Gelişen teknoloji siber saldırı risklerini de beraberinde getirdi. Akıllı telefonlar ve bu telefonlara indirildikten sonra kimlik bilgileri ile girilen uygulamalar hackerların siber saldırı alanlarını genişletti.
Peki yeni çağa özgü benzer tehlikelere karşı hangi önlemler alınmalı?
Ankara Masası Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Gökyıldırım'ın sorularını yanıtlayan Bilişim Hukukçusu Avukat Murat Keçeciler, hem kullanıcıların hem de hizmet sağlayan firmaların belli bir bilinç düzeyinde olması gerektiğini vurguladı.
Bazı kurumların kampanya tanıtımı için cep telefonu üzerinden iletişim yöntemi seçtiği hatırlatılan Keçeciler, kurumların kişisel verileri hangi şekilde işleyeceğine yönelik müşterilerden rıza alması gerektiğini ifade etti.
Vatandaşların tedirgin ya da rahatsız eden iletişim biçimleri şikayet edilebileceğine işaret eden Keçeciler, "Elektronik ileti yönetim dediğimiz bir sistem devreye girdi. Elektronik internet mecraları üzerinden SMS yoluyla yapılabilecek pazarlama ve reklam faaliyetlerinin yapılabilmesiyle ilgili teknik bir alt yapı oluştu. Bununla ilgili bir web sitesi var. Bu site Türkiye Odalar Borsalar Birliği nezdinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın entegrasyonu ile kuruldu. Oradan hangi firmaların size ulaşabileceğine izin verdiğinizde takip edebiliyorsunuz" dedi.
"Şüphelenirseniz çağrıyı sonlandırın"
Bankalardan gelen aramalarda arayan numaranın söz konusu kuruluşun internet sayfasında da yer alan numara ile aynı olmasına dikkat edilmesinin önemine değinen Keçeciler, "Bu çağrılarda hiçbir şekilde sizin kişisel verilerinizi talep etmez. Doğrulama ile ilgili belli başlı kriterler vardır. Bunların dışına çıkıyorsa şüphelenip çağrıyı sonlandırmanız da fayda vardır. İlgili kurumun müşteri hizmetleri ile de iletişime geçip durumla ilgili bilgilendirme yapmanız gerekiyor." açıklamasını yaptı.
"Emniyet bilgi ve para talep etmez"
Türkiye'de en çok telefon üzerinden dolandırıcılık yönteminin uygulandığına dikkat çeken Keçeciler, "Burada hiçbir emniyet kuruluşunun ya da savcılık makamının bu şekilde bilgi ve para talep edemeyeceğini vatandaşlarımızın bilmesi gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Bankaların siber saldırılarda müşteri zararlarını karşılamak zorunda olduğunu ekleyen Keçeciler, Yargıtay'ın da kendi sistemlerindeki güvenlikten kaynaklanacak sorunlardan bankaların sorumlu olduğuna yönelik kararları olduğuna işaret etti.
Çağrı merkezi ya da müşteri temsilcisi adı altında yapılan dolandırıcılıkların ise bunun dışında olduğunu dile getiren Keçeciler, en çok oltalama yönteminin kullanıldığını hatırlattı.
Maillerin uzantılarına dikkat edilmesini vurgulayan Keçeciler, şüpheli maillerle gelen linklere tıklanmaması gerektiğini söyledi.
Bilişim suçlarının çözülmesinde kanunların yeterliliği sorulan Keçeciler, şunları söyledi:
"Türkiye kanunlarımız açısından hem Avrupa müktesebatı anlamında hem de diğer Birleşmiş Milletler ve OECD ülkeleri ile mukayese ettiğimiz zaman bir eksik olduğunu söylemek mümkün değil. Türkiye, bilişim hukuku alında mevzuat ve kanun hazırlama anlamında etkin ve hızlı bir şekilde ilerliyor. Bizim adli vakalara ilişkin Emniyet'in bünyesindeki bilişim suçları ile ilgilenen siber suç dairesi dediğimiz Bilgi Suçları Daire Başkanlığı da teknolojik gelişmeleri çok aktif bir şekilde takip ediyor. Burada mahkemelerimizin reaksiyonları biraz eksik kalabilir."
