Dr. Eray Güçlüer dünyanın yeni odaklandığı bölgeyi açıkladı

Akademisyen Dr. Eray Güçlüer, Akdeniz ve Karadeniz'de yaşanan son gelişmeler neticesinde Rusya ve ABD'nin Türkiye'ye alan açmak zorunda kalacağını söyledi. Güçlüer, dünyanın gizli odağının ise gelecek dönemde KKTC olacağını sözlerine ekledi.
Ankara Masası
|
11 Nisan 2021, Pazar - 14:38
Dr. Eray Güçlüer dünyanın yeni odaklandığı bölgeyi açıkladı

Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Eray Güçlüer, Karadeniz, Akdeniz ve Ortadoğu’daki son gelişmeleri Ankara Masası özel yayınında değerlendirdi.

Türkiye’nin dost ülkelerle olan ilişkisine yönelik tezlere katılmadığını ifade eden Güçlüer “Jeopolitik düzlemde ülkelerin konumları, ağırlıklarını görerek politikalar oluşturulması ancak ülkelerin menfaatinedir. Bunun dışında böyle ütopik işte Türk düşmanlığı üzerinden söylemler üretilmesi sadece İtalya’nın zararına olur. Bakınız uluslararası ilişkiler; Mesela bizim Kuzey Kıbrıs'ta ya da işte Azerbaycan'da ya da Pakistan gibi kardeş ve yakın ülkeler arasındaki ilişkiler sadece çıkar esasına göre dayanır. Buna katılmıyorum doğru değil. Yani bizim deminki saydığım ülkelerle sadece çıkar tabi ki çıkar da var ama sadece çıkar olarak biz bakamayız. Azerbaycan onlar da bize öyle bakmıyorlar. Zaten tarihi kültürel bağlarımız var, kardeşlik bağlarımız var yani duygusal bağlar çıkardan daha önemli ama onun dışındakiler için uluslararası politikada hala reel yaklaşım ya da rasyonel yaklaşım dediğimiz yani gücün oyun kurucu olarak sahiplenip, diğer ülkeleri kendi politik çizginize çekebilme becerisi.” Dedi.

“Peki oyun kuruculuk nedir?” sorusunu cevaplayan Güçlüer “Siz kendi milli güç unsurlarınızı da kendi milli güç argümanlarınızı kullanarak bir kurgu yaparsınız ve o kurguya göre atacağınız adımlarla karşı tarafı sizin çizginize yaklaştırırsanız bu bunu becerebilmek. İşte büyük ülkelerin işi Türkiye'de bunlardan bir tanesi. Yani şunu demek istiyorum mesela Türkiye'nin Libya ile yaptığı deniz yetki alanları, sınırlandırması anlaşması, Libya'daki Türkiye'nin o meşru hükümete bakın kaç bin kilometre ötedeki bir ülkeden bahsediyoruz. Afrika'nın kuzey kuzeyindeki bir ülke. Yani burası hemen yanı başımızdaki Bulgaristan gibi komşumuz bir ülke değil, bunlardan bahsediyoruz.” Diye konuştu.


"Macron özellikle Türkiye tavrını değiştirdi"

Akdeniz geriliminde Mısır, Yunanistan ve Fransa’nın Türkiye’nin beklediği noktaya geldiğini ifade eden Güçlüer, sözlerine şöyle devam etti:

Orada beş hükümete verilen destekle gidip Türkiye ile daha sonrasında Yunanistan ve Fransa'nın da katıldığı Avrupa'nın da desteklediği yaşanan gerilimler de Mısır hep şuna baktı: Bekleyin göreyim bakalım durum ne olacak. Türkiye'nin pozisyonu ne olacak? Türkiye eskisi gibi geri adım atacak. Kabuğuna çekilecek mi, çekilmeyecek mi hep buna dikkat etti. Ve işte geçtiğimiz yıl haziran ayına kadar hala Mısır'ın kanaati Türkiye'nin geri adım atacağı yönündeydi ki o yüzden Yunanistan'la bir anlaşma imzaladı. Bakın tam da o dönemde 2019 yılı Mart ayında Türkiye kıta sahanlığını Birleşmiş Milletlere deklare etmişti.

