Üniversiteye yerleşmek isteyen öğrenciler dikkat!

Eğitimci-Yazar​ Sadık Gültekin, ek yerleştirme döneminde tercih yapacak öğrencilere tavsiyelerde ve uyarılarda bulundu.
Ankara Masası
|
17 Eylül 2020, Perşembe - 21:04
Üniversiteye yerleşmek isteyen öğrenciler dikkat!

Eğitimci-Yazar Sadık Gültekin, Ankara Masası'na özel yaptığı açıklamalarda YKS tercihi yapacak öğrencilere tavsiyelerde bulundu.

" Hiçbir şansı yoktur"

Gültekin, ek yerleştirme döneminde öğrencilerin puanların aşağıya çekileceği yanlışına düştüğünü belirtirken,"Yani ek yerleştirmede taban puanın ilan edilen puanın düşmesi diye bir olay söz konusu değil. Şayet adayın puanı yetmiyorsa yazsa dahi o kontenjan dolmasa bile o aday oraya yerleştirilemez. Çünkü o taban puana ve o puanın üzerinde bir puana sahip olmadığı için aday orayı yazsa dahi boşu boşuna tercih yapmış olur. Hiçbir şansı yoktur." diye konuştu.

"Aday kesinlikle şunu yapamaz"

Tercih yapacak öğrencilerin dikkat etmesi gereken noktaları tek tek anlatan Gültekin "Şuna dikkat etsin adaylar. Normal yerleştirmede biz sıralamaya göre tercih yapıyoruz. Yani sıralamayı baz olarak alıyorduk. Fakat ek yerleştirmede taban puanları baz olarak alacaklar. Çünkü kılavuzu açtıkları zaman görecekler. Gerek 4 yıllıklarda, gerekse diğerlerin de taban puanlar var. Adayın tercih yapabilmesi için ek yerleştirmede ilan edilen taban puana sahip olacak veya o puanın üzerinde bir puana sahip olacak. Şimdi aday kesinlikle şunu yapamaz. Yani ilan edilen puanın 0,001 dahi düşüyorsa 0 bölümde 20 kontenjan dahi boş kalmış olsa orayı asla tercih edemez." ifadelerini kullandı.

Gültekin, ek yerleştirmeler için 146.000 kontenjan ayrıldığının altını çizdi.

Eğitimci Sadık Gültekin'in Ankara Masası Genel Yayın Yönetmeni Gökhan Gökyıldırım'la gerçekleştirdiği röportajın tamamı;

Öğrenciler bugün büyük bir merakla sabahtan beri sizi izliyorlar. Soracakları sorular çok bayağı bir sorular aldım. Ben aslında YKS ile ilgili çok soru aldığımı düşünüyordum ama DGS’ciler de var bayağı DGS soruları da geldi. Dilerseniz YKS ek kontenjanları bugün itibariyle başladı ve okuduğum kadarıyla kazanıp da kaydı olmayanlar dahi 100.000 civarı kontenjan var galiba nasıl bir tercih olacak?

Evet, geçtiğimiz yıl 128.000 kontenjan vardı. Bunun 53.000 ‘i lisanslı yani 4 -5- 6 yıllık programlardı. 75.000’de 2 yıllık dediğimiz önlisans programları. Yani toplamda 128.000 kontenjan vardı. Bu yıl bunun biraz üstünde. Yani esasen paralel. Geçtiğimiz yıllara nazaran. 53.000 lisans kontenjanı bu yıl 56.000’ne yükseldi.  3 binlik artış var. Çok fazla bir artış değil esasında. Ön lisansta 2 yıllık programlarda 15.000’lik artış var kontenjanda. Yani kayıt olmayan öğrenciler biraz daha fazlaymış 2 yıllık programlarda. Geçen yıl 75.000 olan kontenjanın bu yıl 90.000 olduğunu görüyoruz. Yani lisans ve önlisans bu yıl toplam 146.000 kontenjan ayrılmış ek yerleştirmede. Bu öğrencilerimiz için gençlerimiz için son üniversiteli olma fırsatı. Geçen yıl 128.000 kontenjana yaklaşık olarak 48.000 öğrenci kayıt oldu. Bu yıl  146.000 kontenjana kaç kayıt olur diye sorarsanız tabii ki önceden bunu kestirebilmek çok mümkün değil. Ama yine de 55.000 – 60.000 dolayında kayıt olacağını tahmin ediyorum.

Kontenjanları yeterli görüyor musunuz?

