Anadolu’nun manevi mimarları: Hz. Eyyûb (a.s)

Müslümanların her yıl heyecanla beklediği Ramazan Ayı’nın yaklaşmasıyla birlikte, İslam alimlerinin hayatlarını Ankara Masası mercek altına alıyor. Yaklaşık 2 ay sürecek yazı dizisinin on altıncı bölümünde Hz. Eyyûb'ün hayatı var.
Ankara Masası
|
01 Nisan 2021, Perşembe - 09:43
Anadolu’nun manevi mimarları: Hz. Eyyûb (a.s)

Dua ordusunun komutanları, hayatlarını İslam dinini daha iyi anlatabilmek için adayanlar...

Onlar Allah dostları, gönül sultanları, Anadolu’nun manevi mimarları…

Söz sarrafı, gönül aynası Yûnus Emre Hazretleri'nin birbirinden değerli mısralarla anlattığı büyük gönül sultânı Ahi Evran Hazretleri'nden, ömrünü Hak ve ilim yoluna adayan Hacıveyiszâde Mustafa Efendi'ye; ilmi ve mâneviyâtıyla 18. yüzyıl tasavvuf ve kültür hayatını derinden etkilemiş Hazreti Pir Nûreddîn Cerrâhî'den, ezel dünyâsında verdiği söz üzere yaşayıp, ahde vefâsına tam bir sadâkatle, ebedî âlemin aşk-ı ateşiyle yanmış gönül sultânı Şeyh Vefâ Hazretleri'ne kadar İslam alimlerinin hayatları Ankara Masası okuyucusu ile buluşuyor.

Yaklaşık 2 ay boyunca sürecek yazı dizisinin on altıncı bölümü sizlerle...

HZ. EYYÛB (A.S)

“(Resûlüm!) Kulumuz Eyyûb’ü de an. O, Rabbine: Doğrusu şeytan bana bir yorgunluk ve eziyet verdi, diye seslenmişti. Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içilecek soğuk bir su (dedik). Bizden bir rahmet ve olgun akıl sâhipleri için de, bir ibret olmak üzere, ona hem âilesini hem de onlarla berâber bir mislini bağışladık. Eline bir demet sap al da onunla vur, yeminini böyle yerine getir. Gerçekten biz Eyyûb’ü sabırlı (bir kul) bulmuştuk. O, ne iyi kuldu! Dâima Allah'a yönelirdi.”

Sad 41-44

Yüce Allah, Kur’ân-ı Kerîm’de Sad Sûresi’nde, Resûlullah Efendimize hitâben, böyle anlatır Eyyûb Peygamber’i (a.s). Yaşadığı onca çileye rağmen, hep sabır ve şükür ehli olmuş, bir an bile başına gelene şikâyette bulunmamış, bu sebeple de her dâim sığındığı Rabbi tarafından, “Ne iyi bir kuldu” diye övgüyle anılmış bir peygamberdir Hz. Eyyûb Aleyhisselâm.

Yüzyıllardır sabrı ve şükrü ile anıla gelen Eyyûb peygamber, îman edenlere, rızâ makâmını öğretmiştir. Zîra O, Allah’ın râzı geldiği ve Allah’tan râzı olan sevgili kullardandır. Eyyûb peygamber, bu rızâlık makâmına, sabır ve şükür kapısında, uzun ve zahmetli bir imtihanla erişmiştir.

Hz. Eyyûb'ün hayatı

Hz. Eyyûb (a.s) bugünkü Şanlıurfa sınırları içinde âilesi ile zengin bir hayat sürer. Malı mülkü ile Hakk’a ve ümmetine hizmet eden cömert ve ikram sâhibi Eyyûb Peygamber, malının çokluğu sebebiyle hep şükür hâlindedir.

Kur’ân-ı Kerîm’de, gerek İslâmî kaynaklarda Hz. Eyyûb Aleyhisselâm’ın yakışıklı, sağlıklı, güçlü bir insan olduğu söylenir. Çiftçilik yapmaktadır, büyük- küçükbaş hayvanları ve çiftlikleri vardır ve bu zenginliğe rağmen Allah’a her dâim şükreden, hamdeden bir insandır. Öyle denir ki; Hz. Eyyûb Aleyhisselâm’ın bu sabır ve şükür hâli şeytanı kıskandırır.

Bir an gelir ve Eyyûb Peygamber tüm malını mülkünü kaybeder. Kayıpları bununla kalmayan Eyyûb Peygamber evlâtlarını da yitirir ve tüm varlığını da yitirdiğinden muhtaç hâle düşer. Fakat tüm bunlara rağmen şükründen bir an olsun vazgeçmez. “Ey Allah’ım, sen verdin, sen aldın” diyerek bütün kayıplarına sabır ve tevekkül gösterir.

Eyyûb peygamber ne şükürden vazgeçer ne de başına gelenlere şikâyet eder. Sanki o sabrettikçe, rızâ gösterdikçe çilesi artar gibidir. Lâkin o yaşadıklarının hiçbirini dert ve çile olarak görmez. Eyyûb Peygamber’deki ilâhî aşk ateşini coşkun kılan, gülün dikensiz, aşkın dertsiz olmayışıdır.