Türkiye var olduğu günden beri o kıta sahanlığı var değil mi? Yani şimdi hiç deklare etmemişti ama ona rağmen yani geçmiş politikalara bakıldığında Mısır hala acaba Türkiye geri adım atar mı atmazdı Ne zaman ki bu Fransa’nın uçak gemisi daha yarı yoldan geri döndü. Macron özellikle Türkiye tavrını değiştirdi. İşte Merkel'in Türkiye ile tavrı ve Avrupa Birliği'nin Yunanistan'a o beklediği desteği vermeyişi sadece şöyle işte biz siyaseten Yunanistan'ın yanındayız ama aması yani başka bir destek vermeyeceğiz.

Bunları gördükten sonra Mısır baktı ki yani bölgede Türkiye gerçekten söylendiği gibi güçlü bir ülkeymiş demeye başladı. Bu arada Yunanistan'da da tabii bir anlaşma imzaladı ama dedi ki hiçbir şey için geç sayılmaz ve öyle akıllı bir manevra yaptığı böyle bir akıllı hamle yaptı bu sayede. Aslında Yunanistan'la da imzaladığı anlaşmayı da çöpe attı yani boşa çıkardı. Çünkü Yunanistan'ın Meis üzerinden kıta sahanlığı oluşturması yönündeki oluşan, yani ana omurgasını bu mantığı oluşturduğunu, Mısır’la Yunanistan arasındaki anlaşma çöpe gitti. Hatta Türkiye Mısır üzerinden Akdeniz politikasını meşrulaştırmış oldu. Çünkü Mısır, Türkiye'nin kıta sahanlığını kabul etmiş oldu. Yunanistan'ınkini kabul etmemiş oldu.

Böyle çok enteresan gelişmeler oldu Tabii Türkiye'nin bundan sonraki süreçte de bölgede ki gücü ve varlığı devam etti. Yani bizi ne içten ne dışarıdan kimse dizayn edemedi, karıştıramadı. İstikrarlı bir ülke olarak Türkiye yoluna devam etti. İşte iki yıl sonra da inşallah Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde 5. yılımızı doldurmuş olacağız. Yani son derece önemli kazanımlar elde ediyorum ve devam eder. İşte bütün bunlar Mısır'ın artık bir karar vermesine neden oldu.

Hepsi Mısır'ı etkiliyor ve iki aşamalı süreçte ikinci aşamayı da Mısır geçip kararını verdi. Türkiye'yle ve Türkiye bu gücü ile Mısır’la belli bir nokta da uzlaşmayı ya da Türkiye Mısır’la ulaşabileceği bir noktaya Mısır'ı çekmeyi başardı.

"Kurumsal gücünüz vekaletleri yener"

Güçlüer, dünya genelinde ülkeler arasında bir sıkışmanın söz konusu olduğunu altını çizerek “Libya değil pek çok alanda sıkışma var. Küresel sistem bir bütün elinize aldığında her taraf elinize gelir. Bakın Libya'da bir sıkışma var. Rusya'nın bir sıkışması var. Batı’nın bir sıkışması var. Amerika'nın bir sıkışması var ama orada askeri varlığıyla bulunan resmi askeri ve Türkiye, netice de vekaletler her zaman sizin kurumsal gücünüz vekaletleri yener. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Etki edemiyorlar” dedi.

KKTC yeni odak

Güçlüer “KKTC şu an dünyanın gizli odağı halinde” ifadelerini kullanırken sözlerine şöyle devam etti;

İkinci İsrail'in sıkışması var. Çünkü İsrail artık elindeki gazı ve mesela elde ettiği kendi kıtasal içerisindeki gazı çok büyük bir oranda %98'ini filan Israil kendi enerji tüketiminde kullanıyor ama bu da fazla geliyor. Dolayısıyla bir an önce Israil'in bunu satması lazım. Satması noktasında Yunanistan'la anlaşamıyorlar. Yani çok özet anlatıyorum. Tek çare Kıbrıs KKTC üzerinden Türkiye ya da Suriye üzerinden Türkiye, Suriye iç savaşı var vesaire. Dolayısıyla yeni bir arayışlar ve muhtemelen göreceğimiz önümüzdeki dönemde KKTC’nin çok önemli yeni roller üstlenecek. Dolayısıyla KKTC'nin içişlerine de çok dikkat etmek lazım. Yani üzerine biz çok bunu ifade etmiyor ama buradan kıymetli izleyicilerimize söyleyeyim.  Yani KKTC artık şu an dünyanın gizli odağı halinde.

