Fatih Beyazıt, Ankara Masası canlı yayınında Genel Yayın Yönetmeni Fatih Atik’in sorularını yanıtladı.
Kullanılan şiddete doğru noktadan bakmak gerektiğinin altını çizen Beyazıt şunları söyledi:
“Bu neyin öfkesi?”
“ Orada o muameleyi yapan polisin başörtülü olup olmadığına bakmamak lazım. Orada o muameleye maruz kalan kadınların başörtülü ya da başının açık olduğuna bakmamak lazım. Bir hukuk devletinde hukukun size vermiş olduğu bir anayasal hakkı kullanmak isterken elinizde herhangi bir mukavemete dair bu görüntülerde silah, taş, sopa yokken yürümekte olan arkasını dönmüş kişiye önce plastik mermi sıkıyorsunuz. Arkasını dönmüş bir kadına bir kadın polisin copla ittirmek suretiyle düşürmesi, vurması bize başka şeyi düşündürüyor. Toplumun geldiği noktayı düşündürüyor. Hep diyoruz ya kutuplaşma, kamplaşma… Bu neyin öfkesi?”
“Talimatla yapılan bir iştir “
Fatih Beyazıt, Adana’daki polis şiddetinden iktidarı sorumlu tuttuğu konuşmasına şöyle devam etti:
“ Bugün siyasi mecralardaki devlet yöneticileri, buna Cumhurbaşkanı dahildir, Süleyman Soylu da dahildir özellikle. Çıkıp seçim meydanların teröristlerle is birliği yapmakla itham ederseniz, sizi eleştirdiği için insanları yok sayarsanız, ‘Ey’ diyerek en yüksek perdelerden bağırmaya kalkarsanız. İşte bu insanlar bunun zehirlenmesini yaşamış. Emniyetin yaptığı bu iş, talimatla yapılan bir iş, bu açık. Görüntüler açık.”
Saadet Partisi Ankara İl Başkanı Fatih Beyazıt, “Bu ülkenin savcıları nerede? Hani soruşturma? İdari soruşturma… Adli soruşturmalar başlatıldı mı?” sözleriyle savcıları göreve çağırdı.
“Savcılar, Adana Valisini de İçişleri Bakanını da sorgulanmalı”
Beyazıt şöyle devam etti:
“Burada adli bir soruşturma başlatılacaksa şayet, sadece bu emniyet mensuplarını, fiili olarak yapanları değil, üstlerinin o ilin valisini sorgulanması gerekir. Bu ülkenin içişleri bakanının sorgulanması gerekir. Hazmedemediğim bir şey Allah aşkına ya. Bugün bu ülkede askerlik yapıyoruz, vergi ödüyoruz. Bu ülkede suça karışmıyoruz ki bakın o meydandayız. Niye? Bizim adli bir vakamız ya da hükmümüz olsa cezaevinde olmamız gerekirdi.”
“Bu diktatörlüktür, bu bağnazlıktır”
“ Demokratik, anayasal bir hakkınızı kullanmaya kalkıyorsunuz duvarın dibinde çökmüşsünüz zaten yerdesiniz, eğilmişsiniz. Ama üzerine geliyor da geliyorsunuz., copluyorsunuz, biber gazı bilmem ne… Bu insanlık onurunu kıran bir davranıştır. Bu dünyanın hiçbir yerinde karşılaşılması mümkün olan bir davranış değildir. Bu diktatörlüktür, bu bağnazlıktır. Allah’tan korkmak lazım. “
“Biz bunları Ankara’da yaşamıyor muyuz? Gelecek Partisi’nin kaç tane il başkanının kolu, parmağı, burnu kırıldı? Daha 1 yıl olmadı,6-7 ay oldu” diyen Beyazıt, polis şiddetinin mutlak surette önlenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