Hz. Eyyûb'ün hastalığı

Malı mülkü, evlâdı derken kısa zaman sonra maalesef sağlığını da yitirir Eyyûb Peygamber. Vücûdunda bazı hastalıkların baş göstermesiyle giderek zayıflar ve tâkatten düşer. Artık hem malı hem evlâtları hem de sağlığını kaybetmiş, kendine bakamaz bir haldedir. Ahlâk timsâli ve îman sâhibi eşi Rahme Hâtun, Eyyûb Peygamberi yalnız bırakmaz ve ona şefkatle bakar. Eyyûb peygamber bu hastalığı da diğer dertleri gibi sabır ve tevekkülle karşılar. Bilir ki, herkes kendisini terk etse Rabbi onu asla terk etmeyecektir.

Eyyûb Peygamber’in hastalığı giderek şiddetlenir. Evin tüm yükü eşi Rahme Hâtun’dadır. O da aynı Eyyûb Peygamber gibi gelene rızâ göstermiş ve aşkla eşine hizmet etmektedir. Eyyûb Peygamberin hastalığı yıllarca sürer. Yanında eşi Rahme Hâtun’dan başka kimse kalmaz. Hz. Eyyûb’ün vücûdundaki bu ağır hastalığa rağmen gösterdiği sabır ve tevekkül dolu hâl, şeytan için bulunmaz bir fırsat olur. Ama o, öylesine bir teslimiyet ve memnûniyet hâlindedir ki onun isyan etmesi bir yana, ah bile demeyeceği bellidir. İnsanlar bir süre sonra ‘Eyyûb, Allah’ın sevdiği, iyi bir kul olsaydı bu sıkıntılara düşer miydi?’ diye dedikodu yapmaya başlar. Hz Eyyûb ise sonsuz bir teslimiyet içerisinde, onca yıl yaşadığı zengin, mutlu ve sağlıklı hayâtını göz ardı edip kısa sürede çektiği bu sıkıntı için Allah’a şikâyette bulunmaktan utanacağını söyler. Ancak bir sıkıntısı odur ki, sağlığı bozuldukça Allah’ı zikretmekten geri kalmaktadır. İşte o vakit bu duruma çok üzülen sabrın ve şükrün aydın yüzü Eyyûb Peygamber, Allah’a sığınır ve Enbiyâ Sûresi’nde bu sığınış şöyle ifâde edilir;

“Eyyûb’ü de (an). Hani Rabbine: «Başıma bu dert geldi. Sen, merhametlilerin en merhametlisisin» diye niyaz etmişti.

Bunun üzerine biz, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için bir hatıra olmak üzere, onun duasını kabul ettik; kendisinde dert ve sıkıntı olarak ne varsa giderdik ve ona âile efrâdını, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini daha verdik.”

Enbiyâ 83-84

İşte Eyyûb Peygamber’in bu sığınışına Yüce Allah’ın verdiği karşılık sonsuz bir rahmet ve bereket olur. Yetmiş yıl sağlık içinde yaşadıktan sonra malı, mülkü, evlâdı ve sağlığını yitiren Eyyûb Peygamber o yaşında yaşadığı bunca çileye senelerce sabır gösterir. Nihâyet ekilen bu sabır meyvesini toplama zamânı gelmiştir. Yüce Allah, Eyyûb Peygambere ayağını yere vurmasını ve çıkan sıcak suyla yıkanmasını, soğuk suyu ise içmesini emreder. Allah’ın izniyle su, Eyyûb Peygamberin hem bedenen hem de rûhen bütün sıkıntılarına şifâ olur.

Hz. Eyyûb'ün sabır mekanı

Hz Eyyûb Peygamber’in bütün bu sıkıntıları yaşadığı, hayâtının sınavını verdiği şehir, sabır şehri Urfa’dır. Eyyûb Aleyhisselâm bütün bu sıkıntıları, çevresindekilerin kendini götürüp bıraktığı şehirden uzak bir mağarada yaşamıştır. O mağara, o günlerin hatırasına bugün hâlâ ziyâretçi akınına uğramakta ve Hz Eyyûb’e şifâ verdiği kabul edilen o kuyudan da ziyâretçiler su içmektedir.

Bu çileli hayâtın ardından yüzyıllardır sabır denince Eyyûb Peygamber anılmış ve halk arasında “Eyyûb sabrı” diye bir deyim kullanılır olmuştur. Bu sabrın karşılığında Eyyûb Peygamber sağlığı ile yeni evlât ve mallara kavuşur. Varlık hâlinde de, yokluk hâlinde de aynı aşk-ı muhabbetle şükredebilen Eyyûb Peygamber sıhhat bulur bulmaz halkı tebliğe devam eder.

Bir rivâyete göre 93, diğer rivâyete göre ise 140 sene yaşayan Eyyûb Peygamber, bugün Şanlıurfa sınırları içinde yer alan Viranşehir’de vefat etmiştir.

