Uzman Klinik Psikolog Zeynep Kandemir, pandeminin çocuklardaki etkisini anlattı

Uzman Klinik Psikolog Zeynep Kandemir, pandemide çocukların yaşadığı en büyük problemin sosyalleşme eksikliği olduğunu söyledi. Koronavirüs nedeniyle yakınlarını kaybeden çocuklara yönelik tavsiyelerde bulunan Kandemir, "Ölüm kelimesinin çocuklara çok fazla söylenmemesi gibi görüşler de var ama ben gerçekçi yaklaşılmasından yanayım." dedi.
Büşra Bayrak
|
23 Nisan 2021, Cuma - 17:19
Uzman Klinik Psikolog Zeynep Kandemir, pandeminin çocuklardaki etkisini anlattı

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı geçen yıl olduğu gibi bu yıl da koronavirüs gölgesinde kutlandı. Pandemi nedeniyle çocuklar okullarından, arkadaşlarından ve sosyal hayatlarından mahrum kaldı. Peki çocukların pandemi nedeniyle yaşadığı en büyük problem ne oldu? Çocukların ruh sağlıklarını korumak için neler yapılmalı? Koronavirüs nedeniyle yakınlarını kaybeden çocuklara ne gibi destekler sağlanmalı?

Tüm bu soruları ve daha fazlasını Uzman Klinik Psikolog Zeynep Kandemir, Ankara Masası’nda yanıtladı.

"En büyük problem sosyalleşme eksikliği"

Pandemi nedeniyle çocukların yaşadığı en büyük problemin sosyalleşme eksikliği olduğunu vurgulayan Kandemir, “Bu dönemde çocuklar ve tabii ki de ebeveynler bir sürü problemle baş etmek zorunda kaldılar. Fakat benim gördüğüm en büyük problemlerden bir tanesi tabii ki sosyalleşme eksikliği. Çünkü çocukların gelişimsel düzeylerini sağlıklı bir şekilde ilerletebilmeleri için sosyalleşmeleri önemli, akranları ile vakit geçirmeleri önemli, dışarıda vakit geçirmeleri önemli. Çocuklar bundan mahrum kaldılar. Bu sebeple de birçok problem yaşadılar. Bunun dışında günlük rutinleri de çok fazla değişti. Okula gitme, sabah kalkma, akşam eve gelme bunların hepsi değişti. Çocuklukta rutinler çok önemlidir. Bu yüzden de pek çok problem yaşadılar. Bu ikisinin yanında çocuklar kaygı ve korkuyla baş etmek zorunda kaldılar. Çünkü toplumsal bir sorun yaşıyoruz ve kayıpları görüyorlar, haberlerde izliyorlar. Sosyal medyada buna maruz kalıyorlar. Bu yüzden yaşadıkları bu kaygı ve korku da onların psikolojilerini olumsuz yönde etkiledi.” diye konuştu.

"Çocuklara karşı dürüst olmamız gerekiyor"

Pandemi konusunda ebeveynlerin çocuklarını gerçekçi ve açık olarak bilgilendirmeleri gerektiğinin altını çizen Kandemir, “Öncelikle çocukların bu dönemde yaşadıkları kaygıları ve korkuları kontrol edebilmeleri için ebeveynlerinin onlarla konuşmaları gerekiyor ve onları bilgilendirmeleri gerekiyor. Bu hastalık nedir? Ne gibi sonuçlara sebep olur? Bu hastalıktan kurtulmak için ya da önlemek için ne yapmamız gerekir? Bunları açıkça çocuklarla konuşmamız gerekiyor, onları bilgilendirmemiz gerekiyor. Onlara karşı dürüst olmamız gerekiyor. Hem ebeveynler hem de çevredeki diğer yetişkinler olarak başlıca bunu yapmalıyız. Bunun dışında çocukları sevdikleri insanlarla ilgili de bilgilendirmemiz gerekiyor. Çünkü pek çok insandan uzak kalmak zorunda kaldılar. Bazı sevdikleri insanlar hastalandı. Sorularına dürüstçe yanıtlamamız gerekiyor. Bunların yanı sıra çocuklar gözlemleyerek öğrenirler. Ebeveynlerin evin içinde kendi davranışlarını ve duygularını biraz kontrol etmeleri gerekiyor aslında. Kaygılı, stresli ebeveynler, kaygılı ve stresli çocuklara sebep oluyor. Çocuklar bu duyguları ve davranışları ebeveynlerinden alıyorlar. Bunun dışında sosyal medyadan birazcık uzak tutmamız gerekebilir diye düşünüyorum. Daha doğrusu sosyal medyadaki korkutucu haberlerden uzak tutmamız gerekiyor. Bunun yerine biraz önce söylediğim gibi daha gerçek, daha açık bir şekilde onları bilgilendirmeliyiz. Son olarak da okulların kapanması çocukları bayağı bir zorladı, çünkü rutinleri değişti. Bunu olumsuz bir olay olarak almak yerine okulların kapanmasının bizim güvende olmamızı sağlayan bir şey olduğunu söylemek ve böylece de onları evde geçirdikleri zamanı daha rahat geçirmelerini sağlamaya çalışmalıyız.” ifadelerini kullandı.

