Bella Hadid’in babası: Evimize aldık, bizi içeri sokmadılar!

Filistin asıllı dünyaca ünlü model Bella Hadid’in babası Mohammed Hadid, katıldığı bir televizyon programında Filistin’den nasıl sürgün edildiklerini anlattı.
Mevlüt Peker
|
30 Ekim 2023, Pazartesi - 22:07
Bella Hadid’in babası: Evimize aldık, bizi içeri sokmadılar!

Bir Siyonist propaganda olan “Filistinliler topraklarını sattı” yalanının canlı şahitlerinden olan Mohammed Hadid, katıldığı bir televizyon programında Filistin’den nasıl sürgün edildiklerini anlattı.

Ünlü model Bella Hadid’in babası Baba Hadid, şunları söyledi:

"Safed; babamın, dedemin ve büyük dedelerimin yüzyıllardır yaşadığı bir şehir. Bir gün, Polonya ve Almanya'dan ayrılan Yahudi mültecileri taşıyan bir gemi geliyor. Önce Amerika'ya sonra Küba'ya gidiyorlar sonra da Hayfa'ya geliyorlar. Ve komik olan şu ki; Hayfa limanını dedem inşa etmişti. Mültecileri taşıyan gemilerde ‘Almanya'daki evimizi ve umudumuzu kaybettik. Umutlarımızı yıkmayın.’ Pankartları asılı. Dedemler ve diğer herkes ikişer aile alıyor. Babamın evine de getiriyorlar. İki buçuk yıl bizimle yaşıyorlar. Annem bana hamileyken Nasıra'ya ailesinin evine gidiyor. Doğum yaptıktan sonra, ben 9 günlük bir bebekken evimize Safed'e dönüyor. Ve kapıda kalıyoruz. Evimize dönüyoruz ve girmemize izin vermiyorlar. Annem yalvararak beni sarmak için bir örtü istediğinde ona bile izin vermiyorlar. Bu yüzden Suriye'deki bir mülteci kampına gidiyor."

Filistinliler topraklarını sattı mı?

Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu:

"Yahudiler, Filistin’de Osmanlı yönetiminin bütün yasaklamalarına rağmen, 19. yüzyılın sonlarında hileli yollarla bir miktar toprak satın aldılar. Ancak 1900’de Yahudilerin elindeki 218 bin 170 dönümlük toprak, Filistin’in bütün yüzölçümünün sadece yüzde 0.73’üydü" ifadelerini kullandı. A Haber canlı yayınına katılan Afyoncu, "1945'e gelindiğinde bile Yahudilerin elindeki toprak miktarı yüzde 5,5 civarındadır."

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zekeriya Kurşun:

"İngiltere 1917'de Balfour Deklarasyonu ile başkasına ait toprakları kağıt üzerinde gayri ahlaki şekilde Yahudilere vererek bugünkü çekişmenin başlamasına sebep oldu. Siyonist amaçlarla Yahudilere bölgede bir devlet verilmek istendi. Yahudiler bölgeye gelirken burada insan yok muydu? İşte asıl mesele bu. Oysa bu coğrafyada yaşayan, asırlardan beri kendi yurdu olarak benimseyen insanlar vardı. Siyonist felsefe gereği bu coğrafyaya insansız toprak muamelesi yapılmıştır.

Bu anlayış hala devam etmektedir. 1. Dünya Savaşı'ndan sonra bölgenin İngiliz mandasına girmesiyle daha fazla Yahudi Filistin topraklarına yerleştirildi. İsrail Devleti'nin ilan edilmesinden sonra bölgede denge Yahudiler lehine değişti. Filistin halkının toprakları elinden alındı ve mülksüzleştirildi, bugünkü çatışma durumuna gelindi.

