Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra yabancı ülkelerin uyguladığı ambargoya tepki gösteren halk, Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı'nın tohumlarını da atmış oldu. Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Vakıfları’nın birleşmesiyle 26 Eylül 1987 tarihinde ortaya çıkan vakıf, ordunun gücüne güç kattı. Halktan toplanan bağışların TSK’ya aktarılmasında ana kaynak konumundaki Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı’nda bu dönem gelir olarak öngörülen miktar 500 milyon lira. Vakfın ortaya çıkışını, projelerini ve hedeflerini Ankara Masası’na anlatan TSK Güçlendirme Vakfı Genel Müdürü Sadık Piyade merak edilen tüm sorulara cevap verdi.
Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı hakkında bilgi verebilir misiniz?
"Bizim vakfımız aslında Türk Milleti’nin vakfı olarak geçer. Bizim şirketlerimizden ASPİLSAN, İŞBİR, ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN 1970’li yıllarda doğmaya başlamış. Halk bizzat para vermiş ve o parayla bu şirketler kurulmuş. Kayseri'de halk ayağa kalkmış, ‘biz niye pil üretemiyoruz?’ demişler. Paralarını vermişler ve ASPİLSAN yani Askeri Pil Sanayi kurulmuş. Anahtarı da Türk Silahlı Kuvvetleri'ne teslim edilmiş. Bizi diğer vakıflardan ayıran özelliğimiz şudur: Bizim ayrı bir kanunumuz var. Biz kamu değiliz, özel hukuk kurallarına dahil tüzel kişiliğimiz var. Bizim personel seçimimizde dışarıdan bir atama söz konusu değil, biz tamamıyla kriterlere bağlı seçiyoruz ve kurumsallığımız var. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin savaş gücünü arttırmak için daha fazla para toplayabiliyoruz."
Vakfın kuruluşundan bu yana kaç bağışçınız oldu?
Bağışçı sayısı 160 bine ulaştı
"Ben vakfın 30. yılında göreve başladım. Şu anda 3 buçuk yıl oldu. 30. yılında devraldığımda 28 bin bağışçımız vardı. Benim dönemim içerisinde bir de ekip kurduk, farklı bakışla sisteme girdik ve 160 bine çıktı. Bu bir rekordur. Sosyal dayanışma vakıflarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı karıştırılıyor. Biz savunma sanayi alanında faaliyet gösteriyoruz ama bir Mehmetçik, TSK Elele gibi vakıflar sosyal dayanışma vakfıdır. Bunlar gazilerle ve şehitlerle yakından ilgileniyor ama biz direkt savunma sanayiyle ilgileniyoruz. Peki bizim bu konu görevimiz nedir? Türk Silahlı Kuvvetleri'nin savaş gücünü arttırmak ve bunun için halkımızla bir gönül bağı kurmak, maddi manevi destek sağlamak. Biz bu nedenle vakfımızı bir tanıtalım dedik ve sosyal medya çok aktif kullandık, başka alanlara da girdik. Halkımız bizi biraz tanıyınca teveccüh gösterdi."
Geçtiğimiz yıl vakfınıza ne kadar kaynak aktarımı oldu? Bu yılki bağış öngörünüz nedir?
"250 milyon lirayı direkt olarak projelere aktardık"
"Biz ekip olarak vakfı teslim aldığımızda yıllık geliri 300-400 bin TL iken biz bu yılı 60 milyon lirayla kapattık. Bu sadece bağış bölümü yani halkımızın verdiği para. Vakfın birden fazla tür geliri var. Bunlardan biri bağış, biri emlak geliri. Ayrıca paramızın finans geliri var bir de şirketlerimiz var. 6 şirketin sahibiyiz ve iştiraklerimiz var. 61 şirketle de vakıf doğrudan ve dolaylı olarak ilgili. Bunların kar payları var. Bir de Türkiye'de marka olmuş IDEF Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nın sahibiyiz. İki senede bir fuar yaparız ve onun paralarını da bir havuzda toplarız. Milli Savunma Bakanlığınca bize verilen projelere parayı transfer ederiz. Biz 30. yılında geldiğimizde 35 milyon lira yıllık para aktarmıştık bu sene 400 milyon lirayı geçti. Biz 250 milyon lirayı direkt olarak projelere aktardık. Her sene tahmini bağış bütçemizi hesaplarız. Bu sene planladığımız bağış 500 milyon lira ama ben 700 milyona çıkacağını düşünüyorum. Halkın teveccühü bize çok fazla."
