Mehmet Ali Kulat, Muharrem İnce’nin siyaset gündemine bomba gibi düşen açıklamalarını Ankara Masası’ndan Gökhan Gökyıldırım’a değerlendirdi.
Kulat, AK Parti’den iki önemli ismin ayrılıp kendi partilerini kurduğunu hatırlattı.
“Ancak o ayrılanlar artık Cumhur İttifakının içinde bulunmayacaklarını deklare etmiş durumdalar. Yani AK Partiden ve Cumhur İttifakı’ndan ayrılmış oluyorlar. Aynı durum Muharrem bey için olsa anlarım” diyen Kulat şunlar söyledi:
“MUSTAFA SARIGÜL HİKAYESİNE BENZİYOR.”
“Ben CHP’den ayrılıyorum demiyor. Bunu dese yanında çok önemli bir kitleyi götüremeyeceğini biliyor; çünkü Türkiye’deki muhalefetin tamamı Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığında düğümleniyor. Bunun yerine CHP içinde devam edip eğer orada bir karşılık bulabilirse gelecekte siyasi bir parti kurma konusunda harekete geçmiş olacak. Biraz Mustafa Sarıgül hikayesine benziyor. O da biliyorsunuz böyle bir hareket başlattı Ama Türkiye’de başlayan hareketler partilileşmediklerinde hareket olarak kalıyorlar”
“PARTİLEŞMEYEN HAREKET SADECE İÇ TURİZME KATKI OLUR”
Mehmet Ali Kulat, partileşmedikleri sürece bu hareketlerin siyasete çok bir etkisini görmediklerinin altını çizdi.
Kulat, “ Harekette bereket vardır, spor olur. Yani, yanlış anlamasınlar ama iç turizme katkının dışında partileşmedikleri sürece bu hareketlerin siyasete çok bir etkisini görmedik. Ama partileştikten sonra hareketlenirlerse o zaman durum değişir.” şeklinde konuştu.
“SÜREÇ İNCE’NİN İHRACI İLE SONUÇLANIR”
Muharrem İnce’nin açıklamalarını “ CHP’ye haddini bildirme çıkışı” olarak niteleyen Kulat, bu sürecin İnce’nin partiden ihracı ile sonuçlanacağına ilişkin öngörüsünü aktardı.
Kulat, İnce’nin, muhtemel bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde 100 bin imzayla aday olabileceğini de ifade etti.
Mehmet Ali Kulat “Mesela bir Acun Ilıcalı kalksa herhalde yarın bulur yani. Kolaydır bunlar, çok zor şeyler değil 100 bin imza meselesi. Ancak mesele 100 bin imza meselesi değil. Aslında daha sonra hangi bloğun adayı olacağınız meselesi önemli.” dedi.
“Birileri Muharrem İnce’yi cesaretlendirmek, yüreklendirmek, haydi aslanım çık yürü demek adına bir kısım anketcikler yayınladılar” diyen Kulat, bunların anket olmadığını vurguladı.
“SEÇİM ÖNCESİNDEKİ PERFORMANSIMI SEÇİM GECESİNDE ÇOK KÖTÜ HARCADIM VE BİTİRDİM DİYEMİYOR”
Kulat şöyle devam etti:
“O anketler anket değil önce onu söyleyeyim. Çünkü öyle bir anket yapılmış olamaz, matematiksel olarak bu mümkün değil. Ben burada öncelikle şunu söylemiş olayım. sahada Türkiye genelinde böyle durumlarda biz belli aralıklarla şu soruyu sorarız insanlara. Deriz ki Türkiye de yeni bir siyasi partiye ihtiyaç olduğunu düşünüyor musunuz? Parti ayırmaksızın sorarız bunu. Genellikle bir oran çıkar çıkar bizim karşımıza. Ve bu oran seçmenin 3 te birine, 4 te birine kadar ulaşır totalde. Ama bu demek değil, yani bir parti kurulacak Türkiye’nin üçte birinin oyunu alacak anlamına gelmez. AK Parti’den de, partinin yönetiminden idaresinden politikasından memnun olmayan bir kesim vardır, CHP’de de vardır, İYİ Parti’de de vardır. Dolayısıyla memnuniyetsizlik yeni bir parti arzusu şeklinde tecelli eder. Ama partiyi kuranlara, bağlı kurdukları performansa bağlı durum değişir. Dolayısıyla Muharrem İnce sık sık ben yüzde 30’larda oy aldım ifadesini kullanıyor ama şunu kullanmıyor. Ben seçim öncesindeki performansımı seçim gecesinde çok kötü harcadım ve bitirdim diyemiyor. Ben büyük oranda bunu bitirdiği kanaatindeyim. ve bir başka şeyde CHP’nin mevcut yönetiminin son dönemde başarılı bir performans gösterdiğini yani Muharrem İnce’den sonra başarılı bir performans gösterdiğini söyleyebilirim. e nedir o başarı dersen, İstanbul seçimidir. Nedir o başarı dersen Adana kazanılmıştır, Antalya kazanılmıştır, Ankara kazanılmıştır. Dolayısıyla vatandaş hep kazanmaya odaklıdır. Çünkü politikada vatandaşın beklentisi bir kısım arzulardır. Kızına iş arar, oğluna iş arar insanımız. Dolayısıyla bunu belediyeler de karşılarsa kalkıp da yeni bir maceraya girmez bizim insanımız.”
MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat’ın Muharrem İnce’nin bugünkü açıklamaları ve başlattığı siyasi hareketin yanı sıra Türk siyasetine ilişkin değerlendirmelerinin tamamı bir “tık” ötede…
