuşurken, bilim ve teknoloji konuşurken bile bence bu topraklar uğruna canını seve seve feda eden şehitlerimizi unutmadan, bu vatanın bize nasıl emanet edildiğini unutmadan bence biraz daha manevi duygularla hayata bakmamız gerektiğini şahsen düşünüyorum.

Gökhan Bey, bu vatan bize emanet edildiği zaman Kurtuluş Savaşı'nda, Çanakkale Savaşı'nda siyasi partilerin güdümünde, siyasi partilerin söyleminde, siyasi partilerin bakışın da hiç kimse bu vatanı bize emanet etmedi. Bu vatan toprakları bize Türkiye olarak emanet edildi. Bu toprakları biz Türkiye olarak da mümkün olduğunca canımızın sonuna kadar nefesimizin sonuna kadar kanımızın son damlasına kadar müdafaa etmek, daha ferah bir şekilde geleceğe teslim etmek mecburiyetindeyiz.

Böyle bir lüksümüz yok. Yani böyle bir şansımız yok mecburiyetindeyiz ve dolayısıyla siyaset ve politika söz konusu olunca ben her zaman yakın çevreme şunu söylerim. Biraz da bana gıcık oluyorlar bu noktada, sinir oluyorlar. Bakın diyorum. Nefesinizi, aklınızı, vaktinizi yani Türkiye için evlatlarınız için geleceğiniz için harcarsanız evet bravo çok güzel işler yaparsınız.

"Faizi indirirken vatan evladı oluyorsunuz da..."

Sizinle aynı kaderi paylaşmayan insanlar için kavga ederseniz küslükler oluşturursanız, aile ilişkilerinizi, akraba ilişkilerinizi, çevresel ilişkilerinizi bozarsanız ziyandasınız. Bakın finans ve ekonomi piyasaların da zaman zaman sert bir şekilde faizleri indirirsiniz sisteme ayak uydurursunuz. Bazen dar boğaza gelirsiniz. Sıkışırsınız çabucak faizleri de artırırsınız. Şimdi faizi indirirken vatan evladı oluyorsunuz da faizi artırdığınız zaman vatan haini mi oluyorsunuz.

Zaman zaman bütün ekonomik düzenler de pasta dilimine baktığınız zaman, zaman zaman sanayi savunma sistemine paralar yaparsınız. Sağlık sektörüne harcamalar yaparsınız. Şuna harcamalar yaparsınız, buna harcamalar yaparsınız.

Menfaatiniz ön planda olunca vatan evladı oluyorsunuz da ters işler olduğu zaman vatan haini mi oluyorsunuz diye ben sormak isterim ve dolayısıyla siyaseti mümkün olduğunca bence biraz daha geri planda bırakmak gerektiğini şahsen düşünüyorum.

Vaktimiz o kadar az ki işimiz o kadar çok ki çok konuşulması gereken zihnimizi, enerjimizi o kadar çok harcamamız gereken bir süreçten geçiyoruz ki millet gider aya biz kalırız yaya. Biz de aya gideceğiz. Ancak marifet burada aya gitmekten ziyade, insanların burada toplumun, tüm toplumun hangi dinden, hangi ırktan, hangi düşünceden olursa olsun toplumun burada söz konusu devlet olunca söz konusu vatan olunca söz konusu bayrak olunca aynı çerçevede buluşmamız gerekiyor bizim.

Sadece ekonomi, finans ya dolar yükseldi ekonomi kötü, dolar düştü ekonomi iyi değildir. Ekonomi finans sizin ülke olarak, millet olarak, psikolojik olarak, ilim olarak, tıp olarak, bilim olarak her anlamda yakalamış olduğunuz başarıların dünyadaki karnesidir.

"Dolar 10 lira olsun diye bu vatanı bize emanet etmediler"

Ekonomi finans ferahlık insanların gelirinin artması sizin enerjinizi neye harcadığınızın sonucudur? Ekonomi finans sizin ne kadar tasarruf yaptığınızı, nelere ne kadar israf yaptığınızın sonucu gösteresi bir karnedir.

Eğer karne notunuzun iyi olmasını istiyorsanız dersinize iyi çalışacaksınız. Ben dışarıda haylazlık yapayım, akşama kadar gülüp oynayıp akşamları eller havaya sabaha kadar günümü gün edeyim, ay sonu geldiği zaman da ekonomik veriler iyi olsun.

