İslam Memiş'ten gelecekle ilgili tavsiye

Finans Analisti İslam Memiş, kuraklığın kapıda olduğunu belirterek, gelecekte sorun yaşamak istemeyenlere toprak alarak tarım yapmayı öğrenmelerini tavsiye etti.
Ankara Masası
|
05 Nisan 2021, Pazartesi - 23:01
İslam Memiş'ten gelecekle ilgili tavsiye

Finans Analisti İslam Memiş, Ankara Masası özel yayında ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi.

Dolar kuru ve dünya ekonomisi hakkında konuşan Memiş, vatandaşlara gelecekle ilgili bazı tavsiyelerde bulundu.

Memiş, kuraklığın kapıda olduğunu belirtirken, “Dünyanın her yerinde ciddi bir kuraklık var. Bütün ülkeler şu anda gıda stokluyor. İnsanlar şu anda gıda ihtiyacını hissetmedi. Çarşıda pazarda hissediyor, ancak bunu ciddi bir hissetmedi. İnsanlar betona yatırım yaparken aslında hammadde olan toprağa yatırımını aslında ihmal ediyorlar. Ben bütün insanlara şunu tavsiye ederim. En azında kendi ihtiyacınızı göreceğiniz kadar mutlaka bir toprak satın alın. Mutlaka ekilebilir bir tarım araziniz olsun” diye konuştu.

Yabancıların Türkiye gelip toprak kiralayacaklarını ve topraklarımızın elimizden gideceği uyarısında bulunan Memiş “Bakın bugün covid 19 alakalı insanlar test edildi, ölüyor, hastalanıyor. Ancak ikinci süreçte de bu gıda ile alakalı ciddi bir patlama yaşanacak. Ben bunu iki yıldır söylüyorum. Artı tohumlarda tohumlarda öyle bir madde kullanacaklar ki insanların kimyasını bozacaklar ve dolayısıyla insanlar tarımın, çiftçiliğin ne demek olduğunu bilsin. Ben bunu söylerken bana gülüyorlar. Ama şuna emin olun, yurt dışındaki birçok yatırımcı Türkiye'ye gelerek toprak kiralayacaklar. Sizin dönüp bakmadığınız, beğenmediğiniz, ihmal ettiğiniz o toprakları elin oğlu gelecek ekecek, dikecek kendi ülkesine çok sağlıklı sebzeler, meyveler ihraç edecek. Ve işin en acı tarafı şu; bizim topraklarda ekilen, dikilen sebze ve meyveleri o kadar pahalıya satın alacağız ki nereden geldiğimizi şaşıracağız ama iş işten geçmiş olacak. Bence herkes toprağına sahip çıkmalı, benim dövizim var, altınım var, şu kadar param birikti, ne yapmalıyım? Toprak almalısın, toprağa yatırım yapmalısın.” Dedi.

“Ancak iş işten geçmiş olacak”

Memiş insanların topraklarını terk etmemelerini mutlaka tarımı öğrenmelerini tavsiye ederken “Ama biz canım toprakları bıraktık, büyük şehirlere göç ettik. Ondan sonrası orman vasfını almış devlet gidiyor buraya el koyuyor. Çünkü orman vasfı almış ve Hazine'ye devrediliyor. Bu hazineye devredilen topraklar, orman vasfı almış toprakların devlet yarın bugün bu insanlara kiraladığı zaman siz aynı bir el gibi, kendi topraklarınızda bir yabancı gibi, o size ait olan, gerçekten size ait olan, size miras kalan bu topraklara giremeyeceksiniz. Orası  özel bir mülk olacak. Sadece uzaktan bakacaksınız. İşin en yaralayıcı tarafı bu. O yüzden ben sevgili vatandaşlarımıza tarım emtialarını mutlaka öğrenmelerini tavsiye ediyorum. Tarım arazileri almalarını tavsiye ediyorum. Çiftçiliğin ne demek olduğunu öğrenmelerini tavsiye ediyorum. Kendileri biliyorsa evlatlarına öğretmenlerini mutlaka tavsiye ediyorum. Gelecek kuraklıktır, gelecek kıtlık ekonomisidir, gelecek çok çok pahalı bir hayattır. Bugün bunu söylerken bunu kulak ardı edenler, yarın bugün kıtlık ekonomisini yaşadığı zaman ne demek istediğimizi daha net bir şekilde anlayacaktır. Ancak iş işten geçmiş olacak”” diye konuştu.

