Tren penceresinden hayatın akışına bakmak

Serdar Turgut
|

Yıllardan bu yana ilk kez geçenlerde İstanbul’un yakın-dışına çıkmak için trene bindim. Çocukluğumda çok sık Ankara-İstanbul arası trenle seyahat ederdim.


Son binişimde trenin penceresinden bakarken Marcel Proust'un çaya bandığı bisküvisini ağzına attığı anda olanlar bana da doldu. Birden çocukluğumun anıları geliverdiler. O günlerde geçtiğimiz her kasabada trenin yanında ‘gazete, gazete’ diye bağırarak koşan çocuklar olurdu. Sobaları yakmak için mi istiyorlar yoksa büyükleri okusunlar diye mi emin olamadığım halde o yaşımda yanımda bulunan büyüğe okumuş olduğu gazeteyi çocuklara trenin penceresinden atmasını isterdim.



Belki de sadece bu olay sayesinde tren pencerelerinin hayatı izleme yerleri olarak bende hep özel yerleri olmuştur. Daha sonraki yıllarda ise karanlık çökerken geçtiğimiz kasabada loş ışıkları yanmış evlerin pencereleri arkasındaki hayatları merak ederdim.

Devamı için tıklayınız 

http://www.ankaramasasi.com/makale/52315/tren-penceresinden-hayatin-akisina-bakmak

Yorumlar (0)