EURO 2020'de hüsrana uğradık.
A Milliler, son maçında İsviçre'ye 3-1 kaybederek puan alamadan turnuvaya grup aşamasında veda etti.
Peki başarısızlığın perde arkasında ne var?
Ankara Masası Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Gökyıldırım'ın sorularını yanıtlayan teknik direktör Yılmaz Vural, dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.
Maç sonrası A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş'in "Türkiye'deki futbolcular ile ayın 16'sında toplandık. Yurtdışındaki oyuncular ayın 26'sında geldi." dediğini aktaran Vural, "Bu gecikmenin takımın hazırlanmasını olumsuz etkilediğini ifade etti. Takımın iyi hazırlanamadığını söylemeye çalıştı." dedi.
"Türk oyuncusu çabuk havaya giriyor"
A Milliler'in Riva'daki tesis yerine neden Antalya'da kamp yaptığına yönelik eleştiriler olduğuna değinen Vural, "Türk Milli Takımı, oyuncu memnuniyetini düşünür şekilde hazırlanıyor. Böyle bir şey olmamalı. Nereye geleceksen oraya geleceksin. Bu iş, senin memnuniyetin için yapılmıyor. Türk oyuncusu çabuk havaya giriyor." şeklinde konuştu.
"Milli Takım psikolojik problemleri olmadan maça çıkamaz mı?" diye soran Vural, "Hep vatan millet Sakarya ile mi oynayacağız biz? Böyle bir şey yok. Futbol prensiple oynanıyor. Bu prensipleri uygulayacağınız fiziksel gücünüz varsa ve rakip iyi analiz edilip ona göre bir sistem oluşturulursa Türkiye de dünyanın her takımını yenebilir. Bu işi ciddiye aldığınız da problemsiz sahaya çıktığınız da iyi analiz ettiğiniz de Türk çocukları da yabancı meslektaşları karşısında başarı olabiliyor." ifadelerini kullandı.
Başarısızlık sonrası Şenol Güneş'e ilk olarak "İstifa edecek misiniz?" diye sorulduğuna dikkat çeken Vural, "Biz her başarısızlığı sahaya yoruyoruz. Antrenör oynattırıyor oyunca da oynuyor. Bunun dışında kimsenin hatası yok diye bakılıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Vural şöyle devam etti:
"Bu duygular hep üstte yaşanmamalı. Sloganlar attık, şarkılar besteliyoruz. Bunu hiçbir takım yapmıyor. Kimsenin ben şarkı bestelediğini, milli takımı çok gererek böyle turnuvaya hazırladığını görmedim. Hep abartıyoruz. Türk insanın garip bir yapısı var. Gaza geldiğinde toplu iğneyi batırdın mı, fıs diye sönüyor. Haşmetli bir balon dakikalar sonra buruşuk bir hale geliyor."
"Şenol Hoca'nın durumunu çok iyi anlıyorum"
Yurtdışında övgüler alarak oynayan futbolculara değinen Vural, "Şimdi bu çocuklara ne oldu da futbolun basit kurallarını oynayamayacak hale geldiler? Bu meslekte her şey döner dolaşır otomatik olarak antrenöre gelir. Şenol Hoca'nın durumunu çok iyi anlıyorum. Acaba taktik anlayışında mı takım bu hale geldi yoksa Ertem Şener'in dediği gibi takım dinamiği mi bozuldu? Oyuncular arasında psikolojik bir savaş mı oldu? Kendilerine çok inandıkları için bu kötü gidiş onları safiyane bir duruma mı düşürdü? O kadar çok soru var ki..." şeklinde konuştu.
Futbolun sadece oyuncu yeterliliği ile oynanmadığını vurgulayan başarılı teknik adam, takım oyununa işaret etti.
Milli Takım'ın skorda geri kalması rağmen aynı oyunla devam ettiğine dikkat çeken Vural, "Pozisyon değiştirmeden oyuncu değiştirerek sorunu çözmeye çalıştı. Gördüğümüz kadarıyla B planı, C planı gibi uygulamaları olmadı. 23 kişide 8'e yakını hiç görev almadı. Yeni yeni oyuncular da oynayabilirdi." dedi.
İrfan Can Kahveci'ye tepki: Kimsin sen kardeşim?
İrfan Can Kahveci'nin çıkarken tespit edilen olumsuz cümleleri olduğunu dile getiren Vural, "Kimsin sen kardeşim? Hocan seni oynatır, oynatmaz. Sen işine bakacaksın. Sen vazgeçilmeyecek bir adam mısın? Bizim Türk çocuklarının bu konuda eğitilmişlikleri yok. Kendilerini bir anda havalara sokuyorlar. Dolayısıyla onların üstünde bir disiplin sağlamanız mümkün olmuyor. Koskoca adamları dövecek haliniz yok. Sportif ahlak ve kültür vardır. Dünyanın en iyi oyuncusunu çıkarıyorlar adam efendi gibi çıkıyor. Bizde oyuncunun sahadan çıkması dünyanın yıkılması gibi bir manaya geliyor. Türkiye'de antrenörlük yapmak maskaralık. Sizin yönetmeyi düşündüğünüz grubun dinamiği, maalesef antrenörün çoban-sürü ilişkisi gibi davranmasına neden oluyor. Bu terbiyemiz maalesef yok." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin ilk olarak bunu çözmesi gerektiğini kaydeden Vural, altyapı çalışmalarına değinerek "Altınordu örneğini hepimiz gururla veriyoruz. Çocukların psikologları ve sosyal ilişkilerini güçlendirecek tarzda hocaları var. Böyle bir eğitimden geçip de buralara gelirseniz bu iş daha kolay oluyor." dedi.