Bütün siyasi partiler kavga etsin, herkes birbirine küfretsin seçim zamanı geldiği zaman da sen şöyle yaptın, ben böyle yaptım. Seçim sürecine kadar da o onunla kavga etsin bu bununla kavga etsin.

Değil ekonomi değil hayat. Hayat aslında biraz daha ruh gerektiren biraz daha geleceği ile alakalı istikrarı olan, geleceği ile alakalı kaygılı olarak geleceğiyle alakalı insanların biraz daha bakış açısının zihniyetinin daha ufkunun açık olması gereken bir sürecin sonucudur ekonomi.

Kovid-19 sürecinde bir virüsü dünyaya saldılar. Hem finansal sistemde hem sosyal sistemde hem dünya genelinde bir dünya sistemi değişikliği var. Tamam, bununla ilgili sizin yapmış olduğunuz harcamalar halka verdiğiniz ekonomik destekler, sosyal ekonominin dokusunun bozulmaması ile alakalı vermiş olduğunuz uğraşların sonucunu şu anda ve önümüzdeki yaz net bir şekilde karnemizi göreceğiz.

Kısıtlamalar ne kadar önce kalkıyor, finansal zarar ne kadar, tahribat ne kadar olmuşun sonucunu biz önümüzdeki aylarda yaz aylarında daha net bir şekilde göreceğiz. Şimdi siyaset konuşurken sadece popülizm söylemlerle sen şu particisin, sen şucusun, ben bucuyum, Türkiyede tek bir Türkiye partisi yoktur. Birçok siyasi parti vardır.

Ama öncelikle manevi ruhla özellikle biraz daha Türkiyeli sevdasıyla iş yapan insanların özellikle bugünlerde bu süreçte biraz daha aynı çatı altında toplanması gerekiyor.

Ben 20 yaşındaki evlatlarımızın hala bu vatan uğruna şehit oldukça ve yüzlerce ocağa ateş düşmeye devam ettikçe ya dolar ne zaman çıkacak, 8,5 liradan ben dolar almıştım mahvoldum diye kişisel menfaatlerinizi göz önünde bulunduruyorsanız o hakkın rahmetine kavuşan şehidimiz ya da Kurtuluş Savaşı'nda sırtında bomba taşıyan ninemiz elindeki bir tas çorbayla bir dilim ekmekle bu vatanı bize emanet eden ecdadımız, dolar 10 lira olsun da siz çok zengin olun diye bu vatanı bize emanet etmediler.

Gram altın 500 lira olsun, gram altın 1.000 lira olsun senin altın pozisyonun varmış senin gümüş pozisyonun varmış, fiyatları şu kadar olsun da sen bir an önce zengin ol diye bu vatan evladı bu ecdadımız bize bu vatanı bu şekilde emanet etmedi.

"Siyasi partilerin tümüne mutluluk enjekte etmek gerekiyor"

Bence siyasi partilerin tümüne mutluluk enjekte etmek gerekiyor. Bu söylediklerim arkadaşların zoruna gidebilir, gitmesin. Biz de bu vatanın evladıyız. Biz medeni bir şekilde konuşuyoruz. Medeni bir şekilde tartışıyoruz, konuşmak medeniyettir konuşan hiç kimse öteki değildir. Ocu bucu değildir. Konuşma tartışmak iyi bir şeydir.

Ben bugüne kadar acaba vatanım için gerçekten ecdadım için bana bırakmış oldukları bu emaneti yeterince koruyabildim mi? Acaba ben kendi ekonomimden ziyade başka ekonomilere destek verdim mi? Ben birikimlerimi kazanımları acaba evlatlarımın eğitimi için mi harcadım. Yoksa dağ bayıra betona taşa para ayırmak için birikimlerimi gece gündüz çalıştım onlara o şekilde armağan mı ettim.

Eğitim mi önemli para mı önemli? Ben paraya âşık oldum mu hanımıma mı âşık oldum.

Aşk benim gözümü kör etti mi? Para acaba benim sahibim mi, ben mi paranın sahibiyim. Acaba paramı beni yönlendiriyor ben mi parayı yönlendiriyorum. İşte bazen bunları düşünmek lazım.

İnşallah çevrenizden borç alarak bu işlemleri yapmamışsınızdır. Eğer böyle bir şey yapmışsanız ziyandasınız.  Ve çok büyük bir felaketle günün birinde karşı karşıya kaldığınız zaman evet kendinizin paranın esiri olduğunu aslında âşık olduğunuzun hanımınızın değil de, evlatlarınızın değil de paraya âşık olduğunuzu o zaman görürsünüz.