Kontenjanlar yeterli. Yani Zaten normalde ilk yerleştirmede 57.000 dolayında bir boşluk kalmıştı ki bu ÖSYM tarihinde belki de en az boş kalan kontenjanlardı. Geçtiğimiz yıl bu 71.000’di. Bu yıl 57.000’e düştü. Dolayısıyla şeyler makul gidiyor. Boşluklar son derece makul gidiyor. Aynı şeyi ek yerleştirmede de görüyoruz. Bence kontenjan son derece yerinde makul. Bunun 60.000’nin de dolacağını tahmin ediyorum. Gayet planlı bir şekilde gidiyor. Başvurular bugün başladı. Yani kılavuz ÖSYM'nin sitesinde açıklandı. Oradan kontenjanları boş kalan kontenjanları adaylarımız görebilirler. 23 Eylül'e kadar devam edecek ek yerleştirme Süreci. Ücretin yatırılması da 20 TL, böyle bir ücreti var ek yerleştirmenin. Bunun da 24 Eylül akşamı saat 23.59'a kadar süresi var. Üniversitelere kayıtlarda 5- 7 Ekim tarihleri arasında yapılacak. 24 tercih yapma hakları var adayların. Bir hayli fazla bir tercih esasında. İstediği kadarını 2 yıllık, istediği kadarını aday kendisine kalmış bu konuda lisans tercihlerine ayırabilir. Yani normal yerleştirmenin daha küçük çapta kontenjanı daha az şeyi bu ek yerleştirme de yapılacak. Şuna dikkat etsin adaylar. Normal yerleştirmede biz sıralamaya göre tercih yapıyoruz. Yani sıralamayı baz olarak alıyorduk. Fakat ek yerleştirmede taban puanları baz olarak alacaklar. Çünkü kılavuzu açtıkları zaman görecekler. Gerek 4 yıllıklarda, gerekse diğerlerin de taban puanlar var. Adayın tercih yapabilmesi için ek yerleştirmede ilan edilen taban puana sahip olacak veya o puanın üzerinde bir puana sahip olacak. Şimdi aday kesinlikle şunu yapamaz. Yani ilan edilen puanın 0,001 dahi düşüyorsa 0 bölümde 20 kontenjan dahi boş kalmış olsa orayı asla tercih edemez.

Orada şeyi düşünüyor değil mi? Puanın daha da düşeceğini düşünüyor. Yani Tercih olmazsa düşer diye düşünüyor. Böyle bir hataya kapılıyor galiba?

Kesinlikle böyle bir olay söz konusu değil. Yani ek yerleştirmede taban puanın ilan edilen puanın düşmesi diye bir olay söz konusu değil. Şayet adayın puanı yetmiyorsa yazsa dahi o kontenjan dolmasa bile o aday oraya yerleştirilemez. Çünkü o taban puana ve o puanın üzerinde bir puana sahip olmadığı için aday orayı yazsa dahi boşu boşuna tercih yapmış olur. Hiçbir şansı yoktur. Ancak Özel yetenek sınavıyla öğrenci alan programları kazanan adaylar ek yerleştirme de tercih yapabilir. Bunlar için herhangi bir kısıtlama söz konusu değil. Ancak normal yerleştirmede yani temmuzda ağustos ayında yaptığımız yerleştirmede 2 yıllık veya 4 yıllık hiç farketmez herhangi bir programı kazanan aday ek yerleştirmeye kesinlikle başvuramaz. Buna dikkat etmek gerekiyor. Şimdi genel olarak kontenjanlara baktığımızda şöyle bir tablo karşımıza çıkıyor: Vakıf üniversitelerinde daha önce çok tercih edilen, daha önce çok olan bazı bölümlerin boş kaldığını görüyoruz. Mesela bunların başında hukuk geliyor yani bence hukuk hakikaten adayların girmek için can attığı ve taban puanlara da yansıyan, kontenjanların dolduğu fakültelerin bölümlerin başında geliyordu hukuk.

Diş hekimliği fakültesi, Eczacılık, Mühendislikler özellikle bazı illerimizde mühendislik fakültelerinin çok ciddi boş kaldığını görüyoruz.