Kur’an’da dört âyette adı geçen Eyyûb Peygamberi, Resûlullah Efendimiz sahâbe ile yaptığı sohbetlerde sık sık anmıştır. Zîra Kur’an’da kendisine, “Kulumuz Eyyûb’ü de an” buyurulmuştur. Yüce Allah ve Eyyûb Peygamber arasındaki bir konuşmayı hadis-i şerîfte Resûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle anlatır:

"Eyyûb aleyhisselâm üryan vaziyette yıkanırken üzerine altından bir yığın çekirge düştü. Eyyûb aleyhisselâm hemen onu elbisesine avuç avuç koymaya başladı. Bunun üzerine Rabbi ona nidâ etti:

"Ey Eyyûb, ben seni bu gördüğün (dünyalıktan) müstağni kılmadım mı?" Eyyûb aleyhisselâm:

"Evet! Ey Rabbim! Velâkin senin bereketine karşı istiğna yok!" diye mukâbele etti."

Halkın, yüzyıllardır “Eyyûb sabrı” söylemiyle yücelttiği Eyyûb Peygamber’in hâli edebiyatta da kendine önemli bir yer bulmuştur. Nice mutasavvıf ve şâir dizelerinde Eyyûb Peygamberi anmıştır.

Dîvan edebiyatının en önemli mutasavvıf ve şâirlerinden Yûnus Emre şu dizelerle anar Eyyûb Peygamberi:

Eyyûb oldum tenime cefâ kıldım canıma

Çağırdım Sübhânıma kortlar toyurup geldim

Pâdişah III. Murad ise Eyyûb Peygamberin dert karşısında sabrının ilacını şu dizelerle anlatır:

Sabrın artırmaz idi ol Eyyüp

Demese lâ-ilâhe illa hû

Mutasavvıf ve şâir Yazıcıoğlu Mehmed Efendi ise Eyyûb Peygamberin sabrını yücelten şu dizeleri kaleme almıştır;

Bu yana geldik İshak’tan doğup Yakup pes Yusuf

Gelip Eyyûb peygamber olupdı sabr evinde saf

Hz. Eyyûb'ün türbesi

Peygamberler şehri olarak anılan Şanlıurfa’daki türbesinin bulunduğu yer Eyyûb Nebi Köyü olarak anılmaktadır.

Eyyûb Nebi Mescidi’nin doğusunda bulunan bu türbe, dikdörtgen planlı, tek kubbeli, kesme taştan yapılmıştır. Bugünkü türbe sekizgen planlı kesme taştan olup, üzeri kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Ön kısmına da küçük kubbeli bir revak yapılmıştır.

Eyyûb Peygamber'in ağır hastalığı ve uğradığı musibetler sırasında O'na büyük bir şefkat ve sabırla bakan eşi Rahme Hâtun’un kabri ise Eyyûb Peygamber türbesinin yaklaşık 500 m. kuzeybatısındadır. Bu türbe, kare planlı, tek kubbeli mütevâzı bir kabirdir.

Peygamberler şehri Şanlıurfa’da, Eyyûb Peygamberin sadece maddî izleri değil mânevî izleri de hâlâ yaşamaktadır. Dünyânın dört bir yanından ziyâretine gelinen Eyyûb Peygamber, Şanlıurfalılar için de ayrı bir önem taşımaktadır. Her zorlukta, sıkıntıda sabrıyla akla ilk gelen bir rol modeldir. Hikâyesi ve çilesi hemen herkes tarafından bilinmekte, çile çektikçe Hakk’a yönelen sabırlı, teslimiyetçi hâli ile asırlar sonra bile çağımıza mesaj vermektedir.

Yüzyıllardır bu topraklara bereket olan Eyyûb Peygamber, sabır ve şükür kapısında kul olmak isteyen nice âşıkların hâlâ güzîde ziyâretgâhıdır.

Ne tende cân ile sensiz ümîd-i sıhhat olur

Ne cân bedende gam-i firkatinde râhat olur

Ne çâre var ki firâkınla eğlenem bir dem

Ne tâli’im meded eyler visâle fırsat olur

Belâ budur ki alıştı belâlarınla gönül

Gamın da gelse dile bâis-i meserret olur

Nedir bu tâli’ ile derd-i Nef’i-i zârın

Ne şûhu sevse mülâyim dedikçe âfet olur

“Sen aldın, sen verdin” diyerek, rızâ makâmını kendine yurt edinmiş, candan, maldan, evlâttan beriliği kendine aşk eylemiş bir peygamberdir O. Sabır ve şükür imtihanında canından geçip Hakk’ın ipine sarılmış, Rabbinin, “O ne iyi kuldu” övgüsüyle yeniden can bulmuş gönüller sultânı bir peygamberdir Eyyûb Aleyhisselâm…

Yazan: Nevin Şahin

http://www.ankaramasasi.com/haber/668974/anadolunun-manevi-mimarlari-hz-eyyb-as
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.