Görürsünüz de iş işten geçmiş olur. İş işten geçmemesi için insanların bana göre biraz daha içine dönük yaşaması gerekiyor. Bugünlerde o kadar güzel bir kumar masası kurdular ki kartlar gayet açık.

İstersen tahvil faizlerine girebilirsin, istersen borsaya girebilirsin, kripto para piyasasına, emtia piyasalarına. Önemli olan şuydu: Marifet şuydu, insanları o masaya oturtturmaktı marifet. Ve bu oyun kurucular bunu çok güzel bir şekilde bu kovid-19 sürecinde başardı. Çok güzel başarılı oldular.

"Ya intihar edersiniz ya sokaklarda perişan olursunuz"

Dünyadaki bütün insanlar şu anda o kumar masasının üstünde resmen kumar oynuyorlar. Neyle kumar oynuyorlar biliyor musunuz? Sadece varlıklarıyla değil geçmişleriyle, gelecekleriyle, özellikle hayatlarıyla kumar oynuyorlar.

Bir insan geçmişiyle nasıl kumar oynayabilir biliyor musunuz? İtibar, kumarda kaybederseniz itibarınızı kaybedersiniz. Peki, gelecekle ilgili nasıl kumar oynarsınız. İşinizi kaybedersiniz, yuvanız dağılır. Evladınızın eğitimi hemen o gün biter ve çocuğunuza eğitim bırakamazsınız her şeyinizi kaybedersiniz.

Peki, hayatınızla nasıl kumar oynarsınız? İşte bunun sonucunda ya intihar edersiniz ya sokaklarda perişan olursunuz. Bunu söylerken çok komik gelebilir. Bunu söylerken ya bırak kardeşim bu kadar da abartma diyebilirsin.

Ben ayda 20 tane dava dosyasına bakıyorum. Ben ayda 20 tane böyle hikâyeler okuyorum. Bunlar gerçek hikâyeler. Hayatına son vermiş insanların, yuvası dağılmış insanların evlatlarına vakit ayırmaya, psikolojik anlamda problemli olan insanların dava dosyalarına bakıyorum.

Okuyorum çevreme de anlatıyorum dilim döndüğünce aklım erdiğince. Ha kulak verirsin vermezsin tercih senindir. Hayat bu. Oyun kurucular seni masaya oturttu. Bundan sonra ya varlıklarını onlara teslim edeceksin.

Bir ihtimal daha var. O ihtimal de şu; ya da gelenekçi olursun varlığına sahip çıkarsın. Söz konusu alın teri, söz konusu birikim, söz konusu emek olunca marifet ona sahip çıkmakta.

Efendim ben 540 liradan gram altın aldım. Olsun hiçbir şey olmaz hiç merak etme. 10 yıllık rakamlara bak.50 – 100 –150 – 200 – 400 – 500 – 540. Yine olacak sınırlı varlıktan bahsediyoruz.

Efendim ben 7 liradan gümüş aldım, olsun keyfine bak. Yarın bugün 10 lira olduğu zaman bu günlere gülüp geçeceksin.

Ben 8,5 liradan dolar aldım keşke almasaydım niye yıllardır dolar 10 lira olacak diye milleti gazladılar durdular. Olsun hatadır insanoğlu yapmıştır. Ons düşür hemen dolarını altına çevir.

Tren geçmedi tren hala orada bekliyor. Önemli olan sen bu trenin neresine bindin.

Bu sualin cevabını söylemek bulmak insanların kendinde. Biz bunları konuşurken insanların manevi duygularını da telkin ederken ekonominin yanında finansın yanında Ya sen hacı mısın Hoca mısın? Evet, elhamdülillah. Müslümanım Elhamdülillah, Türküm Elhamdülillah, Türküm, Müslümanım.

Onun yanında finans analistiyim. Onun yanında ekonomi yorumcusuyum. Onun yanında birçok şirkete danışmanlık yapıyorum. Onun yanında birçok firmaya da yine farklı işlerde mecraları bulmaya devam ediyorum. Onu yanında da birçok sektörde de ticari faaliyetlerimi söylüyorum. Ama Elhamdülillah Müslümanım. Ve nefesimin sonuna kadar insanlara doğru şeyleri anlatmaya gayret edeceğim. Babamın rahmetli anneme vermiş olduğu söz.

Allah izin verirse inşallah izin verirse ben bu sözümü tutacağım. İnsanları doğru bilgilendireceğim bildiğim doğrudan da zerre kadar şaşmayacağım.

