Ankara Masası Genel Yayın Yönetmeni Fatih Atik'in konuğu olan Ankara Kent Konseyi (AKK) Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, Başkent'te 30-31 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilecek EKO İklim Zirvesi'ne ilişkin açıklamalarda bulundu.
Yılmaz, zirve kapsamında dünyanın dört bir yanından üst düzey isimlerin Ankara'ya geleceğini, 300’e yakın konuşmacının katılımcılara bilgi aktarımında bulunacağını söyledi.
"Gölbaşı Sevgi Çiçeği bu işin tohumu oldu" diyen Yılmaz "Dünyayı Sevgi Çiçeği ittifakına davet ettik. Sevgi Çiçeği ortak aklı ve dayanışmayı anlatır. Gelecek nesile sağlıklı bir dünya bırakmamız lazım." dedi.
Halil İbrahim Yılmaz "1937 yılında geri dönüşüm tesisi kurmuş bir toplumun 1971’de Greenpeace’le farkındalığı elde etmiş Batı’dan öğreneceği bir şey yok." ifadelerini kullandı.
"Kamplaşma arayan kente karşı suç işlemiş olur"
Zirvenin Ankara'nın markalaşmasına yönelik önemli bir adım olduğunun altını çizen Yılmaz "Burada Ankara'nın kent markalaşması yapılıyor. Bir dünya kenti olması planlanıyor. 400 bin üniversite öğrencisinin olduğu bir kentte uluslararası zirve yapılmıyor. Neden kamplaşmanın zirvesi zannediliyor. Kamu kuruluşlarıyla, özel sektörle, odalarla, borsalarla, belediyelerle... Konu kent olduğu zaman herkes bir araya gelmek zorunda. Bunun altında kamplaşma arayan kente karşı suç işlemiş olur. Bunun altında başka bir ön yargı arayan herkes bu kente düşmanlık etmiş olur. Dolayısıyla AKK'de de, ATO'da da yaklaşım budur. Toplumun bütün kesimleriyle kent menfaatleri uğruna, gelecek 100 yılda bu kentte bir kişi aç kalmasın, yüzde 97'lik arazisi boş durmasın, burası kalkınmanın merkezi olsun, işsizlik yüzde 27'nin altına düşsün, dünyadan göç alan bir merkez olsun, ekonominin ve sağlık merkezi olsun diye cümle kurduğunuz zaman siz bunun gereğin yapacaksınız. Sadece kurmak yetmez." şeklinde konuştu.
"Bu kent dünya ligine çıkmak zorunda"
"Çevre ve iklim dövüşebileceğiniz bir alan değil. Çevre ve iklim başlığında dövüşürseniz art niyetli olursunuz. Çünkü bu doğayı korumakla ilgili irade de kamplaşma olmaz." diyen Yılmaz sözlerine şöyle devam etti;
Sezar'ın ifade ettiği gibi, "Zarların yeni atıldığı bir süreç" Türkiye geride değil. Farkındalığı yüksek. Bu konuda kavga çıkaran art niyetlidir. Gelecek 100 yılı korumak ile ilgili bir irade ortaya koyuyorsanız, bunda iyi niyet aramayanın kendi sorunları vardır. Bu bir iyi niyet organizasyonu. Burada bir popilizm yok, politik bir tartışma yok. Kentin ekonomisini kalkındırma. Bu kentte gelecek 100 yılda çocuklar aç kalmasın. Bu kentte 1.5 milyon genç var. Bu süreklilik arz etmek zorunda. Bu kişilerle ilgili değil. Bu benim değil, toplumun işi. Doğru işleri toplum satın alır ve devam ettirir. Siz doğru iş yapmaya bakın. Bu işleri kendi işleriniz olarak görürseniz bencillik yaparsınız. Herkes bunun üzerine koyacak. Yarın bu ülkede onlarca iklim değişikliği fuarı yapılsın. Biz ancak dua ederiz. Babamızın malı mı? Bu konuyla ilgili farkındalık gelişsin. Göreceksiniz her 3 ayda bir etkinlikler düzenleyeceğiz. Ankara'nın ve Türkiye'nin en iyi örneği, iklim ve çevreyle ilgili iyi uygulaması dünyada ödül alsın diye süreç yöneteceğiz. COP 27'e Mısır'a götüreceğiz. Dünya Bankası'yla tanıştırmaya çalışacağız. Bu kent dünya ligine çıkmak zorunda. Bununla ilgili iradesi var. Bunu aşağı çekenler altında kalır artık bu saatten sonra.
