Avustralya Stratejik Siyaset Enstitüsü (ASPI), "Sincan Veri Projesi" kapsamında yayımladığı raporda, görgü tanıklarının ifadeleri, medyada yer alan haberler, gazetecilerin ve araştırmacıların bulguları ile yerel yönetimin resmi inşaat tedarik ilanlarından yola çıkarak uydu fotoğrafları üzerinden inceleme ve tespitler yaptı.
Rapora göre, enstitü, bölgede yeniden eğitim kampı ve gözaltı merkezi olduğundan şüphelenilen 380'den fazla bina ve tesisin yerini belirledi.
2018 sonunda 100 civarındaki olan bu türden merkezlerin sayısı ve büyüklüğünün belirgin şekilde arttığına dikkat çekilen raporda, uydu fotoğraflarına dayanarak, Temmuz 2019-Temmuz 2020 döneminde bölgedeki 61 merkezde yeni inşaat ve genişletme çalışmalarının yürütüldüğü, 14 merkezde ise halen inşaat çalışmalarının sürdüğü belirtildi.
Yüksek güvenlikli "gözaltı merkezi ve hapishaneler" iddiası
Yeni inşa edilen merkezlerin yüzde 50'sinin yüksek güvenlikli olduğu kaydedilen raporda, bunun düşük güvenlikli "yeniden eğitim merkezlerinden" yüksek güvenlikli "gözaltı merkezi ve hapishanelere" doğru bir politika değişikliğine işaret edebileceği değerlendirmesi yapıldı.
Öte yandan raporda söz konusu dönemde en az 70 merkezde, iç kısımlarda bulunan çitli bölümlerin ve yüksek dış duvarların kaldırılarak güvenlik önlemlerinin azaltıldığı, 8 merkezin ise tasfiye edilmekte olduğuna dair işaretler görüldüğü bilgisi paylaşıldı.
Çinlilerin açıklamasıyla bulgular çelişkili
ASPI araştırmacıları, söz konusu bulguların Çinli yetkililerin "mesleki eğitim merkezleri" olarak tanımladıkları merkezlerdeki tüm kursiyerlerin 2019 sonunda mezun olduğuna dair açıklamalarıyla çeliştiği değerlendirmesinde bulundu.
Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki tartışmalı kamplar
Çin'de son yıllardaki Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor. Pekin'in "mesleki eğitim merkezleri" olarak adlandırdığı ancak uluslararası kamuoyunun "yeniden eğitim kampları" şeklinde tanımladığı yerlerde Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre en az bir milyon kişinin tutulduğu tahmin ediliyor.
Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor. Çin'in, bölgede yaşayan Müslüman Uygurlara, Çince dil eğitimi ile mesleki ve kültürel kurslar verdiğini öne sürdüğü kampların durumu hakkında net verileri paylaşmaması, uluslararası kamuoyunda derin kaygılara yol açıyor.
Çin, BM'nin bölgede serbestçe inceleme yapmasına izin vermiyor
BM İnsan Hakları Konseyine üye 22 ülke, Temmuz 2019'da, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik muamelesini eleştiren ve kitlesel gözaltıların durdurulması çağrısında bulunan mektubu imzalamıştı.
Çin şimdiye kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi. Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma taleplerini ise geri çevirdi.