Türkiye'nin AB’ye (Avrupa Birliği) katılım sürecinin "mevcut şartlar içinde" yeniden başlatılamayacağının belirtildiği rapor, AP’ta (Avrupa Parlamentosu) kabul edildi.
Bununla da yetinmeyen Avrupa Parlamentosu, raporunda Türkiye'den, İsveç'in NATO üyeliğini en kısa sürede onaylamasını istedi.
Avrupa Parlamentosu'nda 2022 Türkiye Raporu kabul edildi.
AP'nin Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor tarafından hazırlanan rapor, AP Genel Kurulu'nda 18'e karşı 434 oyla kabul edildi ve 152 milletvekili çekimser oy kullandı.
Raporda temel haklar, hukukun üstünlüğü gibi konularda eleştirilere yer verilirken, Türkiye'nin üyelik sürecine yönelik perspektif işbirliği odaklı olarak aktarıldı. Üyelik müzakerelerinin sonlandırılması önergesi ise 460 oyla reddedildi ve rapora dahil edilmedi.
Raporda, 6 Şubat depremlerinden duyulan üzüntü vurgulanırken, AB'nin insani ihtiyaçları karşılama ve yeniden yapılanma çabalarına destek vermeye devam etmesi gerektiği belirtildi.
Türkiye'nin Ukrayna'daki savaşı kınaması ve Ukrayna'nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne bağlılığı olumlu bir şekilde değerlendirildi ve AB'nin Rusya'ya yönelik politikalarına tam uyum çağrısında bulunuldu.
Raporda aşağıdaki ifadeler yer aldı:
"Avrupa Parlamentosu, Türkiye'nin Ukrayna ile Rusya arasındaki müzakereleri kolaylaştırma çabalarını memnuniyetle karşılıyor ve Türkiye'nin BM ile birlikte küresel tahıl sıkıntısının giderilmesine yardımcı olmada kritik bir rol oynadığı Karadeniz Tahıl Girişimi'ni canlı tutma konusundaki katkısını takdir ediyor."
“İsveç’in NATO üyeliği en kısa zamanda onaylanmalı”
Ayrıca, raporda Türkiye'den, İsveç'in NATO üyeliğini mümkün olan en kısa sürede onaylaması talep edildi.
Raporda, Türkiye'deki demokrasi, yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğü, etnik ve dini azınlıkların hakları ve LGBTİ hakları konularında çeşitli iddialara yer verilirken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına tam uyum çağrısı yapıldı.
Çevre ve iklim eylemi alanında AB direktifleri ve kanunlarına uyum konusunda ilerleme kaydetmeye davet edilen Türkiye, raporda olumlu bir şekilde değerlendirildi.
Raporda, Türkiye'nin Ermenistan, Mısır, İsrail ve Körfez ülkeleri gibi birçok ülkeyle ilişkilerini normalleştirme adımlarının memnuniyetle karşılandığı ifade edilirken, "(AP), Türkiye'nin Avrupa Siyasi Topluluğu zirvelerine katılmasından memnuniyet duyar." denildi.
Dış Politika
Raporda, Türkiye'nin AB'nin dış politikasıyla birçok açıdan farklılık göstermeye devam ettiği belirtilirken, Türkiye'nin Suriye, Irak ve Libya'da oynadığı rol eleştirilere tabi tutuldu.
Raporda, Türkiye'nin AB için stratejik öneme sahip bölgelerden Batı Balkanlar ile özel ilişkilerinin önemi vurgulanırken, Doğu Akdeniz'de son dönemde gerilimin azalmasına yönelik olumlu ifadeler yer aldı.
Raporda ayrıca, Kıbrıs sorununun tek çözüm yolunun, tek bir uluslararası varlıkla iki toplumlu, iki bölgeli bir federasyon olduğu savunuldu.
Türkiye'nin dünyanın en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapma çabaları takdir edildi ve AB Komisyonu'na Türkiye'ye daha fazla destek çağrısı yapıldı.
AB'ye Katılım Süreci "Mevcut Koşullar İçinde" Yeniden Başlatılamayacak
AP'nin raporunda Türkiye'nin siyasi, ekonomik, enerji ve dış politika açısından stratejik bir ülke olduğu vurgulanarak, AB-Türkiye ilişkilerinin uzun vadeli bir vizyon üzerine kurulması ve işbirliğine dayalı olması gerektiği belirtildi.
Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin "mevcut koşullar içinde" yeniden başlatılamayacağı ifade edilen raporda, gelecekteki ilişkiler için karşılıklı çıkarları yansıtan "paralel ve gerçekçi" bir çerçeve bulunması gerektiği önerildi.
Türk Erasmus öğrencilerine vize işlemlerini hızlandırın çağrısı
Raporda ayrıca, üye ülkelere Türk Erasmus öğrencilerinin vize işlemlerini hızlandırma çağrısı yapıldı.
AP'nin raporları, tavsiye niteliği taşır ve bağlayıcılığı bulunmaz.
Türkiye'den tepki geldi
Dışişleri Bakanlığından, Avrupa Parlamentosu’nda kabul edilen Türkiye raporuna ilişkin yapılan açıklamada "Türkiye karşıtı çevrelerin dezenformasyonuna dayalı haksız itham ve önyargılarla dolu bu rapor, AP’nin gerek ülkemizle ilişkiler gerek AB’nin geleceğine ilişkin her zamanki sığ ve vizyonsuz yaklaşımının bir yansımasıdır." denildi.