Çünkü bölge istikrarsızlık nedeniyle savaşlar nedeniyle Türkiye üzerinden enerji hatlarının geçebileceği en istikrarlı, en güvenli yer KKTC. Çünkü Güney Kıbrıs'tan Yunanistan'a uzanmıyor o boru hattı derin deniz geçişi olduğu için bunu yapamadılar. Dolayısıyla bizim KKTC ile bu arada vurgulayalım çok daha yakından ilgilenmemiz lazım. KKTC'nin sorunları özellikle siyasal istikrarsızlık gibi bir sorunu var.

Şuan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yavru vatanın yani Türkiye'nin daha fazla sadece maddi değil, siyaseten de devlet anlayışı, devlet aktörlü yönünden de KKTC'ye destek verilmesi gerekiyor. Sadece para, yardım ya da maddi olarak olayı değil ya da sadece güvenlik boyutuyla değil KKTC'nin, kurumsal devlet yapısının güçlü edilmesi ve siyasal istikrarın sağlanması noktasında Türkiye'nin acilen el atması lazım.

Rusya-Ukrayna gerilimi

Karadeniz’deki gerilimde Türkiye’nin etkin rolüne dikken çeken Güçlüer “Zaten güçlerin birbirine karşı uyguladıkları baskı bu sıkışmışlık halinin ortaya çıkarıyor. Ama dikkat edin, her tarafta da Türkiye. Yani bu söylediğimiz bütün alanlarda Türkiye var. Hatta Avrupa'da bile Türkiye var. Yani geçen bir izleyicimiz şöyle dedi hocam dedi. Amerika her tarafta bizim karşımıza çıkıyor. Rusya her tarafta bizim karşımıza çıkıyor. Hayır dedim. Her tarafta Türkiye, Amerika ve Rusya'nın karşısına çıkıyor, evvelden çıkmıyordu.

Onlar sadece bizim karşımıza ama şimdi her tarafta biz onların karşısına çıkıyoruz. Yani şimdi bakar mısınız? Dün Putin'le görüşüyor Sayın Cumhurbaşkanı bugün Ukrayna Devlet Başkanı geliyor.  Türkiye eksen kayması yaşamıyor, eksenler Türkiye'de birleşiyor.

Son Ukrayna Rus geriliminde; Rusya Karadeniz'e hakim olmaya çalışıyor ve özellikle Avrupa'yı güneyden çevreleme stratejisinin adım adım uygulamak istiyor. Buna karşı Amerika ne yapıyor? Daha doğrusu burada tabi Rusya'nın kullandığı yöntem nedir? Hibrit savaş tekniği. Yani işte dediğimiz gibi iç isyanlar, iç ayaklanmalar, içten yani o devletin kurumsal gücünü iyi atacak hareketler, şiddet içerikli silahlı hareketlerde bulunmak. Yani tam olarak hibrit savaş denen şey bu. “ şeklinde konuştu.