"Çocuklar duygularını paylaşması için cesaretlendirilmeli"

Koronavirüs nedeniyle yakınlarını kaybeden çocuklara ne gibi destekler verilmesi gerektiği sorulan Kandemir, ”Özellikle ilkokul çağı çocuklar bununla baş etmekte zorlanabilirler. Çünkü henüz birisini kaybetmenin, ölümün ne demek olduğunu bilmiyorlar. Ölüm kelimesinin çok fazla söylenmemesi gerektiği gibi inançlar da var ama ben gerçekçi yaklaşılmasından yanayım." dedi. 

Bu sürecin çocuk işaret veriyorsa, yaşa uygun bir şekilde konuşmayla gerçekleştirilebileceğini belirten Kandemir, "Böyle bir olay yaşanmamış gibi, sanki bu kişi birazdan kapıdan girebilirmiş gibi bir algı yaratılmaması lazım. Ona ne olduğuyla ilgili detaylı, yaşa uygun bilgiler verilmeli. Fakat buna hazır olmayan çocuk kesinlikle zorlanmamalı. Duygularını paylaşması için cesaretlendirilmeli. Bu nasıl yapılır? Eğer anne babalar duygularını, çocuklarıyla paylaşırlarsa, çocuk da duygularını paylaşmanın normal ve doğal bir süreç olduğunu öğrenmiş olur. Çok doğal bir süreç içinde öğrenir ve böylece duygularını ifade edebilir. Bu da onu rahatlatabilir." değerlendirmesinde bulundu. 

Yas sürecinin ise bireylerde değişkenlik gösterdiğini dile getiren Kandemir, "Herkesin üzüntüsü farklıdır. Herkes üzüntüsünü farklı şekilde yaşar. Çocuğa onun bilgisinin de verilmesi, tamamen saygılı bir şekilde yaklaşılması gerekiyor. Bir kayıp sürecinde Yetişkinlere nasıl davranıyorsak çocuklarımıza da aynı şekilde davranmalıyız. Bazen çocuklarda öfke görülebilir. Yoğun yalnızlık hissi görülebilir. Eğer çok yakınındaki bir insanı kaybettiyse içe kapanmalar gözlemlenebilir. Aslında bunlar bu süreçte doğaldır fakat 6 ayı aşkın bir şekilde devam ediyorsa o zaman belki bir uzmandan destek almak, bir uzman görüşü almak faydalı olabilir. Bu da ebeveynlerin çocuklarını iyi gözlemlemesi sonucunda fark edilebilecek bir şeydir.” şeklinde konuştu.

"Online bile olsa çocuklarını sosyalleşmesini sağlasınlar"

Pandemi döneminde çocuklu aileler için önerilerini aktaran Kandemir, şunları kaydetti:

“Ebeveynler eğer dışarıda çalışmak zorundalarsa ve sonra eve geliyorlarsa çocuklarına neden sarılamadıklarını, neden onları öpemediklerini de anlatmalılar. Çünkü çocuklar için temas çok önemli. Temas edilmediği zaman bu çocuğu şaşırtabilir, üzebilir. Hatta belki sevilmediğini bile düşünebilir. Bu yüzden ailelerin bunu öncelikle anlatmaları gerekiyor. Daha sonrasında günlük rutinlere devam etmelerini öneririm. Kalkış saati, yatış saati, yemek saati, oyun saati... Bunların normal hayat akışında devam ediyor olması gerekiyor ki, çocuklar daha rahat bir şekilde uyum sağlayabilsinler. Sosyalleşme önemli dedik en başta, online bile olsa çocuklarını sosyalleşmesini sağlasınlar. Çocukların yaşı uygunsa iletişimleri kesilmemesi için arkadaşlarıyla online görüşmeler, oyunlar tasarlayabilirler.Kendileri ev içinde çocuklarıyla bazı etkinlikler yapabilirler." dedi.

Bazı ailelerin bu dönemde çocuklarının hareketsiz kalmasından şikayetçi olduğuna işaret eden Kandemir, "Enerjilerini harcayamıyorlar çok haklılar. Çünkü onların koşup enerjilerini atma, oynama zamanları. Ama şu anda eve kapanmak zorundalar. Evde eğer imkan varsa fiziksel aktiviteler düzenlenebilir." tavsiyelerinde bulundu.

Çocuk denince küçük yaşların akla geldiğini ancak ergenlerle de iletişimin çok önemli olduğunu söyleyen Kandemir, şöyle devam etti: "Kesinlikle suçlayıcı bir dil kullanılmamalı. Bir yetişkinle konuşuyor gibi konuşmalılar, onu her şeye dahil etmeliler. İletişim kurduğunuz zaman, duygularınızı paylaştığınız zaman, açık olduğunuz ve net olduğunuz zaman çocuğunuzun kaygılarını, korkularını daha kontrol edebilir, onunla daha rahat iletişim kurabilir hale gelirsiniz. Bu da çocuğunuzun yaşadığı sorunları daha kolay atlatmasına sebep olur.”

http://www.ankaramasasi.com/haber/726938/uzman-klinik-psikolog-zeynep-kandemir-pandeminin-cocuklardaki-etkisini-anlatti
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.