"Türk oyuncular yabancılardan nefret ediyor"
Programın devamında Türk futbolcular ile yabancı oyuncular arasında büyük bir ekonomik uçurum olduğunu savunan Vural, "Benim son çalıştırdığım takımda yabancıların aylık maaşı 5 milyon lira, Türklerin 700 bin liraydı. Aradaki ekonomik uçuruma bak. Hiçbir Türk oyuncu yabancıdan sempatiyle bahsedemiyor, nefret ediyorlar. Bir çalışma yapıyorsunuz hemen yabancılar bir araya geliyor, Türkler bir araya geliyor. Ve yabancıları da ikiye böldük. Şikâyet edip parasını alan, adam gibi delikanlılık yapıp şikâyet etmeyen parasını alamayan. Alın bunları takım yapın, şampiyon olun, küme düşmeyin diyorlar. Kolaysa gelin siz yapın." açıklamasında bulundu.
Çözüm önerisi olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ilgili kişilerle konuşması gerektiğini ifade eden Vural, kulüpler ile federasyon arasındaki anlaşmazlıklara da değinerek "Bizim futbolu yönetenlere güvenimiz kalmıyor." dedi.
"Oyuncu yetiştirenin de yetiştirilmesi lazım"
Kulüplerin altyapı çalışmalarındaki yetersizliğinden bahseden Vural, çocukların gelişimlerini engelleyecek tarzda kişilerin ellerine bırakıldığını savundu.
Vural şunları söyledi:
"Altyapı demek yalnızca oyuncu demek değil. Bir kere oyuncu yetiştirenin yetiştirilmesi lazım. Ona verilecek programlar olacak, onun psikoloğu olacak, onun yetiştireni olacak, onun sosyal davranışlarını düzenleyen birisi olacak, pedagogu olacak. Bakın personel sayısı gittikçe artıyor, senin paran yoksa böyle bir çalışma yapamazsın. Bu devirde 2 bin liraya, 3 bin liraya kimse çalışmaz. Sen bu yatırımı yaparsan 1 milyon liralık, 2 milyon liralık oyuncu alma kardeşim. 2 milyon euro’ ya öyle bir sistem kurarsın ki buradan üretilir."
Melih Demiral örneğini vererek "Adam Juvenstus da oynuyor. Biz yetiştirdiklerimizi de göremiyoruz." diyen Vural, "Öyle bir gözümüz aç ki, öyle bir hazıra konmaya alışmışız ki, öyle bir kısa zamanda çok işler yapalım mantığıyla yapıyoruz ki...Bir gün evvel Şenol Güneş’i yukarılara çıkarmış sistem, bugün yerin dibine sokuyor." değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz Vural'dan kulüpler yasası açıklaması
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önemli yetkilere sahip olduğunu ifade eden Vural, "Bu ülkeyi yarışacak hale getirmek istiyorsa -ki görevlerinden bir tanesi de budur. Biz canımızı veririz. Futbol camiası olarak siyasi görüşlerimiz aynı olmasa bile Cumhurbaşkanımızın futbola olan bakışından dolayı aramız çok iyidir, çok severiz. O da sağcı mı solcu mu bakmaz. Futbol içinden gelen herkese aynı değeri veriyor. Seviyor futbolu. Böylede bir tesadüf şanstır. Tekmenin ne olduğunu bilen, sahanın çamurlu ya da çim olmasının farkını bilen, takım yönetirken oyuncu psikolojisini bilen bir Cumhurbaşkanı var başımızda. 6 - 7 Spor Bakanı değişti hala kulüpler yasası çıkmıyor. Sabah bir kalkıyorlar yasa değişmiş. İsteseler yapamazlar mı bunu?. Federasyonun bu gücü yoksa, kendi kurallarıyla ligleri yönetecek durumda değilse o zaman burada siyaset 'Bundan sonra herkes kendi döneminden sorumludur.' diyecek. Neymiş yönetici bulamayacakmış. O zaman gelmeyin kardeşim. Futbol bir eğlence olmalı." diye ekledi.
Vural şunları söyledi:
En güzel statlar yapılmış içinde Türk çocuğu yarıştıramıyoruz. Bu ne terbiyesizliktir. Şehit veren bunun babası, vergi veren bunun babası. Bu ülke için canını veren bu insanlar. Bu çocuklara dünyanın en lokum mesleğini sunmuyorsun 16 tane yabancıyı getirip biz yemedik siz yiyin kardeşim diyorsun. Ben kafatasçı bir adam değilim ama her ülke önce kendi vatandaşını, ondan sonra yapamadığı yerde yabancıyı getirir. Biz hiçbir şey yapamıyoruz ki... Doldurduk burayı yabancılarla.