Mesela devlette mühendislik ağırlıkla boşlukların kaldığını görüyoruz. Vakıflarda da hukuk fakültelerinin, mimarlık bölümlerinin, psikoloji bölümlerinin boş kaldığını görüyoruz. Demek ki bu bölümler biraz fazla açıldığı için evet psikoloji çok fazla, Hukuk fakültesi haddinden fazla açık. Mimarlık deseniz hakeza o şekilde. Dolayısıyla hani bunlar da boşlukta kalmaya başladı. Adaylar o ilan edilen puanlara sahip veya üstündelerse o bölümleri tercih edebilirler. Burada önemli bir ayrıntı daha var. Müsaade ederseniz onuda dile getirmek istiyorum. Şimdi mesela bazı bölümlerin taban puanları var. Diyelim ki 50 kişi o bölüme alınıyormuş. 50 kişi normalde o bölüme yerleştirildi. Fakat bir kişi sonradan belki özel bir nedenden dolayı belki bir sağlık nedeninden dolayı o bölüme kayıt yaptırmamış. Diyelim ki bir kontenjan boş kalmış. Oranın bir puanı çıkmış olur esasında. Çünkü normalde 50 kişiyi o bölüme doldurmuştu. Fakat bazı bölümlerde diyelim ki kontenjan 50 kişidir. 40 kişi orayı tercih etmiştir. Kontenjanı dolmadığı için herhangi bir puan gözükmez. Şimdi adaylar şöyle düşünmesinler.  Tabii ki yazabilirler ama şunu da düşünsünler. A buranın puanı çıkmadığına göre bende bu bölümü yazsam rahatlıkla girebilirim. Giremeyebilir de. Neden giremeyebilir çünkü orayı 50 kişilik kontenjana esasında 40 kişi tercih etti. Görünmeyen 40’ıncı öğrencinin esasında bir puanı var.  Sen orayı tercih yaptığın zaman şöyle düşünme burası boş kalmış bende burayı yazarsam kesin bende kazanırım. Kazanamayabilirsin çünkü orayı esasında 40 öğrenci yerleştirilmiş dolmadığı için puan gözükmüyor. Ama normalde 40. öğrencinin bir puanı var. Eğer senin puan o 40. öğrencinin puanından düşükse sen o bölüme giremezsin ve buna da dikkat etmek gerekiyor. Bu da olayın ince bir ayrıntısı.

İşte bunlara dikkat etmek gerekiyor. Yoksa yanlış yapabiliriz Evet önemli.

Zaten boşu boşuna bir beklenti de olabilir adaylar yani buranın taban puanı yoktu ben yazdım niye kazanamadım? Kazanamamanın nedeni budur işte.

Geçen haftalarda DGS sonuçları açıklanmıştı biliyorsunuz. DGS’den bize bayağı bir soru geldi DGS’ye sınava giren arkadaşlarımızdan. Şunu soruyorlar özellikle. Teknoloji fakülteleri ile mühendislik fakülteleri arasındaki farkı bilmediklerini söylüyorlar.

İlk baştan bir takım farklar vardı esasında. Yani kavram olarak da fark vardı içerik olarakta fark vardı. Fakat daha sonra bu büyük bir sıkıntıya neden oldu. Büyük bir karmaşaya neden oldu esasında. Şu anda herhangi bir farkı yok.  Hani şuna benzetebiliriz olay  birebir değil ama en azından konuyu açıklama baabında hani bazı bölümler fakültelere bağlıdır. Bazı bölümler Yüksek okula bağlıdır. Mesela aday genellikle şu ikilemi şey yapar acaba fakülte daha mı iyidir acaba fakülteyi mi yazsam. İşveren mezun olduktan sonra yüksekokul mezunlarına nasıl bakıyor. İkisi arasında bir fark yoktur. Sadece kuruluş kanununda böyle bir karar alınmıştır. Şimdi şeye geldiğimizde de Teknoloji Fakülteleri'ne geldiğimizde de aynı tabloyla karşılaşıyoruz. Yani öğrenci şöyle bir ikilemde olmasın. Acaba oradan mezun olduğum zaman yani mühendislik fakültesinden mezun olan adaylarla aynı haklara sahip miyim. Evet sahipsin. İşveren nasıl karşılar. Herhangi bir dezavantaj olarak karşına çıkmaz. Farklı bir yorumlama ile sana yaklaşılmaz. Baştan böyle bir sıkıntı vardı. Baştan net anlaşılamadı baştan bir takım farklılıklar evet vardı. Fakat ilerleyen süreç arasında herhangi bir fark yok. Dolayısıyla adaylarımız eğer hani düşünüyorlarsa veyahutta şartlar onları ona gerektiriyorsa tercih etmelerinde herhangi bir sıkıntı görmüyorum.

Son iki soru sormak istiyorum. Bu seneki puanlarımız düşük diyor DGS adayları. Sebebini soruyorlar. Taban puan düşer mi diyorlar? Çünkü taban puan daha açıklanmamış.

