Soğuk Savaş kavramını ilk kez kullanan kişi, ABD'li gazeteci Walter Lippmann'dır. Lippmann, 1947 yılında yayınlanan "The Cold War" adlı makalesinde, ABD ve Sovyetler Birliği arasında yaşanan siyasi ve askeri gerilim için bu kavramı kullanmıştır.
Lippmann, makalesinde, ABD ve Sovyetler Birliği'nin, dünyayı kendi ideolojileri doğrultusunda şekillendirmek için birbirleriyle rekabet ettiğini ve bu rekabetin, sıcak bir savaşa dönüşme potansiyeli taşıdığını belirtmiştir.
Lippmann'dan önce, Sovyetler Birliği'nin lideri Joseph Stalin, 1946 yılında, Doğu Avrupa'da sosyalist rejimler kurulması için ABD ve müttefiklerine karşı bir "demir perde" çekildiğini söylemişti. Ancak, Stalin'in bu ifadesi, Soğuk Savaş kavramının tam olarak ortaya çıkmasına yol açmamıştır.
Soğuk Savaş kavramı, Lippmann'ın makalesinden sonra yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu kavram, 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasına kadar, uluslararası ilişkilerde önemli bir rol oynamıştır.
Soğuk Savaş kavramı, ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki doğrudan bir askeri çatışmaya işaret etmemektedir. Ancak, bu iki süper güç arasında, dünyayı kendi ideolojileri doğrultusunda şekillendirmek için bir siyasi ve askeri gerilim yaşanmıştır. Bu gerilim, dünyanın birçok yerinde proxy savaşlara, silahlanma yarışına ve ekonomik yaptırımlara yol açmıştır.