‘Filistinliler topraklarını sattı’ iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır. Bu, iddia vicdana sığmayan yanlış bir iddiadır ve doğru değildir. Bölgede her ne kadar bir miktar toprak el değiştirmişse de bu 'Filistinliler topraklarını sattı' anlamına gelmez. Bölge, 1917'ye kadar Osmanlı yönetimindeydi. Osmanlı döneminde Filistinli diye bir tabir yoktur. Osmanlı tebaası vardı. Alım-satım Osmanlı vatandaşları arasında yapılmaktaydı. Osmanlı, Yahudilere Batı'da uygulanan soykırım nedeniyle Filistin hariç topraklarını açmıştır. Filistin'de Yahudilerin toprak almasını ve toplu bir şekilde bir yere yerleşmesini engellemiştir. Hatta yasaklamış ve buna dair kanunlar çıkarmıştır. Filistinliler topraklarını satmadığı gibi Yahudiler topraklarına işgalci olarak girmeye başladığında fetvalar çıkartılmış ve 'Yahudi'ye arazi satmanın haram olduğu' konusunda yaygın bir kanaat oluşturulmuştur. 'Filistinliler topraklarını sattı' iddiası bir siyonist propagandasıdır ve vicdansızlıktır. Ne tarihi gerçekler ne vicdan ne de rakamlar bu iddiayı kabul etmemektedir. Bu iddiaları tekrar etmek siyonizme ve İsrail'in bölgeyi insansızlaştırma politikasına yardımcı olmaktır.

Siyonizm anlayışına göre işgal edilen Filistin topraklarındaki insanlar, insan bile kabul edilmemektedir. Bu topraklar insansız olarak görülmüştür. İsrail Devleti'nin kurulduğu topraklar üzerinde yüzbinlerce Filistinli yaşıyordu ve bunlar kendi topraklarından uzaklaştırıldı. Mülteci kamplarına ve Filistin'e komşu ülkelere sürüldü. Bugün Filistin'de sadece 5 milyon Filistinli bulunuyor."

Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği (ORDAF) Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Emin Dağ:

“Bugün dünyanın farklı bölgelerine dağılmış vaziyette yaşayan 5 milyonu aşkın Filistinli mülteci topraklarını ne satarak ne de gönüllü terk etti. Şehir efsanesi haline gelen 'toprak satma' iddiası, İsrail işgal yönetiminin Filistin konusunda ürettiği en büyük iftiralardan biridir. Filistinliler yerinden, yurdundan sürülüp zorla çıkarılmıştır. Bundan dolayı bu insanlar için 194 Sayılı karar gibi Birleşmiş Milletlerin (BM) değişik kararlarında 'geri dönüş hakkı' diye bir kavram bulunmaktadır. Toprağını gönüllü olarak satanlar için böyle bir uluslararası hukuk kararı olabilir mi? Tabii ki olamaz.

Osmanlı sonrası 1920'den 1948'e kadar süren 28 yıllık İngiliz işgali yıllarında topraklar el değiştirdi. 1948'den sonra doğrudan İsrail işgali başladığı için zaten toprak satışı diye bir durum söz konusu değild.

Bizzat İngilizlerin satışını yaptığı Filistin kamu arazisi oranı yüzde 4'ün biraz üzerindeydi. Filistinlilerin gönüllü sattığı söylenebilecek şahıs arazilerinin oranı ise binde 9'dan daha küçüktü.

İngiliz destekli Yahudi çetelerinin tehdidiyle küçük Filistinli gruplar bir miktar satış yaptı. Toprak satışı bizzat Filistinli liderlerin emriyle yasaklandığı ve cezası idam olduğu için bu aileler Filistin'de barınamayarak ülkeyi terk ettiler. Dolayısıyla Filistin topraklarının tamamına yakını ya bizzat işgal edilerek ya da İngiliz işgal yönetimi döneminde Yahudi yerleşimcilere peşkeş çekilerek el değiştirmiştir.

İngilizlerin tüm kolaylaştırıcı çabalarına ve tehditlerine rağmen Filistinliler topraklarını satmamıştır. Sadece işgal ve kamulaştırmalar sonucunda 1945'te dahi Filistin'de Yahudilerin sahip olduğu toprak miktarı sadece yüzde 5,6'yı ancak bulmuştu. Fakat 1948'de İsrail işgal rejiminin kurulmasının ardından siyonistlerin elindeki toprak miktarı birden yüzde 78'e yükseldi. 1967 savaşından sonra Batı Şeria ve Gazze'nin de işgal edilmesiyle İsrail 2 milyon dönüm yeni Filistin arazisini daha Yahudi yerleşimine açtı. Bu süreçlerin tümü silah zoruyla ve katliamlarla gerçekleşmiştir. Gönüllü toprak satışı diye bir şey söz konusu olmamıştır.”

http://www.ankaramasasi.com/haber/2107602/bella-hadidin-babasi-evimize-aldik-bizi-iceri-sokmadilar
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.