Ankara Masası Genel Yayın Yönetmeni Fatih Atik'in konuğu AK Parti Ankara İl Başkanı Hakan Han Özcan oldu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çağrısı hakkında konuşan Özcan, Kılıçdaroğlu’nun ve partisinin, ‘helalleşelim’ dedikleri konularda Anadolu’daki Müslümanlara zulüm ettiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu’nun memleketi Dersim’de Kürt vatandaşlara çok büyük zulümlerin de yapıldığı belirten Özcan, “En başka helalleşilecek ise CHP Genel Başkanı Tunceli'yle, Dersim ile helalleşsin. Onların çocuklarıyla torunlarıyla helalleşsin. Büyükşehir meclisinde de bu konu geçti. Bizim Akyurt Belediye Başkanımıza senin yaşın kaç dedi ama 28 Şubat yaşa bakmıyor. Kiminin annesine, babasına, dedesine bakıyor. Ben kendim 28 Şubat mağduruyum. Sırf imam hatip okudum diye bu ülkede kat sayı mağduru olmuş ve bu ülkede istediği üniversite kazandırılmamış biriyim. Benim mahallemde komşumun çocuğu benden az soru çözmüş, ben daha fazla soru çözmüşüm ama o istediği üniversiteye gitmiş bana sadece 1-2 üniversite zor gösterilmiş. Bundan dolayı biz de ülkeden gidip başka ülkelerde eğitim hayatı sürmeye çalıştık. Çok büyük sıkıntılar yaşadık kendi konsolosluğumuza bile alınmadık. Bize ‘Bunlar irticacı, örümcek beyinli’ dediler. ‘Anadolu insanı tarlada çalışır, kafası kaldırılırsa ezilir’ dediler. Anadolu demokratik bir zenginleşme olduğu zaman vesayetlerle, darbelerle keserler. Baktığımız zaman konsolosluğa girememiş, kat sayı mağduriyeti yaşamışım. Burada okuduğumuzdan, mücadele ettiğimizden dolayı iş yerlerimize, batı çalışma grupları ve ya başka şeyler. Fişlenmişiz”
"Askerde fişlendim"
Askerde fişlendiğini anlatan Özcan şunları kaydetti: "Askerde kendi sakıncalı personel fişimi, devletin fişlemesini ben askerde gördüm. Ben yazıcıyım, kendim fişim geldi. Baktım adım yazıyor. Komutana gittim dedim ki, ‘Komutanım burada benim okuduğum okullar yazıyor. Bir şey de yok ama ben fişlenmişim’ ki ben esnaf aileden geliyorum. Hiçbir şekilde devletin kamu malına zararı olmayan insanım. Muhafazakar insanların en büyük eylemi el ele tutuşma eylemiydi. Edirne’den Hakkari’ye kadar. Biz otobüslere zarar vermedik, bir yeri yakmadık aksine hep örselendik. İmam Hatip’teyken milli güvenlik derslerine giren askerler başörtülü bacılarımızın örtüleri açılacak derdi. Bize okullarda çok zulümler yapıldı. Komutan dedi ki, ‘Oğlum benim seni normalde buradan almam gerekiyor ama sen düzgün bir insansın. Burada işleri güzel götürüyorsun.’ Bir intizam var, düzen var. Fiş geldiği zaman askerleri hassas yerlerden çekmen lazım. Biz bu zamana kadar ne milletimize ne devletimize ihanet ettik. Zaten kaç yaşında çocuğum çok üzüldüm. İşte ben onun için bu mücadeledeyim, bunun için AK Parti’deyim. Bu mücadele Anadolu’nun mücadelesi. Bütün Müslümanların, ezilmişlerin, Kürt kardeşlerimizin, Alevilerin mücadelesi…”