Memiş, ekonomideki beklentilerle ilgili şunları söyledi;

“Dolar kurunun daha düşüşe başlamadığını görüyoruz”

Cuma günü dolar kurunun yurt içi piyasalarda 8 lira seviyesinin altına kadar sarktığını görmüştük 7.98 lira seviyesine kadar. Yurt dışından Amerika tarafından tarım dışı istihdam verisi açıklandı. Beklentiden iyi geldi. İşsizlik konusu da beklenti dahilinde geldi.

Amerika'da açıklanan verilerin olumlu gelmesiyle birlikte tekrar dolar bütün küresel piyasalarda değer kazandı. Emtia fiyatları baskı altında kaldı. Amerika'nın tahvil faizleri işte yüzde 1.70’in üzerine çıkarken, dolar endeksi tekrar bandın üzerine çıktı. Bu yüzden dolar uluslararası piyasalarda değer artışlarını sürdürdü. Diğer sohbetlerimizde bu yıl için doların uluslararası piyasalarda değer kazanacağını sık sık ifade ettik.

Özellikle yurt dışı piyasalarda dövizle ticaret yapan dövize, ihtiyacı olan vatandaşların da 8 lira seviyesinin altında sarkan yani 7.70 lira seviyesine kadar sarkan dolar kurunun da yatırımcısına bir alım fırsatı sunduğunu da defalarca uyardık. Aynı öngörülerimiz ve uyarılarımız devam ediyor. Tabi bugün yine 8.20 lira seviyesinin üzerinde bir dolar kurunun yukarı yönlü hareketlerini devam ettirdiğini, şu an itibariyle 8.10 lira seviyesine kadar tekrar gerilediğini gözlemliyoruz. Ancak 8 - 8.20 aralığındaki dolar kurunun şu anda düşüşlerine daha başlamadığını da gözlemliyoruz.

“Merkez tek haneli enflasyon hedefledi”

Enflasyon belası tekrar ülke ekonomisi üzerinde kara bulut gibi dolaşmaya devam ediyor ve enflasyon beklentinin üzerinde geldi. Yüzde 1 civarında bir artış bekleniyordu. Yüzde 1.8 enflasyon rakamı açıklandı ve bu da dolayısıyla da bundan sonraki süreçlerde hayatı biraz daha pahalı olacağı, özellikle bundan sonraki süreçlerde bütün kalemlere yeni zamlar olarak karşımıza çıkacağını da anımsatmak isterim.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tek haneli bir enflasyon hedefi yıl sonuna kadar hedefledi.  Bugünkü koşullar da hem kur şoku hem de enflasyon verisinin yüksek gelmesi ile birlikte yüzde 15 civarında yılı tamamlayabiliriz düşüncesi biraz daha ön planda kalmaya devam ediyor. Yani enflasyonun düşmesi biraz zor gibi görülüyor. Tabii bu ortamda doların da uluslararası piyasalardaki değer artışlarını da göz önünde bulundurduğumuz zaman biraz zahmetli, biraz yorucu, biraz sıcak bir yılı tekrar geride bırakmaya devam edeceğiz.

“Piyasaları jeopolitik riskleri fiyatlayacak”

Her geçen yılı aradığımız bir süreçten geçiyoruz. Emtia fiyatları baskı altında. En azından altının ons fiyatı ve Gümüşün ons fiyatı uluslararası piyasalarda güçlü dolardan olumsuz yönde etkileyen de baskı altında. 1740-1720 dolar aralığında altının ons fiyatı gezinmeye devam ediyor.

