TRT Uluslararası kanallar Dijital Koordinatörü Yusuf Özhan, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE), İsrail’in paravanı şeklinde hareket ettiğini söyledi.
Önce Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, şimdi de TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un bu ülkeyi isim vererek uyardığını belirten Özhan, “Bu beyanatlar aslında bir bakıma Türkiye’nin kırmızı kitabına bu ülkenin faaliyetlerinin girmiş olduğunu bize ilan ediyor.” dedi.
Yusuf Özhan, körfez ülkesinin Türkiye aleyhinde giderek artan açık faaliyetlerini Ankara Masası’na değerlendirdi.
Özhan, Türkiye’nin ilk defa bir devletin adını zikrederek açık şekilde hedef aldığına dikkati çekti.
BAE’nin uzun süredir Amerikan siyasetine angaje olduğunu belirten Özhan, bu ülkenin bölgesel emelleri bulunduğunun altını çizdi.
Yusuf Özhan şunları söyledi:
“Birleşik Arap Emirlikleri özellikle Kral Abdullah’ın ölümünden sonra Suudi Arabistan üzerinde etkisini çok ciddi miktarda arttırmış bir ülke. Özellikle Kral Selman’ın akibetinin yaşı ve sağlığı gerekçeleriyle net olmadığı şu ortamda yerine geçecek olan Muhammed bin Selman’ın hem bu noktaya kadar getirilmesinde önce Savunma Bakanı daha sonra ikinci Veliaht Prens daha sonra Birinci Veliaht Prens haline getirilmesinin organizasyonunda özellikle Amerika nezdinde çok büyük faaliyetlerde bulundu. Yani Aslında Muhammed bin Selman’a 'biz Birleşik Arap Emirlikleri olarak buradaki Kingmaker’ız' dediler. Bu gücünü nerden almakta, bu gücünü elbette ki bilhassa İsrail’le kurmuş olduğu ilişkilerden almakta.”
TRT Uluslararası kanallar Dijital Koordinatörü Özhan, BAE’nin sıkıntı çıkarmak istediği Katar ve Türkiye’ye karşı gizli veya açık bir politika izlediğini vurguladı.
Özhan şöyle devam etti:
“Trump yönetiminin seçimleri kazanıp Beyaz Saray’ı devralırken ki süreçteki oynadığı rollerine baktığınızda aslında Birleşik Arap Emirliklerinin İsrail adına, İsrail’in paravanı şeklinde hareket ederek giriştiği bu politikaların sadece Türkiye değil, belli başlı bazı geleneksel güvenlik paktlarında da tepkilere yol açtığını biliyoruz. Bunu Libya örneğiyle birleştirecek olursak özellikle Fransa’nın Libya’da Rusya’yla yan yana hareket ediyor olması ve Hafter’i destekleyen tarafların başlıca aktörlerinden biri olması ve bunu gerçekleştirmesi için lojistik anlamda Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi iki ülkeyi de yanına katıyor olmasının NATO içerisinde ne kadar derin bir rahatsızlık uyandırdığını hep birlikte biliyoruz.”
Yusuf Özhan, 2013 Mısır darbesi, Katar’a uygulanan abluka, hendek operasyonları, Suriye operasyonları, Türkiye’deki darbe girişimi ve sonrasındaki süreçleri peşine BAE’yi de katan İsrail öncülüğündeki bir aksın gerçekleştirdiğini dile getirdi.
Türkiye’nin milli çıkarlarını önceleyen yeni yaklaşımı sebebiyle BAE’ye karşı açık bir tutum takındığına dikkati çeken Özhan, “Türkiye’nin kendi dairesinden vermiş olduğu tepkiyi aslında Ortadoğu’da yaşanan istikrarsızlaştırma faaliyetlerinin köküne inme, bunu kamuoyu nezdinde etraflıca tarif etme işlemi olarak görüyorum ben. Bunun devamı da mutlaka gelecektir. Çünkü hem Savunma Bakanımız hem Meclis Başkanımızın vermiş olduğu beyanatlar aslında bir bakıma Türkiye’nin kırmızı kitabına bu ülkenin faaliyetlerinin girmiş olduğunu bize ilan ediyor.”
Yusuf Özhan, Türkiye’nin devlet politikası olarak, ciddiyetle ve siyasi anlamda daha üst düzey bir mücadele yürüteceğini ilan ettiğini sözlerine ekledi.