Piyasalar şu anda normal piyasa değil. Para piyasaları kumar piyasalarına dönüştü. Şu anda trilyon dolarlık şirketler milyarderler aracı kurum ve kuruluşlar şu anda kısa vadeli çeşitli enstrümanlara geçerek al sat yapıyorlar.

Sistem onları masaya oturtturduğu için şu anda sistem merkez bankalarının ve ülkelerin ekonomi yönetimlerinin önünde. Yani şuanda piyasayı oyuncular yönetiyor. Amerikan Merkez Bankası FED bile şu anda geri adım attı.

Amerikan 10 yıl Tahvil faizleri yüzde 1 seviyesinin altında iken yüzde 1.61 seviyesine geçen hafta yükseldi. Ansızın yükseldi. Hiç kimsenin beklemediği bir anda yükseldi, bir mesaj verdi yatırımcılar Amerikan Merkez Bankası FED’e Powell’a beklenenden önce faiz artırırsan seni bitiririm. Bu bir tehditti. Şu anda dolar endeksi de toparlanma isteğinde.

Tabi ki 1.9 trilyon dolarlık teşvik paketi yine yolda yine onaylanacak ne kadar çok para basarsınız bir o kadar da enflasyon artacak. Ancak Amerikan Merkez bankası FED diyor ki ben kısa vadeli dalgalanmaya bakmam, yıllık ortalama enflasyon rakamıma bakarım yoluma devam ederim diyor.

Burada son bir yıldır borsaların küresel borsaların ralli yapması, küresel borsaların yine yükseliş trendine girmesi aslında merkez bankalarının finans piyasaların çöküşünü engellemek için bir noktada onları besliyor. Bilerek besliyor. Yani hiçbir yatırımcı ben çok akıllıyım ben borsadan çok iyi anlıyorum, borsa çok kazandırıyor. Ya kardeşim ne altını ne dövizi bırak kardeşim ben borsacıyım.

Bak benim 100.000 liram 300.000 lira oldu diyenlere diyorum ki boşunuza kendinizi kandırmayın. Finans sistemi o parayı size verdi. Siz akıllı olduğunuz için o parayı kazanmadınız?

Dünya merkez bankaları ve finans kurum ve kuruluşları piyasaları desteklemek zorunda kaldığı için o paraları kazandınız. Eğer o paraları kazanmasaydınız sistem çökerdi. Yani size bilerek mamayı verdiler.

O mamayı siz bilerek alıp da ağzınıza atmadınız. 1.9 Trilyon dolarlık ek teşvik paketi onaylandı! Küresel ekonomilerde çöküş devam ediyor. Ekonomik krizler devam ediyor. İşte Çin, Rusya, Hindistan, Türkiye gibi ülkeler fiziki altın talebini artırıyor.

Kısıtlamalar yavaş yavaş kalkıyor. Düğün sezonu başlayacak, atölyelerde, fabrikalarda, maden ocaklarında üretimler biraz daha talep görmeye başlıyor.  Ya ne hikmetse altın fiyatları gümüş fiyatları tepetaklak oluyor. İnsan bunu soracak kendine. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyecek kendi kendine.

Burada bir mantıksızlık var. Eğer bu mantıksızlığı bulan yatırımcı zaten bu kadar düştü. Benim elimde TL’m var benim cebimde TL’m var düşünme kardeşim düşünme.

Altının ons fiyatı 2.075 dolar seviyesinden 1.700 dolar seviyesine kadar geriledi mi geriledi. Gram altın 540 lira seviyesinden 400 lira seviyesine kadar geriledi mi geriledi. Alsana işte altın tepside sunulmuş bir nimet. İster alırsın ister almazsın. Öngörü ve tahmin 1.680 de olabilir, 1.650 dolar da olabilir. Gram altın 397 de olabilir, 392'ye de gerileyebilir. Tamam, bunlar öngörü ve tahmin. Ya olmazsa ama olmuş olan neydi? Gerçek olan ne?

Cepteki ne 540 liradan 450 mi kardeşim bitti. Ben olmuşa bakarım olacağa değil. 7,5 lira seviyesinden6 liraya gerilemiş bir gümüşün gram fiyatı var mı bitti cepte. 8,5 lira seviyesinden 6.90 lira seviyesine kadar gerilemiş dolar kuru var mı cepte bitti. Benim işim bu. Hani ben neyi baz alacağım burada orta ve  uzun vade.


http://www.ankaramasasi.com/haber/631564/islam-memis-herkes-gelecekleriyle-gecmisleriyle-kumar-oynuyor
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.