Bu hafta yine Rusya ile Ukrayna arasındaki jeopolitik riskleri takip etmeye devam ediyoruz. Rusya büyük bir ihtimalle geri adım atmayacak. Onlar için bir beka onlar için yeni bir strateji çizgisi olacağı için bu taraftaki haber akışlarını yakından takip etmeye devam ediyoruz.

Akşam eve gideceğiz. Gece yarısında bir açıklama gelecek. Şöyle olacak, böyle olacak bütün dünya finans piyasaları jeopolitik riskleri fiyatlayacak. Ortadoğu'da sular ısınıyor. Çin, İran'a karşı ciddi bir sermaye akıtmaya devam ediyor. Rusya, Çin'le birlikte tekrar İran'ı desteklemeye devam ediyor. Avrupa ve Amerika, İran'a karşı tavrını net bir şekilde ortaya koymaya devam ediyor. Amerika şöyle diyor: Eğer Çin ve Rusya ile yakınlaşırsanız bizim müttefikimiz olmaktan çıkarsınız, bize düşman olursunuz diyor.

Özellikle komşu ülkelerine müttefiklerine bir noktada parmak sallıyor. Burada bizim gibi müttefik ülkelerin de kimi dost seçeceğimize de karar vereceğiz.  Tabi bu kararı verirken de dış politika tarafında yaşanan görüş ayrılıkları da finans piyasalarına ciddi bir anlamda yansıyacağını da söyleyebiliriz.

“Kurumlar vergisi geri çekilir”

Torba kanuna eklenen kurumlar vergisi oranının yüzde 25’e çıkarmak istediğiniz de bunun işsizliği ciddi bir oranda artıracağını da bilmeniz gerekiyor. Yani sağ cebinden bunu alacak ama sol cebinden de bunu verecek. Bunu zaten biliyorlar. Uygulama safhasının ben geri çekileceğini düşünüyorum. Tahmin ediyorum çünkü mantıklı bir karar değil. Burada zaten şirketler zor ayakta duruyor. Küçük esnaflar zaten bitti. Onları hesaba zaten koymuyoruz.  Bu işten çıkarmalar yavaş yavaş başlar ise hükümet mecburen bu işsizlere işsizlik maaşı vermek zorunda kalacak, onlara bakmak zorunda kalacak ve dolayısıyla da bu işten zararlı çıkacak olan sermaye piyasaları olacak. Hükümet olacak kasa olacak yani. Dolayısıyla ben bunun iptal olacağını düşünüyorum. Ciddi bir tepki var ama bundan kaçış var mı? Yani bu zamlardan bu ek vergilerden kaçış var mı? Bu saatten sonra bana göre yok. Neden? Çünkü siyasi tarafta yaşanan siyasi kısır tartışmalardan kurtulup bence finans yönetimine böyle vatandaşların kamuoyunun gözüne baka baka net bir şekilde bunları uygulamamız lazım.

“Dalga mı geçiyorsun benimle derler”

Artık son noktaya geldik cümlesini daha duyamadık. Görev değişiklikleri var. Tabii ki hükümet daha iyi biliyordur neyi niye yaptığını ama burada sorun iletişim kanallarının maalesef halen tıkalı olması. Bugün sokağa çıktığınız zaman vatandaşlara şöyle bir soru sorabilirsiniz. Doların 15 lira olmasını bekliyor musunuz? Gönül rahatlığıyla herkese evet diyebilir. Yakında doların 5 liraya düşmesini bekliyor musunuz diye bir soru sorduğunuz zaman size ilk önce garip garip bakarlar, belki dayak bile atarlar. Dalga mı geçiyorsun benimle derler. Vatandaşa deseniz ki işte enflasyon rakamları bu kadar yüksek ama gıda fiyatlarında bu kadar düşük bir rakam gelecekmiş düşecekmiş fiyatlar falan insanlar garipser böyle bir şeyi asla kabul etmez.