Evet, şöyle ki yani bu Türkiye soru çözüm ortalamasıyla alakalı. Eğer sınavda adayların başarıları testlerde sözel ve sayısalda testlerde Türkçe de, matematikte yüksekse kat sayıları düşük olur. Katsayılar düşük olduğu zamanda ortaya çıkan puan düşük olur. Ama sizinki düşükse benimki de düşük olur.  Bir başkasının da düşük olur. Dolayısıyla biz düşük dediğimiz zaman neyle kıyaslıyoruz bunu, bir önceki senenin sonuçlarıyla kıyaslıyoruz.

Ama bir önceki sene artık oldu bitti. Biz düşük olanlar arasında hani kimin ki biraz daha yüksekse veyahutta kimin tercih ettiği kontenjanlar biraz daha fazlaysa o avantajlı olacak. Yani düşük dediğimiz veya yüksek dediğimiz bir önceki yılla yaptığımız kıyaslamadır.

Ama bir önceki yıl olmuş ve bitmiştir. Önemli olan bizim kendi grubumuz içerisinde düşük olanlar için de daha yüksek puana veya nete sahip olmak veyahutta tercih edeceğimiz kontenjanların diğer adaylardan bölümler bazında biraz daha fazla olmasın.

DGS adayları diyor ki, biz diyor sıralamaya mı dikkat edelim. Yoksa puana mı dikkat edelim diyorlar Tercihlerinde.

Şu var esasında yani sıralamayla puan aynı şeyin farklı ifade tarzlarıdır. Bir bölümün mesela puanın yüksekse sıralaması düşüktür esasında. Yani daha yukarıda demektir. Bir bölümün puanı düşükse onun sıralaması yüksek demektir. Yani esasında aynı şeyin farklı ifade tarzlarıdır. Dolayısıyla burada neye bakalım. Yani genellikle biz puanlar yıllara göre görecelidir değişebilir. Mesela bu yıl siz 10 netle X puanı alabilirsiniz. Seneye X puanı alabilmek için 15 net gerekebilir. Dolayısıyla puan değişir fakat sıralama daha az değişir. Sıralama daha az değişkendir. Dolayısıyla biz tercihleri yaparken hep bir önceki yılın verilerini kullanırız. Bir önceki yılın verilerini kullanırken de az önceki soruda siz esasında kısmen onu dile getirdiniz. Dediniz ki geçen yıla nazaran hani puanlar düştü. Bakın puanlar düşebiliyor belki aynı nete rağmen puanlar düşebiliyor, ama sıralama fazla değişmiyor. Dolayısıyla benim adaylara tavsiyem tercihleri yaparken sıralamayı dikkate almakta bence daha yarar var.

YKS’de öğrenciler sizin anlattıklarınızdan benim anladığım bu sene geçen seneye göre biraz daha avantajlı gibiler. Yani çünkü  55 bin 60 bin ayarında bir rakamdan bahsettiniz Geçen sene 48.000 yerleşme olduğuna göre 12.000 civarı bir artış söz konusu. Öğrencilere son sözünüz…

Tabii bu az bir artış değil. Yalnız şuna dikkat etmek gerekiyor burası çok önemli. Evet, geçen yıla nazaran kontenjanlar biraz daha arttı gibi gözüküyor ama adayın şunu çok iyi düşünmesi lazım. İlla kazanmış olmak mı gerekiyor. Yani o belgede bir yeri kazandın mı olması gerekiyor yoksa çok istediğin yeri kazanmak mı önemli?  Gerekirse insan hayatında tabii ki 1 yıl önemlidir. Ama Önemli olan bence sevdiğin istediğin geri kazanmaktır. Sadece bir anlık mutluluk değil. Çünkü 4-5 yıl onu okuyacaksın aynı mutluluğun devam etmesi lazım ondan sonrada mezun olduktan sonra 40 yıl en az 40 yıl o işi yapacaksın. Dolayısıyla bunu kısa vadeli olarak bakmamak gerekiyor. İlla kazanmış olmak içinde kontenjanlar arttı diye ek yerleştirme fırsatı var diye illa da tercih yapmak gerekmiyor. Burada çok aklıselim davranmak gerekiyor. Ben neyi istiyorum, nereyi kazanırsam mutlu olacağım? Gerekirse bir es verip seneye tekrar denemekte de yarar var.  Yani burada tercih yaparken son derece bilinçte olmak, fevri davranmamak, iyi düşünmek, ona göre karar vermek gerek.

http://www.ankaramasasi.com/haber/172162/universiteye-yerlesmek-isteyen-ogrenciler-dikkat
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.