Amerikan’ın Ukrayna’ya yönelik hamlelerini bölgeye karıştırmaya, istikrarsızlaştırmaya yönelik olduğunu vurgulayan Güçlüer “ Amerika ne yapmaya çalışıyor? Amerika'nın Ukrayna'ya şuana kadar verdiği toplam silah miktarı 2 milyar dolar. Komik bi rakam yani Rusya'yı bu 2 milyar dolarlık silahla mı durduracaklar durduramazlar. Peki o zaman ne oluyor şimdi? İşte burada aslında görünenin ya da bilinenin aksine Amerika bölgede bir istikrarsızlık istiyor. Çünkü istikrarsızlık bakın Amerika nerede, binlerce kilometre ötede. Burada istikrarsızlık Amerika'yı istikrarsızlaştırır mı? Hayır, istikrarsızlaştırmaz. Peki kimi istikrarsızlaştırır? Şu an her ne kadar Rusya'nın lehine gibi görünse de kısa vadeli lehine gibi görünse de bu istikrarsızlık orta uzun vadede Rusya'nın aleyhine risk tehlike ve tehdit haline dönüşebilir. Aslında burada Rusya'nın her ne kadar büyük konvansiyonel konuşlanması yani işte kara birliklerini kaydırması Karadeniz'de donanmayı koyması falan eyvallah da neticede sahadaki yöntemle bunlarla değil. Bunlar sadece görüntü sağlar. Yani işte iç savaş, iç savaş çıkarma ile oradaki ayrılıkçı unsurlarla Ukrayna üzerinde mücadele. Alan toprak kazanmak ve bu şekilde ilerleme.  Amerika da aslında buna benzer bir yöntemi bence deneyecek diye düşünüyorum.  Bu istikrarsızlık içerisine Rusya'yı çekip derinlik de Rusya'nın bu istikrarsızlığı belki de Rusya ana karasına sıçratacak yeni bir takım hamleler ile önümüzdeki dönemde karşılaşabiliriz. Biliyoruz ki Rus aleyhtarı bir kişinin tutuklanması ve o gösterilere 500.000 civarında insanın katılması şaka değil. Yani burada küresel oyuncular görmesek de ya da tam olarak algılanması da küresel stratejilerini büyük ölçekte uygulamaya çalışıyor.  Ama bu yeni yöntemin adı hibrit savaş” ifadelerini kullandı.

"Suriye'de Akdeniz'de alan açacaklar"

Amerika ve Rusya’nın Türkiye’ye alan açmak zorunda kalacağını belirten  Güçlüer sözlerine şöyle devam etti;

Türkiye Montrö neyse o olur diyor ama şunu da diyor Türkiye; ha siz benle anlaşmak mı istiyorsunuz? Dostuz diyorsunuz değil mi o zaman? Yani bugün bir Suriye gerçekliğinde Aynel Arap, Kamışlı ve Tel Rıfat var değil mi? İdlib gerçekliği var diyoruz. Amerika’da aynı şekilde diyor.

Bakın bir kendi sorunumuz var. 15 Temmuz'da sen neler yaptığını biz biliyoruz. Yunanistan üzerinden Türkiye kuşatalım diyorsun, konuşlanalım diyorsun, hadi şimdi gel bak o zaman biz de bu işe ortak olalım, size de yapalım. Şimdi burada şöyle bir şey olmayacak yani Türkiye işte kendi çıkarları doğrultusunda Bölgede bir ya da söylediğim bölgede çatışma olmasın diye kendi çıkarlarını göz ardı ettirmeden bir politika izleyecek.

Türkiye kendi çıkarları ekseninde her iki gücü de gerektiği şekilde dengeleyecek şekilde bir politika izleyecek ve bu işlerde, milli çıkarları bakımından en karlı ülke Türkiye çıkacak.

Evet, riskli bir coğrafyada gerçekten sıkıntılı bir noktadayız. Baskı altındayız. Türkiye'nin milli gücü, geçmişe göre şuan ki kapasitesi, milli güç kapasitesi, bu krizleri bu süreci kendi lehine çevirebilecek ve bir potansiyel barındırmaktadır. O yüzden bize geliyorlar o yüzden peşi peşine açıklamalar yapıyorlar. 

Eninde sonunda Rusya bize Suriye'de, Amerika Doğu Akdeniz'de alan açmak zorunda kalacak demiştim. Sebep kuzeyden dolayıdır. İşte o günlere doğru gidiyoruz.

http://www.ankaramasasi.com/haber/703655/dr-eray-gucluer-dunyanin-yeni-odaklandigi-bolgeyi-acikladi
İlginizi Çekebilir

Yorumlar (0)

Yorumunuz İletilmiştir.