Buradan ne sonuç çıkıyor, güven. Güveni verdiğiniz zaman insanlar önünü net bir şekilde görebilir, yatırımlar yapabilir, şirketler açabilir, bütün harcamalarını biraz daha normalleştirebilir.

“Ağır bedeller ödedik ve ödemeye de devam ediyoruz”

Dünya bu koronavirüs salgınından dolayı ciddi anlamda bir kabus gibi bir ekonomik kriz geçiriyor. Bunu ben söylemiyorum bunu dünyanın bütün en güçlü ekonomileri yöneten Amerika’sı, Avrupası, Asya'sı bütün merkez bankası başkanları söylüyor. Tarihin en büyük ekonomik krizini yaşıyoruz diyor ve insanlar sudan çıkmış balık gibi nerden geldiğini şaşırdı. Her şey değişti. Finans sistemi değişti, sosyal mesafelerle alakalı dünyadaki her şey değişti, uçuşlar yasaklandı. Turizm denen bir şey kalmadı. Eğitim denen bir şey kalmadı. Hiçbir şey kalmadı.

Devlet ve millet el ele vererek ancak zamanında yapılan yanlış hatalardan dolayı bu sürece yani bu koronavirüs salgın sürecine denk geldiği için, biz bu koronavirüs salgın sürecinde hem finans piyasalarında, hem alınan kararlarda, hem eleştiriler de çok ağır bedeller ödedik ve ödemeye de devam ediyoruz. Özellikle kurum ve kuruluşlardaki görev değişiklikleri olsun, zamanda yapılan hatalar olsun vesaire... Bunlar şu anda halkın zaten psikolojik anlamda işsiz kaldığı, esnafların iflas ettiği, esnafların şu anda kepenk kapattığı ve o küçük esnafların yanında çalışan bütün insanların da işsiz kaldığı bir dönemde bazı kararların ben yanlış olduğunu şahsen düşünüyorum.

“Lokantaların kapatılmasına anlam veremedim”

Ramazan ayında lokantaların kapanması, restoranların kapanmasına da bir şahsen ben anlam veremedim. Ben işte Bilim Kurulu olsun, Sayın Cumhurbaşkanı olsun, işte Sayın Sağlık Bakanı olsun vesaire bu konunun muhataplarını kesinlikle yanlış bir karar verdiğini ve en azından yanlış bilgilerle bu kararları verdiklerini düşünüyorum. Dolayısıyla siz bugün Ankara'dan kalkıp uçağa bindiniz İstanbul'a geldiğiniz zaman yanınızda güç tane insan oturuyor ve yolculuk mesafesine baktığınız zaman bir buçuk saatlik bir yolculuktan bahsediyoruz. İnmesi, kalkması falan  1 buçuk saati buluyor.

Dolayısıyla Türkiye'nin her yerine uçuşlar var. 3 kişi yan yana birçok seyahatleri yapıyor. Herkesin maskesi takılı ama bu restoranlarda zaten bir sosyal mesafe var. Bu ortada bir masa var bir mesafe var sonuçta. Ve güvenilir bir şekilde kontrol ettikten sonra bence de restoranların, lokantaların kapanmasının en bu virüs salgınına etkisi olacağını şahsen düşünen birisi değilim. Şu anda gündüz vakti restoranlarda, lokantalarda insanlar yiyor, içiyor. Markete gidiyorsunuz, alışveriş yapıyorsunuz, fırından ekmek alıyorsunuz. Sonuçta bir hareket var yani sonuçta insanlar bir yerde buluşuyor ve dolayısıyla neden böyle bir karar alındığını ben şahsen anlayamadım, algılayamadım. Bunun ben yanlış karar olduğunu şahsen düşünüyorum ve biran önce bu yanlış karardan dönülmesini murad ediyorum.

http://www.ankaramasasi.com/haber/693353/islam-memisten-gelecekle-ilgili-tavsiye
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.