"Jeneratör ve alternatör üreteceğiz"
"Türkiye'de ses getirecek 2 şirket kuruyoruz. Kurulu fabrikalarını genişletiyoruz. Kayseri’de Türkiye'nin ilk Lityum iyon pilini üreteceğiz. Kullanılan akülerin pilleri inşallah vakıfça kurulacak şirket tarafından yapılacak. Şirketin adı da ASPİLSAN. 30 bin metrekarelik bir alanda çok modern bir fabrika kuruyoruz. Bir sene sonra da açılışı inşallah hepimize nasip olur. Diğer şirketi ise Balıkesir'de kuruyoruz. Adı İŞBİR. İşçiler Birliği demektir. Burada jeneratör üretiyoruz. Jeneratör ve alternatör olarak inşallah seri üretime başlayacağız. Yüzde 100 milli yapacağız inşallah. Bir senenin sonunda da inşallah yerli milli şirketimizi basında göreceğiz."
Bağışta bulunmak isteyenlerin hangi adımları izlemesi gerekiyor?
"Bağışçılarımızla aile olduk"
"www.tskgv.org.tr web sitemize girdiğiniz zaman bağış hesaplarını görebilirsiniz. Bir program hazırladık, bağış yaptığınız anda o bize de düşüyor. Biz hemen SMS atıyoruz, ‘bağışınız bize ulaştı’ diye. Bu bir güvendir. Telefon numarası gelmişse peşinden bizzat ararlar ‘Allah sizlerden razı olsun bağışımızı aldık’ diye. Eğer bağış miktarı bin, 5 bin, 10 bin civarında ise de bronz, gümüş ve altın olmak üzere madalyalar veririz. Bağış küçük ise teşekkür belgesi veririz. Bağışçılarımızla aile olduk ve birebir görüşüyoruz. Bizim bağışçılarımız öyle zengin kişiler değildir. Gönlünden kopanları, emekli maaşını, kefen parasını bize bağışlıyorlar. Bizden tek istedikleri öldüklerinde ortada kalmamak. Biz vakıf olarak buna hassasiyet gösteriyoruz. Bağışçılarımızın hepsini takip ederiz. Cenazelerine kesinlikle en azından bir çiçek göndeririz. Eğer kimsesi yoksa cenazesini biz kaldırırız, eğer sıkıntılar varsa evlerine gideriz. Vakfımızı tanıtmak için müsaade ederlerse bağışçılarımızın evine de gidiyoruz. Vakfımızı yurtdışından takip eden ülkeler Türk Milleti’nin bize karşılıksız para verdiğine inanamadılar. Hala gelip bizden randevu istiyorlar ‘doğrusunu bize anlatır mısınız?’ diye. Ama hakikaten halk parasını cebinden çıkarıp bize veriyor."
Türkiye’nin milli savunmada attığı adımları nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan vakfın da başkanı. Cumhurbaşkanımızın her gün bunu takip etmesi inanılmaz derece ufuklar açıyor bize. Yüzde 30 olan yerlilik olanı şu anda bizim vakıfta yüzde 70’e çıktı. Ama şunu da bilin, hiçbir ülkede yüzde yüz yerli olmaz. Yerli ve milli olursa satış yapamazsınız, sertifika almada sıkıntı çekersiniz. Ortak bir küresel iş olmadıktan sonra satışta sıkıntı çekebilirsiniz. Yüzde 70, yüzde 80 bence ortalama bir değerdir. Örnek vereyim şu anda F-35 üretiminde yüzde 20’sini bizim vakıf yapıyor. Yani Amerika malı olmasına rağmen kanat ve gövde bölümünü bizim şirketimiz olan TAI'de üretiliyor."
